GÜNDEM - 30 Nisan 2025 Çarşamba 13:43

Muş’un düşman işgalinden kurtuluşunun 108. yıl dönümü coşkuyla kutlandı

A
A
A
Muş’un düşman işgalinden kurtuluşunun 108. yıl dönümü coşkuyla kutlandı

Muş’un düşman işgalinden kurtuluşunun 108. yıl dönümü düzenlenen törenle kutlandı.


Kent Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenklerin sunulmasıyla başlayan tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tebrik mesajının okunmasının ardından bir konuşma yapan Muş Valisi Avni Çakır, "Ecdadımızın canı pahasına koruduğu bu kutlu vatanın her karışı; bir destanın, bir direnişin, bir zaferin izlerini taşır. Bizler bugün bu mukaddes mirasın evlatları olarak, Muş’un düşman işgalinden kurtuluşunun 108. yıl dönümünü şanla, şerefle ve derin bir minnet duygusuyla yad ediyoruz" dedi.


"Bu anlamlı günde, yalnızca bir şehrin değil, bir milletin yeniden ayağa kalkışını, tarihe yön veren bir kararlılığın ve milletimizin esareti reddeden asil ruhunun bir kez daha tecelli edişini anıyoruz" diyen Vali Çakır, şöyle devam etti:


"Anadolu’yu bizlere vatan kılan ve 1071’de tarihin akışını değiştiren Malazgirt Zaferi; işte bu topraklarda, bu dağların gölgesinde, bu ovaların bağrında yazılmıştır. Sultan Alparslan ve onun kutlu ordusu, burada sadece bir zafer değil, bir yurt inşa etmiştir. Muş, Selçukludan Osmanlıya, oradan Cumhuriyet’e uzanan şanlı yürüyüşte hep merkez olmuş, direnişin ve dirilişin simgesi haline gelmiştir. Tarihin en zor dönemlerinden biri olan Birinci Dünya Savaşı yıllarında, milletimizin pek çok şehri gibi Muş da büyük acıların ve zorlukların merkezinde yer almıştır. 1916 yılında yaşanan işgal, bu topraklara geçici bir karanlık getirmiştir. Rus ordularının bölgedeki ilerleyişi sırasında yaşanan sıkıntılar, ardından gelen düzensizlik ve otorite boşluğunda halkımız çeşitli katliam ve baskılara maruz kalmıştır. Fakat her şeyden önemlisi, Muş halkının gösterdiği sabır, metanet ve vatan sevgisi bu zorlu günlerin de üstesinden gelmiştir."


Milletimizin tarih boyunca hiçbir zaman esaret altında yaşamayı kabul etmediğini de vurgulayan Vali Çakır, "Onuru, haysiyeti ve bağımsızlığı uğruna nice bedeller ödemiş, gerektiğinde canını vermiş ama boyun eğmemiştir. Muş’un 30 Nisan 1917’de yeniden hürriyetine kavuşması, işte bu inancın, bu sarsılmaz iradenin, bu toprağın insanında var olan asil ruhun en açık göstergesidir. Bugün, o büyük mücadeleyi anarken yalnızca geçmişimizi değil, bugünümüzü ve yarınlarımızı da düşünmeliyiz. Çünkü o şanlı mücadelenin mirasçıları olarak bizlere düşen görev; sadece hatırlamak değil, aynı zamanda yaşatmak, geliştirmek ve ileriye taşımaktır. Ülkemiz, Cumhuriyetimizin temelinde yatan azim ve inançla pek çok alanda gelişimini sürdürmektedir. Eğitimden sağlığa, bilimden sanata kadar ortaya konan çabalar, milletimizin kararlılığıyla her geçen gün daha da güçlenmektedir. Yerli üretimden teknolojiye kadar atılan her adım, geleceğe duyulan inancın bir tezahürüdür. Geleceğimizi şekillendiren gençlerimiz, kültürden sanata, spordan bilime kadar pek çok alanda umut verici başarılar elde etmekte ve bu güzel ülkenin yarınlarını aydınlatmaktadır. Tüm bu gelişmelerin temelinde, milletçe omuz omuza vererek gösterdiğimiz birlik ve beraberlik duygusu yer almaktadır. Bu doğrultuda Muş’umuzu da her alanda gelişmiş bir şehir haline getirmek için durmadan çalışıyor; eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, tarımda, sanayide ve sosyal hayatta kalıcı adımlar atıyoruz. Her bir vatandaşımızın daha huzurlu, daha refah içinde bir yaşam sürmesi için tüm kurumlarımızla ve vatandaşlarımızla uyum içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle Muş’un düşman işgalinden kurtuluşunun 108. yıl dönümünü kutluyor, bu aziz vatanı bizlere emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum" dedi.


Daha sonra müzik gösterisinin sunulduğu törende, yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Kortej yürüyüşüyle son bulan programa, Muş Garnizon Komutanı Albay Ali Osman Sağlam, İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Kasım Ermiş, vali yardımcıları Cihat Abukan, Mustafa Batuhan Alpboğa ve Tahir Yılmaz, gaziler, kurum amirleri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.



Muş’un düşman işgalinden kurtuluşunun 108. yıl dönümü coşkuyla kutlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Kadın kooperatifinden büyük başarı: Özel ürettikleri leblebiye ülke genelinden talep var Elazığ’ın Ağın ilçesinde 22 kadının kurduğu kooperatif, günlük 700 kiloyu bulan üretimle Ağın leblebisini Türkiye’nin dört bir yanına göndererek önemli bir başarı elde etti. Kadınlar, yıllardır hayalini kurdukları atölyeyi büyütüp bir üretim merkezine dönüştürdü. Ağın Kadın Kooperatifi, 22 kadının bir araya gelerek kurduğu leblebi atölyesinde üretim kapasitesini her geçen gün artırıyor. Yöresel leblebi üretimini ekonomik bir değere dönüştüren kadınlar, kurdukları atölyede günlük 500 kilo, yoğun dönemlerde ise 700 kiloya kadar üretim yaparak bölge ekonomisine katkı sağlıyor. Atölyede hazırlanan leblebiler paketlenerek, Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. "En büyük hayalimiz buydu" Leblebi atölyesinin yıllardır hayalini kurdukları bir proje olduğunu belirten Ağın Kadın Kooperatifi Başkanı Samiye Genç, kadınların bir araya gelerek bu üretimi bugün profesyonel bir seviyeye taşıdığını ifade etti. Genç, "Burada 22 ortak kadın çalışıyoruz, yöresel ürünler yapıyoruz. Leblebi atölyemiz var. En büyük hayalimiz buydu. Arkadaşlarımızla bu atölyeyi kurduk, sonra bayağı bir geliştirdik. Önceleri daha az üretiyorduk, şimdi günde 500 kilogram, çok zorlasak 700 kiloya kadar leblebi üretebiliyoruz. Sipariş durumuna göre siparişlerimizi gönderiyoruz. Türkiye’nin her yerine kargo gönderiyoruz. Buradan gelip geçen çok olmadığı için kargoyla çalışıyoruz. Sosyal medya adresimiz var, oradan bizi takip ediyorlar ve o şekilde sipariş veriyorlar. Gayet güzel paketlerimizi yapıyoruz ve gönderiyoruz. Bizler de, onlar da çok memnunlar. Müşterilerimizle çok güzel bağlar kurduk. Bundan sonra da daha büyük şeyler yapmak istiyoruz. Atölyemizi büyütmek istiyoruz. Kadın çalışanımızın daha çoğalmasını istiyoruz. İnşallah bu hayallerimizi de gerçekleştireceğiz" dedi. "Kadının yapamayacağı hiçbir iş yoktur" Kooperatif üyelerinden Hatice Cumurcu Görür, "Biz 2019 yılında başkanımız Samiye Genç ile beraber burayı kurmaya karar verdik. Ağın’daki tüm güzel, yiğit, bu işi yapacak kadınların evlerini gezerek bu işi yapabilir miyiz, yapalım mı diye herkesten onay aldık. Sağ olsun Samiye Genç hanımefendinin başkanlığında bu işi, kooperatifimizi 7 yıldır devam ettirmekteyiz. Ortamımız çok güzel. Şu anda aktif 22 kişiyiz. Canı gönülden herkes yürekten çalışıyor. Kadınlarımız her zaman güçlüdür. Kadının yapamayacağı hiçbir iş yoktur" şeklinde konuştu.
Van Van’ın 2 bin 800 yıllık mühendislik harikası kuruyor: Keşiş Gölü’nde su seviyesi endişe veriyor Urartu Kralı II. Rusa tarafından yaklaşık 2 bin 800 yıl önce inşa ettirilen ve dünyanın en eski göletlerinden biri olarak kabul edilen Van’daki Turna (Keşiş) Gölü, küresel ısınma ve kuraklığın etkisiyle hızla kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. 2 bin 550 rakımlı bu mühendislik harikasının su seviyesindeki ciddi düşüş, hem tarımsal sulama ihtiyacını karşılayan bölge halkını hem de bilim insanlarını endişelendiriyor. Urartu medeniyetinden miras kalan ve Van’ın Gürpınar ilçesi sınırlarında bulunan, doğal güzelliği ve tarihi önemiyle bilinen 2 bin 550 rakımlı ve yaklaşık 7 kilometrelik alana sahip Keşiş (Turna) Gölü, son yıllarda artan kuraklık ve iklim değişikliğinin etkisiyle ciddi bir su kaybı yaşıyor. Urartu Kralı II. Rusa tarafından tarım arazilerini sulamak amacıyla yaptırılan ve dünyanın en eski göletlerinden biri olarak kabul edilen bu mühendislik şaheseri, kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. "Şu an Keşiş Gölü’ne baktığımızda hakikaten alanının büyük ölçüde kaybolduğunu görüyoruz" Son yıllarda etkili olan aşırı sıcaklar ve beklenen kar-yağmur yağışının gerçekleşmemesi, Keşiş Gölü’nün büyük bir bölümünün kurumasına yol açtı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, "Van Gölü havzasında irili ufaklı birçok göl var. Şüphesiz bunların bir kısmı doğal göller, bir kısmı da aslında insan yapısı göller ya da göletler. Önüne set çekilerek daha sonra doğal yapıya dönüşmüş göller. Bunlardan bir tanesi de Keşiş Gölü. Tabii Keşiş Gölü’nün başka isimleri de var. Turna Gölü gibi. Bu yaklaşık milattan önce 650’lerde Rusya tarafından önüne bent çekilerek suyun biriktirilmesi sonucu oluşmuş bir göl. Gölün yaklaşık su toplama havzası 100 kilometrekare civarında. Göl, yıl içerisinde alan kaybediyor. Yağışlı sezonlarda da yaklaşık 7 kilometreye, kurak sezonlarda 4 kilometrekareye kadar düşüyor. Ancak bu iklim değişikliğinden kaynaklı havzanın hem sıcaklıklardaki artış, kuraklık, o buharlaşmanın şiddetiyle beraber göl son yıllarda zaman zaman tamamen kuruma riskiyle de karşı karşıya kalıyor. Dolayısıyla şu an Keşiş Gölü’ne baktığımızda hakikaten alanının büyük ölçüde kaybolduğunu, o kalan alanların işte sazlıklar şeklinde küçük su birikintilerden oluştuğunu görebiliyoruz. Bu göl, yükseltisi itibariyle Erek Dağı’nın hemen doğu güney tarafına düşüyor. Yaklaşık 2 bin 550 metreler civarında bir yükseltiye sahip. Tabii yükseltinin fazla olması oradaki buharlaşmanın şiddetini nispeten azaltıyor. Tabii gölü besleyen çok akarsu yok. Küçük dereler var, onların önemli bir kısmı da geçici akarsular. Daha çok düşen yağış ve oradaki kaynak suları ile besleniyor. Dolayısıyla mevcut iklim şartları içerisinde yani sıcaklıktaki bu artış seyrettiği sürece buharlaşmanın şiddeti arttığı sürece maalesef Keşiş Gölü muhtemelen önümüzdeki yıllarda yağışlı sezonlarda su toplayacak. Ama bu suyu o havzada o gölün içinde bulunduğu o havzada tutmak pek mümkün olmayacak. Muhtemelen yılın sonuna o yağışlı sezonun sonrasındaki kurak sezonla birlikte göl ya büyük ölçüde alan kaybedecek ya da kuruma riskiyle karşı karşıya kalacak. Dolayısıyla özetleyecek olursak, Keşiş Gölü insan eseri bir göl. Aslında orada bir su birikimi var ama daha sonra önüne Kral Rusa’nın bir bent, bir set çekerek gerisinde su biriktirmesi ve o suyu da aslında hem Van ovasının hem Van şehrinin ihtiyaç duyduğu içme ve sulama suyunu sağlamak amacıyla inşa edilmiş bir göl. Bir Mühendislik harikası aslında. Bir antik göl olarak ifade edebiliriz" diye konuştu.