ÇEVRE - 13 Şubat 2020 Perşembe 13:09

Antarktika’dan getirilen bitki türleri Niğde’de koruma altında

A
A
A
Antarktika’dan getirilen bitki türleri Niğde’de koruma altında

Antarktika’dan getirilen bitkiler, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesinde çoğaltılarak inceleniyor.

Antarktika’dan getirilen bitkiler, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesinde çoğaltılarak inceleniyor.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, İstanbul Teknik Üniversitesi Kutup Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi koordinesinde gerçekleşen 3. Ulusal Antarktika Bilim Seferi ekibinde yer alan Prof. Dr. Sedat Serçe, Antarktika’daki bitki türlerini örnekledi. Yüzde 99’unun buzullarla çevrili olduğu, dünyanın en kurak yeri olan Antarktika’da sadece iki tür bitki zor koşullara rağmen yaşam buluyor. Kıtanın 7 değişik bölgesinden örneklenen ve Niğde’de koruma altına alınan bu bitki türleri, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi laboratuarlarında incelenerek çoğaltılıyor. Zor koşullara karşı dayanıklılığı incelenen Antarktik saç çimi ve Antarktik inci çayından elde edilecek verilerle Türkiye’de bulunan bitki türlerinin de zor koşullara karşı daha dayanıklı hale getirilmesi hedefleniyor. Bitkilerin genom büyüklüklerinin tespiti, Anadolu’da bulunan yakın türleri ile farklılıklarının ortaya konulmasının amaçlandığı çalışmada bitkilerin genel yapılarının Anadolu’da bulunan akrabalarıyla ne kadar benzer, ne kadar farklı olduğu da tespit edilecek.


Seferdeki görevinin Antarktika’daki bitki türlerini örneklemek olduğunu belirten Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Serçe, "3. Ulusal Antarktika Bilim Seferi kapsamında örneklediğimiz bitkileri hem tohum, hem bitki hem de normal doku şeklinde getirdik ve şuanda üniversitemizde bunları koruma altında muhafaza ediyoruz. Örneklerimiz gerçekten çok kıymetli, çünkü Antarktika çok geniş bir kıta ve Türkiye’nin yaklaşık 17 kat büyüklüğünde fakat bunun yüzde 99’u buzlarla çevrili. Sadece Antarktika yarımadası dediğimiz Güney Amerika’ya uzanan bölmede bazen yaz aylarında karla kaplı olmayan alanlar oluyor. Bitki popülasyonunu da oradaki koşullar her ne kadar ekstremde olsa karla kaplı olmayan bu alanlarda yaşayabiliyorlar. Biz bitki popülasyonlarının bulunduğu bu büyük bölgeyi örnekleme imkanımız oldu. Zaten tüm Antarktika’da sadece iki bitki var, biz her iki bitki türünü de Antarktika’nın bitkilerinin bulunduğu alanın 7 değişik bölgesinden örnekleyerek ülkemize getirmiş olduk" dedi.


Prof. Dr. Serçe, "Bulmayı ümit ettiğimiz şey bu bitkilerin nasıl olup da Antarktika gibi çok ekstrem koşullarda hayatlarını sürdürebildikleri. Öncelikle sıcaklık çok düşük sıcaklıklara kadar gerileyebiliyor, gün uzunluğu çok büyük bir şekilde değişim gösteriyor. Antarktik çemberin içinde 24 saat gece, 24 saat gün uzunluğu olduğu oluyor. Başka bir konu da bu bitkilerin sürekli tuzlu su, denize çok yakın yaşadıkları için sürekli denizden gelen tuz stresine de maruz kalıyorlar. Kısacık bir alanda sıcaklık, gün uzunluğu, tuz stresi, ona bağlı olarak kuraklık gibi önemli stres koşullarıyla karşı karşıya kalıyorlar ama bu her iki bitki türleri de o kıtada yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Biz bunun nedenlerini araştırmak istiyoruz’’ diye konuştu.


Amaçlarının tarımsal üretimin en önemli sorunu olan bitkileri stres koşullarına daha dayanıklı hale getirmek olduğunu da belirten Serçe, "Tarımsal üretimin en önemli sorunlarından birisi biyotik ve abiyotik stres koşulları. Küresel ısınma yüzünden gelecek 50 yılda 2 derece yükselebilir sıcaklık diyoruz, oysa Antarktika’daki koşulları düşünürsek çok daha fazla ekstrem koşullar görüyoruz. Şimdi bu bitkiler sahip olduğu mekanizmalarla bu stres koşullarına dayanıklılık gösterebildiklerine göre acaba bu mekanizmalar nasıl çalışıyor ki bu bitkiler orada dayanıklı olabiliyor diye temel bilimsel araştırmalar yapmayı hedefliyoruz. Bu çim bitkisinin yakın akrabaları ülkemizde de var ama onlar bu kadar dayanıklı değiller. Mekanizma olarak bu çim bitkisi ile ülkemizdeki ne bakımdan farklılık gösteriyor, bu farklılıkları tespit edebilirsek buradan bilgi üretme şansımız oluyor. Bu bilgiyle de bu mekanizmayı manipüle edip kendi kültür bitkilerimizi dayanıklı hale getirebiliriz diye ümit ediyoruz’’ dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’da kafa kafaya çarpışan araçlar savruldu: 5 yaralı Bartın’da karşı istikametlerde seyir halinde bulunan 2 araç, hız uyarı tabelası önünde çarpıştı. Kazada 2 kişi, su kanalına devrilen araçta sıkışırken, biri çalılık alana, araçların parçaları ise yola savruldu. Kazada 1’i ağır 5 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre Gürgenpınarı’ndan Bartın istikametine seyreden ve sürücüsünün ismi belirlenemeyen 74 ABF 264 plakalı araç ile karşı yönden gelen yabancı ülke plaka kodu bulunan ve sürücüsünün ismi öğrenilemeyen araç ile çarpıştı. Boğaziçi Caddesi üzerindeki hız limitlerini gösteren tabela önünde meydana gelen feci kazanın sebebinin ise aşırı hız olduğu belirtildi. Kazada çarpışmanın etkisiyle araçlardan biri yol kenarındaki su kanalına devrildi. Araç içerisinde bulunan 3 kişiden biri çalılık alana savrulurken, 2’si ise araçta sıkıştı. Diğer araç ise su kanalına ramak kala durmayı başarırken içerisindeki 2 kişi de yaralandı. Hava yastıkları açılan araçta bulunanların hafif şekilde yaralandığı öğrenilirken, araç içerisindeki kan izleri ise dikkat çekti. Her iki araçtan kopan parçalar yola ve yol kenarına savruldu. Kazanın ardından olay yerine çok sayıda polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Araçta sıkışan 2 yaralı, itfaiye, polis ve sağlık ekiplerinin yürüttüğü başarılı çalışma ile kurtarılarak, ambulansa bindirildi. Yabancı plakalı araçta bulunan ve yaralanan 2 kişinin ise gurbetçi olduğu kaydedildi. Olay yerine gelen polis ekipleri yolda başka bir kazanın yaşanmaması için güvenlik tedbiri aldı. Yapılan ilk müdahalenin ardından yaralılar, Bartın’daki hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazada yaralanan 5 kişiden birinin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Kazanın ardından trafiğin kontrollü bir şekilde sağlandığı yol, yürütülen temizlik çalışması ve aracın su kanalından kurtarılması çalışmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.
Adana Baraj göletlinde kaybolan adamın cansız bedenine 17 gün sonra ulaşıldı Adana’nın Kozan ilçesinde Ramazan Bayramı’nın 2’nci gününde Gökgöz Mahallesi’nde bulunan Kavşak Bendi Barajı Göletin’de yüzerek karşıya geçmeye çalışırken kaybolan 35 yaşındaki Oktay Sarıtiken’in (35), jandarma su altı robotu ile 17 gündür süren arama çalışmasında cansız bedenine gece saatlerinde ulaşıldı. Ankara’dan Kozan’a Ramazan Bayramı tatilini geçirmek için gelen 35 yaşındaki Oktay Sarıtiken, Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde Gökgöz Mahallesi’nde bulunan Kavşak Bendi Barajı Göletin’de balık tuttuktan sonra baraj göletlinde yüzerek karşıya geçmek isterken bir anda gözden kayboldu. 3 çocuk babası Oktay Sarıtiken’in 17 gündür süren arama kurtarma çalışmasında su altı robotları cansız bedenine ulaştı. Sarıtiken’in cansız bedenine 35 metre derinlikte ulaşıldı Ankara’dan ilçeye gelen Jandarma ekipleri, su altı robotu ile gece saatlerinde yaptığı aramada Sarıtiken’in 35 metre derinlikte ve baraj göletine girdiği yerden 100 metre açıkta cansız bedenine ulaşıldı. 17 gündür Sarıtiken ailesi ve mahallelinin acı bekleyişi sürerken Muhtar Mızrak Acar 17 gündür bir haber almayı beklediklerini ifade ederek "Arama çalışması günlerdir aralıksız sürdü. Çok şükür cenazemize ulaştık. Jandarma ekiplerine ve AKOM ekiplerine teşekkür ederiz Allah razı olsun” dedi. Sarıtiken’in cenazesi Adana adli tip kurumuna gönderildi.