GENEL - 15 Şubat 2021 Pazartesi 12:19

Ürgüp Ziraat Odası, kabak çekirdeği marka tescil yenileme işlemini yaptı

A
A
A
Ürgüp Ziraat Odası, kabak çekirdeği marka tescil yenileme işlemini yaptı

Ürgüp’ün dünyaya nam salmış kabak çekirdeğinin marka tescil yenileme işlemi Ürgüp Ziraat Odası Başkanlığı tarafından yapıldı.

Ürgüp’ün dünyaya nam salmış kabak çekirdeğinin marka tescil yenileme işlemi Ürgüp Ziraat Odası Başkanlığı tarafından yapıldı.


Neredeyse bütün platformlarda yol kenarı kuruyemişçilerde, kuruyemiş pazarlarında, internet mağazalarında, kuruyemiş işletmelerinde, fuarlarda Ürgüp kabak çekirdeği / Ürgüp sütle kavrulmuş kabak çekirdeği ibarelerine rastlamak, görmek çokça mümkün.


Ürgüp Ziraat Odası Başkanı Mustafa Korkmaz konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “bölgemizde "Ürgüp sivrisi" ve "Ürgüp kadın tırnağı" isimleriyle iki çeşit A kalite kabak çekirdeği üretiliyor. Sütle ya da sade olarak odun ateşinde kavrulan kabak çekirdeği bölgeye gelen misafirlere kuruyemiş olarak sunuluyor, bizde elektrikli fırınlardan ziyade doğal odun ateşinde kavruluyor, bu olay Ürgüp yöresine has bir lezzet. Kabak çekirdeğimizi Türk Patent ve Marka Kurumuna Nisan 2011 tarihinde başvuru yaparak kabak çekirdeği kategorisinde Ürgüp Kadın Tırnağı ismiyle Türkiye’de marka tesciline ilk başvuru yapan ve alan kurum olduk. Çekirdeğimizin marka tescilinin olması tanıtıma, ürüne pazarlanması açısından güvenilirlik ve değer katıyor, pazar payını büyütüyor. Ürünü ekiliş yada satın almak isteyen kişiler yaptıkları araştırmalarda marka tesciline rastlıyor ve Ziraat odamızla yöre çiftçilerimiz ile sık sık iletişime geçerek ekimi ve pazarı hakkında bilgi sahibi olarak ticareti sağlanıyor. 2011 yılında 10 yıl süreliğine verilen bu yıl süresi dolmaya yaklaşan marka tescil hakkımız tarafımızdan yeniden işlemleri tamamlanarak 2031 yılına kadar yenilendi. Bölgemizde 2. alternatif ürün haline gelen kabak çekirdeği Ürgüp ilçe sınırlarımız içerisinde yaklaşık 23 bin 500 dönüm arazi civarlarında ekilişi yapılıyor. Üretimin artması ülke ekonomisine katkı sağlaması ve çiftçimizin kazanç sağlayarak daha refah yaşamını yürütmesi, yaşamımızı sağlamak için tükettiğimiz gıdaya erişebilmemiz için tarıma daha çok değer vermeliyiz. Kabak çekirdeği çiğ yani kavrulmamış şeklinde tüketildiğinde içerisinde barındırdığı B vitamini, E vitamini, Potasyum, Magnezyum, Selenyum, Mangan, Fosfor ve Çinko bakımından çok zengin bir besin kaynağı olarak, kalp ve karaciğer sağlığını korur, bağışıklık sistemini güçlendirir, omega-3 gücü sağlar, erkeklerde sıklıkla görülen prostat hastalığından korur, diyabete iyi gelir ve vücudu akşam tüketildiğinde dinlendirir. Çiftçimizin üretim maliyetlerinin (elektrik, tarımsal sulama, gübre, mazot, tarımsal ve hayvansal ilaçları ve yem fiyatları vs. genelinin en aza indirilmesi şarttır" dedi.


Korkmaz, "Üreten çiftçimiz her zaman bereketiyle kazansın, alan satan hayır görsün. Bizleri üzen durumlara da değinmek istiyorum yöremize ait olmayan aynı kaliteyi barındırmayan ürünlerde Ürgüp kabak çekirdeği diye satılıyor bunlara engel olmak zor ürünümüz ile aynı kalitede olmadığı için satışını negatif yönde etkilediğini düşünüyoruz. Birinde bizzat rastladım hangi ilde olduğunu söylemeyeceğim fuarda gezerken geriden Ürgüp Kabak Çekirdeği levhasını gördüm dikkatimi çekti standa yaklaştım ve ürünü incelediğimde bizim ürünümüz ile uzaktan yakından alakası olmadığını dile getirerek satan kişiye levhayı kaldırmasını gerçekte nereye ait ürünse onu yazmasını ilettim, bu gibi durumlarla da karşılıyoruz. Bütün çiftçilerimize üretime destek oldukları için pes etmedikleri için çok teşekkür ediyorum, kazançları bol ve bereketli olsun inşallah pandemide artık en kısa sürede sona ersin” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.