- 19 Ağustos 2021 Perşembe 12:28

Dr. Dölek: “1966 depremini hatırlayan birçok insan hala aynı duygu yoğunluğunu yaşamakta”

A
A
A
Dr. Dölek: “1966 depremini hatırlayan birçok insan hala aynı duygu yoğunluğunu yaşamakta”

Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Afet Yönetim, Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Dr.

Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Afet Yönetim, Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Dr. İskender Dölek, 2 bin 394 kişinin hayatını kaybettiği ve bin 489 kişinin yaralandığı 19 Ağustos 1966 Varto depreminin birçok dramı da beraberinde getirdiğini ifade etti.


19 Ağustos 1966 yılında Varto ilçesinde meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremi değerlendiren MŞÜ Afet Yönetim, Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Dr. İskender Dölek, depremde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına da başsağlığı diledi.



“Acıları hala taze, hala sıcak”


1966 depreminin ilçede birçok acıya yol açtığını kaydeden Dr. Dölek, “Deprem, sosyo-ekonomik anlamda göçlerin yaşanmasına, ilçenin yapısının değişmesine neden olurken, birçok dramı da beraberinde getirdi. Bugün 1966 depremini yaşamış, 1966 depremini hatırlayan birçok insan o günler söz konusu olduğunda hala aynı duygu yoğunluğunu yaşamakta. Nüfusunun büyük bir kısmını kaybeden, buna rağmen adeta küllerinden doğan Varto ilçesi, bu depremin anılarını hala taze bir şekilde saklamakta. Varto, Türkiye’nin en tehlikeli deprem hatlarından birinin yakınında yer alır. Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fayı olarak ifade ettiğimiz üçlü eklem zonu olarak literatürde yer alan jeolojik alanın Güneydoğu’sunda yer alan Varto ilçesi, Muş’un deprem riskinin ve Türkiye’nin deprem riskinin en yüksek olduğu yerlerden biri” dedi.



“Dünyada afetlerle yaşamak şeklinde bir paradigma değişmesi yaşanmakta”


Ülkede yaşanan son olayların afetlerle mücadele yerine afetlerle yaşama gerekliliğini gündeme getiren süreçler olduğuna dikkati çeken Dr. Dölek, “Son yaşanan olaylarda ülkemizde afetlerle mücadele etmek yerine afetlerle yaşamanın gerekliliğini gündeme getiren süreçleri bize hatırlatmakta ve göstermekte. Özellikle bütün dünyada afetlerle mücadele etmek yerine afetlerle yaşamak şeklinde bir paradigma değişmesi yaşanmakta. Ülkemizde bu değişen paradigmaya uymak zorunda. Ülkemizi afetlere karşı dirençli, afetlere karşı refleksleri sağlam, hızlı tepki veren yapıya dönüştürmemiz gerekiyor. Bunun dışında en önemli özelliklerden biri de acil durum yönetiminden risk yönetimine geçmemiz gerekiyor. Acil durum yönetiminde gerçekten ülkemizde çok ciddi ve önemli işler gerçekleştirilmekte ve önemli adımlar atılmakta. Afet yönetiminde temel ilkelerden bir tanesi yönetime katılım sayısı ne kadar fazla olursa ve yönetimsel süreç ne kadar tabana yayılırsa başarılı olmak şansı, başarılı olma ihtimali o kadar yüksek” ifadelerini kullandı.



“Multidisipliner bir yaklaşımla çözüm süreci üretmemiz gerekiyor”


Afetlerde dirençli bir Türkiye oluşturabilmek için afet okur-yazarı olan insanlar yetiştirmek zorunda olduklarını vurgulayan Dr. Dölek, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Bu eğitimleri anasınıfından başlayarak klasik eğitim algısı ve yöntemlerinden değiştirerek bu işin içerisinde eğitimcileri, program geliştiricileri de dahil ederek multidisipliner bir yaklaşımla çözüm süreci üretmemiz gerekiyor. Bizim yapmamız gereken en önemli şey üniversiteler, STK’lar ve kamu kurum ve kuruluşlarının dahil olduğu bir üst platform oluşturarak Türkiye’nin her bölgesinin, Türkiye’nin her ilinin, her ilçesinin çoklu risk, çoklu tehlike haritalarını oluşturarak bunlara yönetimsel anlamda da bağımlı olabilecek bir kanuni yapı ve düzenlemeyi oluşturmamız gerekiyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Aksaray Uyuşturucu tacirleri ile polisin kovalamacası kamerada Aksaray’da polisin dur ihtarına uymayarak kaçan sürücü ile polis arasında kovalamaca yaşanırken, kovalama esnasında araçtan atılan poşette esrar maddesi çıktı. Kısa süren kovalamacayla yakalanan araç sürücünün ehliyetsiz olduğu belirlenirken, sürücü uyuşturucunun araçtan çıkmadığını belirterek ehliyetsiz olduğu için kaçtığını söyledi. Sürücü ve 2 arkadaşı kelepçelenerek gözaltına alındı. Olay, Kurtuluş Mahallesi Kurtuluş Caddesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde bekçilerle birlikte rutin uygulama yapan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ve Trafik Şubesi ekipleri uygulama noktasına yaklaşan 68 ES 022 plakalı otomobile dur ihtarında bulundu. İhtara uymayan araç sürücüsü fren yerine gaza basarak hızla uygulama noktasından kaçtı. Kaçan aracın peşine düşen polis ve şüpheliler arasında kovalamaca yaşandı. Kovalamaca esnasından araçtan bir poşet atılırken, atılan poşetten kubar esrar maddesi ele geçirildi. Bir süre devam eden kovalamaca sonucu araç 3 şüpheliyle birlikte yakalandı. Araç sürücüsü Ö.F.B. (37) ile araçta yolcu olarak bulunan H.E. (40) ve R.D. (23) kelepçelenerek gözaltına alınırken, araç sürücüsü Ö.F.B. araçtan atılmasına rağmen uyuşturucunun kendilerine ait olmadığını belirterek, “Ne alakası var. Arabada çıktı mı? Çıkmadı, arabadan çıkmadı abi. Bizlik bir şey yok ki. Ehliyetim yok, cezamı yedim zaten biraz önce” dedi. Araç sürücüsüne ehliyetsiz araç kullanmaktan 12 bin 977 TL, dur ihtarına uymamaktan bin 506 TL olmak üzere toplam 14 bin 483 TL para cezası kesilirken ara trafikten men edilerek otoparka çektirildi. Gözaltına alınan 3 kişi sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesine götürüldü. Olayla ilgili tahkikat başlatıldı.