GENEL - 01 Mayıs 2021 Cumartesi 13:58

Muş’ta çoban sıkıntısı

A
A
A
Muş’ta çoban sıkıntısı

1 milyon 200 bin küçükbaş ve 350 bin civarın da büyükbaş hayvan varlığıyla hayvancılığın önemli kentlerinden olan Muş’ta, besiciler çoban bulmakta zorlanıyor.

1 milyon 200 bin küçükbaş ve 350 bin civarın da büyükbaş hayvan varlığıyla hayvancılığın önemli kentlerinden olan Muş’ta, besiciler çoban bulmakta zorlanıyor.


Muş’ta, zorlu kış mevsiminin ardından havaların ısınmasını iple çeken besiciler, bahar mevsiminin gelmesiyle bu kez çoban bulamamaktan yakınıyor. Yüksek maliyetlere rağmen çoban bulamayan yetiştiriciler, koyunlarına kendileri bakmak zorunda kalıyor.


Merkeze bağlı Çukurbağ köyünde hayvancılık yapan yetiştiricilerden Ersin Tuncer, dört gözle baharı beklerken bu sefer çoban bulma sıkıntısı yaşadığını söyledi. Bir çobanın yemeği, sigarası, telefonu, peyniri, yünü ile kendilerine maliyetinin 6-7 bin TL’yi bulduğunu ifade eden Tuncer, “Buna rağmen gelip çalışmıyorlar. Genelde çobanlarımızı Batman, Siirt, Şırnak illerinden tutuyoruz. Kentteki çobanlar hayvanlarımıza iyi bakmadığı için tercih etmiyoruz. Bizde göçerleri tercih ediyoruz. Şu anda çobanımız yok çünkü çoban bulamıyoruz ve bulduğumuz çoban maliyeti de çok fazla olduğu için koyunlarımıza kendimiz bakıyoruz” dedi.


Besicilik yapan Kadri Aslan da çobanların 6-7 bin lira para istediğini belirterek, “Çoban bulamıyoruz. Her sene Şırnak, Silopi, Batman gibi yerlerden çoban geliyordu. Çobanım olmadığı için şu anda hayvanlarıma kendim bakıyorum. 300 ile 350 arasında koyunum var. Sıkıntı yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.


Muş İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nimet Salkım ise kentin özellikle küçükbaş hayvancılık sektöründe sayısal olarak çok iyi bir noktada olduğunu ifade etti. Muş’ta, küçükbaş hayvan sayısının 1 milyon 200 bin civarında olduğunu kaydeden Salkım, “Muş ili olarak 4-5 ay boyunca hayvanlarımız kar üstünde besleniyor. Bu büyük bir maliyettir. Yetiştiricilerimiz, çiftçilerimiz baharın gelmesini dört gözle bekliyorlar. Bahar gelince bu kez farklı sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Çoban bulmakta çok büyük bir sıkıntı çekiyoruz. Yetiştiricilerimiz çobanları Siirt, Batman, Mardin bölgelerinden zor temin edebiliyorlar. Bunun yanında Afgan çobanlarını dahi tercih ediyorlar. Özellikle Afgan çobanlarının önü açılırsa biz hayvancılık sektörü olarak daha iyi bir hizmet verebiliriz. Çünkü Afgan çobanların hem maliyetleri düşük, hem de işlerini daha iyi yapabiliyorlar. Bunun çözüm noktası devlet büyüklerimizin Afgan çobanları bu ülkede istihdam etmeleridir” diye konuştu.



“Bir çobanın aylık masrafı 5 bin ile 7 bin lira arasında değişiyor”


Bir yerli çobanın sadece aylık maaşı olmadığını aktaran Salkım, “Bunun konaklaması var, telefonu var, peyniri var ve bazı bölgelerde yünü bile var. Ortalama olarak bir çobanın aylık masrafı 5 bin ile 7 bin lira arasında değişiyor. Bir çobanın bakabildiği sürü sayısı en fazla 500 koyundur. 7 bin TL’ye yakın bir maliyet söz konusudur ama bu da büyük bir rakamdır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.