YEREL HABERLER - 07 Aralık 2011 Çarşamba 11:01

ENGELLİ NÜFUSUN YÜZDE 77’Sİ İŞGÜCÜNE KATILAMIYOR

A
A
A
ENGELLİ NÜFUSUN YÜZDE 77’Sİ  İŞGÜCÜNE KATILAMIYOR

Sakarya Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Çevirme her insanın potansiyel bir engelli adayı olduğunu söyledi.
İsviçre’de yapılan bir araştırmada, engelliliğe sebep olan faktörlerin başında hayatın değişik safhalarında meydana gelen etkenlerin yüzde 72 ile ilk sırada geldiğini aktaran Çevirme, “Yani doğuştan engelsiz olsanız bile, hayatınızın herhangi bir safhasında engelli haline gelmeniz an meselesi” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Ayşe Çevirme, Engelliler Haftası dolayısıyla SAÜ Sağlık Yüksekokulu tarafından 6 Aralık Salı günü düzenlenen semire konuşmacı olarak katıldı.
Engelliliğin her zaman her yerde geçerli ölçülerde tanımını yapmanın güç olduğunu ifade eden Çevirme “Birleşmiş Milletler Sakat Hakları Bildirgesi’nde engelli, kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri her hangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar olarak tanımlanmaktadır” diye konuştu.
Engelliliği, doğuştan ve kazanılmış olmak üzere iki gruba ayıran Çevirme, “Doğuştan olan engellilikte doğum öncesi, doğum sırası ve anne ile ilgili faktörler çok belirleyicidir” dedi.
Çevirme, doğum öncesi faktörleri “akraba evlilikleri, kalıtım, toplumda yaygın sağlık hizmetlerinin olmaması ya da bu hizmetlerin bölgeler arası eşit olmayan şekilde dağılmış olması, kadın eğitiminin çok düşük olması, anne olma yaşının küçüklüğü, doğum öncesinde annenin sağlık kontrollerinin olmayışı, çok çocuk dünyaya getirme, doğumun sağlık personeli gözetimi altında yapılmaması, doğum sırasında çocuk ve annenin bazı risklerle karşı karşıya kalması, bulaşıcı hastalıklar, çeşitli çocuk hastalıkları, ateşlenme ve benzerleri” şeklinde sıralarken kazanılmış engelliliğe yol açan faktörleri “kazalar, hastalıklar ve doğal afetler” şeklinde sıraladı.
Son yıllarda engellilerin, uluslararası gelişmelerin de etkisiyle hukuksal düzenlemelerde gündeme alınmaya başlandığını belirten Çevirme, “2005 yılında çıkarılan 5378 Sayılı Yasa’dan sonra ayrımcılığa karşı mücadelenin temel bir politika olacağı belirtilse de egemen olan anlayıştan pek de farklı bir uygulamanın olmadığı görülmektedir.” dedi.
Konuşmasında Türkiye’deki engellilik konusunda rakamsal bilgiler de veren Yrd. Doç. Dr. Ayşe Çevirme şöyle konuştu: “Türkiye’de engellilerin oranı yüzde 12.29’dur. Bu oran nüfusun 8 milyon 431 bin 937’sine denk gelmektedir. Bunda, İşitme engelliler binde 37, dil ve konuşma engelliler binde 38, zihinsel engelliler binde 48, ruhsal ve kronik süreğen hastalığı olanlar yüzde 9.70’dir. Engellilerin 4 milyon 648 bin 140’ını(yarıdan çoğunu) kadınlar oluşturmaktadır. Birden fazla özrü bulunanlar yüzde 11.40’tır. Engellilerin çoğu Marmara Bölgesi’nde yaşamaktadır 12 ve daha yukarı yaştaki engelli nüfus yüzde 22.19’dur.”
TÜİK’in verilerine göre engelli nüfusun yüzde 77.80’inin işgücüne hiç katılmadığını dile getiren Çevirme, “Engelli kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 6.71 iken, bu oran erkeklerde yüzde 32.22’dir. Yani yaklaşık 5 kat fazla” dedi.
Çevirme, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınların ve engelli bireylerin yaşadıkları sorunları, engelli kadınlar iki kat fazla yaşamakta. Hem kadın olmanın ve kadınlara bakışın getirdiği olumsuzluklara karşı karşı karşıya kalmaktadırlar. Kadınların işgücü piyasasına girişte yaşadıkları güçlükler engelli olmaktan kaynaklanan sorunlarla birleştiğinde ise ortaya çıkan olumsuz sonuçlar katlanarak artmaktadır.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir