GÜNDEM - 08 Nisan 2025 Salı 16:23

Niğde Belediyesi’nden eğitimden sağlığa, gıdadan yakacağa kapsamlı yardımlar

A
A
A
Niğde Belediyesi’nden eğitimden sağlığa, gıdadan yakacağa kapsamlı yardımlar

Niğde Belediyesi; sosyal belediyecilik anlayışıyla 2024 yılında da ihtiyaç sahiplerini yalnız bırakmadı.


Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü aracılığıyla yıl boyunca binlerce vatandaşa gıda, giyim, yakacak, eğitim ve sağlık gibi birçok alanda destek sağlandı. 2024 yılı içerisinde 25 bin aileye kuru gıda yardımı yapılırken, 6 bin 500 aileye temizlik malzemesi ve 4 bin 500 aileye bebek bezi desteği ulaştırıldı. Günlük olarak 55 aileye sıcak yemek sunulurken, 30 aileye ev eşyası yardımı ve günlük 350 aileye toplamda bin 400 ekmek desteği verildi. Kış aylarında vatandaşların ısınma ihtiyacını karşılamak üzere 600 aileye odun, 60 aileye soba, 350 aileye ise kömür yardımı yapıldı. Bin 300 kişiye giyecek yardımı ulaştırılırken, 20 aileye de manuel ve akülü tekerlekli sandalye desteği sağlandı. Engelsiz Taksi hizmetinden ise yıl boyunca 552 engelli vatandaş faydalandı. Eğitime verdiği önemle de dikkat çeken Niğde Belediyesi, bin 750 öğrenciye kırtasiye, 550 öğrenciye okul forması desteği sağladı. Ayrıca Yaşlı Destek Projesi (YADES) kapsamında 843 yaşlıya ev temizliği, kişisel bakım, hastane nakli, sıcak yemek, psikolojik destek ve çeşitli yardımlar ulaştırıldı.



Başkan Emrah Özdemir: "Yalnız değilsiniz, yanınızdayız"


Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir; 2024 yılı boyunca gerçekleştirilen sosyal yardımlara ilişkin yaptığı açıklamada, sosyal belediyeciliği yalnızca bir hizmet modeli değil, bir vicdan meselesi olarak gördüklerini vurguladı.


Başkan Özdemir; "Belediye olarak temel önceliğimiz; ihtiyaç sahibi hiçbir vatandaşımızı yalnız bırakmamak, herkesin temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir sosyal dengeyi sağlamaktır. 2024 yılı içerisinde Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğümüz aracılığıyla yürütülen çalışmalarla, gıdadan giyime, yakacaktan eğitim malzemelerine kadar her alanda on binlerce vatandaşımıza dokunduk. Bu çalışmalar sadece istatistik değil; her biri bir hayat, bir umut, bir tebessüm demektir" ifadelerini kullandı. Eğitime yönelik desteklerin altını çizen Başkan Özdemir; "Geleceğimizin teminatı olan evlatlarımızın daha iyi şartlarda eğitim alabilmeleri için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Öğrencilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Çünkü biliyoruz ki güçlü bir Niğde, iyi eğitim almış, özgüveni yüksek bireylerle mümkün olacaktır. Bu doğrultuda hem eğitim yardımlarımızı sürdürüyor hem de 4 yeni kütüphane açarak gençlerimize daha iyi eğitim şartları sunuyoruz" dedi. Vatandaşların desteğiyle bu hizmetlerin daha da büyüyeceğini belirten Başkan Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı;


"Hiç kimse kendini yalnız hissetmesin istiyoruz. Biz büyük bir aileyiz. Niğde Belediyesi olarak bu ailenin her ferdine sahip çıkmak, onların yaşamını kolaylaştırmak, hayatlarına değer katmak için çalışmaya devam edeceğiz. Sosyal belediyecilik anlayışımızı kararlılıkla sürdüreceğiz."



Niğde Belediyesi’nden eğitimden sağlığa, gıdadan yakacağa kapsamlı yardımlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."