SPOR - 21 Ağustos 2017 Pazartesi 12:22

Dağcılık Federasyonu Başkanı Başar’dan, dağ kayağı teknikleri toplantısı

A
A
A
Dağcılık Federasyonu Başkanı Başar’dan, dağ kayağı teknikleri toplantısı

Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Doç.

Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Ersan Başar, Türkiye’nin dağcılık merkezinin Niğde olduğunu ve yerli ve yabancı dağcıların Aladağlara geldiğini söyledi.


Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Ersan Başar, Niğde’nin Çamardı ilçesi Demirkazık köyünde Dağ kayağı teknikleri toplantısı düzenledi. Başkan Başar, Çamardı ilçesi Demirkazık köyünde bulunan Demirkazık Mümtaz Çankaya Dağ Evi’nin bütün dağcılara hizmet verdiğini ve yoğun ilgiden dolayı yer kalmadığını söyledi.



5 bin dağ sporcusu tarandı


2020 olimpiyatlarında dağ kayağı branşına sporcuların seçildiğini ve eğitimlerinin başladığını ifade eden Başar, Olimpiyatlarda Türkiye’ye şampiyonlar kazandırmak istediklerini söyledi. Başar yaptığı açıklamada, ‘‘Demirkazık Mümtaz Çankaya Dağ Evi’ni 12 ay boyunca çalışan bir eğitim merkezi haline getirdi. Dağ kayağı milli takımımız burada eğitimde şuanda. Bundan sonra Dağcılık ileri eğitim kampı başlayacak. Dağcılık sporu ülkemizde yaygınlaştırmak, seviyesini yükseltmek için çalışmalar yapıyoruz. Dağcılık, spor tırmanış ve dağ kayağı olarak çalışma yapıyoruz. Spor tırmanışta özellikle 2020 olimpiyatlarda yer alan bir branş. Birçok sporcu bu branşa katıldı. Özellikle genç sporcuları teşvik ediyoruz, yeni olimpiyat şampiyonları kazanmak istiyoruz. 5 bin sporcu tarama yapıldı ve seçilenler milli takım kamplarına alındı. Dağ kayağında yeni sporcular hedefliyoruz. Milli takım kamplarımızda bulunan sporcularımız önümüzdeki olimpiyatlarda madalyalar getirmeleri için çabalıyoruz. Dağ kayağı teknik kurulu toplantısı yaptık ve neler yapacağımızı konuşuyoruz. Yabancı sporcular bizden eğitim alıyor. Azerbaycan’dan katılan sporcularımız da var. Özellikle yüksek irtifa tırmanışlarda Kırgızistan’a 14 sporcumuzu göndermiştik. İlk defa 21 yaşında bir Türk sporcu 7 bin metrenin üzerine çıktı ve büyük bir başarı sağladı Aynı sezonda 7 binlik 2 zirveye çıkan 3 tane sporcumuz var. Bu arkadaşlarımızı öne çıkarmak istiyoruz, milli sporcu yapmak istiyoruz’’ dedi.



Dağcılıkta yaşanan kazalar eğitimle önlenebilir


Yaşanan dağcılık kazalarında eğitimin önemli olduğunu ve dağcıların tırmanış öncesi rotalarına iyi çalışması gerektiğini vurgulayan Başar, ‘‘Dağcılıkta kazalar meydana gelebilir. Buradaki en önemli nokta dağcılık sporunda eğitim çok önemli. Teknik seviyeler ve riskler eğitiminize paralel olması gerekiyor. Trafikte kaza yapabilirsiniz ama çok iyi eğitim alırsanız kaza yapmazsınız. Dağcılar çıkılacak rota konusunda önceden bilgi verilmesi gerekiyor. Dağcıların ön çalışmalar yapması, gidilecek rotaların iyi çalışılması. Kazalar olabilir. Arama kurtarma çalışmalarımız da var. Herhangi bir kaza olduğunda ekiplerimiz hızla ulaşıp kurtarma çalışması yapıyoruz’’ şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.