GENEL - 05 Aralık 2011 Pazartesi 15:50

UZMANLARDAN `HORLAMA` UYARISI

A
A
A
UZMANLARDAN `HORLAMA` UYARISI

Medical Park Ordu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Uyku Laboratuvarı Sorumlu Hekimi Dr. Osman El Jundi, toplumda horlama olarak bilinen uyku apnesinin ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğine dikkat çekerek, uyku bozukluğu ve horlama şikayeti olanları uyardı.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Uyku Laboratuvarı Sorumlu Hekimi Dr. Osman El Jundi, Türk toplumunda erişkin insanların yüzde 30-40’ında görülen horlamanın sanıldığı kadar masum olmadığını söyledi. Horlamayı sadece uykuda çıkarılan gürültü değil, bazen yaşamı tehdit eden bir hastalığın habercisi olabileceğine dikkat çekti. Uyku apnesinin uyku esnasında 10 saniyeden fazla süren nefes durması olduğunu belirten Dr. Osman El Jundi, buna bağlı olarak kandaki oksijenin düştüğünü, oksijensiz kalan beynin gece
boyunca sık sık uyanmaya, uykunun bölünmesine neden olduğunu ifade ederek, "Geceleri uyku kalitesi düşük olan kişi gündüzleri isteği dışında uyuklayacağı için kişide performans düşüklüğü olur. Bunun sonucunda da istenmeyen olaylar meydana gelebilir. Buna en çarpıcı örnek, uyku bozukluğu olan bir kişinin uykusunu almadan direksiyon başına geçmesi kaza yapma riskini arttırır. Bunun dışında şeker (diyabet) hastalığı, kan basıncı yüksekliği, çeşitli kalp hastalıkları ile akciğer hastalıklarının şiddetini
arttırabilir" dedi.
"UYKU LABORATUVARINA BAŞVURUN"
Dr. Osman El Jundi, şöyle devam etti:
"Uyku bozukluğu olduğundan şüphelenen insanlar ilk önce konusunda uzman bir hekime başvurmalıdır. Daha sonra hekimin yönlendirmesi ile uyku bozukluklarına tanı koymanın en önemli yöntemi olan uyku laboratuvarlarına yatarak, orada bir gece gözetim altında tutulmalıdır. Uyku laboratuvarlarında alınan kayıtlar uyku uzmanları tarafından değerlendirilerek beyin dalgalarına ve kişinin kas hareketlerine bakılır, uykunun ne kadar sağlıklı olduğu kontrol edilir. Solunum kayıtlarına da bakılarak horlama ile apne
sıklığı tespit edilir. Kayıtlar incelendikten sonra uyku ile ilgili birçok bilgi elde edilir ve sonra kulak burun boğaz, nöroloji ve göğüs hastalıkları uzman doktorlarından oluşan bir konsey tarafından değerlendirilir. Bu konseyde hastanın uykuda yaşadığı rahatsızlığının bulguları birçok açıdan incelenir. Hastanın tanısı rahatsızlığın şiddetine göre hafif, orta, yüksek şiddetli olarak derecelendirilir. Kişinin hastalık derecesi tedavi edilmesi gereken bir safhadaysa hasta uyku laboratuvarına bu sefer tedavi
planını çıkarmak için ikinci kez çağrılabilir. Bunun sonucunda da hastaya hastalığının şiddetine göre kullanması gereken uygun cihazlar önerilir. Gerektiğinde bazı hastalara ise cerrahi tedavi, pozisyonel tedavi ve kilo verme tedavisi uygulanabilir. Horlama şikayeti olan hastalar, cerrahi bir müdahaleye başvurmadan önce, bu şikayetin altında yatan başka hastalıklar olup olmadığının araştırılması, en doğru ve kalıcı tedavi yönteminin tespit edilmesi için uyku laboratuvarlarına başvurmalıdır."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yumaklı, Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsünü ziyaret etti Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, daha önce açıkladığı ’Hayvancılık Yol Haritası’nın en önemli başlıklarından birisinin hayvan hastalıklarıyla mücadele olduğunu belirterek, Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsünün hayvan hastalıklarıyla mücadelede uluslararası geçerliliği olan son derece önemli çalışmalar yaptığını bildirdi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 27 Nisan Dünya Veteriner Hekimler Günü münasebetiyle Etlik Veteriner Kontrol Merkez Enstitüsünü ziyaret etti. Laboratuvarlarda incelemelerde bulunan Yumaklı, enstitü çalışanlarıyla sohbet etti. Daha sonra basın mensuplarına değerlendirmede bulunan Bakan Yumaklı, enstitünün bir asra yakın tecrübesiyle dünya çapında akreditasyona sahip olduğuna dikkati çekti. Bu merkezde yapılan çalışmaların birçok ülke tarafından baz alındığının altını çizen Yumaklı, şu bilgileri verdi: “Burada üç başlıkta faaliyet gösteren 19 laboratuvarımız var. Bunlar arıdan büyükbaş ve küçükbaş hayvan ile diğer bütün hayvanlara ilişkin hastalık teşhisleriyle alakalı çalışan laboratuvarlarımız. İkinci grup laboratuvarlarımız ise tedaviye ilişkin antijen üretiminden aşı üretimine kadar faaliyet gösteriyor. Üçüncü grup da kontrol ve analiz laboratuvarlarımız. Bu 3 laboratuvarımız da Türkiye’deki hayvan hastalıklarıyla mücadelenin yanı sıra uluslararası birtakım taleplere cevap verme hususunda faaliyet gösteriyor. Özellikle sadece Türkiye’nin dört bir tarafından değil, yine dünyadan da buraya gelen numuneleri kontrol ederek, test ederek gelen taleplere cevap veriyorlar. Buradaki Doping Laboratuvarı dünyadaki sayılı merkezlerden birisi. Hem Türkiye’deki atlarla alakalı yapılan doping kontrolü, hem de dünyadan gelen numunelerin analiz edilmesi de yine buradaki laboratuvarlarımızda yapılıyor. Uluslararası ölçekte kabul edilebilir bir laboratuvar olduğunu ifade etmek istiyorum.” Hayvan hastalıklarıyla mücadele Bakan Yumaklı, hayvan hastalıklarıyla mücadelenin en önemli kısmının teşhis etmek, bunların tedavisiyle ilgili araçlar geliştirmek ve yapılan analizlerle hayvan hastalıklarıyla mücadelede politikalar geliştirmek olduğunu dile getirdi. Etlik Veteriner Kontrol Merkez Enstitüsünü ‘Türkiye’de bu anlamda uluslararası geçerli olan son derece önemli bir merkez’ diye niteleyen Yumaklı, “Bizler hayvancılık yol haritasının en önemli başlıklarından birisini hayvan hastalıklarıyla mücadele olarak belirledik. Dolayısıyla son derece yüksek ekonomik kayıplara sebep olan hayvan hastalıklarıyla mücadelenin aynı zamanda hem tecrübe açısından hem de teknoloji açısından bir bütün halinde işlenmesi gerekir. Dolayısıyla bizler de bugün itibariyle buna bu kapasiteye sahip, bu kabiliyete sahip, son derece gelişmiş laboratuvarlarımızın olduğu, son derece deneyimli arkadaşlarımızın olduğu bu merkez araştırma enstitüsünde hayvan hastalıkları ile ilgili mücadelemize devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. Yılda 700 binin üzerinde test ve analiz Merkezdeki laboratuvarlarda yıllık 700 binin üzerinde test ve analiz yapıldığının altını çizen Yumaklı, sadece Türkiye içerisinden gelen numunelerin testi ya da analizi değil, aynı zamanda dünyanın farklı ülkelerinden gelen numunelerin de test ve analizlerin gerçekleştirildiğini belirtti. Yumaklı, böyle donanımlı merkezlere sahip olan ülkelerin hayvan hastalıkları konusunda avantajlı durumda olduklarına işaret ederek, şunları kaydetti: “Ülkemizdeki özellikle Covid pandemisi başladığı andan itibaren bu çalışmalara çok önemli destekler verdi bu merkez. Umuyoruz ve diliyoruz ki böyle bir şeye ihtiyaç olmaz. Ancak şunun da bilinmesi vatandaşlarımız açısından önemlidir diye düşünüyorum. Böyle bir merkeze sahip olmak ülkemiz açısından son derece büyük bir kazanım. Yine altını çizeyim, hem teknolojik hem de bilgi ve tecrübe açısından son derece deneyimli, kabiliyetli ve kapasitesi son derece yüksek arkadaşlarımızın da çalıştığı ve araştırma yaptığı bir merkez olarak faaliyet gösterdiğini belirtmek istiyorum.” Veteriner hekimlerin sadece hayvan hastalıkları açısından değil aynı zamanda sağlık sistemi içerisinde çok önemli yerleri olduğunu vurgulayan Bakan Yumaklı, bütün veteriner hekimlerin Dünya Veteriner Hekimleri Günü’nü tebrik etti. Asırlık tecrübe Veteriner Kontrol Merkez Enstitüsünün başlangıcı kabul edilen Sığır Vebası Serum Üretimi Kurumu (Veba-i Bakari Seromu Dar-ül-istihzarı) Kurtuluş Savaşı sırasında Eskişehir’de faaliyet göstermekte iken savaş nedeniyle önce Ankara’ya daha sonra da Kırşehir ili Bozkaya yöresine nakledildi. Sakarya Savaşı’ndan sonra 1921 yılında Serum Üretim Kurumu adıyla Etlik’te bulunan bugünkü yerine taşındı ve sığır vebası serumu üretimine başlandı. Enstitü gelişimi günümüze kadar devam ederek bugün 19 laboratuvar ve destek üniteleri ile faaliyetlerini sürdürüyor. Enstitü hizmet alanında bulunan illere (Ankara, Eskişehir, Bolu, Zonguldak, Bartın, Karabük, Kastamonu, Çankırı ve Kırıkkale) hayvan sağlığı ve zoonoz hastalıklar konusunda, bazı spesifik hastalık analizlerinde ise ülke genelinde hizmet veriyor. Ülkemizde hiçbir laboratuvar ve sağlık kuruluşunda yapılamayan, insanlarda önemli zoonoz ve ölümcül hastalık olan Leptosipirozis’in tanısı Enstitü bünyesindeki Spiroket Hastalıkları Laboratuvarında yapılıyor ve Sağlık Bakanlığı da bu hizmetten yararlanıyor. Yurtdışına çıkarılacak olan evcil hayvanların kuduz titrasyon testi enstitüde gerçekleştiriliyor. Merkez bünyesinde Antraks Aşı Üretim Laboratuvarı (Kuruluş 1927), Tüberkülin ve Mallein Üretim Laboratuvarı (Kuruluş 1928) ve Viral Aşı Üretim Laboratuvarı (Kuruluş 1967) ile üretim faaliyetinde bulunuyor. Enstitü kendi alanında ülkemizde ilk akredite laboratuvarlar olarak 2003 yılından itibaren TS ISO EN 17025 kalite sistemine uygun olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Halen 85 test-analiz ve muayene ile 153 analitte akreditasyona sahip olan merkezde uluslararası akreditasyona sahip test ve analizler yapılıyor.