EKONOMİ - 21 Ocak 2021 Perşembe 11:38

Dışarıda kartopu oynayıp stres atarak kaplıca suyunda şifa buluyorlar

A
A
A
Dışarıda kartopu oynayıp stres atarak kaplıca suyunda şifa buluyorlar

Sakarya’da turizmde göz bebeği tesislerden biri olan İhlas Kaplıca Evleri ve Termal Oteli sömestr öncesinde de tatilcilerin ilk tercihi arasında yer alıyor.

Sakarya’da turizmde göz bebeği tesislerden biri olan İhlas Kaplıca Evleri ve Termal Oteli sömestr öncesinde de tatilcilerin ilk tercihi arasında yer alıyor. Tabiatın tüm güzelliklerini içerisinde barındıran ve yağan kar ile birlikte de beyaza bürünen tatil beldesinde konaklayan vatandaşlar doğayla iç içe vakit geçirerek kaplıca suyunda da şifa buluyor.


Aldığı tedbirlerle kesintisiz hizmete devam eden İhlas Kuzuluk Kaplıca Evleri ve Kuzuluk Termal Oteli sömestr öncesinde de tatilcileri bir tatlı huzurun adresine davet ediyor. Sakarya’nın Akyazı ilçesinde bulunan kaplıcalar, tatil severleri kendi evindeki rahatlığı aratmayacak daire ve odalarda sunduğu imkanlar ile konaklamaya bekliyor. Huzur veren kuş seslerinin cıvıltıları ile yeşil ve mavinin birbirine karıştığı tabiatın tüm güzelliklerini bir arada bulunduran tatil beldesi, müşterilerine yorgunluklarını giderebilme ve doğa ile iç içe olabilme fırsatını sunuyor. Sömestr öncesinde de tatilcilerin ilk tercihi arasında yer alan Kuzuluk Kaplıca Evlerine vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor.



Sağlıklı, ekonomik ve yüksek standartlı tatil keyfi


Müşterilerine, ilgileri doğrultusunda kaplıca evleri ve termal otel olmak üzere iki farklı tatil seçeneği sunulmakta. Türkiye’deki ilk ve en büyük termal devre mülk projesi olarak, Sakarya’nın Akyazı Kuzuluk bölgesinde, çevresi ormanlarla kaplı olan 200 bin metrekarelik bir arazide kurulan İhlas Kaplıca Evleri sömestr tatilinde de; ailelerin tatil ihtiyaçlarını, sağlığı da esas alarak, ekonomik ve yüksek standartlarda karşılayabilme fırsatı sundu. Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan ve doktor kontrolünde kullanılan kaplıca suyu, romatizma, eklem ve yumuşak doku hastalıklarının tedavisinde; ortopedi, beyin ve sinir ameliyatları sonrasında uzun süreli hareketsiz kalma durumlarında eski hareket kabiliyetini tekrar kazanmak için; kronik dönemdeki bazı nörolojik rahatsızlıklarda rehabilitasyon amacıyla; genel stres bozukluklarında ve spor yaralanmalarında tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak tavsiye ediliyor.



Günün her saatinde kaplıca suyu


Günün her saatinde kaplıca suyuna sahip olan bin 470 daire, ailelerin bütün ihtiyaçları düşünülerek planlandı. İhlas Kuzuluk Termal Otel ise, 60 standart, üç süit ve iki apart oda olmak üzere toplam 65 oda ve 130 yatak kapasitesine sahip. Tabiat ile iç içe bir tatil imkanı sunan otelin odalarında 24 saat boyunca termal su bulunuyor. Her türlü organizasyon için gerekli tüm konfor ve teknik donanıma sahip olan 90 ve 45 kişilik iki ayrı konferans salonunda da şirket içi eğitim, seminer ve bayi toplantıları gerçekleştiriliyor. Termal ve sağlık ünitelerinde ailece girilebilecek Türk hamamı tarzında üç termal özel banyo, sauna ve iki masaj salonu bulunuyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.