YEREL HABERLER - 25 Temmuz 2017 Salı 12:47

SAÜ AYM, Bodrum depremini inceledi

A
A
A
SAÜ AYM, Bodrum depremini inceledi

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi (AYM), 21 Temmuz’da Bodrum açıklarında meydana gelen depremi inceledi.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi (AYM), 21 Temmuz’da Bodrum açıklarında meydana gelen depremi inceledi.


Merkezden yapılan açıklamada bu bölgede geçmişte yıkıcı depremlerin olduğu, dolayısıyla yaşanan depremin sürpriz olmadığı kaydedildi. Açıklamada, depremin büyüklüğüne rağmen maddi hasarın göreceli düşük olduğu belirtilerek, “Bu durumda Bodrum ilçesinin kaya zemin üzerinde kurulu olmasının büyük rolü olduğu değerlendirilmiştir” ifadelerine yer verildi.


Muğla’nın Bodrum ilçesi açıklarında Gökova Körfezi içinde 21 Temmuz tarihinde 6,6 büyüklüğünde deprem ve devamında yüzlerce artçı deprem meydana gelmişti. Hafif maddi hasara yol açan depremler, çoğu panik kaynaklı yaralanmalara neden olmuş ancak depremde can kaybı olmamıştı. Yunanistan’a bağlı Kos (İstanköy) Adasında orta dereceli hasara ve biri Türkiye Cumhuriyeti uyruklu 2 can kaybına neden olmuştu. Deprem ayrıca Bodrum ilçesinde ve Kos Adasında küçük ölçekli bir tsunamiye de yol açmıştı. SAÜ Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin yaptığı ilk değerlendirmeyle ilgili bilgileri açıkladı. Merkezden yapılan açıklamada, ilk değerlendirme depremin oluşumunun sürpriz olmadığı ve geçmişte bu bölgede yıkıcı depremlerin olduğuna dikkat çekildi.


Açıklamada depremin oluşumunun sürpriz olmadığı belirtilerek, “Depremin oluşumu sürpriz değildir. Türkiye’nin Ege Denizi sahillerindeki körfez ve koyların denize doğru uzanan faylardaki hareketler sonucu oluşmuşlardır. Bu bağlamda, yakın geçmişteki 3 Ağustos 2004 (M=5.0) ve 4 Ağustos 2004 (M=5.4 ve M=5.2 iki deprem), 20 Aralık 2004 (M=5.3) ve 10 Ocak 2005 (M=5.4) depremleri hatırlatılabilir. Bunun yanı sıra Gökova Körfezi civarında gerek tarihsel gerekse aletsel dönemde denizde olsun karada olsun birçok yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Arkeolojik kalıntılarda ve tarihi kayıtlarda yıkıcı depremlerin izleri sıkça görülebilir. Tarihsel dönemde meydana gelen depremler arasında 1493 İstanköy Adası-Bodrum, 1 Aralık 1869 Gökova Körfezi ve 20 Eylül 1899 Büyük Menderes Vadisi (M=6.9) depremleri ve aletsel dönemde 23 Nisan 1933 Gökova Körfezi (M=6.5), 23 Mayıs ve 13 Aralık 1941 Muğla (sırasıyla M=6.2 ve M=6.0), 23 Mayıs 1961 Marmaris-Rodos (M=6.5) 9 Temmuz 1956 Amorgos (M=7.5) depremleri örnek olarak sıralanabilir. Dolayısıyla birkaç gün önce oluşan M=6.5 büyüklüğündeki yıkıcı deprem bir sürpriz değildir ve bölgede yaşamın olağan akışı içinde değerlendirilmesi gereken bir doğal olaydır” denildi.


Açıklamanın devamında ise, “Deprem sonrasında gelişen tsunami küçük ölçekli olmasına rağmen tekneleri karaya sürüklemiş ve karayı onlarca metre işgal ederek araçları sürüklemiş ve maddi hasara yol açmıştır. Bodrum civarında geçmişte de tsunami dalgaları gözlenmiştir. MS 365 Girit Depremi tsunamisinin İzmir ile Gökova körfezi arasında Ege Denizi kıyılarını da vurduğu ifade edilmektedir. 9 Temmuz 1956 Amorgos Depremi tsunamisi Bodrum’a 1 metre yükseklikle vurmuştur. 2017 Gökova Körfezi Depremi sismik dalgalarının Merkezimizce yapılan modellemesinden fay üzerinde odak derinliğinde (10 km derinliğinde) 3.5 metreyi aşan kaymalar hesaplanmıştır” ifadelerine yer verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ’den Filistin için haykıran Amerikalı öğrencilere destek İsrail’in Filistin’e karşı saldırılarına tepki gösteren ABD’li öğrenci ve akademisyenlerin gözaltına alınmasını kınayan Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) yönetimi, öğrenci ve akademisyenlere destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Manisa CBÜ yönetimi, İsrail’in Filistin’e uyguladığı insanlık dışı saldırılara ve ABD’li akademisyen ve öğrencilerin İsrail’in saldırılarına karşı gösteri düzenlerken gözaltına alınmalarına tepki göstererek, basın açıklaması yaptı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğünce Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Yerleşkesi alanında saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunduğu basın açıklamasına ellerinde Türk bayrağı ve Filistin bayrağı taşıyan çok sayıda öğrenci ve akademisyen destek verdi. “Bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemiyorlar” Basın açıklamasında konuşan Manisa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, “Maalesef ki içinde yaşadığımız 21. yüzyılda inşa edilen ortak insani değerlere, ilkelere ve normlara rağmen tüm dünyanın gözü önünde yine bir insanlık dramının yaşandığına tanıklık ediyoruz. Ekim ayında başlayan ve 7 aydır devam eden İsrail saldırılarında 15 bini çocuk, 10 bini kadın olmak üzere 35 binden fazla sivil vatandaşın katledilmesi karşısında vicdan sahibi her insan gibi kahroluyoruz ve ah ediyoruz. Dünya devletlerinin İsrail’in zulmü karşısında sessiz kalmaları, dahası katliamları destekleyen politikalar benimsemeleri birer akıl tutulmasına dönüşmüştür. Şüphesiz batının bu iki yüzlü tutumu bizler için yeni değildir. Akan kan Müslüman kanı olduğunda Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Hocalı’da, Bosna’da, Kıbrıs’ta sözde medeni Batı’nın bu iki yüzlülüğünü biz hep gördük, hep yaşadık. Ancak İsrail’in saldırılarının sergilediği vahşet ve ortaya çıkan soykırım tablosu öyle ağır olmuştur ki; Batı toplumlarında farklı din, dil, ırka sahip olsa da benzer vicdana sahip her kesimden vatandaşın tepkisini çekmiştir. Kendi yönetimlerinden umudunu kesen Batılılar, insan olmanın ve vicdan taşımanın gereğini yaparak hem İsrail’e hem kendi ülkelerine tepkilerini bireysel eylemlerle dile getirmeye başlamıştır. Yıllarca bize medeniyet nutukları atan batı ülkelerinin çıkarları için bir soykırım karşısında sessiz kalmaları yetmezmiş gibi bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemedikleri de görülmüştür. Siyonizm odaklı vahşet karşısında tepki gösteren Amerikalı öğrencilere yönelik baskı ve şiddet de bu durumun tüm dünya halkları tarafından görülmesini sağlamıştır” dedi. Filistin’e destek gösterileri düzenleyen öğrencilere karşı ABD polisinin üniversiteleri işgal ettiğini dile getiren Rektör Kibar, “ABD’de çok sayıda kampüs polisler tarafından işgal edilmeye başlamıştır. Son 3 haftadır yaşanan süreçte 2 binden fazla akademisyen ve öğrenci orantısız güç kullanılarak şiddete maruz kalmış ve ağır ceza suçluları gibi ters kelepçe ile göz altına alınmıştır. Manisa CBÜ ailesi olarak yaşanan bu süreci kabul edemiyor, tüm inancımızla reddediyor ve ABD ile İsrail yönetimlerine sesleniyoruz; sadece Gazze’deki masum sivilleri değil, aynı zamanda insanlık vicdanını, onurunu, evrensel hukuku, insan haklarını, medeniyet değerlerini ve normlarını da katlettiğinizi görün ve bu zulmü durdurun artık. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır şiarını benimseyerek tüm gücümüz ve kararlılığımızla ABD ve İsrail yönetimleri tarafından sürdürülen bu zulmün karşısında olduğumuzu çok net bir şekilde bir kez daha haykırıyoruz” diye konuştu. Manisa Valisi Enver Ünlü ise yaptığı açıklamada, “Filistin yarım asırdan fazla bir süredir vahşetin en şiddetlisini yaşandığı bir yer haline geldi. Biz bu coğrafyadan çekildikten sonra bu başladı. O tarihten beri de gözyaşı dinmedi. Siyonist İsrail ve gözü dönmüş eli kanlı cani Netanyahu, Refah kentine de saldırıların da çok yakında başlayacağını açıkladı. Dünyanın gözü önünde çok büyük bir katliam, çok büyük bir acı yaşanıyor. Bütün dünya buna sessiz. Ancak başta Amerikalı öğrenciler, Avrupa’da sivil toplum kuruluşları çok büyük bir mücadele veriyorlar. 2 bin 500 Amerikalı öğrencinin gözaltına alındığını, baskıya ve zulme uğratıldığını, çok sayıda akademisyenin görevden el çektirildiğini üzüntüyle öğrendik. İnsanoğlunun hayal gücünü zorlayan, merhamet duvarlarını tarumar eden bu vahşet karşısında maalesef dünya kamuoyu görmez, duymaz, konuşmaz olmuştur. Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere, bu insanlık dramına gerek yurtiçinde gerek yurtdışında en şiddetli tepkiyi veren yine aziz milletimiz ve devletimiz olmuştur. Dini farklılıklar sebebiyle zulme maruz kalan ve en çok da savunmasız kadınların ve çocukların hayatını kaybettiği bu vahim hadiseler, insan olma şuuruna erişmiş her vicdanı derinden yaralamıştır” dedi. Basın açıklamasına Manisa Valisi Enver Ünlü ve eşi Sema Ünlü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa Vali Yardımcısı Erhan Günay, Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, protokol üyeleri, akademisyenler, öğrenciler katıldı.
Düzce Düzce’de hıdırellez ateşini Vali yaktı Düzce’de Hıdırellez coşku ile kutlandı. Bir çok etkinliğe ev sahipliği yapan Yeşil Vadiyi Hıdırellez Şenliği için Düzceliler doldurdu. Hıdırellez ateşini ise Vali Selçuk Aslan yaktı. Kışını sona ermesi ve baharın gelişiyle birlikte kutlanan Hıdırellez Bayramı Düzce’de de coşku ile kutlandı. Bahçeşehir Bölgesi Yeşil Vadi etkinlik alanında Hıdırellez kutlaması yapıldı. Kutlamaya Vali Selçuk Aslan, AK Parti Genel Merkez Kadın Kollar Başkanı ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, AK Parti Düzce Milletvekili Ercan Öztürk, Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Burçin Sarıcan, kurum müdürleri, vatandaşlar ve çocuklar katıldı. Vali Selçuk Aslan, tüm Düzce halkının Hıdırellez Bayramı’nı kutlayarak “Hıdırellez kültürü gerek Anadolu’da gerek Balkanlar’da, tüm toplumlarda önemli bir kültürel değer unsuru. Burada belli bir yaştakiler bu geleneği cıvıl cıvıl yaşamış kişiler. UNESCO’nun somut olmayan kültür mirası listesine Türkiye’nin ve Makedonya Cumhuriyeti’nin katkılarıyla yer almış olan Hıdırellez, insanlığın maziden, kadimden bugüne baharın gelişini yeni umutların coşkusunu temennisini dileğini yansıtan Hıdırellez kutlaması Anadolu coğrafyasının pek çok yerinde farklı görünümlerde yaşayan bir kültür. Bahar yeni umutlar, dilekler, bolluk bereket diliyoruz birlik beraberliğimiz daim olsun” diye konuştu. “Etkinliklerin devamı gelecek” Baharın gelmesi ile etkinliklerinde devamının geleceğini söyleyen Milletvekili Ayşe Keşir “Türk töresinde çok uzun zamandır kutlanan Hıdırellez Şenlikleri vesilesi ile bir araya geldik. Baharın gelmesiyle birlikte Düzce’mizde bu etkinlikle başlayarak pek çok etkinliğin arkasından geleceğine inanıyorum” dedi. Konuşmaların ardından Gençlik Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı Gençlik Merkezi Halk Oyunları ekibi gösterisi izleyenleri mest etti. Sonrasında ise Vali Selçuk Aslan Hıdırellez ateşini yaktı. Ateşin yanmasıyla etkinlik alanına kurulan stantları gezen Vali Aslan ve protokol üyeleri tek tek fotoğraf çekildi. Etkinlik boyunca çocuklara ve vatandaşlara yiyecek içecek ikramı yapıldı. Pamuk Şeker Balon ve oyuncaklar işle vakit geçiren çocuklar etkinliğin tadını çıkardı.