EKONOMİ - 17 Temmuz 2023 Pazartesi 11:12

Kilosu 5 bin lira! Dünyanın en pahalı parfümlerinin karışımında kullanılıyor...

A
A
A

Buzul çağından günümüze kadar ilaç ve kozmetik sanayiinde kullanılan ’sığla yağı’ üretimi 6 yıl aradan sonra tekrar başladı.

Muğla Orman Bölge Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarılan ve Köyceğiz Orman İşletme Müdürlüğü Beyobası İşletme Şefliği denetiminde üretimi başlayan sığla yağının 100 gramı 500 TL’den alıcı buluyor. Sığla yağının en büyük müşterisi kozmetik sanayinin dünyadaki en önemli merkezi Fransa. Fransa’da üretilen dünyanın en pahalı parfümlerin önemli bir ham maddesi olan sığla yağı, ülkemizde mide ülseri başta olmak üzere güneş yanıklarının tedavisinde kullanılıyor.

Kilosu 5 bin lira! Dünyanın en pahalı parfümlerinin karışımında kullanılıyor...

Türkiye’de tek üretim merkezi

2017 yılından bu yana üretimi yapılmayan sığla yağının üretimi için Köyceğiz ilçesindeki binlerce dönüm alanda yer alan sığla ağaçlarından yıllardır devam eden geleneksel yöntemlerle üretilen sığla yağının üretimi, uzman ekiplerce yapılıyor. Uzun ve zahmetli bir üretimi olan sığla yağının Türkiye’de tek üretim merkezi olan Köyceğiz’deki Orman Bölge Müdürlüğü tesisinde Beyobası Orman İşletme Şefi ve orman muhafaza memurlarının onay verdiği ağaçlardan üretim gerçekleştiriliyor.

2023 yılında 1 ton üretim hedefleniyor

Türkiye’de sadece Muğla’nın Köyceğiz ilçesi Kavakarası Mahallesi’nde gerçekleştirilen sığla yağı üretiminde bu yıl hedef 1 ton sığla yağı ve 3 ton sığla buhuru üretimi hedefleniyor. Sığla buhuru genellikle mevlid başta olmak üzere kırsal kesimlerde evlerin odalarında hoş koku vermesi için yağı çıkarılan ağaç kabuklarının yakılması ile elde ediliyor.

Kilosu 5 bin lira! Dünyanın en pahalı parfümlerinin karışımında kullanılıyor...

Yapımı zahmetli

Sığla yağı üretimini uzman kişiler tarafından yapılıyor. Ağacın kabukları ‘Kızıllatma’ adı verilen işlemi esnasında ne çok fazla kazınıyor, ne de az. Ağacın kabuklarının çok fazla sıyrılması ağaç ömrünü azaltıyor. Kızıllatma işleminin ardından 15 gün bekledikten sonra ağaçların gövdesindeki reçine ve kabuklar sıyrılıyor. Kabuklar çuvallar ile sığla üretim merkezine taşınıyor. Burada kabuklar bir sür odun ateşinde kaynadıktan sonra pres makinesine atılarak sığla yağı çıkarılıyor. Yağı çıkarılan sığla kabukları atılmayarak kurumaya bırakılıyor ve kuruyan bu kabuklar buhur olarak kullanılıyor.

Kilosu 5 bin lira! Dünyanın en pahalı parfümlerinin karışımında kullanılıyor...

Sığla yağı üretimi 7 ay sürüyor

Köyceğiz Beyobası Orman İşletme Şefi Tuğran Erik, “2023 yılı programımızda bulunan 1 sığla yağı, 3 ton sığla buhuru üretme çalışmaları işletmemiz bünyesinde Nisan ayında başladı. Ekim ayı sonuna kadar devam edeceği öngörülen çalışmalarımız yüklenici tarafından Kavakarası bölgesi Eski Köyceğiz Mahallemizde işçiler tarafından yürütülüyor” dedi.

“Dünyanın en pahalı parfümlerinin karışımında yer alıyor”

Sığla yağı üretim işini yapan işletmeci Cüneyt Taşdemir ise, “Şu anda kilosu 5-5 bin 500 liradan fiyatlama yaparak çalışmaya başladık. Çünkü çok değerli. Türkiye’de sadece burada üretiliyor. Dünyada ise bir veya iki yerde üretimi yapılan bir yağ. Gıda ve ilaç sanayine veriyoruz genelde. Fransa, Kanada ve Amerika daha çok ilgileniyor. Zaten yıllardır Fransa’ya gönderiyoruz. Faydası saymakla bitmeyecek bir yağ. Mideden, diş etinden, parfümeriden. Dünyanın en pahalı parfümlerinin içinde yer alıyor. Mide ve diş eti ilaçlarının içinde yer alıyor. Vücutta bir yara olsa, çok hızlı bir şekilde iyileştirme sağlıyor. Mısır Kraliçesi Kleopatra zamanından beri kullanılan ve o dönem de özellikle buradan gelip alınan bir ürün. Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Savaşı’nda yaralanan askerlerimizin tedavisinde de kullanılmış ve buradan gitmiş” diye konuştu.

Kilosu 5 bin lira! Dünyanın en pahalı parfümlerinin karışımında kullanılıyor...

Sığla yağı elde etmenin aşamaları

Sığla yağı üretimini yapan işçilerden Oktay Aydemir, “İlk aşamada ağacın kabuğunu alıyoruz. 15-20 gün sonra ağacın ikinci defa kabuğunu alıyoruz. Yani ikinci ayama dediğimiz ağacın kemiği ortaya çıkıyor. 15-20 gün sonra bu defa ağaç kendini onarmaya başlıyor. Onardıkça da yağ vermeye başlıyor. Biz bir daha alıyoruz. Bir daha alınca yağ akmaya başlıyor. Bu aşamalar hemen olmuyor. Bir hafta veya 10 gün aralıkla oluyor. Kabukla birlikte aldığımız yağları Orman İşletmede sıkıyoruz. Yani kaynamış suyun içinde 10 dakika bekletip ondan sonra preste sıkıyoruz. Sıkılan yağ su ile beraber gidiyor ve yağ kazanlarda birikiyor. Kazanlarda yağın ağırlığı çok olduğu için yağ alta iniyor, su üstte kalıyor. Yağ ihalesini alan arkadaşlar yağı teslim alıyor” dedi.

Sığla ağacı ve yağı

Buzul çağından bu yana neslini devam ettiren bir ağaç. Başta mide ülseri olmak üzere ilaç ve kozmetik sanayiinde kullanılan Sığla yağı, aynı zamanda güneş yanıklarına karşı da etkili bir ürün olarak biliniyor. Mısır uygarlığında önemli bir yeri olan sığla yağı, başta firavunlar olmak üzere mumyalama için vücudun iç ve dış bölümüne sürülüyor. Vücudu tamamen kapatması sonrası vücudun hava almasını önleyerek yıllarca saklanmasında kullanıldı.

Mumyalama dışında, sığla yağı Mısır Kraliçesi Kleopatra’da ve Roma hamamlarında hamamdan sonra kadınların vücuduna sürmek suretiyle bir aşk iksiri ve güzellik aracı, Hipokrat’ta ilaç olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Kanuni Sultan Süleyman Marmaris-Fethiye arasındaki bölgeyi kardeşi Mihrişah Sultan’a vermiş, Mihrişah Sultan da kendisine verilen bu yeri, eşi Mısır Hidivi Ali Paşa ile birlikte vakıf olarak işletmiş ve bu alandaki sığla ağaçlarından elde edilen yağı Mısır’a ihraç etmiştir.

Evliya Çelebi de Seyahat notlarında Menteşe toprağında kavak gibi küçük bir ağaçtan sığla yağı elde edildiğine ve bu yağın Mısır’a, oradan Hindistan’a gönderildiğini, cüzzam hastaları tarafından kullanıldığına dair bilgilere yer vermiştir.

Bekir Tosun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Başkan Vekili Rasim Şişman: "Hayalimiz Arnavutköy’ü kadim geçmişine yeniden kavuşturmak" Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Rasim Şişman, ilçe genelinde sürdürdüğü ziyaretler kapsamında Arnavutköy Mahallesi’ndeki vatandaşlar bir araya geldi. Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Rasim Şişman, ilçe genelindeki mahallelerde vatandaşlarla bir araya gelmeye devam ediyor. Başkan Vekili Şişman, Arnavutköy’ün dünyada benzeri olmayan bir değere sahip olduğuna dikkat çekerek, "Çok kadim bir yerdeyiz. Burası çok değerli bir mahalle. Dünyada eşi benzeri yok. Belli şeyleri yeniden canlandırmanız lazım. Hayalimiz Arnavutköy’ü ileriye taşımaktan çok, geçmişindeki ruhu ve kültürü yeniden canlandırmak. Arnavutköy Çileği, Arnavutköy Festivali gibi değerleri tekrar yaşatmak ve mahalleye sosyal tesis kazandırmak istiyoruz. Teofania Yortusu’nun 25 yıl sonra yeniden Arnavutköy’de kutlanmasını çok isterim" dedi. Altyapı ve denetim çalışmalarına da değinen Başkan Vekili Rasim Şişman, "2026 yılı, yol bakım onarım yılı olacak. Biz 13 yere ruhsat vermişiz ama bunun dışında 19 yeri mühürlemişiz. 2025 yılı içinde, 51 işletmeye toplam 17 milyon lira ceza kestik. Bu 51 işletmenin 32’si Arnavutköy’de. 37 işletmeye gürültü, 23 işletmeye de koku, duman gerekçesiyle çok ağır yaptırımlar uyguladık. Çok hızlı şekilde kısa, orta, uzun vadeli projeksiyonları ortaya koyabileceğimiz bir acil eylem planını oluşturarak ciddi anlamda ağırlık vereceğiz Arnavutköy’e" diye konuştu.
Kars Sarıkamış şehitleri için eksi 10 derecede saygı nöbeti Sarıkamış Harekatı’nın 111’inci anma etkinlikleri kapsamında Allahuekber Dağları’nda donarak şehit olan binlerce Mehmetçiğin anısına öğrenciler sıfırın altında 10 derece soğukta temsili saygı nöbeti tuttu. Etkinlik, Kafkas Üniversitesi Sarıkamış Meslek Yüksek Okulu önünde başladı. Okul önünde toplanan öğrenciler ve protokol üyeleri, ellerinde Türk bayraklarıyla yaklaşık 4 kilometre yürüyerek Alisofu Şehitlik Anıtı’na geldi. Buradaki program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. O dönemde yaşanılan zorlukları hissetmek adına asker kıyafeti giyen öğrenciler, değişimli olarak Alisofu Şehitlik Anıtı’nda temsili saygı nöbeti tutarak nöbet değişimi gerçekleştirdi. Kuran-ı Kerim tilaveti ve duaların ardından program sona erdi. Programın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Kars Valisi Ziya Polat, "Ecdadın, atalarımızın izinde, onların iman dolu yüreklerine vatan, millet sevdasıyla Allahuekber Dağları’nda şahadet şerbeti içmesinin 111’inci yılındayız. Öncelikle tüm şehitlerimizi, bütün ecdadımızı rahmetle, minnetle anıyoruz. Kardan kefen giyen atalarımızı, büyüklerimizi bu imanı, inancı gençlerimize aktarmak için bugün 22 Aralık’ta genç kardeşlerimiz, hemşehrilerimiz, STK’larımız, kurum kuruluşlarımız, saygı nöbeti yürüyüşümüzü devraldık. Genç kardeşlerimizle saygı nöbetine başladık. Tabii bu dağlar, Allahuekber Dağları on binlerce yiğidin iman dolu, inanç dolu, devlet, millet için düşmandan çok soğukla mücadelesinin hüzün hikayesinin yazıldığı topraklar. Bu devlet, bu millet için şehit olan şehadet şerbeti içmek için yola çıkan tüm şehitlerimize rahmet, minnet, saygılar diliyoruz" dedi. Polat, "Bugün nöbeti devralan genç kardeşlerimiz aynı kalple, aynı akılla bu iman, bu inançla yürüdüler ve yürüyecekler. Bu devlete hizmet etmek, bu millete hizmet etmek için gerektiğinde de canımızı seve seve feda etmek için yürüyoruz. Nöbeti tutuyoruz, nöbeti devralıyoruz. Sarıkamış şehitlerimizi anma programı 3-4 Ocak’ta bu topraklarda olacak. Tüm hemşehrilerimizi anma töreni programımıza davet ediyoruz. Birlikte dağlarda aynı soğuğu hissediyoruz. Belki aynı soğuk olmayabilir ama bu imanla, bu inançla, bu düşünceyle bu yollarla şehitlerimizin izinde yürümek için tüm hemşehrilerimizi, tüm insanlarımızı, Türk milletimizi buraya davet ediyoruz" diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından program sona erdi. Programa, Vali Ziya Polat, Kars Belediye Başkanı Prof. Dr. Ötüken Senger, Sarıkamış Kaymakamı Enis Aslantatar, Sarıkamış Belediye Başkanı Serdar Kılıç, AK Parti Kars İl Başkanı Muammer Sancar, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Tolga Adıgüzel, Kızılay Kars Şube Başkanı Kübra Hüryurt, daire amirleri, STK temsilcileri ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Ankara AK Parti Milletvekili Ensarioğlu: "Söz konusu açıklamalarım, Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, "Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" dedi. Ensarioğlu, bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla ilgili yazılı açıklama yaptı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Yabancı bir yayın kuruluşuna Terörsüz Türkiye süreci ve Meclis Komisyon çalışmalarıyla alakalı verdiğim bir mülakatta, sürece dair yaptığım değerlendirme sonunda, sunucunun ısrarlı Suriye politikası konusunda, sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı sayın Hakan Fidan’ın politikalarında çelişkiler olduğuna dair verdiğim cevapta, böyle bir şeyin olmayacağını söyledim. Sözlerimin sonunda partimizin ve hükümetimizin politikalarını belirleyen iradenin sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi olduğunu, buna karşı bir irade ortaya koyanın ya görevi bırakması gerekir, ya da görevden alınır şeklindeki ifademin amacı ve maksadı gayet net olduğu halde üç gündür, bağlamı ve maksadı dışında, bazı art niyetli çevrelerin çeşitli sosyal medya mecralarında çarpıtarak yorumladıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi."