GÜNDEM - 08 Ocak 2025 Çarşamba 16:39

Mustafa Yılmaz, Ordu Arıcılar Birliği’ne adaylığını açıkladı

A
A
A
Mustafa Yılmaz, Ordu Arıcılar Birliği’ne adaylığını açıkladı

Ordu Arıcılar Birliği’ne adaylığını açıklayan Mustafa Yılmaz, “Ordulu arıcılarımızın ve arıcılığımızın yeniden hak ettiği değere ulaşabilmesi için; problemleri çözecek yetkinlikte, güçlü karakterli, dirayetli, tuttuğunu koparan, devlet-siyaset-kamuoyu üzerinde etkisi ve sektörel iş birliğini sağlama kapasitesi yüksek olan bir yönetim anlayışı ile yenilikçi projelerimizle karşınızdayız” dedi.

 

Ordu Arıcılar Birliği başkanlık seçimleri, 22 Ocak 2025 tarihinde gerçekleşecek. Mevcut başkan ile şimdilik 2 kişinin aday olacağı seçimler için, Ordu’nun Gürgentepe ilçesi nüfusuna kayıtlı olan ve 3. kuşak arıcı olan Mustafa Yılmaz, Ordu Arıcılar Birliği binası önünde basın açıklaması düzenleyerek, adaylığını açıkladı.

 

 

 

"Ordu arıcılığı sahipsiz kalıyor"

 

Yılmaz, burada düzenlediği basın toplantısında arıcılığın, Anadolu insanının bir geleneği olarak Türkiye’de çok eski dönemlerden bu yana yapıldığını, gezginci arıcılığın Ordulu arıcıların öngörüsü ve emeği ile 1960’lı yıllardan itibaren ülkede yaygınlaştığını belirtti. Geçen yıllarda Türkiye’nin gezginci arıcılık, bal, arı, ana arı üretiminde lider olduğunu kaydeden Yılmaz, “En iyi arıcıları çıkaran Ordu arıcılığı son yıllarda sahipsiz kalmış ve bu üstünlüklerini yitirip itibarını kaybetmiştir. Her birimiz yaylalarda-yollarda her an ölüm ile burun buruna ‘ürettiğimiz ballarımızı nasıl satacağız? Borçlarımızı nasıl ödeyeceğiz?’ diye kara kara düşünüyoruz, mesleki geleceğimiz için enerjimiz bitiyor umudumuz azalıyor. Varlığımızı tehdit eden, çözümü üretilmeyen güncel problemlerimiz ve gelecek kaygılarımız vardır” dedi.

 

 

 

"Arıcılığın gelişmesi için projelerimizle geliyoruz"

 

Geçen yıllarda tüm Ordulu arıcıların emeği ile çok sayıda başarılı projelere imza atıldığını kaydeden Yılmaz, “Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü kurulmuş, AB hibe fonları ile ülkemizin en büyük bal paketleme ve pazarlama tesisi kurulmuş, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği(TAB) kuruculuğu yapılmış, Dünya Arıcılık Kongresi Apimondia Türkiye’ye getirilmiş, sektörümüzde dünyadaki yenilikler takip edilmiş, ulusal bal markaları oluşturulmuş ve yönetilmiş, Ordu Arıcılar Birliği olarak TAB Genel Merkez Yönetiminde devamlı temsil edilmiş, söz sahibi olarak ve problemlere çözüm olunmuştu. Bugün ise Ordulu arıcılar olarak bizler sadece geçmişimiz ile övünmek değil, yarınlarımıza güvenerek bakmak, ekmeğimizi büyütmek, mutlu olmak istiyoruz. Ve bizler sessizleşmiş, kabuğuna çekilmiş, büyük düşünmekten imtina edenlerden olmamak için, Ordulu arıcılarımızın gür sesi olmak için, hep birlikte kutlu bir yola çıkıyoruz. Bizler, geçmişte bizi öncü yapan gücümüzün farkında olarak Ordulu arıcılarımızın ve arıcılığımızın yeniden hak ettiği değere ulaşabilmesi için problemleri çözecek yetkinlikte, güçlü karakterli, dirayetli, tuttuğunu koparan, devlet-siyaset-kamuoyu üzerinde etkisi ve sektörel iş birliğini sağlama kapasitesi yüksek olan bir yönetim anlayışı ile yenilikçi projelerimizle karşınızdayız” diye konuştu.

 

Açıklamasında, arıcıların mevcut sorunlarına değinerek, bu sorunları çözmek, arıcılığın ve Ordu balının hak ettiği değere ulaşması için çalışacaklarını kaydeden Mustafa Yılmaz, “Ailece 3 kuşaktır gezginci arıcılık yapan arıcı bir kardeşiniz olarak yaylada-yolda arıcı cefasının tümünü çeken, 2 yaşında iken Aydın’da arı çadırında yaşadığımız yangınla arıcılık gazisi olan bir kardeşiniz olarak, tüm kapıları açan, sizlere gurur yaşatan bir başkan olmak için desteğinize talibim” ifadelerine yer verdi.

 

 

 

Mustafa Yılmaz’ın hayata geçirmeyi hedeflediği projeleri

 

Yılmaz, başkanlığa seçilmesi durumunda hayata geçirmeyi projelerin bazılarını ise şu şekilde sıraladı:

 

"-Kovan başı destek, nakliye, arıcılık malzemeleri, girdi, arı ilaçları ihtiyaçlarının disipline edilerek desteklemelerin göstermelik olmaktan çıkarılıp hak ettiği oranlara yükseltilmesi, özellikle varroa için yeni bir model ile ücretsiz toplu mücadele edilmesi,

 

-Hibe ve kredi temini, kredilerin ertelenmesi, hukuki gibi işlerimiz için birliğimiz içerisinde proje ve takip ekibi ile ücretsiz hizmet verilmesi,

 

-Yaşlanan arıcı sayısına gençlik aşısı için genç arıcılara SGK prim ve vergilerinin devlet tarafından ödenmesi için mücadele edilmesi,

 

-Yaylalarda ve çam balı bölgelerinde kısıtlamaların gözden geçirilmesi, en verimli ve kolay şekilde yer temini konuları, yasal alt yapı ile mücadele yöntemleri geliştirilmesi,

 

-Bal satışı ve pazarlama problemlerinin giderilmesi için üzerinde çalıştığımız finansal-işbirliği modeli ile bal paketleme tesisi ve BALMER’i atıl bir şirket olmaktan çıkararak; pazarda lider duruma gelecek yeni bir bal markası inşası için aktif hale getirilmesi,

 

-Birliğimiz bünyesinde ballarımızın satışına bir sistem getirmek için, ballarımızın paketleneceği, özgün tasarımı ile sektörde öncü olacak arıcılarımızın kendi ambalajlama malzemelerinin üretileceği bir tesis kurulması,

 

-Ülkemizin tek araştırma merkezi olan Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü, ülke içinde ve dünyada çığır açıcı ve öncü projelere, ar-ge ve bilimsel çalışmalara imza atması, arıcılar ve üniversiteler ile işbirliği ve işlevselliğinin yeniden güncellenerek hareket kabiliyeti kazandırılması gerektiği,

 

-Doğru arı ırkı, hastalıklara dayanıklı genç anaarı, performansı güçlü arı kolonileri, doğru yerde doğru zamanda seçilmiş yaylanın arıcılığın temel taşı olduğunu bilerek; tescil olacak Ordu arısını fon-devlet-finansal işbirlikleri olan bir proje ile üretip faal arıcılara damızlık ihtiyaçları oranında ücretsiz ya da sembolik ücret ile verilmesi çalışmalarımızın sürdüğü,

 

-5 yılda bir yenilenen silah ruhsatları için, Arıcılık Kayıt sistemi (AKS) aktif devam eden arıcılarımıza ruhsat harcı ücretlerinde indirim yapılması, sağlık raporu gibi bürokratik işlemler konusunda öncelik ve imtiyaz tanınması için yetkili tüm kurumlar nezdinde görüşmeler gerçekleştirilmesi,

 

-Ordu arıcılarının ve arıcılığının geçmişi, envanteri çıkarılıp yazılı ve görsel kaynak niteliğinde Ordu arıcılığı hafızasının oluşturulması gerekmektedir."

 

Basın açıklamasında yüzlerce Ordulu arıcı da hazır bulundu.



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Kadın cinayeti davasında mütalaa açıklandı: Sanıklar için ağırlaştırılmış müebbet talebi Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Sevgi Gülden Yalçıner davasında, duruşma savcısı tutuklu sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ederken, mahkeme heyeti tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı başka bir tarihe erteledi. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuksuz sanıklar maktulün kardeşi Y.G. ile D.U., G.F.G. ve H.U. ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan kadının kardeşi Ş.G. ile K.U. ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Cumhuriyet savcısı, esasa ilişkin mütalaasında tutuklu sanıklardan Ş.G. hakkında "iştirak hâlinde tasarlayarak akrabayı kasten öldürme", K.U. ile D.U. hakkında ise "iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Savcı ayrıca bu sanıkların "konut dokunulmazlığının ihlali" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından da cezalandırılmasını istedi. Tutuksuz sanıklardan Y.G. hakkında "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan ceza talep edilirken, G.F.G. ile H.U. hakkında beraat istendi. Sanıklar savunmalarında önceki beyanlarını yineleyerek beraat ve tahliye talebinde bulundu. Sanık avukatlarının savunma hazırlamak üzere süre istemesi üzerine mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verdi. Duruşma, 19 Ocak 2026 tarihine ertelendi. Olayın geçmişi Çelebi ilçesine bağlı Karaağıl köyünde yaşayan Sevgi Gülden Yalçıner’den 25 Eylül 2024 tarihinde haber alınamaması üzerine ailesi tarafından güvenlik birimlerine kayıp ihbarında bulunuldu. İhbarın ardından jandarma ekipleri koordinesinde AFAD ve dalgıçların da katılımıyla köy çevresi ile Kızılırmak hattında geniş çaplı arama çalışması başlatıldı. Yürütülen çalışmalar kapsamında Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Timi tarafından 13 Ekim 2024 tarihinde Yalçıner’in cansız bedenine, Karakeçili ilçesi Çeşnigir Köprüsü yakınlarında Kızılırmak içerisinde ulaşıldı. İlk incelemelerde cesedin vücuduna tel örgü ve taş bağlanarak suya bırakıldığı belirlendi. Soruşturma kapsamında Yalçıner’in kardeşleri Ş.G. ve Y.G. ile yeğeni G.F.G. ve K.U., H.U. ile D.U. gözaltına alındı. Şüphelilerden Ş.G., Y.G., K.U., H.U. ve D.U. tutuklanırken, G.F.G., D.U., Y.G. ve H.U. daha sonra adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklar Ş.G. ve Y.G. hakkında "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek", G.F.G., K.U. ve D.U. hakkında ise "tasarlayarak öldürmek" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Hazırlanan iddianame, Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilerek yargılama süreci başlatıldı.
Konya Başkan Altay: "Tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu görecek" Konya Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Hatay Habib-i Neccar Camisi’nin aslına uygun olarak restorasyonunu tamamlayarak yeniden ibadete hazır hale getirdi. Konya Büyükşehir, depremde büyük oranda yıkılan Anadolu’nun ilk camisi kabul edilen Habib-i Neccar Camisi’nde titizlikle yürüttüğü ihya çalışmalarını tamamlayarak tarihi camiyi yeniden ibadete hazır hale getirdi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 27 Aralık Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak Habib-i Neccar Camisi’nde Konya basınıyla birlikte incelemelerde bulundu. Tarihi camide yürüttükleri titiz çalışmaları anlatan Başkan Altay, depremin ilk anlarından itibaren Konya Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin yürüttüğü çalışmalar ile tüm Konya halkının yaptığı yardımlardan bahsetti. "Avrupa’da birçok ülke büyüklüğündeki bu inşaatları yapmak ancak büyük ve güçlü bir ülkeye nasip olurdu" Konya’nın ilk andan itibaren Hatay’la bir kardeşlik köprüsü kurduğunu kaydeden Başkan Altay, "Konyalılar biz ne istemişsek birin yerine adeta iki gönderdiler. Biz de bu koordinasyonu sağladık. Gelinen noktada asrın felaketinden sonra 11 ilimizde devletimiz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok yoğun bir çalışma yürütüyor. Hatay da yıkımın en fazla olduğu şehirlerden birisiydi. Bugün kule vinçlerden adeta gökyüzünün görülmediği şantiyelerde günde 550 daire hak sahiplerine imal ediliyor. İnşallah cumartesi günü Cumhurbaşkanımız Hatay’da 455 bininci konutun anahtar teslim törenini ve çeşitli açılışları gerçekleştirecek. Söylemek kolay geliyor ama Avrupa’da birçok ülke büyüklüğündeki bu inşaatı yapmak ancak büyük ve güçlü bir ülkeye nasip olurdu. Ülkemizin ne kadar büyük ve güçlü olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Cumhurbaşkanımıza deprem bölgesindeki faaliyetlerden dolayı teşekkür ediyoruz. Ayrıca bu işin kahramanlarından birisi de değerli hemşehrimiz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum 11 ilde de çok müthiş bir çalışma yürüterek bütün şehirleri tekrar ayağa kaldırıyor" dedi. Cami aslına uygun olarak restore edildi Depremden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Habib-i Neccar Camisi’nin yapılmasının Konyalılara yakışacağı sözünü Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ilettiğini, kendilerinin de bunu görev addettiğini ve hemen çalışmalara başladıklarını vurgulayan Başkan Altay, sözlerine şöyle devam etti: "Burada iki yıldan fazla süredir yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bugün artık sonuna geldik, inşallah cumartesi günü de fiilen açılışını Cumhurbaşkanımızın katılımıyla yapmayı planlıyoruz. Burada büyük bir yıkıntı vardı. Kubbe tamamen göçmüştü, minare ortadan kalkmıştı. Öncelikle titizlikle yıkılan molozlar temizlendi ve taşlar numaralandırıldı. Sonra özellikle kıbledeki duvarın tekrar kullanılması için şakülüne getirilme çalışmaları yürütüldü, bir takviye süreci yapıldı. Sonra diğer duvarlar ayağa kaldırıldı ve en önemlisi de ahşap kirişler üzerine ahşap bir kubbe inşa ettik. Sonra aslına uygun bir şekilde tamamlanması için o kubbe içeriden sıvandı, dışarıdan da kurşunla kaplandı. Caminin içinde üç noktada depremin izlerini ifade edecek küçük ayrıntılar bırakıldı ve tezyinat işleri de aslına uygun elimizdeki röleveye göre tamamlanmış oldu. Bugün temizliği yapılarak, camimiz ibadete hazır hale geldi." "Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, Konyalılara nasip oldu" Başkan Altay, caminin simgesi olan minarenin de yine aslına uygun bir şekilde restorasyonunun tamamlandığını belirterek, "En son ahşap külahı da üzerine konularak, süreç tamamlanmış oldu. Bahçedeki düzenlemeler, şadırvan da Büyükşehir Belediyemiz tarafından gerçekleştirildi. Sol taraftaki evler ve arka taraftaki çarşı da Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından tamamlanmış oldu. Bu süreçte Kültür ve Turizm Bakanımıza da çok teşekkür ediyorum. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle birlikte süreci beraber yürüttük. Bugün gelinen noktada 6 Şubat’ta başlayan Konya-Hatay kardeşliğinin ilelebet sürecek bir nişanesine hep birlikte şahitlik etmiş oluyoruz. Burayı kim ziyarete gelirse, tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu görecek. Bu cami sıradan bir cami değil, sadece Hatay’ın simgesi değil, Anadolu’nun ilk camisi. Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, bu Konyalılara nasip oldu. Ne kadar şükretsek ne kadar hamd etsek azdır" ifadelerini kullandı. "Burada edilen her ibadetten Konya’da yaşayan 2 milyon 300 binin hanesine bir şey yazılacaktır" Süreçte destek olan herkese teşekkürlerini ileten Başkan Altay, "Deprem sürecinde bize desteğini hiç esirgemeyen Valimizin liderliğinde kamu kurumlarımıza, ilçe belediye başkanlarımıza, AK Parti İl Başkanımıza, odalarımıza, Konya’nın her bir ferdine teşekkür ediyorum. Burada hep birlikte büyük bir başarı hikayesi yazmıştık, bunun son noktasını da yine hep birlikte koyuyoruz. İnşallah insanlık sürdüğü sürece bu cami de insanlığa hizmet edecek. Burada edilen her ibadetten Konya’da yaşayan 2 milyon 300 binin hanesine bir şey yazılacaktır, buna inanıyorum. Bu sadaka-i cariyeyi hep birlikte gerçekleştirmiş olduk. Müteahhidimize, bilim heyetimize de teşekkür ediyorum, çok zor zahmetli bir işti, meşakkatli bir süreçti ama Konya’ya yakışır bir işi gerçekleştirdiler" açıklamasında bulundu. "Birlik ve beraberlik gösteren Türk milletine teşekkür ediyorum" Başkan Altay, Habib-i Neccar Camisi’nin sadece Hatay’ın bir simgesi değil, Türkiye’nin bir simgesi olduğunu dile getirerek, "Aslında depremin izlerinin silindiğinin temel göstergelerinden birisi de buradaki caminin ibadete açılıyor olması. Artık hayat yavaş yavaş normale dönüyor. Gördüğünüz gibi etrafta çarşılar da yeniden inşa ediliyor. Konutlar tamamlanmak üzere. İnşallah Hatay’da ve depremin etkilediği 11 ilimizde hayat bu yıldan itibaren normale dönmeye başlayacak ve buradaki insanlar normal yaşamlarına dönmüş olacak. Ben bu süreçte büyük birlik ve beraberlik gösteren Türk milletine teşekkür ediyorum. Ancak biz bu işin hakkından gelebilirdik. Birlik beraberlik içerisinde bu süreci de layıkıyla tamamlamış olduk" sözleriyle konuşmasını tamamladı. Hatay’ın sembol yapısını ayağa kaldıran Başkan Altay’a teşekkür etti Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı da devletin depremin ağır hasarlarını ortadan kaldırmak için hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak yoğun bir gayret sarf ettiğini söyledi. Başkan Altay’ın da taşın altına elini koymayı bilen belediye başkanı olduğunu kaydeden Yazgılı, "O günlerde ‘burayı ben yapmak istiyorum’ dedi ve yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’a çok teşekkür ediyoruz. Böyle kadim bir yapıyı, Hatay’ın sembol yapısını Konya Büyükşehir Belediyesi olarak ayağa kaldırdılar. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. En kısa zamanda Hatay’ımız eski, güzel günlerine kavuşacak Allah’ın izniyle. Belediyelerimiz de bakanlıklarımız da topyekûn bir çalışma içerisindeyiz. Tüm arkadaşlarımız her gün burada. Hatay’ın o eski günlerine geri dönmesi için ellerinden gelen çabayı sarf ediyorlar. Bu çabayı sarf eden herkese gönülden teşekkür ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.