EKONOMİ - 06 Ekim 2021 Çarşamba 14:10

Tarlada 50 kuruş, markette 8 lira

A
A
A
Tarlada 50 kuruş, markette 8 lira

Sofraların ve salataların vazgeçilmezi olan, dikiminden 30 ile 70 gün sonrasında hasadı yapılan marulun tarladan büyük marketlere gelişindeki fiyat serüveni adeta dudak uçuklattı.

Sofraların ve salataların vazgeçilmezi olan, dikiminden 30 ile 70 gün sonrasında hasadı yapılan marulun tarladan büyük marketlere gelişindeki fiyat serüveni adeta dudak uçuklattı. Tarladan yaklaşık 50 kuruşa mal edilen marul, bazı büyük marketlere de 8 liralara kadar satışa sunulurken üretici Orhan Sözer, “Bu fiyatta sadece birileri ekmek yiyor. Şu konumda işçide, ben de eziliyorum. Şuan marketler parayı kazanıyor” dedi.



A ile C vitaminleri bakımından oldukça zengin olan içeriğinde yüksek miktarda lif, şeker, kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor ve potasyum gibi mineraller barındıran marul, saç ve cilt hastalıkları da dahil olmak üzere sağlık açısından pek çok faydası bulunan bir sebze olduğu biliniyor. Dikiminden 30 ile 70 gün sonrasında hasadı yapılan, sofraların ve salataların vazgeçilmezi olan vitamin deposu marulun, tarladan büyük marketlere gelişindeki fiyatların serüveni ise adeta dudak uçuklattı. 50 kuruş ile 1 lira arasında tarladan çıkan ve tarladan çıkış fiyatının yaklaşık yüzde 24’lük oranı ile hale gelirken, bazı büyük marketlerde ise yaklaşık 8 buçuk liralara kadar çıkan fiyat etiketi ile satışa sunuluyor.



Pazar ve marketler arasındaki marul fiyatlarında yaklaşık 2 lira fark olduğunu belirten üretici Orhan Sözer, marketlerin; üretici, toptancı ve pazarcıdan çok para kazandığını belirtti. Üretici Ahmet Zeki Özkaya ise; işçi, fide, gübre, ilaç ve mazot fiyatlarının pahalı olmasından dolayı marketlerdeki fiyatların uygun olduğunu dile getirdi.



Çocuk gibi bakım isteyen bir ürün


Marul üreticisi Orhan Sözer, “Marul yeri geldiğinde güzel zamanları olan bir mahsul. Üretiyoruz, ekmek yediğimiz ve zarar ettiğimiz zamanlar da olabiliyor. Bu sırada fiyatlarımız iyi olduğu halde bile bugün ilaç, gübre ve mazot fiyatlarında artış olduğunu hepimiz biliyoruz. Ben 1994 yılında 19 yaşındaydım ve o günden beri üretim yapıyorum ama en büyük korkum, alttan gelen neslin kesinlikle bu işi devam ettirebileceği konuma ulaşacağına inanmıyorum. Gerçekten marul, çocuk gibi bakım isteyen bir ürün. Bunu her önüne gelen yetiştiremiyorum. Ve bu ürünü devamlı ekim yapma şansın yok. Üst üste ekildiği zaman tarlalarda hastalık yapıyor” dedi.



Marketlerde fiyat farkı olduğu görülüyor


Tarladan hasadını gerçekleştirdikleri marulların, marketin raflarına iniş serüveni hakkında bilgiler aktaran Sözer, “Cüzi bir rakam kar ile biz mallarımızı devrediyoruz. O esnada komisyon yüzde 8 ve sonrasında devletin vermiş olduğu stopaj, KDV ve benzerini de eklersek yüzde 11-12 oradan geliyor. Yani ürün, tarladan çıktığı fiyatın yüzde 24 fazlası ile hale gidiyor. Serbest piyasada gün geliyor tanesinde 1 lira para kazanılırken, gün geliyor zarar edilen zamanlar oluyor. Ama burada marketlere bakıldığı zaman müthiş bir fiyat farkının olduğu görülüyor. Bu ülkede marketler ambargo koyuyor. Pazarlar güzelleştirilip, düzenlenerek bir konuma getirilmezse 3-5 büyük firmanın eline kalırsak bizim geleceğimiz gerçekten kötü” diye konuştu.



Şuan marketler parayı kazanıyor


Marulun market ve pazar arasındaki fiyatında 2 lira fark olduğunu belirten Sözer, “Örnek veriyorum hep güçlü, güçsüzü yeniyor. Mesela marketler, pazarcıyı her zaman yeniyor. Millet sosyete oldu, ben pazarlara gitmem diyor. Ama markete giderek tanesini 8 liraya alıyor. Pazarda ise o marulu 6 liraya alacak. Bugün 8 liraya kızıyorlarsa yerken, sakın kızmasınlar daha kötü günler geliyor yarın bunları da arayacaklar. Ben pazarcıların konumlarını, sattığı tezgahlardaki durumlarını da biliyorum. Market ile pazar arasında bir tek kıvırcıkta 2 lira oynuyor. Bu fiyatta sadece birileri ekmek yiyor. Şu konumda işçide, ben de, eziliyoruz. Şuan marketler parayı kazanıyor” şeklinde konuştu.



Tarladan çıkış 50 kuruş, markette 7 lira ama hayat pahalı normaldir


Marketlerdeki fiyatların normal olduğunu söyleyen üretici Ahmet Zeki Özkaya ise, “İşçi, fide, gübre, ilaç, mazot her şey pahalı hayatta pahalı o yüzden normal fiyatlar. Anlaştığımız toptancı bize ilaç, gübre, işçi getiriyor ve mazotu karşılıyor. Bunlar bedava olmuyor, insanlar hep bedavadan istiyor. Tarladan çıkış 50 kuruş, markette 7 lira ama hayat pahalı normaldir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Uzmanlar kan sulandırıcı ilaç kullanımı konusunda uyardı Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, herhangi bir doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaç kullanılmaması gerektiği konusunda uyardı. Tüm dünyada etkili olan Covid-19 sonrası kan sulandırıcı ilaç kullanımı yaygınlaştı. Doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaçların kullanımının faydadan çok sağlığa zararlı olabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bir ihtimalle kan sulandırıcı ilaçların var olan ülseri kanatabileceğini ve beyin kanamasına neden olabileceğini belirterek, risk oluşturabileceğini vurguluyor. Uzmanlar, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için düzenli sporun ilaçtan daha faydalı olduğu tavsiyesinde de bulunuyor. “Ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir” İHA muhabirine konuşan Hastane Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, kan sulandırıcı ilaçların koronavirüs sürecinden sonra sık sık sorulan sorular arasında olduğunu belirtti. Kan sulandırıcı ilaçların bir taraftan faydası varken, bir taraftan da kanamaya uygun zemin hazırladığını ifade eden Doç. Dr. Sarıkaya, "Kan sulandırıcı kullanmak iki tarafı keskin bıçak gibidir. Haftada 2-3 gün aspirin kullanayım veya sürekli aspirin kullanayım diye kendi kendimize verdiğimiz kararlar uygun değildir. Mutlaka bir doktor kontrolünden geçtikten sonra kullanacağız. Kan sulandırıcılar özellikle kardiyovasküler hastalıklarda korumada kullanılan ilaçlardır. Yoksa hiç muayene yapmadan, gerekli ileri değerlendirmeler yapmadan kan sulandırıcı kullanmanın herhangi bir faydası olmadığı gibi zararlı da olabilir. Var olan ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir. Kan sulandırıcılar uygun endüksiyonlarda kullandığında hastada ölüm riskini azalttığı için önemli ilaçlar ama mutlaka iyi bir değerlendirme, iyi bir anamnez, iyi bir fiziki muayene ve 10 yıllık kardiyovasküler hesaplaması sonucu öneririz” dedi. “Günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” Genellikle insanların kalp krizi geçirmemek için kan sulandırıcı ilaçlara başladığını dile getiren Sarıkaya, "Eğer kalp krizi geçirmek istemiyorsak ilaçtan daha faydalı olan egzersiz ve diyetle birlikte varsa risk faktörleriyle mücadele etmek gerekiyor. Örneğin tütün kullanımı varsa ondan uzaklaşma, sigara ve sigara ürünlerinin tamamından uzak durmalıyız. Yine varsa bir şeker hastalığını tedavi etme veya varsa bir kolesterol hastalığı bunu tedavi ederek bu riski azaltabiliriz. Ailede genç yaşta kalp krizi varsa, bununla beraber sigara içiyorsanız kalp krizi geçirme neredeyse kaçınılmaz oluyor. Diyet yapın, fazla kilonuz varsa bunlardan kurtulmaya çalışarak günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” diye konuştu.
Bursa Bursa Uludağ Üniversitesinin acı günü Bursa’da vefat eden Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün 43 yıllık öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, gözyaşları içerisinde son yolculuğuna uğurlandı. Kanser tedavisi gören Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, hayatını kaybetti. Prof. Dr. Yiğit, son yolculuğuna 43 yıl boyunca görev yaptığı Makine Mühendisliği Bölümü önünden uğurlandı. 2 dönem Mühendislik Fakültesi Dekanlığı ve bir süre Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü yapan Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için Ali Durmaz Makine Mühendisliği Bölüm Binası önünde cenaze töreni düzenlendi. Törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, rektör yardımcıları, dekanlar, akademisyenler, idari personel, öğrencileri, ailesi ve çok sayıda seveni katıldı. Törende kısa bir konuşma gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, kendisini asistan olduğu dönemden itibaren tanıdığını ve son derece kıymetli bir hoca olarak gördüğünü belirtti. Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit’i iyi bir insan ve iyi bir olarak bildiklerini kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, “Mekanı cennet olsun. Yakınlarına Allah’tan sabırlar niyaz ediyorum. Çalışkan, iyi niyetli, dürüst ve dost canlısı birisi olarak tanıdım. Herkes de hocamızı bu özellikleriyle bilmektedir. Hürmet ettiğimiz, üst kuşak abi hocalarımızdan birisiydi. Allah’tan rahmet diliyoruz” şeklinde konuştu. Yoğun bir katılımın olduğu törende ailesi, sevenleri ve dostları da Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için duygularını dile getirdi. Yiğit’in 15 Temmuz Şehitler Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ertuğrul Mezarlığı’na defnedildi.
Edirne Edirne’de üniversite öğrencilerinden Filistin’e destek gösterisi Edirne’de İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla bir araya gelen Trakya Üniversitesi öğrencileri, sloganlar eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi. Trakya Üniversitesi öğrencileri, İsrail’i "Say Stop" diyerek protesto etti. Bolca Ana Yemekhanesi önünde bir araya gelen üniversite öğrencileri, ellerinde Türk ve Filistin bayrakları ile dövizler taşıyarak Balkan Yerleşkesi’ndeki Yaşam Merkezi’ne kadar yürüdü. Yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Üniversiteler Birimi Edirne Başkanı Eren Çam okudu. 1948’den bugüne kadar milyonlarca masum ve mazlum Filistinliyi göç, kıtlık ve ölümle sınayan İsrail yayılmacılığının 7 Ekim 2023 itibariyle tarihin akışı içerisinde insanlığın utanç tablosu olarak değerlendireceği bir soykırım halini aldığını söyleyen Çam, "209 gündür çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli ayırt etmeksizin 35 bin kişinin İsrail barbarlığı tarafından katledildiği, binlerce kişinin evinden, yurdundan göçe sürüklendiği, kundaktaki bebeklerin bombardımanlar sonucunda enkaz altında can verdiği bir soykırım yaşanmaktadır. İnsanlığın yaşadığı acıları canı yananın rengine, dinine ve diline göre tasnif etmeyi, kınamayı ve lanetlemeyi kendisine paye bilen iki yüzlü egemen güçler ile uluslararası örgütler ise vahşeti yaşatan İsrail olunca bir kez daha sessiz kalmayı, katledilen bebeklerin görüntülerine karşı gözlerini kapatmayı, masum kadınların feryatlarına karşı kulaklarını tıkamayı tercih etmişlerdir" dedi. Arizona’da, Florida’da, Ohio’da, Texas’ta, Kaliforniya’da yıllardır sırtlarını dayadıkları tüm üniversitelerin artık onlar için tehlikeden ibaret olduğunu aktaran Çam, Gazze’de yaşanan katliama karşı on binlerce gencin katılımıyla ilk günden bugüne kadar gerçekleştirilen "Say Stop" eylemleri, boykot çağrıları ve yardım faaliyetlerine ara vermeden devam edeceklerini ifade etti. Eylem basın açıklamasının ardından sona erdi.
Eskişehir Anadolu Üniversitesinde International Staff Mobility Week Programı başladı Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Birimi, 2024 Anadolu International Staff Mobility Week etkinliğine ev sahipliği yaptı. Bu yıl ikincisi düzenlenen etkinliğe 9 farklı ülke ve 11 farklı yükseköğretim kurumundan çok sayıda akademisyen ve personel katılım gösterdi. Hem Avrupa Birliği ülkeleri hem de Avrupa Birliği ülkeleri dışındaki ülkelere öğrenci ve personel hareketliliği imkânı sunan Erasmus+ Programı katkılarıyla düzenlenen etkinliğin açılış törenine Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Resül Usul, Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu başta olmak üzere çok sayıda kişi katılım gösterdi. UİB Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu’nun moderatörlüğünde başlayan ilk oturumun ardından Bosna Hersek, Ürdün, Bulgaristan, Kosova, Fas, Filistin, Polonya, Ukrayna gibi ülkelerden gelen yükseköğretim kurumu temsilcileri, gerçekleştirdikleri sunumlar ile yükseköğretim alanındaki çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi verdiler. Dört gün boyunca paneller, eğitimler ve geziler düzenlenecek Dört gün sürecek olan etkinlikte gerçekleşecek olan paralel oturumlarda katılımcıların katkılarıyla yükseköğretimde uluslararasılaşmanın önemi vurgulanacak, Erasmus+ Uluslararası Kredi Hareketliliği ve Kağıtsız Erasmus (Erasmus Without Paper) konularında deneyim paylaşımları gerçekleştirilecek. Program kapsamında ayrıca katılımcılar, Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Edebiyat Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İletişim Bilimleri Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Turizm Fakültesi akademisyenleri ile ikili iş birlikleri için bir değerlendirme toplantısı da gerçekleştirecek. 10 ülkeden gelen katılımcılara Türkiye’yi, Türk kültürünü ve şehri en iyi şekilde tanıtmak amacıyla rehber eşliğinde Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi, Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı, Odunpazarı, Seyyid Battal Gazi Külliyesi ile Frigya Vadisi ziyaretleri de geçekleştirilecek. Program dahilinde ayrıca Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile de Türk Yemeği Atölyesi düzenlenecek. Etkinlikler, değerlendirme oturumu ve sertifika takdimi ile sona erecek.