ÇEVRE - 21 Temmuz 2018 Cumartesi 08:59

Herkes bu yaylalara koşuyor

A
A
A
Herkes bu yaylalara koşuyor

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi sınırları içinde yer alan 2 bin 100 rakımın üzerinde bir kardeş gibi yan yana duran Sal ve Pokut Yaylaları, doğal güzellikleri ve eşsiz manzaraları ile dikkat çekiyor.

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi sınırları içinde yer alan 2 bin 100 rakımın üzerinde bir kardeş gibi yan yana duran Sal ve Pokut Yaylaları, doğal güzellikleri ve eşsiz manzaraları ile dikkat çekiyor.


Her iki yaylada 250 yılı aşkın 120’nin üzerinde yöresel ahşap ev bulunurken, geniş çam ormanlarıyla çevrili Pokut ve Sal Yaylası’nı doğa ve fotoğraf tutkunlarının yanı sıra son yıllarda yerli ve yabancı turistler yoğun ilgi gösteriyor. Özellikle Pokut Yaylası’nın eşsiz manzarası turistleri bu yaylaya çekerken, Sal Yaylası da bu ilgiden nasibini alıyor.



Pokut Yaylası’na gelenleri Pokut Kitabesi karşılıyor


Bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler ilk olarak Pokut Yaylası’nı gezerken, yaylanın girişinde turistleri ‘Biz Pokutlular’ diye başlayan kitabe karşılıyor. Kitabede “Atalarımızın nesiller boyu yayla olarak kullandığı, doğal ve kültürel bir miras olarak bize bıraktığı Pokut’u gelecek nesillerimize de bozulmadan devredebilmek amacıyla, Pokut’un korunması gerektiği bilincini taşıyarak Pokut Yaylası’nın bir değişim sürecinde olduğunu ve kullanım amacının çeşitlendiğini görerek Pokut’ta birlik ve beraberlik içinde yaşamayı arzulayarak aşağıdaki esasların uygulanması gerektiğini savunuyoruz. Pokut’un meşru sahibi Pokutlulardır. Pokutlular, geleneksel olarak bu yaylayı kullandığı herkesçe bilinen köy ve mahallelerden gelen ailelerdir. Pokut’un yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız Pokutlularındır. Pokut, doğal ve kültürel varlıkları ile bir bütündür. Pokut’un doğal ve kültürel varlıklarına zarar verebilecek faaliyetlere izin verilemez. Her Pokutlu’nun özgürlüğü komşularının haklarının başladığı yerde biter. Pokut’a ilişkin kararlar çoğunluğun rızası ile alınır. Pokut’un ortak sorunlarının çözümünde ve kararların uygulanmasında her birey sorumluluk taşımalıdır. Bu sorumluluk, çevreyi kirletmemek, yaylayı doğası ve gelenekleriyle yaşatmak için çaba göstermektir. Pokut kadim zamanlarda olduğu gibi sevgi, saygı, sorumluluk ilkeleri yönetim modeli ile gelecek nesillere aktarılacaktır” ifadeleri yer alıyor.



" ’Burası babanın yeri mi tapusunu göster’ diyorlar"


Yörede son yıllarda yaşanan turizm hareketliliğinin ardından yaylanın girişine uyarı levhaları astıklarını ancak bu uyarılara uyulmadığını belirten Pokutlular, yaylalarının doğallığının bozulmasından ve kirlenmesinden endişe ediyor. Yayla sakinlerinden Yaşar Ataman, yaylalarının güzelliğinin son yıllarda bozulduğunu belirterek “Herkes geliyor, pisliğini bırakıp gidiyor. Biz kimsenin pisliğini toplamaya mecbur değiliz. Söylüyorsun, uyarıyorsun. Bu sefer de bize ‘Burası babanın yeri mi tapusunu göster’ diyorlar. Ben de diyorum ki tapusu benim hayvanlarım, hayvanlarımın bu yayla. Benim babam, dedelerim 300 senedir buraları korumuş bu günlere getirmiş. Geliyorlar burada bizim namahremimize giriyorlar. Herkes gelsin ama pisliğini bırakıyor. Adam üniversitede öğretim görevlisi elinde pompalı ile burada silah atıyor. Allah korusun ormanda insanlar var hayvanlarımız var. Bunlardan birisi ölse bunun hesabını kim verecek ? İnsanlar gelsin gelmesin değil ama insan gibi gelsin. Son yıllarda çok bozuldu buralar. Ben yaylamda huzursuz olduktan sonra bunun bir kıymeti yok. Yaylanın girişinde yazılan uyarı levhaları var. Bunlara uysunlar. Gelip evlerimizin yanında çadır kurmak istiyorlar bunlar ayıp. Ayder gitti sıra Pokut’ta mı ? Yolu kötü diyorlar daha kötü olsun kimse böyle gelecekse gelmesin. Pokut’un girişine bir demir kapı yapmak lazım. Elini kolunu sallayan herkese bu yaylaya gelip istediği gibi hareket etmemeli” diyerek tepkisini dile getirdi.


Bir diğer yayla sakini Hanife Hacaloğlu ise yaşadığı kötü bir olayı paylaşarak “Evimize girmişler. Ortalığa zarar vermişler. İç çamaşırlarımıza kadar ortalığı dağıtmışlar, tavalarımızı kırıp dökmüşler. Eskiden böyle şeyler yaşanmazdı” ifadelerini kullandı.



Pokut ‘Sis’, Sal ‘Düz’


Pokut Yaylası’ndaki turistik tesis işletmecisi İlker Süleyman Kutlu ise hemen yakınlarında birer kardeş olarak duran Sal Yaylası ile Pokut Yaylası’na son yıllarda yoğun bir turist ilgisi olduğunu söyledi. Kutlu “Sal Yaylası ile önceleri bir takım problemler olsa da şimdi Sal ile burası birer kardeş yayla. Pokut Yaylası’nda 60 hane var. Mayıs başından Ekim sonuna kadar buralar böyle hareketli. İlgi son yıllarda adeta patladı. Herkes bu güzelliği görmek için buraya geliyor. Burası Allah’ın bizlere bir lütfu. Bize armağan ettiği bir güzellik” dedi. Kutlu, Pokut’un isminin ‘Sis’ anlamına geldiğini sözlerine ekledi.


Pokut Yaylası’na giden yol üzerinde bulunmasına rağmen turistlerin Pokut Yaylası’ndan sonra uğradıkları Sal Yaylası ise bölgede son yıllarda artan turizm hareketliliğinden pay almaya çalışıyor. Pokut Yaylası’nı ziyaret eden turistler, yürüme mesafesi 20 dakikalık bir yolcuğun ardından Sal Yaylası’na geçerek burada doğal yayla hayatını yakından tanıma imkanı buluyor. Sal Yaylası’na gelen turistlere birer misafir gözüyle baktıklarını belirten turistik tesis işletmecisi Ali Sarsılmaz ise yaylalarının isminin ‘Düz’ anlamına geldiğini ve düz yaylalarına son yıllarda Pokut Yaylası ile birlikte ilginin arttığını söyledi.


Sarsılmaz, kendi işletmelerinde yaylaya gelen turistlere kendi yaptıkları yöresel ürünleri ikram etmeye çalıştıklarını ifade ederek “Amacımız yaylaya gelen turistlere unutmuş oldukları tatları yeniden tattırmak. Bir nebzede olsa bunda başarılı olabilmişsek kendimizi mutlu addediyoruz. Yöreye yoğun bir turist ilgisi var. Ancak buraya gelen misafirlerimizin yayla usullerine göre burada gezip dolaşması gerekiyor. Buraların birer yayla olduğu unutulmamalı. Şehirdeki gibi lüks aramanın veya davranmanın doğru olduğuna inanmıyorum” diye konuştu.


Yaylalarında 62 hane bulunduğunu ancak son yıllarda yörede hayvancılığın azalması ile birlikte yaylaya gelen aile sayısının 7’ye kadar düştüğüne dikkat çeken Sarsılmaz “Son senelerde yaylaya çıkan yok. 3. nesil artık yaylaya yaz tatiline geliyor. Günübirlik gelmeyi tercih ediyor, pek kalmıyorlar. Eskiden her evin ineği vardı hayvancılık vardı o yüzden buralar kalabalıktı ancak hayvancılığın azalması ile yaylaya çıkan nüfus da azaldı” ifadelerini kullandı.


Pokut Yaylası’na Gaziantep’ten arkadaşları ile gelen ve Ispartalı bir öğretmen olan Ömer Faruk ise yaylanın doğal görüntüsü ve manzarasının muhteşem olduğunu belirtirken, yaylayı çok beğendiğini söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Turizmde birinci çeyrek geliri 8 milyar 784 milyon 800 bin dolar oldu Turizm geliri, birinci çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,4 artarak 8 milyar 784 milyon 800 bin dolar oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı birinci çeyrek Turizm İstatistiklerini paylaştı. Buna göre, Turizm geliri ocak, şubat ve mart aylarından oluşan birinci çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,4 artarak 8 milyar 784 milyon 800 bin dolar oldu. Turizm gelirinin yüzde 21’i ülkemizi ziyaret eden yurt dışı ikametli vatandaşlardan elde edildi. Ziyaretçiler, seyahatlerini kişisel veya paket tur ile organize etmektedirler. Bu çeyrekte yapılan harcamaların 7 milyar 775 milyon 627 bin dolarını kişisel harcamalar, 1 milyar 9 milyon 174 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu. Ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 10,1 arttı Ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2024 yılı I. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 10,1 artarak 9 milyon 10 bin 90 kişi oldu. Ziyaretçilerin yüzde 21,6’sını 1 milyon 942 bin 94 kişi ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu. Bu çeyrekte ülkemizden çıkış yapan ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 93 dolar oldu. Yurt dışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 64 dolar oldu. Bu çeyrekte turizm geliri içerisindeki yeme içme harcamalarının payı yüzde 22,6, uluslararası ulaştırma harcamalarının payı yüzde 16,7, paket tur harcamalarının payı ise yüzde 11,5 oldu. Bir önceki yılın aynı dönemine göre yeme içme harcamaları yüzde 2,8, uluslararası ulaştırma harcamaları yüzde 11,8 ve paket tur harcamaları yüzde 19,4 arttı. Ziyaretçiler yüzde 46 ile en çok "gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler" amacıyla geldi İkinci sırada yüzde 31,3 ile "akraba ve arkadaş ziyareti", üçüncü sırada ise yüzde 9,6 ile "alışveriş" yer aldı. Yurt dışı ikametli vatandaşlar ise ülkemize yüzde 73,6 ile en çok "akraba ve arkadaş ziyareti" amacıyla geldi. Turizm gideri geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 11,3 arttı Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri ziyaret eden vatandaşlarımızın harcamalarından oluşan turizm gideri, geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 11,3 artarak 1 milyar 779 milyon 649 bin dolar oldu. Bunun 1 milyar 444 milyon 620 bin dolarını kişisel harcamalar, 335 milyon 30 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu. Yurt dışını ziyaret eden vatandaşlar 2023 yılı I. çeyreğine göre yüzde 18,4 arttı Bu çeyrekte yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 18,4 artarak 2 milyon 449 bin 225 kişi oldu. Bunların kişi başı ortalama harcaması 727 dolar olarak gerçekleşti.
Eskişehir Bozulan asansörün üzerindeki kağıtta geçen komik diyalog dikkat çekti Eskişehir’deki bir yurtta asansörün motorunun arızalanmasından dolayı kullanıma kapatılıp üzerine ‘motor arızası nedeniyle kullanılmamaktadır’ yazısının asılmasının ardından bunu gören ve ne zaman yapılacağı hakkında soru soran öğrenciler, bilgi kağıdının üzerinde komik bir diyaloğa sebebiyet verdi. Tepebaşı ilçesinde bulunan Doğan Aslan Bey Kredi Yurtlar Kurumu Erkek Öğrenci Yurdu’nda asansör bozuldu. Asansörün bozulduğunu farkeden yurt görevlileri, bir süreliğine kullanıma kapattı. Asansörün ne zaman yapılacağını merak eden öğrencilerin asansör üzerindeki ‘Motor arızası nedeniyle kullanılmamaktadır’ yazısının altındaki boşluğa ilginç yazılar yazdığı görüldü. Öğrenciler tarafından “Hadi hocam, halledin şunu artık ya”, “Uçak motoru mu bu kaç hafta oldu?” gibi soruların arından yurt görevlileri olduğu tahmin edilen kişilerin ise, “Gereği yapılacak müsterih olunuz” yazması görenleri gülümsetti. Görevlilerin ise bozulan asansörü uzman bir ekip ile onarmaya çalıştığı gözlemlendi. “Asansörlerin bakımı uzun sürdüğü için böyle bir iletişim yöntemi gördüm” Doğan Aslanbey KYK Erkek Öğrenci Yurdu’nda kalan öğrenci Fatih Öztürk, görmüş olduğu bu diyaloğun hoşuna gittiğini ve gülümsetici bir durum olduğunu belirterek, “Asansörlerin bakımı uzun bir süredir yapılıyor. Asansörlerin devam eden bakımı uzun sürdüğü için böyle bir iletişim yöntemi gördüm. Açıkçası yazan kişinin de öğrenci olduğundan şüpheleniyoruz. Muhtemelen öğrencidir. Eğer görevliyse daha komik ve ilginç bir durum açıkçası. “Uçak motoru mu bu? Neden bu kadar uzun sürdü?” demelerine rağmen yurt yönetiminin nezaketle cevap vermesi ve bunu da tekrar aynı kağıt üzerinden yazı yoluyla yapmaları, bence gayet hoş bir durum. Gülümsetici bir durum. Şu anda asansörlerin bakımı devam ediyor. Bazıları hâlâ çalışır durumda, bazılarının bakımı bitmiş durumda. Diğerlerinin bakımının bitmesini de merakla bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Zonguldak ZBEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde İki Program Akredite Edildi ZBEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İngilizce İktisat ve İşletme lisans programları STAR tarafından akredite edildi. ZBEÜ’de eğitim kalitesi artmaya devam ediyor. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin İngilizce İktisat ve İşletme programları Sosyal Beşeri ve Temel Bilimler Akreditasyon ve Rating Derneği (STAR) tarafından akredite edildi. Sürdürülebilir ve kaliteli eğitim anlayışı ile hareket eden Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin iki programın daha akredite olmasıyla birlikte eğitim çalışmalarının kalitesi de bir kez daha tescillenmiş oldu. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ferda Çakmak, lisans programlarının uluslararası belirlenmiş kalite standartlarını karşılamış olması ve bunun bağımsız kuruluşlar tarafından tescillenmesinin önemli olduğunu ifade etti. Çakmak, İİBF ailesi olarak akreditasyon sürecinde yoğun çaba gösterdiklerini belirterek, süreçte emeği geçen tüm akademik ve idari personele teşekkürlerini sundu. ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer konuyla ilgili yaptığı açıklamada, eğitim ve öğretim kalitesinin akreditasyon belgeleriyle taçlandırılmasının yanında bundan sonra da yapacakları yeni çalışmalar ve gösterecekleri çabalarla Üniversitenin çok daha kaliteli ve ileri bir seviyeye taşınacağından hiç şüphesi olmadığını belirtti. Rektör Özölçer fakültede bünyesinde yer alan, henüz akredite olmayan programların da akreditasyon süreçlerini tamamlamalarının önemli olduğunu ve bu konuda gereken desteğin sağlanacağını ifade etti. Ayrıca, bu zorlu süreçte emeği geçen İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı, Dekan Yardımcıları, Bölüm Başkanları, Anabilim Dalı başkanları ile akademik, idari personel ve tüm öğrencileri tebrik etti.
İzmir Yazar Erhan Aslan’dan EGİAD’da ’Elif’in Yolculuğu’ söyleşisi EGİAD Üyesi ve "Elifin Yolculuğu" kitabının yazarı Erhan Aslan’ın katılımıyla gerçekleşen söyleşide, insanın evrensel yaşam yolculuğu üzerine değerlendirmeler yapıldı. EGİAD Üyesi ve Elifin Yolculuğu Kitabı’nın Yazarı Erhan Aslan’ın katıldığı söyleşi EGİAD merkezinde gerçekleşti. Hayata ilişkin sorgulanan, insana dair pek çok konunun ele alındığı etkinlikte, İnsanın evrensel yaşam yolculuğunu derinlemesine keşfetmek üzere önemli sorulara yanıt arandı. 1971 İzmir doğumlu ve elektronik mühendisi olan Aslan, 2000 yılından bu yana e-Çözüm Bilişim‘de Genel Müdür olarak görev yapıyor. 2013 yılından bu yana Silva Metodu, Kişisel Gelişim Teknikleri, Bilinç ve Bilinçdışı gibi kavramlar üzerine çalışmalar yürüten ve 2019 yılında Silva Metodu yetkili eğitmeni olan Aslan, “Benim için muazzam bir yolculuktu. Şimdi, deneyimlerimi dostlarla paylaşarak yaşam amacıma hizmet etme zamanı.” dedi. Tekâmülün bilincin evrimleşmesi ve yüksek benle hızlanması olduğunun altını çizen Aslan, "Bilgiye sahip olmakla idrake sahip olmak arasındaki derin boşluğun karşılanması, ne koyu bir inançla bir sisteme tutunmaktan, ne de onları yok saymaktan geçiyor. İnsanlığa bu konuda en çok yol gösteren kaynaklar inanç sistemleri olmuştur. En ilkel seviyelerden, semavi dinlere kadar insanlık kadar eski olan bu manevi ve sosyal kılavuzların birçoğu hali hazırda da referans olma özelliğini sürdürmektedirler." dedi. Erhan Aslan, dünyanın tekâmül okulu olduğunu, bilinçli farkındalık ve idrak yolunda ilerlemenin önemine değindi.