EĞİTİM - 26 Kasım 2018 Pazartesi 14:54

NEVÜ’de “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” programı düzenlendi

A
A
A
NEVÜ’de “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” programı düzenlendi

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (NÜKÇAM), Nevşehir Baro Başkanlığı ve Nevşehir İl Sağlık Müdürlüğü işbirliği ile 26 Kasım-12 Aralık 2018 tarihleri arasında düzenlenen “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” etkinliğinin açılışı NEVÜ ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (NÜKÇAM), Nevşehir Baro Başkanlığı ve Nevşehir İl Sağlık Müdürlüğü işbirliği ile 26 Kasım-12 Aralık 2018 tarihleri arasında düzenlenen “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” etkinliğinin açılışı NEVÜ ev sahipliğinde gerçekleştirildi.


NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde başlayan etkinliğin açılışına; Nevşehir Baro Başkanı Av. Mustafa Necmi Öncül, Nevşehir İl Emniyet Müdürü Mehmet Artunay, İşkur Nevşehir İl Müdürü Arif Sıddık Barata, NEVÜ Genel Sekreteri Nihat Çavuşoğlu ve Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Şükrü Velioğlu, NÜKÇAM Müdürü Doç. Dr. Leyla Kahraman, sivil toplum kuruluş başkanları ve temsilcileri, üniversitenin akademik ve idari personeli, öğrenciler ile davetliler katıldı.


Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitler ile şiddet sonucu hayatını kaybeden tüm kadınlar için bir dakikalık saygı duruşu ve akabinde İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan etkinliğin açılış konuşmasını NÜKÇAM Müdürü Doç. Dr. Leyla Kahraman yaptı. Kahraman, “Yüzyıllardır devam etmekte olan kadınların sadece kadın olmalarından kaynaklı yaşadıkları; eşitsizlik, ayrımcılık, ezilmişlik ve yok sayılma günümüzde de ne yazık ki farklı boyut ve biçimlerde sürmekte. Ataerkil sistem toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ürünü olan kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmakta; dil, din, ırk, statü ayrımı olmaksızın kadınlar her an her yerde şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalmaktadırlar” dedi.


Kahraman: Huzurlu ve Özgür Bir Hayat İçin Şiddete Karşı Çıkmayı Başaralım


NÜKÇAM Müdürü Kahraman devamında, “Türkiye’de yaşayan her 2 kadından 1’i fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyor. Erkekler 2010-2018 Kasım ayı arasında en az 2172 kadını öldürdü. Bunlar annemiz, kız kardeşimiz, eşimiz, arkadaşımız, komşumuz!


Ülkemizde; ‘Saçını kızıla boyatmak’, ‘Yeni elbise almak’, ‘Patates köfte yapmamak’, ‘Tuzluğu uzatmamak’ veya sadece ‘Gıcık olmak’ dahi bir kadın cinayetinin bahanesi olabildi. Cinayetlerin %60’ı evde işleniyor ve failler ise; koca, sevgili, baba, oğul, erkek kardeş, kısaca kadınların en yakınındaki erkekler. Kadınlar evlerinde de güvende değil. Hiçbir kadın sabah uyandığında ‘Bugün canım çok sıkkın gidip bir adliyeden/karakoldan koruma kararı alayım’ demiyor! Böyle bir hobi yok! Hele bu kararı alabilmek için anlatmaları gereken onca dert ve katlanmaları gereken prosedürler varken!


‘Kadın istemezse dayak yemez, yediğine göre bir suçu vardı!’, düşüncesiyle, eril söylemler asla kabul edilemez. Şiddetin ve şiddet uygulayanın haklı hali asla olamaz. Aşk ilişkisi için ‘Bu tür şeyler olur! Ne var büyütecek” gibi epey küçümseyici ifadeler asla kabul edilemez, şiddet normalleştirilemez. Kadınların şiddet görme ihtimali her an, her ilişkide var. Kimse sanmasın ki, sadece yoksul kadınlar dayak yiyor ve şiddet görüyor. Başka bir ifadeyle sadece yoksul erkekler şiddet uygulamıyor. Okumuşları da, iyi bir kariyer sahibi erkekler de şiddet uygulamaya hakkı olduğunu düşünüyor ve dayak attığı için de toplumdan anlayış bekliyor. Çekinmeden, şiddet uygularken bile kadının alttan almasını ve dayağı yiyip susmasını bekliyor!


Kendini, ‘Kendine ait’ zannettiği bir kadın karşısında ‘Sahip’, ‘Sorumlu’ ve ‘Yönlendirici’ sayan, bunda kötü niyeti olmadığını, bütün bunların tamamen ‘Sevgiden’, ‘Aşktan’ olduğunu ifade eden, yakınlaştığı kişiyi anında kendi malına dönüştüren bu ataerkil zihniyet açısından asla ‘Eşit haklı ilişki’ ve ‘Sorumluluk paylaşımı’ diye bir şey yoktur. Kendilerini çoook fedakâr ve koruyu-kollayıcılar olarak görmektedirler. Sevgi ve şiddet asla yan yana gelemez. Aşktan da, kendimiz olmaktan da, kendimizi korumaktan da vazgeçmeyeceğiz. ‘Bu iki kişilik bir süreç, buyur yalnız başına kal o zaman’ diyeceğiz. Mağdurun yanında olmayı ve kadınlar olarak kendimizi sevmeyi öğreneceğiz. Herkes de insan gibi sevmeyi öğrenecek. Adam gibi, kadın gibi, aslan, kaplan, çiçek, böcek gibi değil, insan gibi.


Şiddete başvuran suçludur. Farklı biçim ve yöntemlerle durmadan kafalarımızı duvarlara vuran, bizi yerlerde sürükleyen, tehdit eden, sonra da bütün bunların ‘Sevgiden’ olduğunu söyleyerek bizimle alay eden ya da ‘Sadece kolunu tutmuştum, pardon’ diye riyakârlık yapan her türden ‘Erkeklik ve iktidar sevdalıları’na karşı her yerde sesimizi yükseltelim. Kadınlar susmadı, susmayacak. Şiddet uygulamak hukuka aykırıdır, insan hakkı ihlalidir! Suçtur. Toplum olarak lütfen şiddete bahane aramayı, şiddeti meşrulaştırmayı ve normalleştirmeyi bırakalım. ‘Ne yapacağız peki?’ Kendimizi korumanın yollarını öğrenmek, bir büyük aşk hikâyesine yerleşmekten daha hayati. Gerisi, olduğu kadar, olmadığı da kader değil artık çok şükür. Faili her kim olursa olsun erkek şiddetini onaylamak da yüceltmek de çok tehlikeli. Şiddet kaderimiz değil.


Kadına yönelik şiddeti de, kadın cinayetlerini de, kadına yapılan her türlü haksızlığı da meşrulaştıran yani normalleştiren dili, zihniyeti asla kabul edilebilir bulmuyoruz. Biliyoruz ki, kadına yönelik şiddet toplumsal, siyasal ve hukuki sebeplere dayanırken buna karşı koymak da politiktir. Bütün uluslararası sözleşmelere, ulusal düzenleme ve kanunlara rağmen halen şiddet sürüyor ve cezasız kalıyorsa, hepimize düşen görev birlikte mücadele ve dayanışmadır. Huzurlu ve özgür bir hayat için şiddete karşı çıkmayı başaralım. Asıl mesele kendi hayatımızı, şiddet ve baskısız yaşama hakkımızı savunmaktır” diye konuştu.


Öğrencilerden Müzik Dinletisi ve Kadına Şiddete Hayır Kamu Spotu


Etkinlikte, Hijazz Gösteri ve Sanat Merkezi Trio Orkestrasının müzik dinletisi, NEVÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü ile Gülşehir Meslek Yüksekokulu öğrencileri tarafından hazırlanan ‘Kadına Şiddete Hayır’ konulu kamu spotu katılımcıların büyük beğenisini topladı.


Kadına Yönelik Şiddeti Farklı Açılardan Sorguladılar


‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ etkinlikleri kapsamında moderatörlüğünü Gazeteci-Yazar ve Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı aynı zamanda NÜKÇAM Danışma Kurulu Üyesi Selma Küçükgül’ün yaptığı ‘Kadına Yönelik Şiddeti Farklı Açılardan Sorgulamak’ başlıklı panel düzenlendi.


Panele konuşmacı olarak katılan; NÜKÇAM Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Fatma Gökçen Çetin ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Döngüsünde Kadına Şiddet’, Nevşehir Barosundan Av. Sema Yurtbililir Yavuz ‘Kadına Yönelik Şiddet-Hukuk İlişkisi’ ve Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Emniyet Amiri Serdar Demirel ‘6284 Sayılı Kanun Kapsamında Kadına Karşı Şiddet ve Nevşehir’de Mevcut Durum’ konularında katılımcılara bilgi verdi.


Soru-cevap kısmıyla devam eden panel sonunda katılımcılara ve emeği geçenlere teşekkür belgesi takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.