SAĞLIK - 20 Mayıs 2019 Pazartesi 12:56

Keneler kırmızı et alerjisine sebep olmuyor

A
A
A
Keneler kırmızı et alerjisine sebep olmuyor

İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof.

İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, özellikle Karadeniz Bölgesi’nde kene sokmasının yetişkinlerde kırmızı ete karşı gıda alerjisine sebep olduğunu söyledi.


Medical Park Ordu Hastanesi İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, “Dünyanın birçok bölgesinde kırmızı et alerjisindeki artıştan keneler sorumlu tutulmaktadır. Kene sokması sonrası kişiler kenelere ve kırmızı ete karşı alerjik reaksiyon geliştiriyor. Kenelerin mide içeriğinde bulunan bir alerjen kırmızı ete karşı duyarlılık oluşturmaktadır” dedi.


Alerjik hastalıklar günümüzde oldukça sık görüldüğünü belirten Medical Park Ordu Hastanesi İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, anafilasksi denilen şiddetli alerjik reaksiyonların görülme sıklığında ve şiddetin de artış söz konusu olduğunu ve 15 yılda 7 kat artış olduğunu söyledi.



“Süt ve yumurtaya dikkat edin”


Ölüme neden olan alerjik anafilaksi reaksiyonlar genelde gıda, ilaç alımı, arı ve böcek sokmaları sonrası ortaya çıkan ani başlangıçlı yaygın kaşıntı, kızarıklık, yüzde gözde şişme, nefes darlığı, çarpıntı, göz kararması, karın ağrısı, ishal, baygınlık gibi şikayetlere, hatta ölüme yol açabilen şiddetli reaksiyonlar olduğunu belirten Medical Park Ordu Hastanesi İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, özellikle küçük çocuklarda süt, yumurta, soya ve buğdaya dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.


“Son yıllarda alerjisinde artış gözlenen bir başka gıda kırmızı ettir” diyen Prof. Dr. Ali Kutlu; “Kişisel gözlemim Karadeniz bölgesinde kırmızı et yetişkinlerin en sık alerjik olduğu gıdadır. Dünyanın birçok bölgesinde kırmızı et alerjisindeki artıştan keneler sorumlu tutulmaktadır. Kenelerin mide içeriğinde bulunan bir alerjen kırmızı ete karşı duyarlılık oluşturmaktadır” diye konuştu.



“Çocuklarda gıdaya alerji arttı”


Özellikle çocuklarda son 10 yıl içerisinde gıda alerjilerinde de 2 kata varan artış olduğunu vurgulayan İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Aileler genelde çocuklarına astım tanısı konduğunda itiraz etme ve kabullenmeme eğilimi göstermekte, fakat konu gıda ve ilaç alerjisi olduğunda sıklıkla çocuklarının ve kendilerinin alerjik olduğunu düşünmektedirler. Alerjik hastalıklarda gözlenen artışta modern yaşam tarzı ve buna bağlı küçülmüş çekirdek aileler, aşılama, yoğun antibiyotik kullanımı, kişisel hijyen koşullarındaki düzelmeler, artmış sezaryen oranları ve bunlara bağlı olarak doğal vücut flora bakterilerinin oluşamaması, mikroplarla temasın azalması sıklıkla suçlanmaktadır. Ölüme neden olan alerjik reaksiyonların büyük bölümünden özellikle çocuklarda gıda alerjileri sorumlu olup son 10 yıl içinde gıda alerjilerinde de 2 kata varan artış dikkati çekmektedir. Özellikle bebek ve küçük çocuklarda süt, yumurta, soya buğday başlıca alerjik gıdalar olup daha büyük çocuklar ve yetişkinlerde kabuklu yemişler, balık, kabuklu deniz ürünleri, lateks ve polenlerle ilişkili taze meyve ve sebzeler ön plana çıkmaktadır.”



“Anneler gıda alerjisi konusunda yanılıyor”


Günümüzde 5 anneden 1’i çocuklarında gıda alerjisi olduğunu söylediklerini ancak annelerin yüzde 80 oranında yanıldığını belirten Prof. Dr. Ali Kutlu, “Anafilaksi tarzı reaksiyonlarda alerjenden kaçınma, erken tanı ve müdahale çok önemlidir. Şiddetli anafilaksi reaksiyonu geçiren hastaların yanlarında adrenalini otomatik olarak yapan (oto enjektörlü) ilaçlar bulundurması gerekir. Ülkemizde alerjik hastalıklar açısından ciddi kafa karışıklıkları, bilgi eksikliği ve vurdumduymazlık vardır. Örneğin oto enjektörlü adrenalinin ABD’de yıllık reçetelenme sayısı 6 milyon iken bu rakam ülkemizde sadece 20 bindir. ABD’de bu ilacın okullarda bulundurulması zorunludur” şeklinde konuştu.



“Ordu ve Giresun’da alerji arttı”


Son 2 yılda Ordu ve Giresun illerinde 10 kişinin arı sokması neticesinde oluşan alerji nedeniyle hayatını kaybetti ifade eden Prof. Dr. Ali Kutlu şunları söyledi:


“Son 2 yılda Giresun ve Ordu’da takip ettiğim kadarıyla yaklaşık 10 kişi arı alerjisi nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Ülkemizde arı alerjisi konusunda ciddi çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Sadece ülkemizde değil birçok ileri batı ülkesinde de anaflaksi müdahalesi ve adrenalin kullanımı konusunda hekimlerin de ciddi bilgi eksikliği mevcuttur. Ülkemizde aile hekimlerine yapılan bir ankette göre doktorların yüzde 31.2’si şiddetli reaksiyonlarda adrenalin kullanmayı düşünüyor ve sadece yüzde 38’i arı alerjisinde koruyucu immunoterapinin varlığından haberdar. Özellikle arı ve gıda alerjileri açısından halkımızın mutlaka aydınlatılması gerekmektedir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ’den Filistin için haykıran Amerikalı öğrencilere destek İsrail’in Filistin’e karşı uyguladığı saldırılara tepki gösteren ABD’li öğrenci ve akademisyenlerin gözaltına alınmasını kınayan Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) yönetimi, öğrenci ve akademisyenlere destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Manisa CBÜ yönetimi, İsrail’in Filistin’e uyguladığı insanlık dışı saldırılara ve ABD’li akademisyen ve öğrencilerin İsrail’in saldırılarına karşı gösteri düzenlerken gözaltına alınmalarına tepki göstermek amacıyla basın açıklaması yaptı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğünce Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Yerleşkesi-Rekreasyon Alanında gerçekleştirilen basın açıklaması saygı duruşunda bulunulması ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunduğu basın açıklamasına ellerinde Türk Bayrağı ve Filistin Bayrağı taşıyan bir çok öğrenci ve akademisyen katılarak destek verdi. “Bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemiyorlar” Basın açıklamasında konuşan Manisa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, “Maalesef ki içinde yaşadığımız 21. Yüzyılında, inşa edilen ortak insani değerlere, ilkelere ve normlara rağmen tüm dünyanın gözü önünde yine bir insanlık dramının yaşandığına tanıklık ediyoruz. Ekim ayında başlayan ve 7 aydır devam eden İsrail saldırılarında 15 bini çocuk, 10 bini kadın olmak üzere 35 binden fazla sivil vatandaşın katledilmesi karşısında vicdan sahibi her insan gibi kahroluyoruz ve ah ediyoruz. Dünya devletlerinin İsrail’in zulmü karşısında sessiz kalmaları, dahası katliamları destekleyen politikalar benimsemeleri birer akıl tutulmasına dönüşmüştür. Şüphesiz batının bu iki yüzlü tutumu bizler için yeni değildir. Akan kan Müslüman kanı olduğunda Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Hocalı’da, Bosna’da, Kıbrıs’ta sözde medeni batının bu iki yüzlülüğünü biz hep gördük hep yaşadık. Ancak İsrail’in saldırılarının sergilediği vahşet ve ortaya çıkan soykırım tablosu öyle ağır olmuştur ki; batı toplumlarında farklı din / dil / ırk a sahip olsa da benzer vicdana sahip her kesimden vatandaşın tepkisini çekmiştir. Kendi yönetimlerinden umudunu kesen batılılar, insan olmanın ve vicdan taşımanın gereğini yaparak hem İsrail’e hem kendi ülkelerine tepkilerini bireysel eylemlerle dile getirmeye başlamıştır. Yıllarca bize medeniyet nutukları atan batı ülkelerinin çıkarları için bir soykırım karşısında sessiz kalmaları yetmezmiş gibi bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemedikleri de görülmüştür. Siyonizm odaklı vahşet karşısında tepki gösteren Amerikalı öğrencilere yönelik baskı ve şiddet de bu durumun tüm dünya halkları tarafından görülmesini sağlamıştır” dedi. Filistin’e destek gösterileri düzenleyen öğrencilere karşı ABD polisin üniversiteleri işgal ettiğini dile getiren Rektör Kibar, “ABD’de çok sayıda kampüs polisler tarafından işgal edilmeye başlamıştır. Son 3 haftadır yaşanan süreçte 2 binden fazla akademisyen ve öğrenci orantısız güç kullanılarak şiddete maruz kalmış ve ağır ceza suçluları gibi ters kelepçe ile göz altına alınmıştır. Manisa CBÜ ailesi olarak yaşanan bu süreci kabul edemiyor, tüm inancımızla reddediyor ve ABD ile İsrail yönetimlerine sesleniyoruz; “Sadece Gazze’deki masum sivilleri değil, aynı zamanda insanlık vicdanını, onurunu, evrensel hukuku, insan haklarını, medeniyet değerlerini ve normlarını da katlettiğinizi görün ve bu zulmü durdurun artık! ‘Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytan’dır’ şiarını benimseyerek tüm gücümüz ve kararlılığımızla ABD ve İsrail Yönetimleri tarafından sürdürülen bu zulmün karşısında olduğumuzu çok net bir şekilde bir kez daha haykırıyoruz” diye konuştu. Manisa Valisi Enver Ünlü ise yaptığı açıklamada, “Filistin yarım asırdan fazla bir süredir vahşetin en şiddetlisini yaşandığı bir yer haline geldi. Biz bu coğrafyadan çekildikten sonra bu başladı. O tarihten beri de gözyaşı dinmedi. Siyonist İsrail ve gözü dönmüş eli kanlı cani Netanyahu Refah kentine de saldırıların da çok yakında başlayacağını açıkladı. Dünyanın gözü önünde çok büyük bir katliam çok büyük bir acı yaşanıyor. Bütün dünya buna sessiz. Ancak başta Amerikalı öğrenciler Avrupa’da sivil toplum kuruluşları çok büyük bir mücadele veriyorlar. 2 bin 500 Amerikalı öğrenicinin gözaltına alındığını baskıya ve zulme uğratıldığını, çok sayıda akademisyenin görevden el çektirildiğini üzüntüyle öğrendik. İnsanoğlunun hayal gücünü zorlayan, merhamet duvarlarını tarumar eden bu vahşet karşısında, maalesef, dünya kamuoyu görmez, duymaz, konuşmaz olmuştur. Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere, bu insanlık dramına gerek yurtiçinde gerek yurtdışında en şiddetli tepkiyi veren yine aziz milletimiz ve devletimiz olmuştur. Dini farklılıklar sebebiyle zulme maruz kalan ve en çok da savunmasız kadınların ve çocukların hayatını kaybettiği bu vahim hadiseler, insan olma şuuruna erişmiş her vicdanı derinden yaralamıştır” dedi. Basın açıklamasına Manisa Valisi Enver Ünlü ve eşi Sema Ünlü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa Vali Yardımcısı Erhan Günay, Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, protokol üyeleri, akademisyenler, öğrenciler katıldı.
Gaziantep Hareket halindeki polis otosundan atlayan şahıs hayatını kaybetti Gaziantep’te şüpheli hareketleri nedeniyle gözaltına alınan ve psikolojik sorunları olduğu öğrenilen genç, seyir halindeki polis otosundan atladı. Olayda ağır yaralanan genç tedavi gördüğü hastanedeki 12 günlük yaşam savaşını kaybederken, acılı aile ihmal iddiasında bulundu. Olay, 24 Nisan günü Şahinbey ilçesi Yeditepe Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, psikolojik sorunları bulunan 27 yaşındaki Onur Toy, çevredeki vatandaşlar tarafından şüpheli hareketlerde bulunduğu gerekçesiyle ihbar edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri, Onur Toy’u kelepçeleyerek ekip otosuna bindirdi. Toy, hareket halindeki ekip otosunun kapısını tekmeleyerek açtıktan sonra kendisini dışarı attı. Kafasını yere çarpan Toy, ağır yaralandı. Toy, bölgeye gelen sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede 12 gündür tedavi gören Onur Toy, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Cenazeyi teslim alan aileden ihmal iddiası Hayatını kaybeden şahsın cenazesi, Gaziantep Adli Tıp Kurumu’nda tamamlanan işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edildi. Cenazeyi teslim alan acılı aile, çocuklarının hiçbir suç kaydının bulunmadığını ve olayla ilgili ihmal olduğu iddiasında bulunarak, sorumlular hakkında gerekli yasal işlemleri başlatacaklarını söyledi. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.