SAĞLIK - 12 Haziran 2020 Cuma 11:47

Op. Dr. Muhammet Dilber; ”Covid-19’un denizden bulaştığını gösteren bilimsel veri yok”

A
A
A
Op. Dr. Muhammet Dilber; ”Covid-19’un denizden bulaştığını gösteren bilimsel veri yok”

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op.

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Muhammet Dilber, Covid-19 için denizlerden bulaş olduğuna dair hiçbir bilimsel veri olmadığını, belirterek “Bu virüsün sulardan bulaşma ihtimali sıfır olmamakla birlikte oldukça düşük olduğunu düşünüyoruz. Deniz suyunun oldukça tuzlu olması bu yapıdaki virüslerin bu ortamda uzun süre canlı kalamayacağını düşündürüyor” dedi.



Deniz ve havuzlar koronavirüs için riskli mi


Dünyada Covid-19 pandemisi tüm hızıyla sürerken, ülkemizde salgının yayılma hızının kısmen azalmasıyla birlikte bazı yasaklar ortadan kaldırıldı ve yeni normalleşme adımları atılmaya başlandı. Op. Dr Muhammet Dilber, yaz mevsiminin gelmesi ve deniz, havuz sezonunun da açılmasıyla birlikte herkesin cevabını en çok merak ettiği sorulardan birinin Covid-19 un buralardan bulaşma ihtimali olduğuna dikkat çekti.


Covid 19 da en sık bulaş yolunun yüzeylerde bulunan virüsün ellere, oradan da ağız, burun ve göz yoluyla vücuda bulaşması olduğunu anlatan Dr. Dilber, “Ayrıca öksüren aksıran kişilerin etrafa yaydığı damlacık yoluyla da bulaş olmaktadır. Covid-19 için denizlerden bulaş olduğuna dair hiçbir bilimsel veri yok. Bu virüsün sulardan bulaşma ihtimali sıfır olmamakla birlikte oldukça düşük olduğunu düşünüyoruz. Deniz suyunun oldukça tuzlu olması bu yapıdaki virüslerin bu ortamda uzun süre canlı kalamayacağını düşündürüyor. Havuzlarda ise klor ya da benzer dezenfektanların virüsün yapısını bozduğunu ve bu ortamlarda uzun süre virüsün yaşama şansının olmadığını biliyoruz. Burada en büyük risk sulardan ziyade şezlong, havuz kenarları gibi etraftaki ortak kullanım alanlarında taşyıcıların bıraktığı virüslerin temas sonrası bulaştırıcılığının olduğu unutulmamalıdır. Bu açıdan bakıldığında hem havuzların dezenfeksiyon kontrollerin hem de ortak kullanım alanlarının temizliğinin daha iyi bir şekilde yapılabileceğini düşündüğümüz otellerde bu riskin çok daha düşük, site havuzlarında ise kısmen daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz” dedi.


Covid 19 da bulaştırıcılık açısından en büyük riskin hiçbir belirtisi olamayan dolayısıyla kendisinde virüsün bulunmadığını sanan insanların maske ve sosyal mesafe kurallarına riayet etmemeleri nedeniyle ortaya çıkan bulaştırıcılık olduğunu vurgulayan Dr. Dilber, sözlerini şöyle tamamladı;


“Şayet bizler ortak kullanım alanlarında temaslardan mümkün olduğunca kaçınır, sosyal mesafe kuralına dikkat edersek ve suyun dışındaki vakitlerimizde maske kullanımını ihmal etmezsek deniz ve havuz kullanımında sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. Kurallara dikkat ettiğimniz sürece deniz ve havuz keyfinden mahrum kalmayacağımız bir yaz tatili geçireceğimiz hayal ediyor herkese iyi tatiller diliyorum”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.