EKONOMİ - 31 Ekim 2025 Cuma 11:14

Muş Ovası’nda 1,7 milyar TL’lik tatlı yolculuk

A
A
A
Muş Ovası’nda 1,7 milyar TL’lik tatlı yolculuk

Muş’ta 56 köyde bin 500 üreticinin ekimini yaptığı yaklaşık 320 bin ton şeker pancarının ülke ekonomisine 1,7 milyar TL katkı sağlaması bekleniyor.


Türkiye’nin üçüncü büyük ekilebilir arazisine sahip Muş Ovası’nda pancar hasadı başladı. 56 köyde bin 500 üretici tarafından ekimi yapılan şeker pancarının kent ekonomisine 1,7 milyar TL katkı sağlaması bekleniyor. Bu yıl gerçekleştirilen üretim kapsamında yaklaşık 320 bin ton pancarın işlenmesiyle 42 bin 500 ton şeker elde edilecek. Üretilen şekerin 41 bin 500 tonu A kotası kapsamında yurt içinde değerlendirilecek, yaklaşık bin tonu ise C şekeri olarak ihraç edilecek. Pancarın işlenmesi sonucunda 10 bin ton melas ve 100 bin ton küspe ortaya çıkması beklenirken, elde edilecek melas yem ve maya sektörlerinde kullanılacak. Küspenin ise yüzde 70’i çiftçilere bedelsiz olarak verilerek, bölgedeki hayvancılığa önemli katkı sağlanması hedefleniyor.


Şeker Üretim Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Turgut Kızılkaya, bu yıl 56 köyde yaklaşık bin 500 çiftçiyle üretim yapıldığını belirterek, taahhüt sözleşmeleri kapsamında 320 bin ton civarında pancarın fabrikaya gelmesinin beklendiğini ifade etti. Kızılkaya, "Bu yıl 56 köyde yaklaşık bin 500 çiftçimizle üretim gerçekleştirdik. Çiftçilerimizle yaptığımız taahhüt sözleşmeleri kapsamında yaklaşık 320 bin ton civarında pancarın fabrikamıza gelmesini bekliyoruz. Bu pancardan yaklaşık 42 bin 500 ton şeker üretmeyi hedefliyoruz. Bu üretimin 41 bin 500 tonunu A kotası kapsamında yurt içinde pazarlayacağımız şeker oluştururken, kalan yaklaşık bin tonunu ihracat kaydıyla C şekeri olarak üretmeyi planlıyoruz. Pancar işlemesi sonucunda yaklaşık 10 bin ton melas elde edilecek. Bu melas, yem ve maya sektörlerinin hizmetine sunulacak. Ayrıca üretim sürecinde yaklaşık 100 bin ton küspe ortaya çıkacak. Bu küspenin yüzde 70’e yakını çiftçilerimize bedelsiz olarak verilmekte ve bu durum bölgedeki hayvancılığa önemli katkı sağlamaktadır. Bu üretimin toplamda yaklaşık 1 milyar 700 milyon TL civarında bir ekonomik girdi oluşturmasını öngörüyoruz. Çiftçilerimize yapılacak ödemeler ve nakliye bedellerinin de 1 milyar 200 milyon TL’nin üzerinde gerçekleşmesini bekliyoruz" dedi.



Muş Ovası’nda 1,7 milyar TL’lik tatlı yolculuk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum CİMER’de 40’ıncı sırada Erzurum’da Vali Mustafa Çiftçi başkanlığında, Tarımsal Araştırma Enstitüsü Toplantı Salonu’nda, Bölge ve İl Müdürleri Toplantısı düzenlendi. Toplantıda Vali Mustafa Çiftçi, kamu hizmetlerinin daha etkin, düzenli ve verimli yürütülmesine yönelik değerlendirmelerde bulunarak il müdürlerine çeşitli talimatlar verdi. Personel görevlendirmeleri konusunda, il müdürlüklerince yapılacak yer belirlemelerinde tek taraflı kararlar yerine, vali yardımcılarıyla birlikte istişare edilmesinin önemine dikkat çeken Vali Çiftçi, birimlerin ihtiyaç duyduğu personelin ortak değerlendirme ile belirlenmesi gerektiğini vurguladı. "Yetki sınırları gözetilmeden yapılan yazışmalar" Kamu kurumlarının fiziki şartlarına da değinen Vali Çiftçi; kurum binalarının bahçelerinden başlayarak iç mekânlarına kadar temiz, düzenli, bakımlı ve kurumsal bir görünüme sahip olmasının kamu hizmetinin saygınlığı açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. İmza yetkileri yönergesinin tüm kurumlarca dikkatle incelenmesi gerektiğini belirten Vali Çiftçi, yetki sınırları gözetilmeden yapılan yazışmaların aksamalara yol açtığını, her birimin yetkisi dâhilinde hareket etmesinin önemini vurguladı. Personelin bilgi ve donanımını artırmaya yönelik hizmet içi eğitimlere özel önem verdiklerini belirten Vali Çiftçi, Ocak ayından itibaren 12 aylık süreçte yöneticilere, mesleki gelişime ve kişisel gelişime yönelik 36 eğitim başlığının planlandığını ifade etti. İyi uygulama örnekleri raporlanacak Yıl sonuna yaklaşılırken, bölge ve il müdürlüklerince yürütülen başarılı çalışmaların, iyi uygulama örneklerinin ve projelerin faaliyet raporu hâline getirilerek Valiliğin kurumsal iletişim kanallarında kamuoyuyla paylaşılacağını belirtti. Kış mevsimi tedbirleri kapsamında; trafik güvenliği, ulaşımın aksamaması, yol kapanmaları ve yolda kalan vatandaşlara yönelik destek hizmetlerinde tüm kurumların AFAD koordinasyonunda hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı. İlçelerde teşkilatı bulunan il müdürlüklerinin, ilçe birimlerini yerinde denetleyerek yıl sonu değerlendirmelerini yapmalarını isteyen Vali Mustafa Çiftçi, tespit edilen eksikliklerin raporlanarak ilgili mercilere iletilmesini talep etti. CİMER başvurularına verilen cevapların niteliğinin büyük önem taşıdığını belirten Vali Çiftçi, ilimizin 81 il arasında 40’ıncı sıraya yükseldiğini, hedefin ise ilk 10 il arasına girmek olduğunu ifade ederek bu konuda hassasiyet çağrısında bulundu. Toplantı, karşılıklı değerlendirmelerin ardından iyi dilek temennileriyle sona erdi.
Ordu ‘Karın ağrısı, şişkinlik ve gazın nedeni huzursuz bağırsaklar olabilir’ Huzursuz bağırsak sendromunun bağırsaklarda yapısal bir hasar olmadan gelişen fonksiyonel bir sindirim sistemi hastalığı olduğunu belirten Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Fuat Ekiz, "Karın ağrısı, gaz, şişkinlik, ishal veya kabızlık gibi sindirim sistemi şikayetleri, toplumda sık görülen ancak çoğu zaman ‘stres kaynaklı’ sanılarak göz ardı edilen irritabl bağırsak sendromu (huzursuz bağırsak sendromu) hastalığının habercisi olabilir" dedi. Medical Park Ordu Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Fuat Ekiz, ülkemizde huzursuz bağırsak sendromu olarak da bilinen irritabl bağırsak sendromunun (IBS) yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebileceğini belirterek, erken tanının önemine dikkat çekti. "Her karın ağrısı masum değil" Bu sendromun, bağırsaklarda yapısal bir hasar olmadan gelişen fonksiyonel bir sindirim sistemi hastalığı olduğunu belirten Doç. Dr. Fuat Ekiz, "İrritabl bağırsak sendromu, bağırsak hareketlerinin ve duyarlılığının bozulması sonucu ortaya çıkar. Hastalar çoğu zaman karın ağrısı, gaz, şişkinlik, ishal ya da kabızlık şikayetleriyle başvurur. Ancak bu belirtiler genellikle psikolojik kaynaklı sanılıp ihmal ediliyor. Oysa IBS, ciddi bir yaşam kalitesi kaybına neden olabilen kronik bir hastalıktır" diye konuştu. "Stres tek neden değil" Stresin, hastalığın belirtilerini artıran bir faktör olduğunu ancak tek başına neden olmadığını ifade eden Doç. Dr. Ekiz, "Stres, IBS’nin alevlenmesini tetikler fakat tek neden değildir. Genetik yatkınlık, beslenme alışkanlıkları, bağırsak mikrobiyotasındaki dengesizlikler ve geçirilmiş enfeksiyonlar da etkili olabilir. Bu yüzden hastalığı yalnızca ‘psikolojik’ görmek doğru değildir" ifadelerine yer verdi. "Tedavi hastaya özel planlanmalı" IBS’de tedavinin kişiye özel planlanması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Fuat Ekiz, "Tedavide hastanın semptomlarına, yaşam tarzına ve beslenme alışkanlıklarına göre yol izlenir. Diyet düzenlemesi, gaz yapan ve bağırsak hareketlerini etkileyen gıdaların azaltılması, gerekirse probiyotik ve lif takviyeleri kullanılabilir. Stres yönetimi ve düzenli egzersiz de tedavinin önemli parçalarıdır" şeklinde konuştu. "3 aydan uzun süren şikayetlerde uzman desteği alınmalı" Hastalığın genellikle dalgalı bir seyir izlediğini belirten Doç. Dr. Ekiz, uzun süren sindirim sistemi şikayetlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyerek, şu uyarıda bulundu: "Eğer karın ağrısı, gaz, şişkinlik veya dışkılama değişiklikleri 3 aydan uzun sürüyorsa mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurulmalıdır. Erken tanı, hem hastalığın kontrol altına alınmasını kolaylaştırır hem de gereksiz endişe ve yanlış tedavilerin önüne geçer." "Dengeli beslenme ve hareketli yaşam önemli" Bağırsak sağlığının korunması için dengeli beslenme, yeterli su tüketimi, düzenli egzersiz ve stres kontrolünün büyük önem taşıdığını belirten Doç. Dr. Fuat Ekiz, vatandaşlara bağırsak sağlığını korumaya yönelik yaşam tarzı değişiklikleri konusunda farkındalık çağrısında bulundu.