KÜLTÜR SANAT - 23 Kasım 2023 Perşembe 16:41

"Muğla Arkeolojik Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu" Marmaris’te başladı

A
A
A
"Muğla Arkeolojik Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu" Marmaris’te başladı

Muğla Valiliği ve Marmaris Ticaret Odası’nın Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ile organize ettiği "Muğla Arkeolojik Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu" başladı.



23-24 Kasım tarihlerinde Marmaris’te 8 oturumla gerçekleştirilecek olan sempozyumun ilk gününde, Muğla il Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Toprak, İl jandarma komutanı Tuğgeneral Ali Gemalmaz, Marmaris Kaymakamı Nurullah Kaya, Güney Ege Sahil Güvenlik Komutanı Yarbay Ajkın Coşkunlar, Marmaris Ticaret Odası Başkanı Süleyman Mutlu Ayhan, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz, çok sayıda arkeoloji profesörü ve ilçe protokolü katılım sağladı. Sempozyumun ikinci yarısına katılan Muğla Valisi İdris Akbıyık yaptığı konuşmada Türkiye’ye en çok kazı yapılan ilin Muğla olduğunu belirtti.



Marmaris’in İçmeler Mahallesinde bir otelde bugün başlayan "Muğla Arkeolojik Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu"nun ilk gününde kongre salonunda sempozyum öncesi kazı çalışması yapılan antik kentlerle ilgili fotoğraf sergisi açılışı yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasının ardından başlayan sempozyumda ‘ Antik Çağdan günümüze Muğla mutfağı kitabı tanıtımı filmi ardından, Marmaris Ticaret Odası Başkanı Süleyman Mutlu Ayhan, Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Toprak, Prof.Dr. Fahri Işık ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz konuşmalarını yaptı.



Marmaris Ticaret Odası Başkanı Süleyman Mutlu Ayhan yaptığı konuşmada Marmaris’te devam eden antik kentlerdeki kazılara da değindi. Ayhan "Dünyanın en özel coğrafyalarından birinde konumlanan ilimiz, dantel gibi uzanan 1479 km kıyı uzunluğu ile Akdeniz Çanağında yer alan 9 ülkeden daha uzun sahil şeridine sahip olup Marmaris, Bodrum, Fethiye, Dalyan, Göcek gibi tüm dünyaca bilinen destinasyonlara ev sahipliği yapmakta. Tarih boyunca stratejik konumu, bereketli toprakları ve eşsiz doğası ile birçok kadim uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Muğla, bugün sizlerin emek ve çabaları sayesinde 30’un üzerinde farklı noktada gerçekleştirilen arkeolojik kazı ve araştırmalar ile geçmişin izlerini arıyor. Neredeyse her noktasında ayrı bir dönemin kültür varlığını barındıran şehrimiz son yıllarda artan çalışmalar ile kültür turizminin en önemli durağı olma yolunda hızla ilerliyor. Sadece Marmaris’te 5 ayrı noktada kazı ve araştırmalar sürerken, 20’nin üzerinde kültür varlığı da arkeolojik çalışmalar için sıranın kendisine gelmesini bekliyor. Verilen izin ve destekler için müteşekkiriz. Ancak, ilçemiz sınırları içinde yer alan Selimiye Köyü’nde bulunan Kameriye Ortodoks Kilisesi, 4 duvarı ve çatısı ayakta olmasına rağmen, maalesef şiddetli bir biçimde doğal ve insani tahribata maruz kalmakta. Bu kilisenin biran önce restore edilerek koruma altına alınması ve inanç turizmine açılması hususunda desteklerinizi bekliyoruz’’ şeklinde konuştu. Marmaris Ticaret Odası (MTO) Başkanı S. Mutlu Ayhan turizm kenti Marmaris’te yapılan kazılara daha fazla destek beklediklerini iletti.



Muğla İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Toprak yaptığı konuşmada ‘’4’ü sualtında olmak üzere 35 farklı alanda arkeolojik çalışmalarımız devam etmektedir. Bu çalışmalarla bilimi ve aynı zamanda dünyada yükselen trend olan kültür turizmine kazandırılmaktadır. Kültür turizmi açısından bakıldığında Muğla, 1000 arkeolojik alan 6 binden fazla tescilli kültür varlığı ile dünyada önemli bir potansiyele sahiptir. Yapılan kazı çalışmalarımızla bu potansiyel daha da güçlenecek. İlimizde bakanlığımıza bağlı 9 müze, 21 düzenlenmiş ören yeri, 100’den fazla da kazılar bittikten sonra düzenlenecek ören yerimiz mevcut.’’ diyerek çalışmaların devam edeceğini belirtti.



Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz ise "2023 yılında 24 farklı noktada restorasyon çalışmaları aynı zamanda başlattık. 2023 yılı için bütün bu arkeolojik kazı çalışmamıza bir milyardan fazla maddi destek sağladık. Tabii bunların en önemli parçalarından bir tanesi de bizim Muğla kazılarımız, Muğla hem coğrafyası hem tarihi hem doğası gereği birçok zaman dilim içerisinde birçok kadim medeniyete ev sahipliği yapmış. Bazı müjdeler vermek istiyorum. Bakanımızın tensipleriyle bizim daha önce yıl boyu devam eden kazılar projesini biz yeni bir aşamaya geçirdik. Adına geleceğe miras projesi dediğimiz. Bu projede öncelikle 18 yabancı kazı başkanlığımızın yanına Türk kazı başkanlarımızı, koordinatör kazı başkanı olarak atadık. İlk örneklerini Side’de yapmaya başladığımız, devam ettiğimiz ve birçok noktada çalışmasını başlattığımız sayın Bakanımızın tensipleriyle yol göstericileriyle sürecini devam ettirdiğimiz bu projede sadece arkeolojik kazılar değil, bu çıkan kazılarındaki eserlerin restorasyonları, buranın ören yeri çevre düzenlemesi kapsamına alınıp kamuoyu tarafından ziyaret edebilmesinin sağlanması adına da bir çok çalışma yürütüyoruz. Geçtiğimiz yıl verilerine dayanarak söylüyoruz, bizim ören yeri ziyaretçi sayımız yüzde 47 artmış. Bunun anlamı şu, arkeoloji bir bilim, kazı ekiplerimiz bu bilimin birer nefesiniz ama ortaya çıkan eserin gezilmesi de turizmin bir parçası. Arkeolojinin inşallah bu dönemde altın çağına geçiyoruz. Bunun anlamı şu, her bir arkeolojik kazımıza büyüklüğüne göre 2 milyona yakın bir proje kazı finansman desteği sağlamayı hedefliyoruz. Kıymetli hocalarımızdan bir format oluşturduk. Bunlardan oluşturulan bu proje dosyaları kapsamında çok büyük rakamlar ölçüsünde restorasyon desteği vereceğiz. O geleceğe miras projesi kapsamında iş aslında mutfak olarak tamamen sizlere düşüyor. Yani sizlerden bize gelecek talepler doğrultusunda bunun doğru planlamasıyla biz inşallah 2024, 2025 ve 2026’da birçok eserimizi ortaya çıkartıp restorasyonlarını yapıp kamuoyunun hizmetine sunmuş olacağız. Bugüne kadar 720 yüzey araştırması, arkeolojik kazı 2023 yılında tamamlanmış 2024’te yıl sonuna kadar biz bunu 800’e ulaşmasını hedefliyoruz, planlıyoruz" diye konuştu.



‘Ülkemizde en çok kazı yapılan il Muğla’


Sempozyumun ikinci yarısında konuşma yapan Muğla Valisi İdris Akbıyık ‘’ Ülkemizde en çok arkeolojik kazının yapıldığı il Muğla, bizim 28 civarı devam eden kazımız var, ama potansiyelimiz tabi ki yüzlercesi. İnşallah imkânlar dâhilinde bunları insanlığa ve Türkiye’mize kazandırabiliriz. Bizim açımızdan gerçekten önemsiyoruz kazıları. 365 günde kültür turizmiyle de tatil turizmiyle de öne çıkması gerekiyor; bu potansiyeli var. Bu kazılarda ortaya çıkan eser, bilgi, birikim, inşallah buna katkı sağlayacak. Yine Datça’da, Knidos’ta da ziyaretçi sayısının fazlalığı, büyük bir ilginin olduğunu gösteriyor. Tabii ki kazılar, Cumhurbaşkanlığımızın, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın koordinasyonunda devam ediyor. Bizler de Muğla Valiliği olarak Yatırım İzleme Koordinasyon Birimi olarak destek olmaya gayret ediyoruz. Emeği geçen, bu sempozyumun ve çalıştayın yapılmasında Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, çok değerli hocalarımıza, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğümüze, Yatırım İzleme Koordinasyon birimimize teşekkür ediyorum’’ sözlerini kullandı.



Açılış ve protokol konuşmalarının ardından Prof. Dr. Fahri Işık’ın özel konferansı ile başlayan sempozyumda daha sonra 8 ayrı oturum halinde Stratonikeia, Lagina, Kaunos, Tlos, Euromos, Knidos, İasos, Kissebükü, Amos,Thera, Kastobos, Kalinda, Labraunda, Phoebix antik kentleri ile Latmos, Sedir Adası, Beçin Kalesi ve Fethiye Kalesi arkeoloji kazılarına dair bildiriler açıklanacağı iletildi.



24 Kasım’da devam edecek olan sempozyumda, Mabolla antik kenti, Kissebükü geç antik çağ kenti, Labraunda antik kenti, Idyma antik kenti, Akyaka kalesi, Fethiye Kalesi, Ksantheos- Letoon antik kenti, Keremos yüzey araştırması, Özlüce kazıları faunası, Kaunos Antik kenti Bozukkale Çamçalık, Kızlan sualtı kazıları, Kadyanda Halikarnassos sur duvarları temizlik çalışması, Thelmesos yüzey araştırmaları, Çaltılar Höyük kazısı, Kastabos Hemithea kutsal alanı kazıları Theera antik kenti konuları ele alınmasının ardından sona erecek.



"Muğla Arkeolojik Kazı ve Araştırmalar Sempozyumu" Marmaris’te başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hidayet Türkoğlu: "FIBA’nın Onur Listesi beni ve ailemi gerçekten çok mutlu etti" Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Başkanı Hidayet Türkoğlu, FIBA tarafından 2026 ’Onur Listesi’ne (Hall of Fame) seçilen ilk Türk sporcu olmasıyla ilgili, "Bugün ben ve ailemin çok heyecan ve gurur duyduğu günlerden bir tanesi. Dün açıklanmış olan FIBA’nın Onur Listesi beni ve ailemi gerçekten çok mutlu etti. Bizi buraya layık gören tüm yetkililere huzurlarınızda teşekkür ederim" dedi. Uluslararası Basketbol Federasyonları Birliği (FIBA) tarafından 2026 ’Onur Listesi’ne (Hall of Fame) seçilen ilk Türk sporcu olan Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, Turkcell Basketbol Gelişim Merkezi’nde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Kendisi ve ailesi adına gurur duyduğu günlerden bir tanesini yaşadığını söyleyerek sözlerine başlayan Türkoğlu, "Daha önce hep milli takım için bir araya geliyorduk. Sizler de milli takımımızı hiçbir zaman yalnız bırakmıyordunuz. Bugün ben ve ailemin çok heyecan ve gurur duyduğu günlerden bir tanesi. Dün açıklanmış olan FIBA’nın Onur Listesi beni ve ailemi gerçekten çok mutlu etti. Bizi buraya layık gören tüm yetkililere huzurlarınızda teşekkür ederim" şeklinde konuştu. "Türk halkı sevgisini hiçbir zaman eksik etmedi" Türk halkına desteklerinden ötürü teşekkür eden Başkan Türkoğlu, "Bazen kelimelerle ifade edemeyeceğiniz noktalarda oluyorsunuz. Ben şu an onu yaşıyorum. Konsantrasyonumuz; ekip olarak Türk basketbolunu Türkiye’de istenen, görünürlük, bilinirlik, izlenme, kulüplerimizin hem Türkiye hem uluslararası başarısı milli takımlardaki başarılarımızın ülke basketbolunu her geçen gün gururlandıracağı noktaya getirmekti. Ailemle, uzun yıllar geçtiği için nasıl sevinmek gerekir onu bile bilemedik. Çok mutlu ve gururlu olduğumuzu dile getiriyoruz. Bu süreçler kolay süreçler değil. Bu ödül bireysel ödül gibi görünüyor ama hiçbir zaman tek başınıza aldığınız bir ödül değildir. Bunun için gece gündüz fedakarlık yapmak, çalışmak, bunlar bir özveri. Herkesin bu ödülde bir payı var. İnsanların yaptığınız işe saygı duyması, sizi taktir etmesi sizinle gurur duyması en büyük ödüllerden biridir. Türk halkı sevgisini hiçbir zaman eksik etmedi, buradan hepsine teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "İnşallah herkes benim yaşadığım bu gururu yaşar" Türk basketboluna hizmet eden çok değerli sporcular olduğunu belirten Türkoğlu, "Ben bu ödüle layık görüldüm ama Türk basketbolunda geçmişten bu yana aktif ve bırakmış çok değerli spor adamı ve basketbolcu olduğuna inanıyorum. Hepsi Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etti. Şu anda da ülkemizi yurt dışında gururla temsil eden, milli formayı giyen çok değerli sporcularımız var. İnşallah herkes benim yaşadığım bu gururu yaşar" cümlelerine yer verdi. "Hayatım boyunca keşkelerle hareket eden bir insan olmadım" Hayatında her zaman kendine güvendiğini vurgulayan Hidayet Türkoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Hayatım boyunca keşkelerle hareket eden bir insan olmadım. Çok fazla dönüm noktam oldu. Kendimi şanslı hissediyorum. Hiçbir zaman basketboldan uzaklaşacak önemli bir sakatlığım olmadı, bu anlamda şanslıydım. Her süreç benim için önemliydi. Benim için hepsi bir dönüm noktası diyebilirim hepsinin hayatımda anlamlı yeri var. Bir tanesini diğerlerinden ayırmak doğru olmaz. Bir tanesini illa söyleyecek olsam benim abim de basketbol oynardı. Benim uzaktan yakından alakam yoktu. Abimin antrenmanını izlemeye gidip antrenörünün bana ’Sen de düşünmez misin?’ demesi ve benim başlamam en büyük kazanımlardan biriydi. Çünkü o vesileyle başladım. 37 yaşında bıraktım basketbolu. O sürece kadar gerek Efes, gerek milli takımlar, gerek NBA kariyerim olsun benim için hepsinin ayrı değeri var." "Milli formayı giyen herkesin benim için Türk basketboluna hizmeti büyüktür" Milli formayı giyen herkesin Türk basketboluna hizmetinin büyük olduğunu aktaran Türkoğlu, "Bu yaz milli takım olarak güzel bir başarı elde ettik. Ben kendimi biraz daha şanslı hissediyorum çünkü ben sporcu olarak hayatımda diğerlerine nazaran daha öz güvenliydim ama kendimi onlardan hiçbir zaman farklı görmedim. Benim kadar herkes bu tür başarıları hak ediyor. Ben sporculuk anlamında genç yaşta kendimi biraz öz güvenli hisseden bir insandım. Belki ABD’deki gelişimi biraz daha farklı olarak düşündüler ki bu ödüle layık gördüler. Milli formayı giyen herkesin benim için Türk basketboluna hizmeti büyüktür. Bizim sporculuk hayatımızda da büyük sorumluluklarımız vardı. Şu an işimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Sorumluluk anlamında farklılık olacağını düşünmüyorum çünkü aldığım sorumlulukları her zaman en iyi şekilde yerine getirmek isteyen bir insan olmuşumdur. Sporculuk hayatımda da çalışma düzenim iyi bilinir tanıyanlarca" diyerek sözlerini noktaladı.