ÇEVRE - 17 Ağustos 2018 Cuma 09:42

Rize’de son 1 ayda yaşanan 4 selin bilançosu netleşiyor

A
A
A
Rize’de son 1 ayda yaşanan 4 selin bilançosu netleşiyor

Rize merkez ve ilçelerinde son 1 ayda etkili olan sağanak yağışların neden olduğu taşkın ve heyelanlarda zarar gören 16 ev için yakın kararı verilirken, 95 ev ise tahliye edildi.

Rize merkez ve ilçelerinde son 1 ayda etkili olan sağanak yağışların neden olduğu taşkın ve heyelanlarda zarar gören 16 ev için yakın kararı verilirken, 95 ev ise tahliye edildi.


Rize’de 15 Temmuz, 2 ve 9 Ağustos’ta meydana gelen 4 farklı selde Rize AFAD İl Müdürlüğüne ortalama 400 başvuruda bulunuldu. Başvurulardan 300’ü incelendiğinde 95’den 55’i için istinat duvarı yapılması kararlaştırıldı, 16 ev hakkında ise risk altında olduğu gerekçesiyle yıkım kararı alındı.


Son olarak 2 ve 9 Ağustos’ta ağırlık merkezi Rize’nin Muradiye beldesi, Güneysu ilçesi, Pazar ilçesine bağlı Irmak ve Şehitlik köyü, Ardeşen ilçesine bağlı Akkaya köyü olan yağışlar 3 gün boyunca devam ederek bölgeyi etkisi altına alırken metre kareye ise ortalama 100 kilogram yağış düştüğü tespit edildi.


Şiddetli yağışların neticesinde bugüne kadar 400 başvurudan 300’ü incelenerek hasar tespit çalışması yapıldı. Çalışmalarda 55’i istinat duvarına ihtiyaç duyduğu tespit edilen toplamda 95 ev tahliye edildi. Tahliye edilen evlerde yaşayan ailelerin bir kısmı kendi ailelerinin yanına taşındı, bir kısmı ise öğretmen evleri ve otellerde ağırlanıyor. 30 milyon civarında alt yapı hasarı tespit edilen sellerde 10’a yakın iş makinesi ve araç sel sularına kapılırken, 10 işyerini de su bastı. Evlerindeki eşyaları zarar gören bir çok kişi için de zarar tespit çalışması başlatıldı. Yüzde yetmişi tamamlanan zarar tespit çalışmalarında, selden etkilen tarım alanlarının zarar tespit çalışması ise Tarım İl Müdürlüğü tarafından devam ediyor.


Konuyla ilgili bilgiler veren Rize Valisi Erdoğan Bektaş, selde bilanço rakamlarının yavaş yavaş ortaya çıktığını dile getirerek “Rakamlar çıkıyor, bir anda olmuyor. Bir köprü yıkıldı mesela bakıyorsunuz yenisi nasıl yapılacak, bir menfez veya bir duvar. Bir sürü menfez var. Özellikle Pazar ilçesinde çok ciddi yol kenarında duvarlar varda tahribatlar var. Duvar olmayıp duvar yapılacak yerler var. Göçen yollarımız var. Bunlar biraz zaman alıyor. Çok kapsamlı bir afet olduğu söylenebilir. O anlamda bizim alt yapıya, yollara köprülere menfezlere verilen zarar gündemimizde” dedi.


Sel ve taşkınların meydana geldiği bölgelere bakıldığında, çoğunlukta çay tarımı, yol amacıyla yapılan ve inşaat amacıyla kuralına uygun olmayan kazıların yapıldığı yerlerin taşkınlardan etkilendiğini dile getiren Bektaş “Afetin etki alanı mutlaka doğa ile uğraştığımızda, doğa ile oynadığımızda meydana geliyor. Alt kotlardan başlayarak yukarı kotlara doğru alt yapımızı, yol alt yapımızı, dere takibat alt yapımızı geliştiriyoruz. Alt yapımızı geliştirdiğimiz yerlerde afetin etkili olmadığını görüyoruz. Ancak özellikle çay tarımı, yol amacı ile yapılan kazılar, bina amacı ile yapılan kazılar kuralına ve tekniğine uygun yapılmadığından gerçekten ön görmediğimiz anormal sonuçlarla karşılaşabiliyoruz. Bu çerçevede arazi ile oynamayı düşünün herkesin bir teknik yarım alması gerektiğini ifade etmek isterim” diye konuştu.


Herkesin meydana gelen selden ve afetlerden ders çıkardığını sözlerine ekleyen Vali Bektaş “Yüzyıllardır bu memlekete yağmur yağıyor. Bu yağmur sularını yamaçlar alıp derelere dereler denizlere ulaştırıyor. Bu eskiden bu kadar afetlere vesile olmuyordu çünkü eskiden araziyle, suların akış düzeni ile çok fazla oynamamışlar. Biraz imkanlarımız çoğalınca, makine kiralamaya gücümüz yetince, canımız istediği yerlere yollar yapmaya çalışıyoruz, inşaatlar yapmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken arazinin alışkanlıklarına, doğasına dikkat etmiyoruz. Ama dikkat etmemiz gerekiyor, su yolları ile oynamamamız gerekiyor. Yoksa bakıyorsunuz ufak derecikler kocaman bir dere olarak karşımıza çıkabiliyor. Aslında herkes olan biten bu afetlerden ders çıkartıyor. Daha iyi bir yolda yürüdüğümüzü ifade edebilirim” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Simit fiyat tarifesinde Ticaret Bakanlığı’nın onayı zorunlu hale getirildi Tacir ve sanayiciler tarafından üretilen mal ve hizmetlerin azami fiyat tarifelerinin düzenlenmesi hakkında yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelikte değişiklik yapıldı. Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren değişikliğe göre simit fiyatlarına ilişkin olumlu görüşü Ticaret Bakanlığı verirse fiyatlarda artış yapılabilecek. Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliğinin ayrıntıları şöyle: “Tarifeler, yönetim kurulunun teklifi ve meclisin onayıyla yürürlüğe girer. Tarifelerin tespitinde ilgili meslek komitesinin görüşü alınır. Meslek komitesi en geç onbeş gün içinde görüşünü bildirmek zorundadır. Ancak, simit ile 4/1/2012 tarihli ve 28163 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde tanımı yapılan ekmeğe ilişkin tarifenin belirlenmesi aşamasında yönetim kurulu; onbeş gün içinde Ticaret İl Müdürü ve Tarım ve Orman İl Müdürü ile esnaf ve sanatkarlar odaları birliği, tarifeyi düzenleyen oda ve ilgili belediyenin temsilcilerinden oluşan heyetin değerlendirmesini alır. Heyetin değerlendirmesi ve ilgili meslek komitesinin görüşü de dikkate alınarak yönetim kurulunca oluşturulan ekmek tarifesine ilişkin teklif, Ticaret Bakanlığının olumlu görüşünün alınmasından sonra yapılacak ilk toplantıda meclisin onayına sunulur. Ancak, Bakanlık tarafından olumsuz görüş bildirilmesi durumunda, heyetin toplanmasına gerek olmaksızın gerekçeleri ile birlikte yönetim kurulunca hazırlanan yeni tarife talebi, yeniden Bakanlığın görüşü alındıktan sonra meclisin onayına sunulur.”
Erzincan “Bağ Küllemesi Hastalıkları” yüzde 90 verim kaybına yol açabilir Üzümlü İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü teknik ekipleri tarafından arazi kontrolleri kapsamında üzüm bağlarında, külleme, mildiyö, ölükol ve salkım güvesinde ilaçlama dönemleri ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Tescilli cimin üzümünün bağlarında “Bağ Küllemesi Hastalıkları” ile mücadelenin yapılmaması durumunda yüzde 90 verim kaybı yaşanacağı belirtildi. Bağ Küllemesi, asmanın yaprak, sap, sürgün, salkım gibi tüm yeşil aksamında gelişerek zarar oluşturan önemli bir hastalıktır. Hastalık, iklim şartlarının uygun gittiği ve mücadelesinin doğru yapılmadığı yıllarda yüzde 90’a varan ürün kayıplarına neden oluyor. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şubesinde Ziraat Yüksek Mühendisi olarak görev yapan Selahattin Albayrak, konu hakkında üreticileri bilgilendirerek şu uyarılarda bulundu; ‘Hastalığın yapraktaki Belirtileri’ “Hastalık başlangıçta yaprakların üst yüzeyinde yağ lekesine benzeyen sarımsı-açık yeşil renk açılmalarına neden olur. İleriki dönemde yaprak parlaklığını ve esnekliğini kaybeder, kalınlaşır, gevrekleşir ve kenardan içe doğru kıvrılır. Hastalığın bulunduğu kısımlarda grimsi-beyaz tozlu bir görünüm oluşur. ‘Hastalığın sürgünlerdeki belirtileri’ Sürgünler üzerinde başlangıçta siyaha yakın koyu renkli lekeler oluşur. Sürgündeki bu lekeler sezon sonuna doğru kırmızımsı kahverengine dönüşmektedir. ‘Hastalığın tanelerdeki belirtileri’ Hastalığa erken yakalanan taneler küçük kalır ve gelişemez. Hastalık tanelerde meyve sapı istikametinde çatlamaya neden olur. Taneler ben düşme dönemine kadar hastalığa duyarlıdır. ‘Mücadelesi ve kültürel önlemler’ Hastalıklı çubuklar budanarak imha edilmelidir. Yetişme sezonu içinde yaprak ve sürgün seyreltmesi yapılarak asmanın iç kısımlarına kadar iyi bir havalanma ve güneşlenme sağlanmalıdır. ‘Kimyasal mücadele’ 1. İlaçlama: Sürgünlerin 25-30 cm uzunlukta olduğu dönemde, 2. İlaçlama: Çiçeklenme öncesi, çiçek tomurcuklarının ayrıldığı dönemde, 3. İlaçlama: Tanelerin saçma iriliğinde olduğu dönemde, 4. ve sonraki ilaçlamalar: Üçüncü ilaçlamadan sonra hastalık gelişimi ve kullanılan ilacın etki süresi dikkate alınarak ben düşme dönemine kadar yapılmalıdır. Son ilaçlama ile hasat arasında gerekli bekleme süresine dikkat edilmelidir.”