ASAYİŞ - 13 Nisan 2018 Cuma 17:43

Rize’de polis memuru odasında intihar etti

A
A
A
Rize’de polis memuru odasında intihar etti

Rize İl Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru görevi başında tabancasıyla başına ateş ederek intihar etti.

Rize İl Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru görevi başında tabancasıyla başına ateş ederek intihar etti.


Öğle saatlerinde meydana gelen olayda Rize İl Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Tarkan Y., Emniyet Müdürlüğünün Camiönü Mahallesi’ndeki hizmet binasında bulunan odasında tabancasıyla başına ateş ederek intihar etti. Silah seslerini duyan mesai arkadaşlarının Rize Devlet Hastanesine kaldırdığı polis memuru Tarkan Y. yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılmadı. Tarkan Y.’nin cenazesi Rize Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünde yapılacak otopsi sonrası defnedilmek üzere memleketi Elazığ’a gönderilecek.


Polis memuru Tarkan Y.’nin böbrek hastalığına bağlı tedavi gördüğü öğrenildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Afetzede çocuğun akülü arabayla annesinin mezarını ziyareti yürekleri dağladı Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, depremde annesini kaybeden Kerim’in annesinin mezarına akülü arabayla gitme hayalini gerçekleştirdi. Asrın felaketinde vefat eden annesinin mezarını akülü arabasıyla ziyaret eden 8 yaşındaki Kerim’in davranışı yürekleri dağladı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok yıkıma uğrayan Hatay’da, binlerce insan hayatını kaybetti. İnsanların yıllardır yaşadıkları evler, deprem sonrası mezarları olmuştu. Depreme Antakya ilçesi Küçükdalyan Mahallesi’nde ailesiyle birlikte yakalanan 8 yaşındaki Kerim Sarıgül’ün 40 yaşındaki annesi Aslı Sarıgül de asrın felaketinde hayatını kaybetti. Depremde annesini kaybeden Kerim, doğum gününde okula ziyarete gelen sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul’la tanıştı. Sağlıkçı Ertuğrul, akülü arabayla annesinin mezarına gitmek isteyen Kerim’in hayalini gerçekleştirmek için çalışmalara başladı. Kerim’in hayalini gerçekleştirmek isteyen Erduğrul, istediği akülü arabayı Kerim’e hediye etti. Hayalini gerçekleştiren afetzede Kerim’e mezarlık ziyaretinde sağlıkçı Ertuğrul da eşlik etti. Yürekleri dağlayan ziyarette Kerim, annesinin mezarı başında dua okuduktan sonra çiçekleri suladı. 8 yaşındaki Kerim’e akülü arabayı almasını sağlayan Havva Aydanur Ertuğrul, Kerim’in hayalini gerçekleştirmesinin mutluluğunu ve gururunu buruk yaşadı. “Akülü arabayla annemin mezarına geldim ve çok mutluyum” Akülü arabasıyla annesinin mezarını ziyaret eden afetzede Kerim, “Depremden sonra evimiz ve okul yıkılmıştı. Ben buraya bahçemize geldim. Buradaki okula yazdırıldım. Havva abla, doğum günümde okulumuza pasta getirdi. O zamanda arkadaşlarıma benim doğum günüm olduğunu söyledim. Havva abla elinde pastayla gelince arkadaşlarım Kerim’e mi getirdiniz dediler. Havva ablam evet dedi. O zaman tanıştık. Bana ev yaptı. Hayalimi gerçekleştirdi. Akülü araba aldı. Akülü arabayla annemin mezarına geldim ve çok mutluyum” dedi. “8 yaşındaki bir çocuk için annesinin mezarının başında bize ev yapılıyor demesi kolay bir şey değil” 8 yaşındaki afetzede Kerim’in hayalini gerçekleştiren sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, “Biz Kerim’le depremden sonra tanıştık. Depremde annesini kaybetti. Bizden bir istekte bulundular. Yaşadıkları konteynere ve çadıra fareler geliyordu. Zemin desteği verir misiniz dediler. Sahaya görmeye gittiğimizde ev yapmaya karar verdik. Kerim bizden akülü araba istedi. Akülü arabayla annesinin mezarına gitmek istiyordu. Biz evi yaparken akülü arabasını da aldık. Şimdi Kerim’in annesinin mezarının başındayız. 8 yaşındaki bir çocuk için annesinin mezarının başında bize ev yapılıyor demesi kolay bir şey değil. Akülü araba istemesi ve bizim bunu sağlamamız kolay değil. Dernek olarak Kerim ve diğer çocukların yanındayız” ifadelerini kullandı.
Adana Binlerce kuşun bulunduğu Atatürk Parkı çocuklu ailelerin vazgeçilmezi oldu Adana’da kentteki kuşların uğrak noktalarından biri olan Atatürk Parkı, sahip olduğu yoğun kuş popülasyonu nedeniyle çocuklu ailelerin vazgeçilmezi oldu. Atatürk Parkındaki 3 ile 5 bin arasında kuş popülasyonu dikkat çekiyor. Park kuş ile birlikte çeşitli hayvanların da bulunması nedeniyle aileler tarafından sıkça tercih ediliyor. Çocuklarının hayvan sevgisi nedeniyle sık sık Atatürk Parkı’na geldiklerini belirten aileler, kuşların ve parkın kent için önemli bir değer olduğuna dikkat çekiyor. "Kuşlar artık burada bir simge gibi" Parka 3 yaşındaki oğlu Ahmet ve 8 yaşındaki kızı Zeynep ile sıkça geldiğini belirten Aydın Geçer, Atatürk Parkı’nın kuşlar ile birlikte Adana için çok değerli bir konum olduğunu söyledi. Kuşların parka güzellik kattığını belirten Geçer, "Kuşlar artık burada bir simge gibi oldu. Harika bir görüntü, çocukların gezdiği ve eğlendiği oksijen dolu bir yer. Bu kuşlar burada olmazsa parkın değeri düşer diye düşünüyorum. Gördüğünüz bütün ağaçların tepelerinde kuşların hem yuvaları vardır, hem de kuşlar için gölge oluyor. Parkta bulunan havuzu da kullanıyorlar mesela. Biz sürekli burada çocuklarımızla birlikte gezmeye geldiğimizde gördüğümüz için biliyoruz. Bu kuşlar burası için bir değerdir diyebilirim" dedi. "Parkta 3-5 bin arasında kuş potansiyeli var" 36 yaşında olduğunu ve emekli büyüklerinden yıllar içerisinde duyduğuna göre parkta 3 ile 5 bin arasında kuş potansiyeli bulunduğunu kaydeden Geçer, "Bildiklerime ve duyduklarıma göre parkın 3 bin ile 5 bin arasında kuş potansiyeli var. Parkın arka taraflarında ve burada olmak üzere. Kuşlar genelde bu noktada oluyorlar. Bütün Adana’daki kuşları besleyen yer diyebilirim burası için. Bütün dağılan her yerdeki güvercinleri gördüğünüzde emin olun ki buradan gitmiştir diyebilirim" şeklinde konuştu. Parkta yer alan ve çiçek açmış durumda bulunan mercan ağacının kuşların favori ağacı olduğundan söz eden Geçer, "200 tane kuş oluyor buradaki ağaçta. Şu anlık durumda da ağacın üzerinde 100-150 tane vardır. Bu mercan ağacı 3 defa açtığı için ağaçta sık bulunan böcekler kaynaklı özellikle belki bu ağaçta duruyor olabilirler" ifadelerini kullandı. "Burası çok özel bir yer, çarşıya geldiğimizde mutlaka uğruyoruz" Parka bebek pusetiyle çocuğunu gezdirmeye gelen Safer Oğuzalp de parkta bulunan kuşlar ve diğer hayvanların çocuklar üzerindeki olumlu etkisini anlattı. Parktaki hayvan popülasyonunun park için özel bir anlam ifade ettiğinden bahseden Oğuzalp, "Biz çocuğumuzla geliyoruz. Burada güvercinler, kumrular, serçeler var. Çocuk da hayvanları gördüğü zaman çığlık çığlığa seviniyor. Aynı zamanda parkta başka hayvanlar da oluyor. Burası çok özel bir yer, mutlaka her çarşıya geldiğimizde bir uğruyoruz bu taraflara. Parklar için de kuşlar önemli, çocuklar için daha da önemli. Hayvan seviyorlar bu sayede. Kuş olsun, kedi, köpek olsun hiç fark etmiyor. Parka da güzel bir değer ve anlam katıyor" sözlerine yer verdi. Aynı zamanda Atatürk Parkı’nın ağaç popülasyonu olarak da çok zengin olduğunu kaydeden Oğuzalp, sözlerine şöyle devam etti: "Atatürk Parkının ağaç popülasyonu da çok güzel. Bu ağaç ve diğer ağaçlar, dutlar, çamlar, çiçekler, renkler. Çocuğu yarım saat çıkardığımız zaman ayrı bir enerjisi değişiyor. Havalanıyor, mutlu oluyor. Akşam bile uyurken zorlanıyor, tekrar tekrar gelmek istiyor. Çok güzel bir yer, temiz aynı zamanda. Daha farklı ağaçlar da olsa daha da güzel olur ama buranın kombinasyonu bence yeterli şu anda. Çok iyi yani."
Rize 5 yaşındaki ikiz kardeşler yaptıkları resimler ile görenleri hayran bırakıyor Rize’de yaşayan 5 yaşındaki ikiz kardeşler tuvale yaptıkları resimler ile görenleri hayran bırakıyor. Rize’de yaşayan 5 yaşındaki Kerem ve Beren Baş isimli ikiz kardeşler 1 yaşlarından itibaren resim çizmeye başladı. İlk olarak evin duvarlarını boyayan minik kardeşlerin yeteneğini keşfeden baba Halil Baş, çocuklarının yeteneğini geliştirmeye çalıştı. Baba evin duvarları ve kapılarının ardından küçük resim kağıtlarında minik kardeşleri boyama yaptırdı. Ardından daha büyük kâğıda geçen kardeşler, daha sonrasında tuval üzerinde çalışmalarına başladı. Doğada gözlem yaparak pastel boya ile tuvale yansıttıkları resimleri kurdukları atölyede akrilik boyalarla renklendiriyor. İkiz kardeşler bugüne kadar 22 tane çalışmasını atölyelerinde sergiliyor. İkiz ressamların en büyük desteklerini ailelerinden almasıyla birlikte büyüdüklerinde ‘Picasso’ gibi ünlü birer ressam olmak istiyorlar. “Renklerin içinde kayboluyorlar” İki kardeşin 1 yaşından itibaren boyama yağmaya başladığını ifade eden baba Halil Baş, “Kerem ile Beren 1 yaşından itibaren oyunla resim yapmayı öğrendiler. Fırçalarla, kalemlerle oynayarak boyamayı öğrendiler. Bir sabah kalktık. Evin duvarına onları resim çizerken gördük. Eşimle beraber görünce çok şaşırdık. Önce şaşırdık ama onları sonrasında destekledik. Duvar resimleri ardından küçük kağıtlara resim yapmaya başladılar. Daha sonradan büyük resim kağıtlarına ve en sonda büyük tuvallere yansıttılar. Doğayı izleyici bir şekilde tuvale yansıtıyorlar. Daha sonrasında atölyemize geliyoruz. Atölyemizde akrilik boya ve yağlı boyayla resimlerini son aşamaya getiriyorlar. Çocuklar atölyede zaman geçirirken çok mutlu oluyorlar. Renklerin içinde kayboluyorlar. Onlar için bu atölyeyi açtık” şeklinde konuştu. “Resim yaparken çocuklar gündelik hayattan tamamen uzaklaşıyor” Çocukların resim yapmaya başladıklarını gündelik hayattan tamamen uzaklaştığını belirten Halil Baş, “Resim yaparken çocuklar gündelik hayattan tamamen uzaklaşıyor. Renklerin içine ciddi manada dalıyorlar. Resimlerine odaklanıyorlar. Buradayken çocuklar kendilerini bambaşka hissediyor. Çıktıktan sonra da aynı şekilde. Kızım Beren, oğlum Kerem’e göre daha yetenekli. Kıyaslama yapmıyorum. İlerde büyük bir ressam olmalarını isterim. Picasso’nun şöyle bir sözü var, ‘Rafael gibi resim yapmak 1 yılımı aldı. Bir çocuk gibi resim yapmak ise bir ömrümü aldı’ diye. Çocuk gibi resim yapabilmek çok zor. Çünkü onlar kaygılardan uzak kendilerini ifade ediyorlar” ifadelerini kullandı. “Vaktimizin çoğunu atölyede çalışarak, oynayarak geçiriyoruz” Büyüyünce ressam olmak istediğini vurgulayan minik ressam Kerem Baş, “Beren’in ikiz kardeşiyim. 5 yaşındayım. Rize’de yaşıyorum. En sevdiğim kitabın ismi nokta. Çünkü içerisinde herkesin resim yapabileceğini anlatıyor. Vaktimizin çoğunu atölyede çalışarak, oynayarak geçiririz. Renklerin içerisinde kayboluyorum. Çok mutlu oluyorum. Büyüyünce ben ressam olacağım” derken, Beren Baş ise, “5 yaşındayım. Rengarenk kelebekler ve Gökkuşağı çizmeyi çok seviyorum. Resim yaparken çok mutlu oluyorum” diye konuştu.
Gaziantep Nöroloji Uzmanı Dr. Alnıaçık ANKA’da Hasta memnuniyeti odaklı sağlık hizmeti vermeye özen gösteren Gaziantep Özel ANKA Hastanesi, hekim kadrosuna uzman isimleri dahil etmeyi sürdürüyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Süleyman Ömer Alnıaçık Gaziantep Özel ANKA Hastanesi’nin hekim kadrosu arasında yerini alarak hasta kabulüne başladı. Nöroloji Uzmanı Dr. Süleyman Ömer Alnıaçık, Gaziantep Özel ANKA Hastanesi’nin güçlü hekim kadrosuna dahil olarak hasta kabulüne başladı. 1985 yılında Konya’da doğan Alnıaçık, ilk, orta ve lise eğitimimi Konya’da tamamladı. 2011 yılında Dokuz Eylül Tıp Fakültesi’nden mezun olan Dr. Alnıaçık, uzmanlığını 2017 yılında Konya Meram Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim dalında aldı. Dr. Alnıaçık, 2011-2012 yılında Konya Karaman Devlet Hastanesi’nde, 2012-2013 Konya Selçuk Üniversitesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, 2013-2017 Konya Meram Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, 2017-2019 Osmaniye Devlet hastanesi /Düziçi Devlet Hastanesi / Kadirli Devlet Hastanesi, 2019-2024 Gaziantep’in Nizip ilçesinde özel bir hastanede görev yaptı. Alnıaçık’ın ilgi alanları nörovasküler hastalıklar (stroke/inme), Parkinson gibi hareket hastalıkları, Demans , Alzheimer, Epilepsi, baş ağrıları (migren), vertigo/dengesizlik , nöromüsküler kavşak hastalıklarıdır. ANKA Hastanesi nöroloji servisinde Epilepsi, hareket bozuklukları, beyin damar hastalıkları, bunamalar (alzheimer gibi), periferik sinir sistemi hastalıkları, beyin iltihabı, uyku bozuklukları ile nörolojik hastalıkların ayaktan ve yatarak teşhis, tedavi ve takip hizmetleri gerçekleştirilmektedir.