GENEL - 16 Eylül 2019 Pazartesi 16:18

Ordu Valisi Seddar Yavuz:

A
A
A
Ordu Valisi Seddar Yavuz:

Ordu’da 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı ve İlköğretim Haftası kutlama programı ve Okul Hizmet Birimlerinin açılış töreni, Mehmet Akif Ersoy Ortaokulunda gerçekleştirildi.

Ordu’da 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı ve İlköğretim Haftası kutlama programı ve Okul Hizmet Birimlerinin açılış töreni, Mehmet Akif Ersoy Ortaokulunda gerçekleştirildi.


2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı ve İlköğretim Haftası kutlama programında bir konuşma yapan Vali Seddar Yavuz, ”2019-2020 eğitim-öğretim yılının hepimize hayırlı ve uğurlu olmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Aziz Türk milleti, bir diriliş, bir kuruluş ve yeniden adeta serpilme, büyüme, gelişme ve eski günlerine kavuşma azim ve kararlılığıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kutlu bir yola çıkmıştır. Bu yolculuk bize elbette birçok sevinci, üzüntüyü beraberinde getirmiş, ama iddiamızdan, idealimizden, ülkümüzden asla vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Bu iddiamızı gerçekleştirebilmemiz için elbette en önemli hususlardan bir tanesi; birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde olmamız, eğitimi önemsememiz, öncelememiz ve mutlak suretle vicdanı hür, aklı hür insanlar yetiştirmemiz büyük Atatürk’ün ifadesiyle çağdaş dünyayla yarışabilecek, rekabet edebilecek bir düzeye ulaşmamızdır. Bunları gerçekleştirirken dünden kopuk, medeniyet değerlerine düşman, hatta yabancı nesiller değil, medeniyet değerlerini özümsemiş, dün kim olduğunu bilen, bugün kim olduğunu bilen, yarın kim olması gerektiğini bilen bir nesli inşa etmeliyiz” dedi.



“Eğitime her türlü desteği vereceğiz”


“Biz, çağdaşlaşmak, çağ ile yarışmak, çağın üzerine çıkmak istiyoruz. Ama başkalarına benzemek, başkalarından kopya çekmek istemiyoruz. Biz kendine özgün bir millet olarak yolumuza devam etmek istiyoruz. Eğitimin temelinde önemli hususlardan bir tanesi de budur” diyen Vali Yavuz, ”Biz, 2 Bin 200 yıllık devlet geleneğine sahip, dünyanın en son emperyal devletine sahip bir milletin evlatları olduğumuzu asla unutmamalıyız. Bu özgüvenle yolumuza devam etmeliyiz. Eğitimin bir seferberlik işi olduğunu ve hepimizin çorbada tuzumuz olması gerektiğini her defasında ifade ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki Türkiye’de eğitim alt yapısının değiştirildiğini hepiniz biliyorsunuz. Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan derslik sayısının 2 katından fazlası, son yıllarda Ordu’ya yapılmıştır. Önemli olan fiziki alt yapı değil, diğer taraftan nesillerimizin geleceğe hazırlanması, dünya ile yarışan bir Türkiye ve Türk insanı oluşturmaktır. Yoksa önemli olan sizin ne kadar büyüdüğünüz değil, rakiplerinizin ne kadar büyüdüğüdür. Eğer siz rakipleriniz kadar büyümüyorsanız, küçülüyorsunuz demektir. Bu şirketler için de, bilgi için de, devlet için de böyledir. O yüzden bizim işimiz, onları yakalamak ve geçmektir. Bunu yaparken de güçlü olmak istiyoruz. Gücü de hakkı hukuku haykırmak için istiyoruz. Adaleti tesis etmek için güce talibiz. Bunun için mücadele ediyoruz. Bizim medeniyetimizin en önemli kodu gücü zulmetmek için değil, adaleti tesis etmek için istemiş olmamızdır. Bizi, bütün dünya devletlerinden, emperyalistlerden ayıran en önemli özelliğimiz elbette budur. Valilik olarak eğitime her türlü desteği vermeye devam ediyoruz. Paydaşlarımızla bu konuda iş birliğine devam ediyoruz” şeklinde konuştu.



“Öğretmenine saygı duymayan, büyüklerini sevmeyen bir milletin geleceği yoktur”


Konuşmasında, öğretmenlerin inanılmaz bir gayretle çalıştığını ve dünyanın en zor mesleğini gerçekleştirdiğinin bir kez daha altını çizen Vali Seddar Yavuz, “Kurum yöneticilerimize, öğretmenlerin birer sanatkar olduğunu ve onlara kıymet ve değer verilmesi konusunda daha fazla çaba sarf etmelerini bir kez daha hatırlatıyorum. Öğretmenine saygı duymayan, büyüklerini sevmeyen bir milletin geleceği asla yoktur. Eğer bir milletin damarlarını kesmek istiyorsanız onların referanslarını kötüleyin. Referansları ise, tarihte yetiştirmiş olduğu büyük insanlardır. İlim, irfan sahipleridir, devlet adamlarıdır. Eğer siz öğretmenlerinizi itibarsızlaştırırsanız bilin ki geleceğiniz olmaz. O yüzden bizim ilim, irfan sahiplerine yönelik saldırıları bertaraf edecek bir yaklaşım ortaya koymamız gerekir. Tarihi şahsiyetlere, ilim irfan sahiplerine, öğretmenlerimize yönelik her türlü haksız eleştiriye bizim hep beraber dur diyebilmemiz gerekir” diye konuştu.



“Okul idarecilerimiz öğretmenlerimize gereken saygıyı gösterin”


Okul idarecilerinden öğretmenlere saygı göstermelerini isteyen Vali Yavuz, “Eleştirin, araştırın, konuşun ama öğretmeninizi öğrencinin yanında ulu orta itibarsızlaştırmayın. Çünkü, öğretmeni itibarsızlaştırmak, bilin ki çocuğunuza kötülük yapmak demektir. Hepinizden istirham ediyorum. Bütün milli eğitim teşkilatımızdan ve kurum yöneticilerimizden öğretmenlerimize daha fazla saygıyı göstermenizi bu şehrin Valisi olarak talimatlandırıyorum. Lütfen, öğretmenimize daha fazla hürmet ve saygı gösterin” diyerek, konuşmasını tamamladı.



Hilmi Güler: “Eğitim pahalı bir iş ama cahillik daha pahalı”


Büyükşehir Belediyesi olarak eğitime son derece önem verdiklerini ve temel görevlerden bir tanesi olduğunu söyleyen Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, “Eğitim bildiğiniz gibi pahalı bir iş ama sonuçlarına baktığımız zaman cahillik daha pahalı. Onun için biz eğitime son derece önem vererek Ordu’muzu gerçekten marka bir şehir yapmak istiyoruz. Bunun için de AR-GE çalışmaları, Bilim Sanat Merkezleri dahil olmak üzere hepsini laboratuvarlılarıyla, diğer imkanlarıyla büyütmek istiyoruz. Burası hem bir yazılım merkezi olsun, hem robotik konusunda olsun, hem fındığın katma değeri yüksek ürünlerle dönüşmesi olsun, sosyal politikalar olsun bunların hepsini yapabilecek durumdayız diye düşünüyorum. Bir takım olarak, Ordu olarak çok yoğun bir şekilde yeni dönemde daha yüksek başarıları iller klasmanında olmasını arzu ediyoruz. Sayın Valim, Kaymakamımızla birlikte çok güzel bir çalışmayı daha senenin başında başlattık ve iyi sonuçlar aldık. Üniversiteyle, eğitim kurumlarıyla bir bütün olarak Ordu’da da en iyi olmak üzere çalışmalarımızı yapacağız” dedi.



130 bin öğrenci ders başı yaptı


Milli Eğitim Müdürü Kutlu tekin Baş ise yaptığı konuşmada, Ordu’da 567 okulda, 6 bin 447 derslikte, 9609 öğretmen ve 130 bin 138 öğrenci ile yeni eğitim-öğretim yılına başlandığını söyleyerek, “Eğitim, bir insanın doğumundan ölümüne kadar devam eden ve istendik davranışların kazanıldığı bir süreçtir. Eğitim yolu ile insanlar sadece bilgi ve birikimlerini gelecek nesillere aktarmazlar aynı zamanda milli, manevi ve evrensel değerleri de eğitim yolu ile bireylere aktarırlar. Bu yüzden insan olmanın temel şartı eğitimdir. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlattığı bu yolda bu amaç uğruna mücadele eden öğretmenlerimiz, bu uğurdaki azim ve kararlılıklarını hiçbir zaman yitirmeyeceklerdir. Eğitim meşalesinin aydınlattığı bir Türkiye, sadece öğretmelerimizin değil velilerimizin vermiş olduğu destekle kısa zamanda dünyanın gelişmiş ülkeleri arasındaki yerini almıştır” diye konuştu.


Konuşmaların ardından Yüksel-Rüstem Öztürk Anaokulunu yaptıran hayırsever Rüstem Öztürk ile Dr. Çetin Yener Konferans Salonunu yaptıran Rabia Kader Yener’e, Vali Seddar Yavuz tarafından plaket takdim edilerek, yaptıkları hizmetten dolayı teşekkür edildi.


Plaket takdimi sonrası Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu 8/A sınıfı Öğrencisi Ferahnaz Dalkıç ile 6/D sınıfı öğrencisi Nehir Öztürk, “Dünyanın En Zengin Aklını Gördüm”, “Eğitin Beni” adlı şiirler okundu. Daha sonra Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu 8. sınıf öğrencilerinden. 5.sınıf öğrencilerine “Okula Hoşgeldiniz” çiçeği sunuldu.


2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı ve İlköğretim Haftası kutlama programı, Dr. Çetin Yener Konferans Salonunu ile Yüksel-Rüstem Öztürk Anaokulu açılış töreni ile sona erdi.


Törene, Altınordu Kaymakamı Niyazi Erten, Altınordu Belediye Başkanı Aşkın Tören, Jandarma Komutanı Albay Tolunay Başer, bazı daire müdürleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri, okul müdürleri, öğrenci velileri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kadınlar domates kasası yarışmasında erkeklere taş çıkarttı Antalya’nın Kumluca ilçesi ve çevre ilçelerdeki seralarda çalışan vatandaşların katılımıyla domates kasası taşıma, domates çekme ve halat yarışları düzenlendi. Kumluca Belediyesi tarafından Kumluca Şehir Stadı’nda düzenlenen yarışmalarda, Kumluca ve çevre ilçelerden katılan kadınlar kıyasıya mücadele etti. Domates kasası taşıma yarışmasında 3 dakikada 24 domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi birinci, 21 domates kasası taşıyan Hatice Işık ikinci, 17 domates kasası taşıyan Hörü Alkan üçüncü oldu. Domates yeme yarışmasında da 3 dakikada 1 kilo 362 gram domates yiyen Ayşegül Aydın birinci, 1 kilo 216 gram domates yiyen Ayşe Akyürek ikinci, 1 kilo 178 gram domates yiyen Mefaret Ünal ise üçüncü sırada yer aldı. Sekiz takımın katıldığı halat çekme yarışmasında ise finalde Kumluca Belediyesi takımıyla karşılaşan Kaşlılar takımı, zorlu mücadeleyi kazanarak şampiyon oldu. Yarışmalar, renkli görüntülere sahne oldu. Yarışmada en fazla domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi, sera işçisi olduğunu ve her gün sayısız domates kasası taşıdığını söyledi. Yarışmayı birinci olarak bitirdiği için mutlu olduğunu dile getiren Keyikçi, festival dolayısıyla neşeli bir hafta geçirdiklerini kaydetti. Kaşlılar takımı halat çekme şampiyonu oldu Halat çekme yarışmasında birinci olan Kaşlılar takımının kaptanı Saliha Güçlü de serada çalışan kadınların hünerlerini sergilediğini belirtti. Takımıyla gurur duyduğunu ifade eden Güçlü, geçen yıl aynı yarışmada ikinci olduklarını belirterek, “Bu yıl birinciliği kaptırmadık” dedi. Etkinlikte Kumluca Belediyesi tiyatrocuları Uğur Duran ve Mehmet Karakaya kısa bir oyun sergilerken, müzisyen Tuğba Karakuş konser verdi. Yarışma sonunda başarılı olan kadınlara protokol üyelerinin eşleri tarafından çeşitli ödül ve hediyeler verildi.
Ankara Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi’nden ‘HUBİTSEM’ sempozyumu Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi (Hukuk, Bilişim İnovasyon ve Teknoloji Merkezi) tarafından, akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu Hukuk Bilişim ve Teknoloji Sempozyumu (HUBİTSEM) gerçekleştirildi. Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi işbirliği ve Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi ev sahipliğinde akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu hukuk bilişim ve teknoloji sempozyumu gerçekleştirildi. Çok sayıda öğrencinin katıldığı sempozyumda atölye çalışmaları hayata geçirildi. Dr. Pınar Yaşar Şatıroğlu, İHA muhabirine, gerçekleştirilecek sempozyumun amaçları hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Bilişim Hukuku, Hukuk, Yapay zeka ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak bütün bilgi sahiplerini bir araya getirmeyi amaçladık. Klasik bilimsel toplantılardan farklı olarak hem hakemli tedbirlere yer verilmesi hem farklı kamu kurum temsilcilerinin gelmesi hem özel sektörde çalışanların özellikle de yöneticilerin yer aldığı bir etkinlik yapılacak. Bu etkinlik bizim ana etkinliğimiz. Ana ve yan etkinlik olarak ikiye ayırdık bu sempozyumu.” Atölye çalışmaları hakkında bilgi veren Dr. Şatıroğlu, gerçekleştirilecek çalışmalarda spesifik olarak o alanda uzmanlaşmış akademisyenler ile kurum temsilcilerinin olacağını belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Şu ana kadar üç ana oturum gerçekleştirildi. Bir tane de atölye çalışmamız gerçekleştirildi. Bu sempozyumla aslında amaçladığımız şey bütün partnerleri bir araya getirmek. Yani Ankara Barosu ve Atılım Üniversitesi bir araya gelerek konuyla ilgili olabilecek olan öğrenci, avukat, stajyer avukat, kurum çalışanı ve akademisyenleri bir araya getirerek yeni bir bilgi üretim noktası oluşturmak amaç aslında. HUBİTSEM’ de aslında bu amaca hizmet ediyor diyebiliriz. Akademik hayat ile İş hayatını tanıştırmayı çok istiyoruz. Çünkü hukuk fakültesi öğrencileri mezun olmadan önce genelde biraz daha kapalı bir toplumda okuyorlar. Aslında dışarda başka bir dünya var ve o dünya her geçen gün gelişiyor ve ilerliyor. Bu gelişen ve ilerleyen Dünya’nın bir parçası olmak istiyorsanız eğer hem akademik donanıma sahip olmanız lazım. Hem de özel sektöre ilişkin olarak çalışma prensiplerini bilmeniz gerekiyor. Bizde bu ikisini bir araya getirebilecek bir ışık yapmak istedik aslında.” Avukat Cenk Levent Eroğlu ise HUBİTSEM’in ulusal çapta yapılmış bir sempozyum olduğunu ifade ederek, “Toplamda 4 Barodan, 8 farklı ilden, 15 farklı üniversiteden 18 şirket ve 8 kamu kurumundan katılımcılar bu gün buradalar. Burada teknoloji hukukunun, bilişim hukukunun detaylarını inceliyoruz. Güncel meseleleri konuşuyoruz. İnsanların ve kurumların birbiri ile ağ kumasına vesile olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yapay zeka ve hukuk konularının da tartışılacağı oturumların bulunduğu sempozyum, 4 ile 5 Mayıs tarihleri arasında sürecek.