YEREL HABERLER - 26 Aralık 2011 Pazartesi 14:39

TÜRK ÇAYCILIĞINDA TARİHİ ADIM

A
A
A
TÜRK ÇAYCILIĞINDA TARİHİ ADIM

Türk çaycılığında milat olarak değerlendirilen, kimyasal gübreden organik gübreye geçişle ilgili ilk ciddi adım bugün atıldı.
Türk çaycılığında uzun yıllardır tartışılan kimyasal gübreden organik gübreye geçiş ve organik çay üretimi ile ilgili ilk ciddi adım bugün Çaykur öncülüğünde atıldı. Organik tarıma geçişle ilgili Çaykur başkanlığında, çay üretilen bölgelerdeki belediye başkanları, ziraat odaları, müstahsil temsilcileri ve ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri Çaykur Salonu’nda bir ara gelerek geniş kapsamlı bir istişare toplantısı düzenledi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, gerçekleştirilen toplantının çayın ekim kararının alınmasının ardından Türk çay sektöründeki ikinci önemli milat olduğunu söyledi. Sütlüoğlu, konuşmasında 1 milyon kişinin çay üretiminden gelir elde ettiğini ve yılda çaydan bölgeye 2.5 milyar TL para girdiğini hatırlatarak, “Bu toplantı bölgemiz açısından tarihi bir toplantı olacaktır. Burada alınacak kararlar Türk çay sektörü için bir milat olacaktır. Çay sektöründen bölgemize 2.5 milyar TL para girmektedir. Ülkemizin hiçbir başka bölgesinde böyle dar bir alanda bir tarım ürününden böyle yüksek bir miktar girişi söz konusu değildir” dedi.
DÜNYANIN EN SAĞLIKLI ÇAYI
Sülüoğlu, Türk çayının kanserojen ‘pestisis’ içermediği için dünyanın en sağlıklı çayı olduğunu belirterek, Türk çayındaki tek olumsuzluğun kimyasal gübre olduğunu söyledi. Sütlüoğlu, “Bizim bölgemizde haşere olmadığı için kimyasal ilaçlama yapmak zorunda kalmıyoruz. Bu nedenle çayımız ‘pestisis’ içermez. Diğer ülkelerde üretilen çaylarda ise ilaçlama yapıldığı için pestisis bulunmakladır. Pestisis tehlikeli bir kanserojendir.Çayımız dünyanın en sağlıklı çayıdır. Ancak çayımızın tek olumsuz yönü çay tarımında kullandığımız kimyasal gübredir. Kimyasal gübreden vazgeçip üç yıl organik gübre kullanmamız halinde çayımız organik olma özelliği kazanmaktadır“ diye konuştu.
KİMYASAL GÜBRE KANSER VAKALARINI ARTTIRDI
Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, yıllardır çay tarımında kullanılan kimyasal gübrenin bölgede insan ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkilediğini de hatırlatarak bölgede artan kanser vakalarının nedenini de kimyasal gübre tüketimine bağladı. Sütlüoğlu, “Çay tarımında kullandığımız kimyasal gübre yer altı sularını, yer üstü içme sularımızı, nehirlerimizi, denizimizi ve toprağımızı kirletti. Ufak derelerde balık kalmadı. Denizimizde 35-40 balık türü bulunurken bugün ise bunlarda sadece 7-8 tür kaldı. Toprağımız yapısı bozuldu. Artık meyve üretemez hale geldik. Toprağımızın PH değeri düşüp, asit oranı arttığı için artık çay tarımı için de elverişsiz hal almaya başladı. Bana göre bölgemizde hızla artan kanser vakalarının en büyük nedeni çay tarımında kullanılan kimyasal gübredir. Biz bunun için; toprağımızın, derelerimizin ve denizimizin eski özelliğine kavuşması için kimyasal gübre kullanımına son vererek organik tarıma geçmek istiyoruz. Organik tarıma geçmemizle birlikte hayatsal organizmalar yeniden canlanacaktır” şeklinde konuştu.
KİMYASAL GÜBRE HEYELANLARI ARTTIRDI
Sütlüoğlu, kimyasal gübrenin bölgede can kayıplarına neden olan heyelanlara zemin hazırladığını belirterek, “Kimyasal gübre toprağın içerisindeki toprağı tutan liflerin ölmesine neden oluyor. Yıllardır kullandığımız kimyasal gübreler bu lifleri öldürerek toprağın tutunmasını önlemiştir. Bölgemizde can kayıplarına etkili olan heyelanların başlıca nedenlerinde bir tanesi de kimyasal gübredir” dedi.
Sütlüoğlu, bugün 2 bin 100 ton çay ihracatı yapıldığını belirterek, organik üretime geçişle bunu 2023 yılında 50 bin tona çıkartmayı hedeflediklerini belirtti. Sütlüoğlu, ayrıca Hemşin’de 3 bin 600 dekar alanda organik üretim gerçekleştirildiğini 2012 yılında bu oranın 20 bin dekara çıkartılacağını söyledi. Sütlüoğlu, ilerleyen yıllarda ise Rize ve çevresinde tamamen organik üretim yapılacağını sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Afyon 8 kişinin öldüğü olayın duruşmasına basın mensupları alınmadı Afyonkarahisar’da 8 kişinin hayatını kaybettiği, 12 kişinin yaralandığı kazanın duruşmasına devam edilirken, mahkeme heyeti başkanı gerekçe göstermeden davaya basın mensuplarını almadı. Duruşmaya katılanlar ve avukatlar ise ısrarlara rağmen açıklama yapmaktan kaçındı. Kaza, Çay ilçesi çıkışında 22 Temmuz 2023’de meydana geldi. Berat K. (19) idaresindeki 03 M 5906 plakalı servis minibüsü, sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Araç yol kenarındaki şarampole düşüp ardından ağaçlara çarparak devrildi. Kazada, çalıştıkları kiraz bahçesinden dönen tarım işçileri Salih Akkuş, Ünal Can Akkuş, Güllüzar Balamut, Menekşe Cingöz, Neriman Turguteli, Huriye Köker, Perihan Bayar ve Aysun Çetin hayatını kaybederken 12 kişi yaralandı. Kazanın ardından Bolvadin Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava bugün görülen 2. Duruşma ile devam etti. Dava 12 Temmuz’a ertelendi, Duruşmada sanık Berat K., mağdur yakınları ve avukatları hazır bulundu. Kamuoyunu yakından ilgilendiren davada mahkeme heyeti başkanı gerekçe göstermeden duruşmaya basın mensuplarına almayarak ‘basına kapalı’ ibaresi kullanarak mübaşire gazetecilerin alınmaması yönünde talimat verdi. Yaklaşık yarım saat süren duruşma sonrası dava 12 Temmuz’a ertelenirken, tutuklu sanık Berat K.’nın ise tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Gaziantep Kuyumcular vatandaşları altın alırken dikkat etmeleri yönünde uyardı Gaziantep’te düğün sezonunun açılmasıyla altın fiyatlarındaki yükseliş vatandaşları imitasyon ürünlere yöneltti. Kuyumcular ise vatandaşları altın alırken dikkat etmeleri yönünde uyardı. Gaziantep’te düğün sezonunun açılmasıyla beraber imitasyon ürünler reyonlarda yerini almaya başladı. Düğün hazırlığı sürecinde altın fiyatlarını araştıran vatandaşlar, altından ayırt edilmeyecek kadar gerçekçi olan imitasyon takılara rağbet göstermeye başladı. Gündelik yaşamında bilezik, yüzük, kolye, küpe gibi takılara ilgi duyan vatandaşlar altın fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle son dönemde imitasyon ürünlerin satıldığı mağazaları tercih etmeye başladı. Kuyumcular ise vatandaşları gerçek altın alırken dikkat etmeleri yönünde uyararak, “Vatandaşlar gerçek altın alırken güvenilir yerler dışında altın almaması gerekiyor. 50-100 TL ucuza alacağım derken daha düşük ve kalitesiz yerlerden almasınlar. Bu onlara farklı boyutta sıkıntılar açabilir” dedi. “Kuyumculuktan imitasyon sektörüne geçmeye karar verdik” Altın fiyatlarındaki yükseliş dolayısıyla imitasyona ilginin arttığını ve ayırt etmenin zor olduğunu söyleyen Çağatay Kasapoğlu, kuyumculuktan imitasyon sektörüne geçmeye karar verdiklerini ifade etti. Kasapoğlu, “Altın alan müşterilerin azalmasından dolayı bizde bu sektöre geçmeye karar verdik. Gerçek altından hiçbir farkı yok. Sadece işin duayeni olan kuyumcular anlayabiliyor. Normal vatandaş hiçbir şekilde ayırt edemez. Birebir altın işçiliğinde olan ürünlerdir” dedi. “İmitasyon ürünler 100 TL’den alıcı buluyor” İmitasyon ürünlerin her çeşidinin bulunduğunu ve ilginin en çok düz işçiliksiz bileziğe olduğunu söyleyen Kasapoğlu, “Gaziantep’te imitasyon bileziklerde en çok düz işçiliksiz olan ürünler, lazer bilezik, burma bilezik, kibrit çöpü ve ajda gibi modeller daha çok tercih ediliyor. Gelin adaylarının yanı sıra normal vatandaşlar aksesuar amaçlı alıyor ve gelinlere göre daha fazla rağbet gösteriyorlar. Bundan 2-3 yıl öncesine kadar talep daha az oluyordu. İmitasyon ürünlerde ortalama fiyatlarımız ise la kaplama ürünlerde 100 TL’den başlarken altın kaplama ürünlerde ise 150 TL’den başlıyor” ifadelerini kullandı. “Günlük 15’e yakın vatandaş gerçek altın sanarak bize getiriyor” Vatandaşların imitasyon ürünleri gerçek altın sanarak getirdiğini söyleyen kuyumcu Cuma Kaya, “İmitasyon ürünler insanları dolandırmak için de kullanılıyor. Gerçek altın yerine sahte olan yani imitasyon ürünü tercih ediyorlar. Piyasa da ise aşırı derecede imitasyon ürün çoğaldı. Bize günlük 15’e yakın vatandaş gerçek altın sanarak imitasyon ürün getiriyor. Fiyatlar çok yüksek olduğu için vatandaşlar ister istemez imitasyona yöneldi. 10 gramlık gerçek altın bilezik bir vatandaşın asgari ücretini fahiş derecede aşıyor. Dolayısıyla vatandaşlarda bundan dolayı mecburen imitasyona yöneliyor” şeklinde konuştu. “Bazı imitasyonları biz bile ayırt edemiyoruz” İmitasyon ürünlerin fark edilemeyecek kadar kaliteli üretildiğini söyleyen Kaya, vatandaşlara dikkat etmeleri yönünde uyarılarda bulunarak, “Bir sarraf olarak ayırt etmek kolay ama bazı imitasyon ürünler geliyor biz bile ayırt edemiyoruz. Ateşe vurmadığımız sürece zorlanıyoruz. Çeşit çeşit piyasaya sürülüyor. Yarı gerçek yarı sahte olan var bakırı fazla karışan var. Vatandaşlar gerçek altın alıyorlarsa eğer güvenilir yerler dışında altın almaması gerekiyor. 50-100 TL için daha düşük ve kalitesiz yerlerden altın almaması lazım. Bu onlara farklı boyutta sıkıntılar açabilir. Altının oyunu olmaz” diye konuştu.