GENEL - 28 Mayıs 2019 Salı 16:28

Bayram ve yaz tatiliniz zehir olmasın

A
A
A
Bayram ve yaz tatiliniz zehir olmasın

Osmaniye Afet ve Acil Durum İl Müdürü Serhat Bulut, önümüzdeki 9 günlük bayram ve ardından gelen yaz tatilinde boğulma olaylarına karşı vatandaşları uyardı.

Osmaniye Afet ve Acil Durum İl Müdürü Serhat Bulut, önümüzdeki 9 günlük bayram ve ardından gelen yaz tatilinde boğulma olaylarına karşı vatandaşları uyardı.


Bulut, havaların ısınmasıyla birlikte sıcaktan bunalan vatandaşların soluğu akarsu, baraj, havuz ve denizlerde aldığını, ancak yanlış bilinenler ve ihmaller yüzünden boğulma vakalarının yaşandığını belirterek, "Yüzey akıntısı az gibi görünse dahi akarsularda, sulama kanallarında, barajlarda ve göletlerde yüzmek tehlikelidir. Özellikle baraj ve göllerin zeminleri genellikle bataklıktır. Bu gibi yerlerde mümkünse suya girmeyin. Bataklık sizi dibe doğru çekerek, boğulmanıza zemin hazırlar. Son yıllarda bu tür yerlerde suda boğulma oranlarında ne yazık ki büyük artış yaşanmaktadır" diye konuştu.


Bunun yanında tehlikeli olmayan sularda yüzülse dahi boğulma olaylarının yaşandığını vurgulayan Bulut, şu uyarılarda bulundu:


"Bunun en büyük nedenlerinden birisi ise yüzerken bazı hususlara dikkat edilmemesi veya gerekli önlemlerin alınmamasıdır. Boğulmalarda en önemli etken paniğe kapılmaktır. Paniğe kapılan kişi kontrolünü kaybeder ve boğulma kaçınılmaz olur. Bu nedenle panik yapmayın. Tek başınıza yüzerken sürat motorlarına dikkat edin. Tekne kullanıyorsanız, cankurtaran yeleği giyin. Şaka niyetiyle de olsa, hiç kimseyi habersiz suya itmeyin. Yüzerken, küçük çapta da olsa, rahatsızlık hissettiğiniz an sudan çıkın. Özellikle yüzme bilmeyenler, derin ve bulanık sulara kesinlikle girmemelidir. Tok karnına ve özellikle çok sıcak havada denize girmek sağlık açısından riskli bir durumdur. Karnınız tok iken suya girmeyin. Tok karnına ve özellikle çok sıcak havada denize girmek sağlık açısından riskli bir durumdur. Sıcak havada fazla yemek yemek, aşırı yağlı ve hazmı zor yemekler tüketmek vücudun metabolizmasını hızlandırmakta ve kalbe aşırı yük binmesi sonucu kalbin zorlanmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla; yemek yedikten en az iki saat sonra denize ya da havuza girilmeli, kalp rahatsızlığı olan ya da risk taşıyan kişilerin ise yaklaşık olarak saat 16-17 .00’den sonra girmesi önerilir. İster yetişkin isterse çocuk ya da olsun, hareket kabiliyetinizi engelleyeceğinden dolayı çok su tutan giysilerle suya girilmemelidir. Ani bir şekilde suya atlamayın. Özellikle yaz başlarında soğuk olan tatlı sular sizi paniğe sevk edebildiği gibi kramplara da yol açabilir. Ne kadar derin olduğu hakkında bir fikriniz yoksa suya balıklama dalmayınız. 2 metreden düşük derinlikler omurga kırıklarına yol açarak, ölümünüze neden olabilir. En iyi olasılıkla felç olabilirsiniz. Suya girmeden önce ufak ısınma egzersizleri ya da esneme hareketleri yapın. Dalgalı sulara girmeyiniz, girdiyseniz açılmayınız. Kurtarma teknikleri bilmeyen kişilerin, boğulan kişilere yardım etmesi tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu durum, her iki kişinin de boğulmasına neden olabilir, kurtarmak zorunda kalırsanız boğulan kişiye önden değil arkadan yanaşarak tutup kıyıya çıkarınız. Su içinde tehlikeli şakalar yapmaktan kaçının. Bilinç kaybına, reflekslerin zayıflamasına neden olduğundan alkollü iken suya girilmemelidir. Balık avlarken, tekne turlarına çıkarken teknelerde can yeleği bulundurulmalı, yüzme bilmiyorsanız üzerinizde olmasında büyük fayda bulunmaktadır. Sara hastası olan kişilerin özel önlem alınmadığı sürece havuz ya da denize girmemelidir."


Denizlerde görülen, rüzgarlı havalarda, topuklarda (kum tepesi) kırılan dalgaların dalyan (çukurluk) bölgelerinden geriye doğru hareketi sonucu oluşan ve dünya şampiyonu bir yüzücünün dahi karşı koyamayacağı kadar güçlü olan çeken akıntıya da (rip) dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Bulut, uyarılarını şöyle sürdürdü:


"Halk arasındaki yaygın söylentilerin aksine, bu akıntılar insanları dibe çekmezler; akıntıya kapılanları kıyıdan uzaklaştırıp açığa doğru taşırlar. Boğulma olayları, nispeten güvenli sığ sulardan açığa doğru çekildiğini fark eden insanların, korku ve panikle çırpınarak kıyıya dönmeye çabalamaları ve sonuçta yorgun düşerek kendilerini su üzerinde tutamamaları sonucunda gerçekleşmektedir. Denizin belli bir bölgesinde su rengi, diğer bölgelerden bariz biçimde farklıysa; sanki bir kanal boyunca devam eden birbirine karışmış ve düzensiz ilerleyen su görüntüsü varsa; düzenli bir biçimde denize doğru ilerleyen köpükler bulunuyorsa; kıyıya doğru gelen dalgalarda bozulma ve düzensizlik görülüyorsa; o bölgede çeken akıntı görülme riski yüksektir. Dalgalı havalarda denize girmeyin, çocuklarınız denizdeyken bir an bile gözlerinizi onlardan ayırmayın. Kendiniz ve çocuklarınız için, denizde su yüzeyinde kalmanızı sağlayacak can yeleği, can simidi gibi can kurtarma malzemeleri bulundurun. Denize mutlaka su tutmayan kıyafetler ile giriniz. Eğer çeken akıntıya kapılırsanız, sahile doğru yüzmeye çalışarak kendinizi yormayın, akıntıyı yenemezsiniz. Eğer çeken akıntıya kapılırsanız, öncelikle sakin olun. Akıntı sizi dibe çekmez, sahilden açığa doğru sürükler, sahile doğru yüzmeye çalışarak kendinizi yormayın, akıntıyı yenemezsiniz. Akıntının sizi götürmesine bir süre izin verin. Akıntı zayıfladığında sahile değil, yanlara doğru yüzerek akıntıdan kurtulun. Her zaman su üzerinde kalmaya çalışın ve elinizi kaldırarak yardım isteyin. Denizlerde kamu/özel işletmelerin belirlediği alanların dışında denize girilmemesi uygun olmakla birlikte toplumumuzun ekseri çoğunluğu belirlenen alanların dışında denize girmekte, sonucunda da boğulma olaylarıyla karşılaşabilmekteyiz. Bundan dolayı denize girmek için kamu/özel işletmelerin belirlediği alanlar ile cankurtaran ve sağlık ekibi bulunan sahil ve plajları tercih edin. Gölet, baraj ve su kanalı bulunan mesire alanlarına pikniğe gidildiğinde, tarla bağ bahçede çalışıldığında ailelerin çocuklarını dikkatli bir şekilde takip etmeleri, göz önünden ayırmamaları, eğer anlayabilecek yaşta iseler çocuklara ortamdaki tehlikelerin anlatılması gerekmektedir. Buradan ayrıca ailelere seslenmek istiyorum, boğulma ve doğada kaybolma olaylarına karşı çocuklarınızı bilinçlendirin, onlarla konuşun, başlarına neler geleceğini, çözüm yollarını anlayabilecekleri şekilde anlatın ki ona göre tavırlarını geliştirebilsinler. Önümüzdeki 9 günlük bayram ve sonrasında yaz tatilinde, bayram sevincinize ve tatilinize gölge düşmemesi adına yaptığımız uyarılara özenle ve önemle dikkat etmenizi bekliyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.