EKONOMİ - 14 Eylül 2017 Perşembe 10:57

BAŞAK AGRİ ürün gamını genişletiyor

A
A
A
BAŞAK AGRİ ürün gamını genişletiyor

Başak Traktör, Sakarya’daki fabrikasında düzenlediği basın toplantısı ile bünyesinde kurulan ’BAŞAK AGRİ’yi tanıttı.

Başak Traktör, Sakarya’daki fabrikasında düzenlediği basın toplantısı ile bünyesinde kurulan ’BAŞAK AGRİ’yi tanıttı. SANKO Holding İş ve Tarım Makinaları Grup Başkanı Sami Konukoğlu, çiftçinin talebine yanıt vermek amacıyla kurdukları ’BAŞAK AGRİ’ ile sektörün ihtiyaçlarına yönelik tarım makinaları ürün gamını genişleterek büyüyeceklerini söyledi.


SANKO Holding İş ve Tarım Makinaları Grup Başkanı Sami Konukoğlu, Başak bünyesinde kurulan BAŞAK AGRİ’nin tanıtımı ve sektörde büyüme hedeflerini düzenlenen fabrika gezisi sonrasında yapılan toplantıda basın mensuplarıyla paylaştı. Basın toplantısına Başak Traktör CEO’su Ertan Paşa, SANKO Holding İş ve Tarım Makinaları Grup Başkanı Sami Konukoğlu, SANKO Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu ve Başak Traktör Satış ve Pazarlama Direktörü Gökhan Bayramoğlu katıldı. Tarım ekipmanlarındaki bir asrı aşan tecrübelerinden yararlanarak bu yıldan itibaren ürün gamını ve pazar paylarını artıracaklarını belirten Sami Konukoğlu, çiftçilerin her türlü beklentisine yanıt vereceklerine vurgu yaptı. Bugünün ve geleceğin sektörü olarak tanımladığı tarıma BAŞAK AGRİ ile yeni ürün gamı sunmaktan gurur duyduklarını belirten Konukoğlu, "Başak; temeli 1914 yılında atılan ülkemizin ilk tarım makinaları imalat ve dağıtım şirketi olup, çiftçimize sunduğu çözümlerle 103 yıldır Türkiye’ye ve milletimize katma değer sağlamaktadır" dedi.


Başak markası ile geliştirdikleri traktörlerle, girdi maliyetlerini düşüren çözümlerle çiftçinin rekabet gücünü artırdıklarını kaydeden Konukoğlu, "BAŞAK AGRİ ile ürün gamını genişleterek çiftçimize toptan çözüm sunuyoruz. Uzman satış ve bayi ekibi ile çiftçimizin her türlü ihtiyacına yanıt veriyoruz. Geldiğimiz nokta itibarıyla gururluyuz. Grup stratejimiz olarak bulunduğumuz sektörlerde Türkiye genelinde ilk sıralarda yer almayı hedefleriz. Başak’ta yaptığımız tüm yatırımlar ve Ar-Ge çalışmaları ile ürün gamımızı geliştirip çiftçinin hizmetine sunuyoruz. Tarım ekipmanları alanındaki bir asırdan fazla tecrübemizi, BASAK AGRİ adı altında Türk çiftçisiyle buluşturuyoruz ve onların yanında olmaya devam ediyoruz. Kadromuz, deneyimimiz, iddiamız ve gücümüz var" diye konuştu.



"Çiftçimizin her türlü ihtiyacına yanıt vermeye çalışıyoruz"


Üretim tesislerini 2012’de satın aldıktan sonra 180 milyon doların üzerinde yatırım yaptıklarını ve fabrikayı adeta yeniden inşa ettiklerini belirten Konukoğlu, "Çiftçinin de ihracat gücünü artırdık. Ve ’BAŞAK AGRİ’ ile çiftçimize toptan çözüm sunuyoruz. Çiftçimizin her türlü ihtiyacına yanıt vermeye çalışıyoruz. ’BAŞAK AGRİ’ ile tarlalarda, bahçelerde başak gibi açarak toprağın bereketi ve çiftçinin kazancını artırmak için elimizden geleni yapacağız. Başak Traktör’ü sektöründe Türkiye’de ilk sıralara taşımaya azimliyiz. Bu amaçla Başak üretim tesislerini 2012’de satın aldıktan sonra 180 milyon doların üzerinde yatırım yaptık ve adeta yeniden inşa ettik. Fabrikamız teknolojisi ile sektörde örnek ve uluslararası standartlara uygun bir teknoloji üssü haline geldi. BAŞAK AGRİ ile ekim makinaları, toprak frezeleri, yem karma, balya makinaları ve ön yükleyicileri ile çiftçinin her türlü ihtiyacını en üst düzeyde karşılayacağız. Ürün gamımızı tarım ekipmanları konusunda da genişletmeye devam edeceğiz. Traktör güç aralığını 50 beygirden 110 beygire kadar genişlettik. Başak ailesinin bilinçli ve özverili çalışması ile traktör pazarında ilk 5 firma içerisinde yer almayı hedefliyoruz. Üretim kapasitemiz yılda 10 bin adet traktör olup, yurt dışında sürdürdüğümüz faaliyetlerimizle yerli Başak’ı ‘Bir Dünya Markası’ haline getirerek üretimi, ihracatı ve dolayısıyla istihdamı artırmayı amaçlıyoruz. İlk aşamada satışlarımızın yüzde 10’unu ihraç etmeyi öngörüyoruz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Eryalçın “Marmara’da mercanlar yok olma noktasına geldi” Düzce Üniversitesi Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Su Altı Sporları Topluluğu’nun birlikte düzenlediği ’’Poseidon’un Çağrısı: Sualtı Kılavuzları’’ adlı konferans, Sağlık Bilimleri Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansa; Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanı Prof. Dr. Emine Tekin, Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ahmet Bilir, Doç. Dr. Nur Eda Topçu Eryalçın, Serço Ekşiyan, Ateş Evirgen katıldı. Programın açılışında konuşan Düzce Üniversitesi Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ahmet Bilir, su altına dalarken nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlatacak, tecrübelerini paylaşacak konuşmacılara, mesleğin tecrübeli fotoğrafçılarına ve dalgıçlarına teşekkür etti. Topluluk Başkanı Emre Evirgen yaptığı konuşmada, su altı dünyasını daha iyi anlamak ve korumak için iş birliği yaparak gelecek nesillere daha sağlıklı bir çevre bırakmak ve deneyimlerden faydalanmak için bu etkinliğin düzenlenmesine destek verdiklerini ifade etti. “Mercanlarımız Marmara’da yok olma noktasına gelmiştir” Programın ilk davetli konuşmacısı Doç. Dr. Nur Eda Topçu Eryalçın ’’Sualtı Biyolojisi’’ adlı konuşmasında; mercanlar, prens adaları oktokoral mercanları, deniz kalemleri, mercanları bekleyen tehlikeler, musilaj, endüstriyel balıkçılık, hayalet ağlar, hafriyat ve dere ıslahlarındaki çamurların denizlere dökülmesi, kıyı dolgu faaliyetlerinin denizlere ve mercanlara zararları gibi konularda bilgiler verdi. Eryalçın, “Ülkemizde Marmara, Ayvalık, Saroz Körfezi ve Gökçeada kıyılarında mercanlar bulunmaktadır. Müsilaj sonunda ve adalarda yapılan büyük inşaat çalışmaları ve dere ıslah çalışmalarındaki çamurun denizlerimize dökülmesi sonucunda mercanlarımız Marmara’da yok olma noktasına gelmiştir. Marmara Denizi eylem planının gerçekten uygulanması biyolojik çeşitliliği ve mercanları kurtaracaktır” şeklinde konuştu. “Deniz tabanına terk edilmiş 640 bin ton ağ var” Programın diğer konuşmacısı Serço Ekşiyan “Hayalet Ağlar’’ adlı sunumunda, hayalet ağların deniz tabanında verdiği zararlardan ve kurtarma tekniklerinden bahsetti. Ekşiyan, “Hayalet ağların kurtarılması tamamen gönüllülükle yürütülen bir çalışmadır. Eskiden balıkçılar bizi çağırır biz de gider çıkarırdık. Şimdi malzemeler ucuz olduğundan balıkçılar takılınca ağları bırakıp gidiyor. Tüm dünyada 640 bin ton ağ, deniz tabanına terk edilmiş durumda ve canlıları ve balıkları öldürmeye devam ediyor” dedi. Programın bir diğer konuşmacısı Ateş Evirgen ise ’’Köpek Balıkları’’ başlıklı sunumunda; köpek balıkları türleri yaşam alanları, tehlikeli türler, dalış alanları fotoğrafçılığı ve fotosafari gibi konularda bilgiler verdi. Köpek balıkları konulu filmlerden sonra insanların bu balıktan korkar olduğunu belirten Ateş Evirgen, “İnsan alanını bilip sınırları zorlamazsa köpek balıkları saldırmaz.300’e yakın köpek balığı cinsi bulunmaktadır. Ülkemizde resmi olarak kaydedilmiş bir köpek balığı saldırı kaydı bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. Program, teşekkür belgesi takdiminin ardından sona erdi.
Samsun Yangınlara karşı ’Orman Benim’ kampanyası başlatıldı Samsun’da ’Orman Benim’ kampanyası çerçevesinde ormanda çöp toplama etkinliği gerçekleşti. Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından ormanları korumak ve yangınlara karşı alınacak önemler konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla ülke genelinde "Orman Benim" programı başlatıldı. Bu çerçevede Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlük Binası hemen yanında ormanlık alanda çöp toplama etkinliği düzenlendi. Samsun’daki kurum amirleri, öğrenciler, üniversite görevlileri ve öğrencileri orman içinde yürüyerek, doğaya zarar verebilecek tüm çöpleri topladı. Minik öğrenciler ellerinde poşetlerle çöp olan bir yer bırakmadı. Etkinlikle ilgili bilgi veren Atakum Kaymakamı Vali Yardımcısı Vekili Kemal Yıldız, "Orman Benim. Ateş Yakmam, Orman Yangın Önlerim’ kampanyası çerçevesinde tüm yurtta valilerimiz, kaymakamlarımız, il müdürlerimiz, üniversitemiz ve öğrencilerimizle hep birlikte bir farkındalık kampanyasını başlattık. Bugün tüm öğrencilerimizle ve vatandaşlarımızla ormanlarımızı temizliyoruz. Orman yangınlarına sebep olan insan atıklarını temizlemeye çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi orman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklıdır. Bunun önemli bir kısmı da insanların ormanlara bıraktıkları atıklardan kaynaklanıyor. Bu konuda bir farkındalık oluşturmak istiyoruz" dedi. Öğrenciler ise ormanların insanlar için birer nefes olduğunu, doğayı korumanın herkesin görevi olduğunu söylediler. Etkinlik, öğrencilere yapılan çeşitli ikramlarla son buldu.