GENEL - 31 Ekim 2018 Çarşamba 16:55

MŞÜ’de “Reform ile Aydınlanma Arasında İslam” konferansı

A
A
A
MŞÜ’de “Reform ile Aydınlanma Arasında İslam” konferansı

Muş Alparslan Üniversitesinde (MŞÜ), “Reform ile Aydınlanma Arasında İslam” konferansı düzenlendi.

Muş Alparslan Üniversitesinde (MŞÜ), “Reform ile Aydınlanma Arasında İslam” konferansı düzenlendi.


Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SOSPOL) tarafından “Reform ile Aydınlanma Arasında İslam” temalı konferans düzenlendi. İslami İlimler Fakültesi Vali Erdoğan Bektaş Amfisi’nde düzenlenen ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bedri Gencer’in konuşmacı olarak katıldığı konferansa; akademisyenler ile çok sayıda öğrenci katıldı.


Konferansta konuşan Prof. Dr. Bedri Gencer, İslam’ın kendisinde modernleşmenin olamayacağını, modernleşmenin ancak İslam dünyasında olabileceğini vurguladı. Modernleşmenin nasıl olduğuna vurgu yapan Gencer, “İslam’da modernleşme olmaz, İslam dünyasında modernleşme olur. Müslümanların zihniyetinde modernleşme olur. İslam dünyasındaki modernleşme 2 çeşittir. Müslümanların yaşantısındaki modernleşme ki asıl modernleşme budur. Bir de bunun inanç sahasına nasıl yansıdığı konusudur ki buna da sekülerleşme diyoruz. Yani kısaca bizim ülkede, inandığı gibi yaşamayan, yaşadığı gibi inanır olarak ifade edilen gerçek modernleşme ve sekülerleşme ilişkisidir. Dolayısıyla İslam’da modernleşme Müslümanların dünyaya bakış açısının değişmesi demektir. Bu açıdan modernleşme arızi bir durumdur” diye konuştu.



“Sünnet bilinmeden bidat bilinmez”


Tarihin bir süreç olduğunu söyleyen Gencer, “Sünnet bilinmeden bidat bilinmez. Yani olmalı, yani norm bilinmeden olan, yani olgu bilinmez. Bu İslam’ı bilmeden İslam’daki değişimi anlayamayız demektir. Dolayısıyla modern İslam, yani Muhammed Abduh ve Cemalettin Afgani ile başlatılan bu İslam’da modernleşme akımı ki bu süreç günümüze kadar devam ediyor, bunu anlayabilmek için hemen asrı saadetten sonrasına bakmak gerekiyor. Çünkü tarih bir süreçtir. Örneğin Tanzimat bir günde başlamış ve bitmemiştir. Biz halen Tanzimat’ı yaşıyoruz veya halen asrı saadetin hemen sonrasındaki olayları yaşıyoruz. Biz daha dün Muhsin Yazıcıoğlu ve Turgut Özal cinayetlerini aydınlatılmamış bir toplumken, kalkıp Cemel ve Sıffin Savaşı’nda Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasında hakem olmaya kalkıyoruz. Önce 5 yıl önceki olayı aydınlatalım” şeklinde konuştu.


Gencer’in konuşmaları sonrasında konferans, karşılıklı görüşmelerin yapılmasıyla sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.