GENEL - 02 Ekim 2018 Salı 17:29

Vali Yıldırım’dan Camiler ve Din Görevlileri Haftası mesajı

A
A
A
Vali Yıldırım’dan Camiler ve Din Görevlileri Haftası mesajı

Muş Valisi Aziz Yıldırım, Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle yayımladığı mesajında, “Türk ve İslam Coğrafyasında görev yapan din görevlilerimizin bu özel haftasını kutluyorum” dedi.

Muş Valisi Aziz Yıldırım, Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle yayımladığı mesajında, “Türk ve İslam Coğrafyasında görev yapan din görevlilerimizin bu özel haftasını kutluyorum” dedi.


1-7 Ekim tarihlerinde kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla Muş Valisi Aziz Yıldırım bir mesaj yayımladı. Mesajında, Türk ve İslam Coğrafyasında görev yapan din görevlilerinin haftasını kutlayan Vali Yıldırım, “Diyanet İşleri Başkanlığı, Ekim ayının ilk haftasını 1986 yılında ‘Camiler Haftası’ olarak ilan etmiş, o zamandan itibaren bu hafta ‘Camiler Haftası’ olarak kutlamıştır. Ancak camilerimizi din görevlilerimizden ayrı düşünmek mümkün değildir. Çünkü günün beş vaktinde camide bulunan, hatta zamanlarının çoğunu camide geçiren din görevlilerimiz, cami ile iç içe olmuşlar, adeta cami ile özdeşleşmişlerdir. Sadece camiye gelen cemaatle yetinmemiş görev yaptıkları yerlerdeki hastalar, çocuklar, yetimler, öksüzler, fakirlere de yakın ilgi göstermiş onların dertleriyle yakından ilgilenmişlerdir. Bu ayrıntı göz önüne alınarak 2003 yılından bu yana, bu hafta ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ olarak kutlamaktadır" ifadelerini kullandı.


Vali Yıldırım’ın mesajında şu ifadeler yer aldı:


"Asr-ı Saâdetten bugüne mescit ve camilerimiz hem Allah’a ibadet edilen hem de ilim ve hikmet öğrenilen şerefli mekânlardır. Allah katında en makbul yerler olan camiler, içinde Rabbimizin adını andığımız, kulluğumuzu, dualarımızı, niyazlarımızı O’na arz ettiğimiz mukaddes yerlerdir. Camilerimiz; dil, renk, ırk, makam, mevki farkı gözetmeden mümin gönülleri birleştirir, birliğimizi pekiştirir, imanımızı ve istiklalimizi simgeler. Minâreleri tevhîdin sembolü, ezanları şehâdetin temeli, mihrap, kürsü ve minberleri hak ve hakikatin sesi, safları huzur ve güvenin teminatıdır. İslam tarihi boyunca şehirler cami merkezli planlanmıştır. Dolayısıyla, cami şehrin merkezini belirler, şehir planının kurucu öğesidir ve şehir caminin etrafında şekillenir. Çevresinde yaşanan şehir hayatı, caminin bir devamı olarak gelişir. İstanbul’un o görkemli tarihine ruhunu veren Sultanahmet’ten, Edirne’yi Selimiye’den, Diyarbakır’ı Ulu Cami’den ayrı düşünebilir misiniz? İslam düşüncesinde şehirlerin ruhu vardır ve şehir o ruh ile anlam kazanır. Bizler caminin değerleriyle kurulan bir medeniyetin varisleriyiz. Sadece ibadetlerimiz değil, tarihimiz, edebiyatımız, örf ve adetlerimiz camiyle iç içedir. Nitekim İstiklal mücadelemizin en önemli birleştirici merkezlerinden biri camilerimiz olmuştur. Aynı şekilde 15 Temmuz hain darbe girişiminde, minarelerinden yükselen salâlarıyla, camilerimizin ne kadar önemli olduğu açıkça görülmüştür.


Her yıl 1-7 Ekim tarihleri Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu yıl “Camiler ve Din Hizmetine Adanmış Ömürler” temasıyla kutlanacak olan hafta boyunca camilerin medeniyetimizdeki yeri ve önemi üzerinde durulacak, din hizmetine emek vermiş örnek şahsiyetler hatırlanacaktır. Aziz milletimizin cami ve Kur’ân kurslarımızın ihyâsı için gösterdiği destek ve fedakârlıklar hayırla yâd edilecektir. Geçmişten günümüze camilerimizin maddi ve manevi îmârı için gayret gösterenlerden ahirete irtihal edenlere Yüce Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum. Rabbim bizlere de hademe-i hayrat olmayı, insanlığa hayırlı hizmetler sunmayı nasip eylesin. Bu vesileyle başta Muş’ta olmak üzere tüm Türk ve İslam Coğrafyasında görev yapan din görevlilerimizin bu özel haftasını kutluyorum. Toplumsal dayanışmayı sağlamaları yönünde yaptıkları özverili çalışmalarda başarılar diliyorum."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eyüpsultan’da hatalı park kavgasında canından oluyordu: Sopayla ve bıçakla saldırdılar Eyüpsultan’da hatalı park nedeniyle tartıştığı şahsın ve yakınlarının bıçaklı ve sopalı saldırısına uğrayan minibüs sürücüsü, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkeli kalabalık taşla ve sopayla minibüse de zarar verirken, o anlar cep telefonu ve güvenlik kameralarına yansıdı. Olay, dün 16.30 sıralarında Eyüpsultan Girne Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Halil İbrahim Odabaşı minibüsünü evinin önüne park etmek istediği sırada başka bir ticari aracın hatalı park ederek, alanı kapattığını gördü. Bunun üzerine otomobilin üzerinde bulunan telefon numarasını arayan Odabaşı, hatalı park eden sürücüden aracını düzeltmesini istedi. Hatalı park eden kişi aracının park yerini değiştirdikten sonra iki sürücü arasında bir tartışma çıktı. Kısa süreli tartışmanın ardından şüpheli olay yerinden ayrıldı. Ancak şahıs, bir süre sonra aralarında kadınların da olduğu akrabalarından oluşan bir grupla olay yerine geri geldi. Bıçaklı saldırgandan tekme ile kurtuldu Sürücü ile birlikte gelen gruptakiler, Odabaşı’na bıçakla ve sopayla saldırdı. Odabaşı, gruptan bir kişinin bıçaklı saldırısından kurtulmak için tekme atıp ardından markete sığındı. Odabaşı, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkesini atamayan grup, bu sefer de Odabaşı’nın minibüsüne taşlarla ve sopalarla saldırdı. Çevredeki vatandaşların araya girmesiyle sakinleşen gruptakiler dağıldı. Aracı zarar gören Halil İbrahim Odabaşı, emniyete giderek şikayetçi oldu. Şüphelilerin Odabaşı’nın minibüsüne saldırı anları ise cep telefonu ve güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. “Bu bildiğiniz canavarlık” Yaşanan olayın bir canavarlık olduğunu söyleyen Halil İbrahim Odabaşı, “Saat 4 buçuk 5 arası kapıma geldim. Arabayı park ettim. İsimlerini bilmiyorum, plakayı da tanımıyorum. Arabayı ortaya park ettiği için aradım ve arabayı biraz ileri almasını rica ettim. Ortaya park ettiği için iki tarafa da yanaşamıyordum. Sonra bu arkadaş, 20 dakika sonra geldi. Ani bir çıkış yaptı. Sonra geri geri gelip, yanımda durdu. Benimle tartışmaya girdi. ‘Ben 20 senedir burada oturuyorum. Sen beni arayamazsın’ dedi. Ben de bir ricada bulundum, ’Arabanı çek, ben de yanaşayım’ dedim. Kendi aramızda böyle bir tartışma oldu. ’2 dakika sonra görüşeceğiz seninle’ dedi. Bizde burada arkadaşla muhabbet ederken, arkadaşım bana ‘Koş geliyorlar’ dedi. Ellerinde bıçakla geliyorlardı. Zaten kamera kayıtlarında belli. Ben o anda zaten bakkala doğru koşmaya başladım. Genç arkadaşlardan biri ben o anda arabanın etrafında dönerken bıçakla saldıracaktı. O arada çelme taktı, yere düştüm ben. O anda bıçağı sallarken ben onun karnına vurdum. Kendini geri attı. Mahalledeki genç arkadaşlar bunu tutunca ben de can havliyle bakkalın içine kendimi attım. Kapısını kilitledim bir anda. O anda kapıya vurarak ‘Seni öldüreceğim’ dedi. Mahalledeki eş dost araya girince olay sakinleşti. Arabama geldiğimde çok hasar vardı. Kamera kayıtlarını izlediğimde, hanımı çoluğu çocuğu toplayıp katliama gelmiş resmen. Ben arabamın başına gelince şok oldum zaten. Bu bildiğiniz canavarlık. Ben belki orada ayağımla tepki vermeseydin bugün yaşamıyor olabilirdim” şeklinde konuştu.