GENEL - 06 Eylül 2019 Cuma 13:20

Çay tohumundan yağ üretimi için çalışma başlatıldı

A
A
A
Çay tohumundan yağ üretimi için çalışma başlatıldı

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Ziraat Fakültesi tarafından yürütülen proje ile çay tohumundan yağ üretilecek.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Ziraat Fakültesi tarafından yürütülen proje ile çay tohumundan yağ üretilecek.


Fındık yağı, kanola yağı, mısır yağı, ceviz yağı derken artık çaydan da yağ üretilecek. RTEÜ Ziraat Fakültesi tarafından çay tohumundan yağ üretilebilmesi için çalışma başlatıldı. RTEÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Seyis, çaydan alternatif ürünlerin çıkartılması gerektiğini dile getirerek, çay tohumundan yağ üretimi üzerinde çalışmalarının devam ettiğini, çalışmaların sonuç vermesi halinde çay bitkisinden sadece yeşil çay, siyah çay, beyaz çay değil artık yağının da olabileceğinin altını çizdi. Çay tohumunda zeytinyağına yakın kalitede yağ olduğunu dile getiren Seyis, “Çaydan alternatif bir ürün çıkartmamız gerekiyor. Çay tohumunda zeytinyağına yakın kalitede yağ var. Onun çalışmalarını da yaptık, ilk DOKAP projesinde onun çalışmalarını da yayınlayacağız. Tohumdaki yağ oranı şuan yüzde 25-26. Azot veriyoruz da ondan. Biz onu farklı miktarda gübrede, buna göre budarsak tohum verimi de artacak yağı da artacak. Bizim 835 bin dekar çayımız var, hesaplayacağız bizim ne kadar ihtiyacımız var. Geriye kalanı ne yapalım? Çiftçiye ‘siz bize tohum yağı üretin’ diyeceğiz. Çin’de var, hem tohum üretiyor hem kovanlara koyuyorlar bal yapıyorlar. Kalite deyince o akla gelmesi lazım. Bizde siyah çay var, yeşil çay var, beyaz çay ürettik, mor çay var. Bunları da gündeme getirmemiz gerekiyor. Çünkü yeşil çay dediğimizde sadece içme değil, pudrada, dondurmaya katmada kullanılıyor. Çünkü antioksidan seviyeleri çok yüksek yeşil aksam olduğu için. Kalite deyince geniş perspektiften bakmamız lazım. Toplam verime bakarsanız verim ile kalite ters orantılı. Verim arttı mı kalite düşüyor” dedi.


Çay yağının çalışmalarına başlanması halinde 4-5 yıl içerisinde üretimine geçilebileceğini dile getiren Seyis, “Genetiği bulduktan sonrası kolay, 4-5 yıl içerisinde rahatlıkla üretime başlanabilir. Bitkileri yıl içerisinde çoğaltırsınız ama tohum olması 4-5 yılı bulur” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.