KÜLTÜR SANAT - 15 Ekim 2025 Çarşamba 14:22

Doğu Türkistan’dan Niğde’ye uzanan yol: Altay köyünde Kazaklar kültürlerini yaşatıyor

A
A
A
Doğu Türkistan’dan Niğde’ye uzanan yol: Altay köyünde Kazaklar kültürlerini yaşatıyor

Niğde’de 1955 yılında Doğu Türkistan’dan göç eden Kazak Türkleri tarafından kurulan Altay köyünde Kazak kültürü tüm canlılığıyla yaşatılmaya devam ediyor.


Kültür ve doğa turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olan Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Altay köyü, her yıl artan ziyaretçi sayısıyla kentin alternatif turizm rotaları arasında öne çıkıyor. 1955 yılında Doğu Türkistan’dan göç eden Kazak Türkleri tarafından kurulan köy, bugün hala geleneksel yaşam biçimini, mutfağını ve değerlerini koruyor. Kazak kültürünün özgün izlerini taşımaya devam eden köyde geleneksel kıyafetlerden yemeklere, müzikten at biniciliğine kadar birçok kültürel unsur korunuyor. Kıl çadırlarda ikram edilen kımız (at sütü), Kazak mantısı, akçay (sütlü çay) ve Özbek pilavı gibi özgün lezzetler, okçuluk, at binme ve geleneksel kıyafetlerle düzenlenen etkinlikler, köyün kültürel kimliğini ziyaretçilerine yaşatıyor.



"Türkiye’de tek örnek"


Ulukışla Kaymakamı Emir Osman Gökçe, Altay köyünün Türkiye’de benzeri olmayan bir kültürel mirasa sahip olduğunu belirterek, "1955 yılında Kazak Türkü vatandaşlarımızın bu bölgeye göç etmesiyle kurulmuş bir köyümüz burası. Köyümüz kendi karakteristik özelliklerini hala taşımaktadır. Bu yönüyle Türkiye’de tek köy olma özelliği taşımaktadır. Özellikle yemek kültürü hala yaşatılmaktadır. Köyümüzün turistik açıdan geliştirilmesi ve turistik tesislerin artırılması bizim için önem arz etmektedir" dedi.


İl Kültür ve Turizm Müdürü Elif Belkız Baştürk ise, Altay köyünün gastronomi ve kültürel çeşitliliğine dikkat çekerek, "Gerek kültürüyle gerek gastronomisiyle Türkiye’nin pek çok ilinden farklı bir yapıya sahip. Buraya geldiğinizde Kazak mantısı, kımız, akçay, Özbek pilavı gibi özgün tatlarla karşılaşıyorsunuz. Ok atmak, ata binmek, kıl çadırda zaman geçirmek Orta Asya bozkır kültürünü yaşamanızı sağlıyor. Burası adeta yaşayan bir tarih ve herkesin mutlaka deneyimlemesi gereken bir yer" diye konuştu.


Altay köyünün ilk bebeklerinden biri olduğunu söyleyen köy sakinlerinden Abdulmennan Balabakan, "1933 senesinde beyimiz Alp Han, Çinliler tarafından öldürüldü. Ardından oğlu Eliz Han dört yıl boyunca Çinlilerle savaştı. Doğu Türkistan’dan Çin zulmünden kaçarak buraya geldik. 1937’de başlayan göç, Hindistan ve Pakistan üzerinden İstanbul’a uzandı. Ben o zaman 45-50 günlük bebekmişim. Türkiye Cumhuriyeti bizi misafir etti, sonra burada ev verildi. Çiftçilik yaparak hayatımıza devam ettik. O günden beri köyümüz, yurdumuz burası. Kültürümüzü burada yaşatıyoruz" diye konuştu.


Köy sakinlerinden Musa Erol ise, "Bu Altay köyü ilk kurulunca, ilk dünyaya gelen bebek benmişim. Onun için kendi köyümü bırakmak istemiyorum. Kazak geleneğini yaşatıyoruz" dedi.



"Orta Asya’nın kültürünü burada yaşıyoruz"


Altay köyünün sadece bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda kültürel bir bellek olduğunu söyleyen ziyaretçiler ise, köydeki atmosferin etkileyici olduğunu belirttiler. Ziyaretçilerden Burçin Eser, "Kazakistan’a gitme şansımız olmadı ama burada o kültürü yaşadık. Okçuluk, ata binme, kımız içme gibi gelenekleri görmek bizi çok mutlu etti. Halk çok sevecen, ortam çok güzel, herkesi buraya bekleriz" dedi.


Erdi Çam ise, "Buraya gelip bu kültürü yerinde görmek istiyordum. Kazakistan’a gitmeden bu kültürü tanımak mümkün. Buradaki insanlar çok misafirperver" diye konuştu.


Gözde Çam da, "Unuttuğumuz Türk kültürünü böyle köyleri ziyaret ederek hatırlayabiliriz. Gerçekten yaşayan bir değerle karşılaştık. Kıl çadırda, otağlarda Orta Asya kültürünü hissetmek, bir film platosundaymış gibi" dedi.



Turizmde yeni bir rota


Tur rehberi Serdar Salcıoğlu da bölgenin alternatif turizm açısından büyük potansiyel taşıdığını vurgulayarak, "Rehberlerin ve acentaların klasik rotalardan çıkıp bu tür alternatif rotaları değerlendirmeleri gerekiyor. Ülkemizin her köşesinde olduğu gibi burada da tanıtılmayı bekleyen güzellikler var. Altay köyü, kültürel miras açısından mutlaka görülmesi gereken bir yer" ifadelerini kullandı.


Yalnızca Kazak Türklerinin göç hikayesini değil, aynı zamanda Türk kültürünün köklerine uzanan bir yaşam biçimini temsil eden Alay köyü, ziyaretçiler için geçmişin ruhunu bugüne taşıyan bir kültür hazinesi niteliğinde.



Doğu Türkistan’dan Niğde’ye uzanan yol: Altay köyünde Kazaklar kültürlerini yaşatıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Spor A.Ş. personeline güvenli spor tesisleri için ilk yardım eğitimi Kayseri Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş. tarafından tesis personeline yönelik ilk yardım eğitimi düzenlendi. Acil durumlarda doğru, hızlı ve bilinçli müdahalenin öneminin hatırlatıldığı eğitimde, teorik bilgilerin yanı sıra uygulamalı çalışmalarla personelin farkındalığı attırıldı. Altın Bayrak Ödüllü Avrupa Spor Şehri unvanına sahip ve Dünya Spor Başkenti adayı Kayseri’de, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın spor ve sporcuya tam destek vizyonu doğrultusunda faaliyetlerini sürdüren Kayseri Büyükşehir Belediyesi Spor A.Ş., personeline yönelik nitelikli eğitimlerini sürdürüyor. Bu çerçevede Spor A.Ş. tesislerinde görev yapan personele yönelik ilk yardım eğitimi düzenlendi. Eğitimde, acil durumlarda hızlı ve doğru müdahale yöntemleri, temel yaşam desteği, boğulma, kanama ve yaralanmalarda ilk müdahale gibi hayati bilgiler detaylı bir şekilde aktarılırken katılımcıların, teorik bilgilerin yanı sıra uygulamalı eğitimlerle desteklendiği program, saha güvenliği ve acil durum yönetimi konusunda önemli bir farkındalık oluşturdu. Güvenli bir çalışma ortamı ve bilinçli bir ekip için eğitim programlarını sürdüren Spor A.Ş., sağlık ve güvenliği ön planda tutan yaklaşımla, personelin bilgi ve farkındalığını arttırmayı; tesisleri ise herkes için daha güvenli hale getirmeyi amaçlıyor.
Niğde Bu kafede sonsuz sevgi var Niğde Belediyesi tarafından down sendromlu özel bireylerin sosyal hayata daha iyi adapte olmaları ve yeteneklerini keşfetmeleri amacıyla hayata geçirilen proje kapsamında, down sendromlu gençler belediye tesislerinden Horanta Kafe’de çalışma imkanı buluyor. Özel eğitim öğretmenleri eşliğinde kafede görev alan gençler, eğitimlerinden arta kalan zamanlarda çalışarak hem sosyalleşiyor hem de gelir elde ediyor. Projede görev alan Alper Tüner, Kadir Burak Albayrak, Rıfat Boran Soylu ve Ayşenur Karanfil, kafe içerisinde servis, düzen ve misafirlerle iletişim gibi alanlarda aktif rol üstleniyor. Gençler, sorumluluk almayı öğrenirken toplumla iç içe olmanın mutluluğunu yaşıyor, müşterilerle sohbet ederek sevgilerini paylaşıyor. Özel Eğitim Öğretmeni Refika Karaman, down sendromlu gençlerin haftanın beş günü saat 15.30 ile 19.00 arasında Horanta Kafe’de çalıştığını belirterek, "Öğrencilerimiz öğlene kadar okula gidiyor, öğleden sonra ise işe geliyorlar. Belediyemizin aracıyla benim eşliğimde evlerinden alınıp yine evlerine bırakılıyorlar. Maaşlı ve sigortalı bir şekilde çalışıyorlar. Bu sayede birey olmayı öğreniyor, insanlarla sosyalleşiyorlar. Onların bizlere ihtiyacı yok, bizim onlara ihtiyacımız var" dedi. Karaman, gençlerin verilen her işi eksiksiz yerine getirdiğini vurgulayarak, diğer çalışanlardan hiçbir farkları olmadığını söyledi. Müşterilerle kurulan diyalogların son derece samimi olduğuna dikkat çeken Karaman, "Hoş geldiniz, afiyet olsun gibi günlük diyalogları çok güzel kuruyorlar. Müşterilerimiz masalarına davet ettiğinde oturup sohbet ediyorlar. O masadan hem müşterilerimiz hem de gençlerimiz mutlu bir şekilde kalkıyor. Gün sonunda velilerimiz beni arayıp çocuklarının eve mutlu döndüğünü söylüyor. Bu da bizim için en büyük mutluluk. Proje için Belediye Başkanımız Emrah Özdemir’e teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı. Projede çalışan Rıfat Boran Soylu ve Ayşenur Karanfil ise evde çok sıkıldıklarını, çalışarak kendi paralarını kazanmanın kendilerini çok mutlu ettiğini dile getirdi. Kafeyi ziyaret eden müşterilerden Zübeyde Ekici de projeye duyduğu memnuniyeti şu sözlerle anlattı; "Öncelikle bu proje için belediyemize çok teşekkür ediyoruz. Buraya adım attığımız anda gündelik hayatın bütün telaşını ve yorgunluğunu geride bırakıyoruz. Onlarla birlikte servis yapıyor, sohbet ediyoruz. Her geçen gün özgüvenlerinin arttığını görmek bizi çok mutlu ediyor. Toplumun bir parçası olmaları ve hayata kazandırılmaları gerçekten çok kıymetli. Onları çok seviyoruz." Horanta Kafe’de hayata geçirilen bu anlamlı proje, down sendromlu gençlerin çalışma hayatına katılımını sağlarken, topluma da sevgi, empati ve dayanışmanın en güzel örneklerinden birini sunuyor. (ST-TB
Kayseri Hizmet sektörüne acil durum ve ilk yardım eğitimi Kayseri Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri ve Risk Yönetimi Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen, İl Sağlık Müdürlüğü uzmanlarının katkı sunduğu acil durum ve ilk yardım eğitimi, hizmet sektöründe görev yapan çalışanlara yönelik iki gün boyunca başarıyla gerçekleştirildi. Eğitim programını ziyaret eden Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, önemli mesajlar verdi. Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri ve Risk Yönetimi Daire Başkanlığı organizasyonunda, hizmet sektörüne yönelik Acil Durum ve İlk Yardım Eğitimi düzenlendi. Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen ve iki gün süren eğitim programında, otel çalışanları, düğün salonu personeli ve çeşitli hizmet sektörlerinde görev yapan katılımcılara, muhtemel acil durumlarda doğru ve hızlı müdahalenin hayati önemi anlatıldı. Eğitimlerde İl Sağlık Müdürlüğü uzman eğitimcileri Erdal Demir ve Ahmet Fenar tarafından, temel ilk yardım uygulamaları, bilinç kaybı, solunum ve kalp durması durumlarında yapılması gerekenler, kanamalar, kırık-çıkık ve burkulmalarda doğru müdahale yöntemleri ile afet anlarında güvenli davranış biçimleri detaylı şekilde aktarıldı. Eğitim programının sonunda katılımcılara sınav uygulandı. Yapılan değerlendirme sonucunda başarılı olan kursiyerlere sertifika verildi. Eğitimi ziyaret eden Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, katılımcılarla yakından ilgilenerek yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Başkan Büyükkılıç, eğitimde katılımcılarla bilgi ve tecrübelerini paylaştı. Büyükkılıç, her şeyin dikkate dayandığını ifade ederek, dikkatsizliğin tehlikeyi çağrıştırdığını vurguladı. Büyükkılıç ayrıca bilinçli olarak hareket etmenin büyük önem arz ettiğine de işaret ederek, zamanında önlem almanın da hayati anlamı olduğunu söyledi ve eğitimin bu noktada büyük bir rol üstlendiğini de sözlerine ekledi. Sözlerinin sonunda Büyükkılıç, ‘ben’ kelimesinden öte ‘biz’ kelimesini benimseyerek bir aile gibi hizmet ettiklerini paylaştı. Eğitime katılan kursiyerler ise böylesine özel ve hayati bir organizasyonu hayata geçiren Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç başta olmak üzere, Büyükşehir Belediyesi’ne ve İl Sağlık Müdürlüğü’ne teşekkür ederek memnuniyetlerini dile getirdi.