YEREL HABERLER - 13 Eylül 2013 Cuma 11:28

MŞÜ’DE MEZUNİYET TÖRENİ MŞÜ’DE KÜRTÇE YÜKSEK LİSANS YAPAN ÖĞRENCİLER MEZUN OLDU

A
A
A
MŞÜ’DE MEZUNİYET TÖRENİ
MŞÜ’DE KÜRTÇE YÜKSEK LİSANS YAPAN ÖĞRENCİLER MEZUN OLDU

Muş Alparslan Üniversitesi’nde (MŞÜ) 2012-2013 eğitim öğretim yılında tezsiz yüksek lisans yapan öğrenciler mezun oldular.
Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı’nda tezsiz yüksek lisans yapan öğrenciler mezun oldu. MŞÜ konferans salonunda gerçekleşen mezuniyet törenine Rektör Prof. Dr. Nihat İnanç, Rektör yardımcıları, akademisyenler, öğrenciler ve veliler katıldı. Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Nihat İnanç, MŞÜ’de tarihi bir gün yaşandığına dikkat çekti. Rektör İnanç, “Muş Alparslan Üniversitesi olarak bugün tarihi bir sürecin halkasını birlikte yaşıyoruz. Çünkü önceden bu coğrafyada ilahi bir hak olarak Allah’ın bahşetmiş olduğu bazı özelliklerin kullanımında tahkir edilen, asimle edilmeye çalışılan bir halkın dilinin yeniden direniş sürecine girmesi, o dilin, o kültürün ve o edebiyatın yaşanmasına öncülük eden bir Muş Alparslan Üniversitesi ilk halkayı atmış oldu. Daha yeni kurulduğu 2008 yılının hemen akabinde Devlet Planlama Teşkilatı tarafından onaylanan gelişim planında resmi olarak daha Türkiye’de birçok yerde konuşulmasında bile sıkıntı duyulan Kürtçe, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kurmaya taahhüt etmiştik. O gün bu bölümün lisans düzeyinde 4 yıllık programına öğrenci alacağımızı söylemiştik. Her konuda olduğu gibi bu konuda da kışı gösterip yazı yaşatmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 2014 yılı dedik ama lisans programımıza 2013 yılında öğrenci kabul etti. Ondan önce özellikle Fen Edebiyat Fakültesi’nde bütün öğrencilerimize Kürtçe seçmeli ders verdik” dedi.
“SUYU ANA KAYNAĞINDAN İÇMELİYİZ”
Kürtçe’nin ana kaynaklarının Arap alfabeleri ile yazıldığını vurgulayan Rektör İnanç, “Son dönemde bir revizyon geçirmiş, Latin harfleri ile yazılmaya başlamış. Oysa biz her zaman Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde konuşmamda mektepten bahsettim. Bir süre sonra bu bölüm yüksek lisans ve doktorasını bu alanda yapmış arkadaşların görev yapacağı bir bölüm haline gelecektir. Ama bugün itibariyle yan dallar diyoruz. Neden çünkü kaynağımız bu, insan kaynaklarımız bu, şimdi Kürtçe’nin ana kaynaklarına baktığımız da, Kürtçe Arap harfleriyle yazılan ve yazılmış eserlere dayanan bir dildir. Mesela Kuzey Irak’ta konuşulan dil de Arap alfabesidir. Ama Türkiye’de daha çok Latin alfabesi ön plana çıktığını görüyoruz. Latin harfleri ile yazılan ve çoğu tercüme kaynaklar ile muhatap olduğumuzdur. Dolayısıyla bizim için asıl olan suyu kaynağından içmektir. Suyu taşıyandan değil. Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün bu kaynaklar ile yani Arap harfleriyle yazılmış olan Kürtçe eserlerden faydalanmasına imkan sağlamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Tezsiz yüksek lisans yapan öğrencilerin öğretmen olabilmeleri için formasyon eğitim almaları gerektiğini kaydeden İnanç, “Bugün sizlerin öğretmen olabilmeniz için, öğretmen yeterliliğine kavuşabilmeniz için formasyona ihtiyaç var. Üniversitemiz, Kürt Dili ve Kültürü alanında yüksek lisans programı yaptıran üniversiteler içerisinde bu etkinliğe sahip bir tek üniversitedir. Bu açıdan Eğitim Fakültesi olan Muş Alparslan Üniversitesi pedagojik formasyon için Yüksek Öğretim Kurumu’na başvuru yaptı. Bu başvurumuz kabul edildi ve Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderildi. Eğer Milli Eğitim Bakanlığı da kabul ederse bundan böyle Kürt Dili ve Kültürü alanındaki tüm yüksek lisans programı olan üniversitelerin mezunları Muş Alparslan Üniversitesi’nde formasyon eğitimi alabilecekler. Bu da Muş Alparslan Üniversitesi’nin bir başka farkının daha ortaya çıkarıyor. Türkiye’de ilk kez 4 yıllık Kürt Dili ve Edebiyat lisans programını açan Muş Alparslan Üniversitesi devamında bütün üniversite mezunlarına pedagojik formasyon veren bir üniversite konumuna kavuşacaktır” ifadelerini kullandı.
“ULUS DEVLET ANLAYIŞI BATININ İCADIDIR”
Türkiye’de geçmiş ile günümüz arasında farklılıklar olduğunu kaydeden İnanç, “Geçmişe yanmanın yahut geçmişle avunmanın da çok fazla kıymeti yok. Asıl olan anı yaşamaktır. Bizim bugünkü elimizde hangi imkanlar var, ne yapabiliriz bunu konuşmalıyız. Ama derler ya ‘ez birindarım babo (Yaralıyım baba)’ yaramızı deşmeyin. Ben 12 Eylül döneminde çok yakın bir arkadaşımın Şivan Perver’in kasetini taşımaktan dolayı Diyarbakır Cezaevi’nde kambur hale getirildiğini yaşayanlardan birisiyim. Bu bizim için kötü bir özgeçmiştir. Oysa bugün uğruna kambur hale gelen, sakat duruma düşen o şahsın Şivan Perver’in kasetini asker sivil el ele kol kola dinliyor. Türkiye’de konser vermek için can atıyor. Nereden nereye. Bugün burada Şivan Perver’e konser verdirmek için faaliyet gösteren bir devlet anlayışı düşünün. Türkiye gerçekten çok mesafe kat etti. Hepimiz Türk kimliğini taşıyan halklar olarak Türkiye’de daha kaliteli bir yaşam tarzına sahip olabilmek için sorumluklara sahip olan insanlarız. Eğer Fransız İhtilalı ile birlikte parça parça yaptıkları ulus devlet anlayışı bizde de oluşursa bundan hepimiz kaybederiz. Çok açık konuşuyorum. Farklı düşünen insanlarımız olabilir ama ulus devlet anlayışı, yani milliyetçilik, ırkçılık insanların en büyük belasıdır. Ulus devlet anlayışı sadece ve sadece batının üretmiş olduğu bizi parçalara böl yut politikasından başka bir şey değildir. Ulus devlet anlayışının kazandırdığı yerinde durduğu bir tane devlet biliyor musunuz?” şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından öğrencilere mezuniyet belgesi verildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Başkan Vekili Rasim Şişman: "Hayalimiz Arnavutköy’ü kadim geçmişine yeniden kavuşturmak" Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Rasim Şişman, ilçe genelinde sürdürdüğü ziyaretler kapsamında Arnavutköy Mahallesi’ndeki vatandaşlar bir araya geldi. Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Rasim Şişman, ilçe genelindeki mahallelerde vatandaşlarla bir araya gelmeye devam ediyor. Başkan Vekili Şişman, Arnavutköy’ün dünyada benzeri olmayan bir değere sahip olduğuna dikkat çekerek, "Çok kadim bir yerdeyiz. Burası çok değerli bir mahalle. Dünyada eşi benzeri yok. Belli şeyleri yeniden canlandırmanız lazım. Hayalimiz Arnavutköy’ü ileriye taşımaktan çok, geçmişindeki ruhu ve kültürü yeniden canlandırmak. Arnavutköy Çileği, Arnavutköy Festivali gibi değerleri tekrar yaşatmak ve mahalleye sosyal tesis kazandırmak istiyoruz. Teofania Yortusu’nun 25 yıl sonra yeniden Arnavutköy’de kutlanmasını çok isterim" dedi. Altyapı ve denetim çalışmalarına da değinen Başkan Vekili Rasim Şişman, "2026 yılı, yol bakım onarım yılı olacak. Biz 13 yere ruhsat vermişiz ama bunun dışında 19 yeri mühürlemişiz. 2025 yılı içinde, 51 işletmeye toplam 17 milyon lira ceza kestik. Bu 51 işletmenin 32’si Arnavutköy’de. 37 işletmeye gürültü, 23 işletmeye de koku, duman gerekçesiyle çok ağır yaptırımlar uyguladık. Çok hızlı şekilde kısa, orta, uzun vadeli projeksiyonları ortaya koyabileceğimiz bir acil eylem planını oluşturarak ciddi anlamda ağırlık vereceğiz Arnavutköy’e" diye konuştu.
Kars Sarıkamış şehitleri için eksi 10 derecede saygı nöbeti Sarıkamış Harekatı’nın 111’inci anma etkinlikleri kapsamında Allahuekber Dağları’nda donarak şehit olan binlerce Mehmetçiğin anısına öğrenciler sıfırın altında 10 derece soğukta temsili saygı nöbeti tuttu. Etkinlik, Kafkas Üniversitesi Sarıkamış Meslek Yüksek Okulu önünde başladı. Okul önünde toplanan öğrenciler ve protokol üyeleri, ellerinde Türk bayraklarıyla yaklaşık 4 kilometre yürüyerek Alisofu Şehitlik Anıtı’na geldi. Buradaki program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. O dönemde yaşanılan zorlukları hissetmek adına asker kıyafeti giyen öğrenciler, değişimli olarak Alisofu Şehitlik Anıtı’nda temsili saygı nöbeti tutarak nöbet değişimi gerçekleştirdi. Kuran-ı Kerim tilaveti ve duaların ardından program sona erdi. Programın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Kars Valisi Ziya Polat, "Ecdadın, atalarımızın izinde, onların iman dolu yüreklerine vatan, millet sevdasıyla Allahuekber Dağları’nda şahadet şerbeti içmesinin 111’inci yılındayız. Öncelikle tüm şehitlerimizi, bütün ecdadımızı rahmetle, minnetle anıyoruz. Kardan kefen giyen atalarımızı, büyüklerimizi bu imanı, inancı gençlerimize aktarmak için bugün 22 Aralık’ta genç kardeşlerimiz, hemşehrilerimiz, STK’larımız, kurum kuruluşlarımız, saygı nöbeti yürüyüşümüzü devraldık. Genç kardeşlerimizle saygı nöbetine başladık. Tabii bu dağlar, Allahuekber Dağları on binlerce yiğidin iman dolu, inanç dolu, devlet, millet için düşmandan çok soğukla mücadelesinin hüzün hikayesinin yazıldığı topraklar. Bu devlet, bu millet için şehit olan şehadet şerbeti içmek için yola çıkan tüm şehitlerimize rahmet, minnet, saygılar diliyoruz" dedi. Polat, "Bugün nöbeti devralan genç kardeşlerimiz aynı kalple, aynı akılla bu iman, bu inançla yürüdüler ve yürüyecekler. Bu devlete hizmet etmek, bu millete hizmet etmek için gerektiğinde de canımızı seve seve feda etmek için yürüyoruz. Nöbeti tutuyoruz, nöbeti devralıyoruz. Sarıkamış şehitlerimizi anma programı 3-4 Ocak’ta bu topraklarda olacak. Tüm hemşehrilerimizi anma töreni programımıza davet ediyoruz. Birlikte dağlarda aynı soğuğu hissediyoruz. Belki aynı soğuk olmayabilir ama bu imanla, bu inançla, bu düşünceyle bu yollarla şehitlerimizin izinde yürümek için tüm hemşehrilerimizi, tüm insanlarımızı, Türk milletimizi buraya davet ediyoruz" diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından program sona erdi. Programa, Vali Ziya Polat, Kars Belediye Başkanı Prof. Dr. Ötüken Senger, Sarıkamış Kaymakamı Enis Aslantatar, Sarıkamış Belediye Başkanı Serdar Kılıç, AK Parti Kars İl Başkanı Muammer Sancar, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Tolga Adıgüzel, Kızılay Kars Şube Başkanı Kübra Hüryurt, daire amirleri, STK temsilcileri ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Ankara AK Parti Milletvekili Ensarioğlu: "Söz konusu açıklamalarım, Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, "Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" dedi. Ensarioğlu, bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla ilgili yazılı açıklama yaptı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Yabancı bir yayın kuruluşuna Terörsüz Türkiye süreci ve Meclis Komisyon çalışmalarıyla alakalı verdiğim bir mülakatta, sürece dair yaptığım değerlendirme sonunda, sunucunun ısrarlı Suriye politikası konusunda, sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı sayın Hakan Fidan’ın politikalarında çelişkiler olduğuna dair verdiğim cevapta, böyle bir şeyin olmayacağını söyledim. Sözlerimin sonunda partimizin ve hükümetimizin politikalarını belirleyen iradenin sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi olduğunu, buna karşı bir irade ortaya koyanın ya görevi bırakması gerekir, ya da görevden alınır şeklindeki ifademin amacı ve maksadı gayet net olduğu halde üç gündür, bağlamı ve maksadı dışında, bazı art niyetli çevrelerin çeşitli sosyal medya mecralarında çarpıtarak yorumladıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi."