GENEL - 12 Ekim 2018 Cuma 11:28

Araştırmacı-Yazar Sofuoğlu: "Başarısız bir değişim aracı olan ’Paraya Hayır’"

A
A
A
Araştırmacı-Yazar Sofuoğlu: "Başarısız bir değişim aracı olan ’Paraya Hayır’"

Araştırmacı-Yazar Osman Sofuoğlu, hazırladığı 539 sayfalık ’Veren-El İktisadi Sistem’ kitabında parayı tamamen kaldırarak hayatın devam edebileceğini iddia etti.

Araştırmacı-Yazar Osman Sofuoğlu, hazırladığı 539 sayfalık ’Veren-El İktisadi Sistem’ kitabında parayı tamamen kaldırarak hayatın devam edebileceğini iddia etti.


Hayatımızın her alanında olan paranın vazgeçilebilir olduğunu ve parasız bir hayatın devam edebileceğini yaptığı bilimsel çalışmalar sonucunda 22 yıldır iddia eden Araştırmacı-Yazar Osman Sofuoğlu, ’Paraya Hayır’ sloganıyla çıktığı yolda 539 sayfalık ’Veren-El İktisadi Sistem’ adlı bir kitap hazırladı. Paranın başarısız bir değişim aracı olduğuna kitabında yer veren Sofuoğlu, parayı tamamen kaldırarak yüksek bir ekonomik refah seviyesinin yakalanabileceğini söyledi. ’Paraya Hayır’ diyen Sofuoğlu, "Attığımız her adımda, kurduğumuz her cümlede, hayatımızın her anında para var. Parasız; değil bir hayat, bir gün bile düşünemez olduk. Peki para bu derece vazgeçilmez midir? Tabi ki hayır. Aslında para, basit bir değişim aracıdır. Ve hatta başarısız bir değişim aracı. Para vazgeçilmez değildir. Yani diyorum ki; para olmadan da hayatımızı sürdürebiliriz. Hem de hayal edemeyeceğimiz kadar yüksek bir ekonomik refah seviyesinde. Şehrin göbeğinde, modern teknolojik ürünleri kullanarak, modern evlerde yaşayarak ve birbirimizin hakkına girmeden sosyal bir huzur içinde. Parayı kaldırarak yüksek bir ekonomik refah seviyesini yakalayabiliriz" dedi.



"Paranın vazgeçilmezliğini tabusunu yıkmamız gerekir"


Ekonomik refah seviyesini yakalayabilmek için insanlığın kafasında oluşan paranın vazgeçilmezliği tabusunun yıkılması gerektiğini belirten Sofuoğlu, "Bunun için önce 2 bin 700 yıldır insanlığın kafasında oluşan paranın vazgeçilmezliği tabusunu yıkmamız gerekir. Bu tabuyu yıkabilmemiz de paranın varlığını tartışmaya açmamamızdan geçecektir. Ne tuhaftır ki ürün; bir yandan rafta veya tezgahta, tüketime hazır bir şekilde durmakta öte yandan tüketici de bu ürünü alıp tüketememektedir. Aynı şekil de, bir yandan tarım ve hayvancılığa elverişli araziler boş durmakta, öte yandan insanlar işsiz kalmakta. Yine aynı şekilde; öğretmen olmuş gençler, okul açamamakta, doktor olmuş gençler hastane açamamakta, mimar olmuş gençler bina yapamamakta, mühendis olmuş gençler fabrika kuramamaktadır. Biz de, bu potansiyel imkanlar var iken; yetersiz okullarda ve yetersiz hastaneler de yetersiz teknolojik ürünlerle hizmet almaya çalışıyoruz. Tezgahtaki, tüketime hazır olan ürünün tüketimini engelleyen, tarım arazilerini boş bıraktıran, kalifiye insanımıza okul, hastane, fabrika açtırmayan en önemli etken paranın varlığıdır. Okulun, hastanenin yada fabrikanın binasını yapacak; demirimiz, çimentomuz, inşaat malzememiz mi yok ki, okul, hastane ve fabrika yapamıyoruz? Üretim kaynakları olan; emeğe, hammaddeye, makineye ve teçhizata sahip olduğumuz halde üretimi engelleyen etken paranın ta kendisidir" diye konuştu.



"Başarısızlığın en büyük suçlusu paradır"


Parayı, başarısızlığın en büyük suçlusu olarak gören Osman Sofuoğlu, "Hal böyle olunca yerli üretimi çökmüş bir ülke, işsizliğin tavan yapmış olduğu bir ülke, eğitim ve sağlık sorunlarını çözememiş bir ülke, intihara varacak kadar sosyal bunalım yaşayan bir ülke kaçınılmaz sonuçlar oluyor. Çektiğimiz bu ekonomik sıkıntılarımızın nedeni ya da suçlusu; işçimiz, iş verenimiz, siyasetçimiz ya da devletimiz değil, paranın kendisidir. Hepimiz biliyoruz ki; işçimiz çalışmak istiyor, iş verenimiz çalıştırmak istiyor, devletimiz alt yapı yatırımları yapıp halkın önünü açmak istiyor. Hepimiz ama hepimiz ekonomik refahımızın yükselmesini arzuluyoruz. Gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz. Bu derece güçlü istek ve irade var iken başaramıyor isek bunun en büyük suçlusu paradır, paranın varlığıdır" şeklinde konuştu.



"Paranın bize verdiği zararları görebilelim"


Paranın bir yandan toplumun küçük bir kısmını zengin ederken diğer bir yandan ise çoğunluğu fakirleştirmekte olduğunu vurgulayan Sofuoğlu, "Toplumsal ekonomik refahı başaramayan sadece biz değiliz. Dünyanın en gelişmiş ekonomisine sahip Amerika’sı bile sosyal ekonomik refahı sağlayabilmiş değil. Amerika’da milyonlarca insan sokaklarda yaşamakta. Aynı şekilde; İngiltere’de, Almanya’da. Para bir yandan toplumun küçük bir kısmını zengin ederken öte yandan toplumun büyük bir kısmını fakirleştirmektedir. Bu, apaçık bir başarısızlıktır. Başarılı bir ekonomik sistemde; bir tarafta villalar var iken öte tarafta gecekondular olamaz. Buradan toplumumuzun her kesimine sesleniyorum, gelin hep birlikte paranın varlığını tartışalım. Allah’ın varlığının dahi tartışıldığı bir dünyada paranın varlığını tartışmamak, parayı tabu olarak bellemekten başka bir şey değildir. Gelin parayı tartışalım ki; paranın bize verdiği zararları görebilelim. Başarısız bir araç ile amaca ulaşmak imkansızdır. Başarısız bir araçta ısrar etmek ise akla ve mantığa aykırıdır. Aklını ve mantığını kullanabilen insanların aşamayacağı bir engel yoktur. Yeter ki; tabularımıza takılıp kalmayalım" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Başkan Dönmez: “15 gün içerisinde İskenderun’da 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizliği yapıldı” Hatay’ın İskenderun ilçesinde alt yapı sorununu çözmek için çalışmalarını yürüten İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, 15 gün içerisinde kentte 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizlendiğini söyledi. Depremin yaralarının sarıldığı Hatay’ın İskenderun ilçesinde 31 Mart Yerel Seçimleri’nden sandıktan Cumhur İttifakı adayı Mehmet Dönmez zaferle çıkmıştı. Yerel seçimlerin ardından göreve başlayan Başkan Dönmez, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Konya Büyükşehir Belediyesi’nden destek alarak alt yapı sorununu çözmek için çalışma başlatmıştı. Başkan Dönmez, yürütülen çalışmalar hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. 10 yıllık süreçte Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin İskenderun’da alt yapıya yönelik yeteri kadar çalışma yapmadığını ifade eden Dönmez, “Yerel seçimler sonrası Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Öntürk ile toplantı yaptık. İskenderun’un alt yapı sorununa çözebilmek için hızlı bir başlangıç yaptık. Yaptığımız saha çalışmalarında Hatay Büyükşehir Belediyesini geçtiğimiz 10 yıl boyunca yönetenlerin İskenderun’un alt yapısının bakımına dair hiçbir çalışma yapmadığını ve atık su kanallarının tamamen tıkalı olduğunu gördük. Bu bir iddia değil, Gaziantep, Kayseri ve Konya Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin ve İskenderun Belediyesi ekiplerinin tespitidir. Şehir merkezindeki pek çok noktada 10 yıl boyunca bakım yapılmadığı için tıkanan kanalizasyon şebekesi nedeniyle lağım suları evlerin bodrumlarını doldurup, yollara sızmaya başlamıştı. Üç büyükşehir belediyesi ekipleri, günde 17-18 saat çalışarak tıkalı olan kanalları açıp, gerekli onarımları yaptılar. İskenderun Belediyesinden işi bilen arkadaşlarımız da aynı gayretle bu çalışmalara katıldılar ve bu kahramanlara huzurlarınızda teşekkür ediyorum. 15 gün içerisinde 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizliği yapıldı. Eğer her yıl periyodik olarak bu kanalların temizliği yapılmış olsaydı, bu sorunları hiç yaşamazdık” dedi. HATSU’ya ait depolarda atıl vaziyette duran 75 adet pompanın kullanılmadığını ve vatandaşların mağduriyete mahkum edildiğini ifade eden Başkan Dönmez, “HATSU deprem sonrası elimizde pompa yok açıklaması yapmıştı, 75 tane pompa olduğunu tespit ettik. Bunların bazılarının kablosu kopmuş, bazılarının bilyesinde arıza var. Biz 15 bin TL masrafla 6 tane pompayı tamir ettik, 6 pompanın değeri yaklaşık 10 milyon TL ve biz 15 bin TL masrafla bunları çalışır hale getirdik. Bugün canla başla canları pahasına bu çalışmaları yapan, ailelerinden uzak çalışan 18-24-36 saat çalışan Gaziantep, Kayseri, Konya Büyükşehir ekiplerine teşekkür ediyorum. Bu ekipler buraya gelmek için bizi mi beklediler? Hayır, depremde bu ekipler buradaydılar ama HATSU tarafından muhatap bulamadılar. ’Yapılacak bir şey yok, alt yapı çöktü’ cevabını aldılar. Mehmet Öntürk başkanımız HATSU’da yeniden kadro kuruyor. Kısa sürede Hatay’ın her köşesinde güçlü adımlar atılacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Esenyurt’ta escort ile pazarlık kavgasında kaza ile kardeşini öldürdü Esenyurt’ta iddiaya göre eve eskort çağıran ve fiyat konusunda anlaşamayan ağabey kardeş, kadının arkadaşları ile kavga etti. Ağabey, kavga ettiği kişilere karşı bıçağını kullanmak isterken yanlışlıkla kardeşini şah damarından yaralayarak ölümüne neden oldu. Olay, bugün sabah saatlerinde Esenyurt Sultaniye Mahallesi’ndeki lüks bir rezidansta meydana geldi. İddiaya göre, Uğur Ş. ile kardeşi Engin Ş., eve internet üzerinden para karşılığı eskort çağırdı. Ağabey kardeş ile eve gelen kadın arasında ilerleyen dakikalarda para nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine eskort kadın, kendisini eve getiren korsan taksi şoförüne haber verdi. Aşağıda bekleyen korsan taksi şoförü, bunun üzerine yukarı çıkarak iki kardeş ile tartışmaya başladı. Kadın, ardından yaşanan tartışmayı arkadaşlarına da haber verdi. Lüks rezidansa gelen bir grup, ağabey kardeşin bulunduğu evi bastı. Bu esnada Uğur Ş., eline aldığı bıçakla gelen şahısları rezidansın koridorunda kovaladı. Uğur Ş.’nin arkasından kardeşi Engin Ş. koşarak kavgayı ayırmaya çalıştı. Uğur Ş., arbede esnasında yanlışlıkla kardeşi Engin Ş’yi şah damarından bıçaklayarak ölümüne neden oldu. Uğur Ş.’nin de aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alınırken, olaya ilişkin soruşturma sürüyor.
Bolu Bolu Belediye Başkanı Özcan: "Konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" BOLU (İHA) – Bolu’da çam ormanlarıyla dikkat çeken Pirahmetler köyü ve At Yaylası’nda maden aranması için ruhsat verildiği iddiasına ilişkin açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Tanju Özcan, "Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" dedi. Uydu fotoğrafları üzerinden ruhsat verildiği öne sürülen alanları göstererek süreci anlatan Özcan, "Pirahmetler köyü bölgesinde 2021 yılında bir firmaya altın arama ruhsatı verilmiş. Daha sonra da ’Altın aranacağı henüz belli değil’ gibi söylemler oldu. ’Bu işin peşini bırakmayacağım’ demiştim. Bizi çok şaşırtan ve üzen bazı gelişmeler oldu" dedi. "Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" Başkan Tanju Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda At Yaylası bölgesinde çok kıymetli bir torf madeni var. Türkiye’nin en kıymetli torfu olduğu söyleniyor. Hatta bununla ilgili Bolu’ya daha önce gelenler olmuştu. Köylüler sadece bu konu hakkındaki duyumları üzerine ayaklanmışlardı. Birbirine çok yakın iki alana maden arama ruhsatı verilmiş. Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Değeri belki de 100 milyonlarca doları bulan torf madeni var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam. Buraya her gün zabıta ekibi gönderiyordum. Orada yaşayan vatandaşlar lütfen dikkat etsinler. At Yaylası ve Pirahmetler bölgesinde herhangi bir sondaj çalışması olursa bizim haberimiz olsun." "Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" Konunun takipçisi olacağını dile getiren Başkan Özcan, "At Yaylası’nda torf madeni var diye bu alanı talan etmelerine izin vermememiz lazım. Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım. Cevap gelmezse çevreci örgütleri Bolu’ya davet edeceğim" şeklinde konuştu.