GENEL - 05 Ağustos 2019 Pazartesi 10:00

Kibele Heykeli, restorasyonun ardından Ordu’ya getirilecek

A
A
A
Kibele Heykeli, restorasyonun ardından Ordu’ya getirilecek

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof.

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt, 2016 yılında Ordu’da bulunan Ana Tanrıça Kibele Heykeli’nin, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Ordu’ya getirileceğini, ayrıca yapılacak olan birebir kopyasının da bulunduğu Kurul Kalesi’ndeki yerinde sergileneceğini belirtti.


2016 yılında Ordu’daki Kurul Kalesi’nde yapılan arkeolojik kazılarda, Türkiye’de ilk kez yerinde bulunan mermer heykel olma özelliği taşıyan ‘Ana Tanrıça Kibele Heykeli’nin restorasyon çalışmaları sürüyor. Tüm Türkiye’de ve dünyada yankı uyandıran ve kendi döneminde oldukça fazla tahribat gören heykel, İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Müdürlüğünce titiz bir şekilde yerinden alındıktan sonra parçalar halinde sandıklara konularak İstanbul’a götürülmüştü. Kibele’nin, en az 2 yıl daha restorasyon süreci olduğu ve tamamlandığında Ordu’ya getirileceği belirtildi.



“Çok titiz ve yavaş yürütülmesi gerekiyor”


Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt, 2016 yılında bulunan ve ilk yerinde bulunma özelliği taşıyan Kibele’nin, kendi dönemlerinde oldukça tahribat gördüğünü söyledi. 2016 yılında, İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Müdürlüğü tarafından titiz bir şekilde yerinden alındın ve parçalar halinde sandıklara konularak İstanbul’a götürülen heykelin, birleştirme işleminin titizlikte sürdüğünü ifade eden Şenyurt, “Birleştirilen parçaların, birleştirirken bozulmaması için bir takım kimyasallar, konservasyon malzemesi kullanmak gerekiyor. Bu malzemeler yurt dışından temin edildi ve testler yapıldı. Çünkü uygulanan kimyasal ve koruma malzemesinin sonuçlarını görmek gerekiyor. Eser o an için bütünlenir ama sonrasında dökülürse yapılan iş hiçbir işe yaramaz ve tahribat olur. O yüzden koruma işi çok titiz ve yavaş yürütülmesi gereken bir iş” dedi.



“Oluşturulan birebir kopya Kibele, Kurul Kalesi’ndeki yerinde sergilenecek"


Prof. Dr. Şenyurt, oluşturulan kopya Kibele sayesinde insanların Kurul Kalesi’nde heykelin çıkartıldığı yerde görme şansını bulacaklarını belirterek, “Heykelin tam oturuş pozisyonu elde edilmeye çalışılıyor. Sanırım Eylül ayına kadar bu işlem gerçekleştirilecek ve biz Kibele Heykeli’nin koruma ve restorasyon işlemi devam ederken, biz heykelin gerçek boyutlarını tamamen öğrenmiş olacağımızdan bir kopyasını çıkartma şansını elde edeceğiz. Hep düşündüğümüz gibi bu kopyayı da mermerden yaptırmayı düşünüyoruz. Biraz maliyetli de olsa orijinaline benzeyen malzemeden Kurul Kalesi’ndeki yerine koyacağız. Kurul Kalesi ören yeri kimliği kazandığı zaman, ziyaretçi buraya geldiği zaman Kibele Heykeli’nin birebir kopyasını da bulunduğu konumunda görmüş olacak” şeklinde konuştu.



“Koruma önlemleri en az 2 yıl daha devam edecek”


Restorasyonu yapan görevlilerin verdiği bilgiye göre, koruma önlemlerinin en az 2 yıl daha sürebileceğini açıklayan Şenyurt, "Şu anda zaten Ordu Müzesi, etnografya ve arkeoloji müzesi olarak hizmet veriyor. Şu an o boyuttaki bir eseri koruyup orada sergileyecek bir konum da yok. Ümit ediyoruz ki bu süre içerisinde Ordu’ya hep düşündüğümüz ve planlanan arkeoloji müzesi yapılır. Onun yapılmasıyla Kibele Heykeli’nin restorasyonu biterse, 2 yıl sonra inşallah güzel bir müze ve Kibele Heykeli’ni müzede görme şansımız olacak" ifadelerini kullandı.



“Aslı Ordu’ya gelecek”


Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yücel Şenyurt, bulunan eserlerin o şehre ait olduğuna da dikkat çekerek, şöyle konuştu:


“Çünkü bir eser bulunduğu şehre aittir. O şehirde müze varsa mutlaka oraya gelir. Şu an envanter olarak Ordu Müzesi’ne kayıtlı. Sadece restorasyon için İstanbul’a gitmiş durumda. Ordulu halkımızın Kibele’nin akıbeti ile ilgili bazen garip dedikodulara inandığını görünce üzülüyorum. Dolayısı ile yakın bir zamanda İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde o Kibele Heykeli’nin restorasyon görüntüleriyle birlikte olacağız."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Konya Ali Çamdalı: “Fenerbahçe’ye karşı çok değerli bir puan aldık” Konyaspor Teknik Direktörü Ali Çamdalı, Fenerbahçe karşısında golsüz beraberlikle sonuçlanan maçın ardından yaptığı açıklamada, “Fenerbahçe’ye karşı bence inanılmaz bir mücadele, çok değerli bir puan aldık ama sadece başlangıç bu” dedi. Konyaspor, Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında evinde karşılaştığı Fenerbahçe ile golsüz berabere kaldı. Maç sonu basın toplantısında açıklamalarda bulunan Konyaspor Teknik Direktörü Ali Çamdalı, “Konyaspor Teknik Direktörü Ali Çamdalı, taraftarın destek olduğunu belirterek, "Gönül ister ki üç puanla onları bugün eve gönderelim, ama maalesef olmadı. Bugün biraz şans bizim yanımızda olsaydı, belki daha farklı olabilirdi. Oyuncu arkadaşlarıma ne kadar teşekkür etsem az. Bu hafta aslında, böyle bir maç olacağını, böyle bir mücadele gücünün ortada olacağının sinyalini aslında antrenmanda vermişlerdi. Ekiple beraber bizde onlara sufle vermeye çalıştık. Onlarda fazlasıyla bunu uyguladılar. Fenerbahçe’ye karşı, bence inanılmaz bir mücadele, çok değerli bir puan ama sadece başlangıç bu. Bize daha fazlası lazım. Bizim için önemli olan bu maçtan kazançlar elde etmek, puandan ziyade. İyi oyun, enerji, mücadele gücü. Bence bunları kazandık. Puan da artı oldu. İnşallah Samsun maçına bunu taşır ve orada da istediğimiz galibiyeti alırız” şeklinde konuştu.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.