ASAYİŞ - 14 Ekim 2021 Perşembe 11:31

Borcunu almaya gittiği yerde canından oluyordu

A
A
A
Borcunu almaya gittiği yerde canından oluyordu

Sakarya’nın Serdivan ilçesinde alacaklısı tarafından “Gel borcunu vereceğim” vaadiyle kandırılıp beyzbol sopasıyla öldüresiye dövülen genç, ölümün kıyısından döndüğü anları anlattı.

Sakarya’nın Serdivan ilçesinde alacaklısı tarafından “Gel borcunu vereceğim” vaadiyle kandırılıp beyzbol sopasıyla öldüresiye dövülen genç, ölümün kıyısından döndüğü anları anlattı.


Sakarya’nın Akyazı ilçesinde yaşayan Adem Hikmet isimli genç, yaklaşık 7 sene önce kefil olduğu şahıs tarafından “Gel borcunu vereceğim” vaadiyle kandırılıp beyzbol sopasıyla öldüresiye dövüldüğünü iddia etti. İddiaya göre, 68 bin liralık alacağı olan Adem Hikmet, Serdivan ilçesi Çark Caddesi üzerinde emlak ofisi bulunan B.Z. ile iletişime geçti. Olumsuz geçen konuşma sonrasında B.Z., Adem Hikmet’i tekrardan arayarak, “Gel borcunu vereceğim” diyerek ofisine çağırdı. Arkadaşı Yusuf Gündoğan ile birlikte ofise giden, Hikmet alacaklısı tarafından beyzbol sopasıyla öldüresiye dövüldü. Olayın haber verilmesi sonrasında hastaneye kaldırılan Hikmet, 3 gün boyunca müşahede altında kaldı. Kafasına 18 dikiş atılan ve kolunda lif yırtığı oluşan genç, ölümün kıyısından kurtulduğu korku dolu anları anlattı. Hikmet ile birlikte darp edilen arkadaşı Yusuf Gündoğan ise, olayın ardından hastanede de şahsın kendilerini arayarak, “Siz ölmediniz mi yaşıyor musunuz hala” diye tehditler savurduğunu ifade etti.



Sopayı elinden almasak öldürebilirdi


Alacaklısı tarafından öldüresiye dövüldüğünü iddia eden Adem Hikmet, “Alacaklı olduğum şahıs, kefil ederek benim üzerimden iki tane araç aldı. Ve ben yaklaşık 7 senedir bu borcu ödedim. 2017 yılından itibaren de yasal olarak bu borcu ödedikten sonra işlemleri başlattım ve icra takibine geçtim. Paramı alabilmek için elimden gelen her şeyi yapıyorum, kendisinin durumu iyi, emlakçı ve güzel işler yapıyor. Paramı tahsil etmek için belirli aralıklara ofisine gittim. Her gittiğimde farklı bir gün paramı vereceğini söyleyerek beni ofisinden gönderdi. Olayın yaşandığı gün, beni aradı gel paranı vereceğim dedi. Ben de arkadaşım ile beraber ofisine gittim. Ofisine gittiğimizde elinde herhangi bir şey yoktu. Daha sonrasında farklı bir odaya soktu bizi. Ve biranda odaya beyzbol sopası ile girerek ilk önce arkadaşımın, sonrasında ise benim kafama defalarca vurdu. Ne olduğunu anlamadan, öldürmeye teşebbüsle kafamıza beyzbol sopası ile vurmaya devam etti. Vurmaması için elimizden gelen her şeyi yaptık, sopayı elinden alamasaydık belki de o an öldürebilirdi bizi. Daha sonrasında can havli ile koridorda boğuşmamız sürdü o esnada arkadaşıma ambulans ve polisi ara diye bağırmaya başladım. Ofisinden aşağıya indiğimizde darp etmeye devam etti. O esnada insanlar etrafımızdaydı, kimse müdahale etmedi. Beni öldüreceğini düşündüm, son bir hamle ile yolun karşısına geçtim ve kaldırıma kendimi attım. Sonrasını hatırlamıyorum, gözlerimi hastanede açtım” dedi.



Arkadaşım ile beraber ölümden döndük


Parasını almaya arkadaşıyla gittiğini belirten ve arkadaşının da darp edildiğini aktaran Hikmet, “2 tane hastane değiştirdim. 3 gün hastanede kaldım, durumum çok ağırdı. Şuanda adli süreç devam ediyor. Sonuna kadar bu işin takipçisi olacağım. Uzun yıllardır ben paramı almak için mücadele ediyorum, en ufak bir tehdit ve rahatsızlığım olmamıştır. Paramı almak için geldim ama hangi devirde yaşıyoruz, insanın kafasına beyzbol sopası ile vurmak nedir. Eğer sopayı elinden sopa alınmasa ölmüş ve şuanda bu konuşmayı yapamıyor da olabilirdim. Adalet yerini bulsun istiyorum, arkadaşım ile beraber ölümden döndük. Arkadaşım olmasa ve yardım etmese belki de ölmüştüm. Kalıcı bir hasar olacak mı başımda bilmiyorum, darp sonrasında başıma 18 tane dikiş atıldı ve kolumda lif yırtığı var” diye konuştu.



Siz ölmediniz mi yaşıyor musunuz hala diye tehdit etti


Adem Hikmet ile beraber emlak ofisine gittiği esnada kendisinin de darp edildiğini anlatan Yusuf Gündoğdu, “Ofise gittiğimizde bizi karşıladı ve içeriye geçin dedi. İçeriye geçtiğimiz esnada biranda arkadan geldi elindeki beyzbol sopası ile ilk önce bana vurdu ve o esnada ben bir afalladım. Sonrasında Adem’e vurmaya başladı. Öldürmeye kast etti, kasten direk kafamıza vurdu. Daha sonra salonda ve ofisin aşağısında olay devam etti. Gerçekten şans eseri kurtulduk yani. Olay sonrasında ambulansla hastaneye kaldırıldık. Ve enteresan durum hastanede bile bizi arayarak tehdit etti, siz ölmediniz mi yaşıyor musunuz hala diye. Şikayetçiyiz, resmen öldürmeye teşebbüs yani bizi oraya öldürmeye çağırdı, başka bir alternatifi yok” şeklinde konuştu.



Darp sonrasında 40 günlük adli rapor


Öldüresiye dövülen Adem Hikmet’in avukatı Mehmet Kerem Özgen ise, “Çok uzun süreden beri tahsil edemediği bir icra dosyasını takip etmekte. Bu meblağ Adem Hikmet’in, şuandaki faile ve dosyanın borçlusu olan kişiye karşı yapmış olduğu kefillik nedeni ile kaynaklanmakta. Bu kefillik kapsamında yaklaşık 7 yıldan beri alacağını tahsil edememekte. 2018 yılında bu alacak, icra takibine konu edildi. 2018 yılından beri karşı tarafın herhangi bir mal varlığı olmaması nedeni ile bir sonuç alınamadı. Bu kapsamda Adem Hikmet, birkaç defa karşı tarafla bu konuyu görüşmek istedi ve görüştüler de. Ancak tüm görüşmeler sonuçsuz kaldı maalesef. Son yaşanan durum itibari ile de aynı gün içerisinde Adem Hikmet yine alacağını istemek ve bu konuyu görüşmek üzere karşı tarafın iş yerine gitmiş. İş yerindekiler yine bu parayı ödemeyeceklerini açık bir şekilde dile getirmişler. Daha sonrasında yine fail aramış, parayı ödeyeceğini söyleyerek Adem Hikmet’i iş yerine davet etmiş. Adem Hikmet ve arkadaşı iş yerine girdikleri esnada beyzbol sopalı saldırıya uğramış. Müvekkilim Adem Hikmet’in çok ciddi yaralanmasına sebebiyet vermişler. Şuandaki durum itibari ile kolunda adalelerinde yırtıklar ve kafatasında çatlak mevcut. Ve yaklaşık 40 günlük adli rapor almış durumda. İfadelerimizi verdik, faillerin ifade vermelerini bekliyoruz, bu aşamadan sonra olayın takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.