GENEL - 13 Temmuz 2019 Cumartesi 10:39

15 Temmuz şehitleri SAÜ’de anıldı

A
A
A
15 Temmuz şehitleri SAÜ’de anıldı

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektörlüğü tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla fotoğraf sergisi ve film gösterimi düzenlendi.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektörlüğü tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla fotoğraf sergisi ve film gösterimi düzenlendi.


SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen "Cephe Sakarya" fotoğraf sergisine ve film gösterimine Sakarya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan, Sakarya İl Müftüsü İhsan Açık, protokol üyeleri, akademik ve idari personel katıldı. Serginin açılışında konuşan SAÜ Rektörü Prof. Dr. Savaşan sergi öncesi yaptığı açıklamada, “Hain FETÖ terör örgütü tarafından tertip edilen darbe girişiminin üçüncü yılında, bu darbe girişiminin ülkeden götürdüklerinin anlatmamız ve hatırlamamız lazım. Bu konuda toplumsal hafıza çok önemli bir yer tutuyor ve bunun canlı tutulması önemli. 15 Temmuz’da bizi kurtaran toplumsal hafıza oldu. Çünkü, Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla birlikte, belki 27 Mayıs darbesi, belki 28 Şubat halkın hafızasında canlandı. Halk aynı şey bir kez daha yaşanmasın diye duruma el koymuş oldu. Dolayısıyla hem şehitlerimizi anmak hem de bu hafızayı sürekli canlı tutmak önemli görevlerimizden biri. Biz de burada hem sergimiz hem de film gösterimimizle bu çabaya bir katkımız olsun istiyoruz. Aynı zamanda hafızayı diri tutmak anlamında üniversitemiz içinde bulunan yürüyüş yolunda bir anıtsal çalışmamız olacak. Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültemiz tarafından şehitlerin hayatını anlatan bir çalışma hazırlanıyor” dedi.


Daha sonra protokol üyeleri ‘Cephe Sakarya’ fotoğraf sergisini gezdi ve 15 Temmuz gecesi yaşananların ele alındığı “15 Temmuz Darbe Girişimi ve Milletin Zaferi, Cephe Sakarya: Darbeye Karşı Kol Kola, Geceden Şafağa 15 Temmuz Belgesi” belgesel film gösterimlerini izledi. 15 Temmuz gecesi yaşananları belgeleyen fotoğrafların yer aldığı ‘Cephe Sakarya’ fotoğraf sergisi Sakarya Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi fuaye alanında 19 Temmuz 2019 tarihine kadar gezilebilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.