ASAYİŞ - 13 Temmuz 2021 Salı 18:24

Dehşet görüntüleri gerçek çıktı, kanıt yok deyip raporu kabul etmedi

A
A
A
Dehşet görüntüleri gerçek çıktı, kanıt yok deyip raporu kabul etmedi

DEAŞ terör örgütünün Suriye ve Irak’ta hakim olduğu bölgelerde 2014-2017 yılları arasında tüm eğitim kurumlarından sorumlu sözde “eğitim bakan yardımcısı” olarak faaliyet gösterdiği tespit edilen ve Sakarya’da yakalanarak tutuklanan Ürdün uyruklu A.

DEAŞ terör örgütünün Suriye ve Irak’ta hakim olduğu bölgelerde 2014-2017 yılları arasında tüm eğitim kurumlarından sorumlu sözde “eğitim bakan yardımcısı” olarak faaliyet gösterdiği tespit edilen ve Sakarya’da yakalanarak tutuklanan Ürdün uyruklu A.Z.A.A.D.’nin yargılanmasına devam edildi. Esir aldığı kişileri vahşice katlettiği görüntülerin kriminal rapora göre montaj olmadığı belirlenirken tutuklu sanık ise, ”Videoda ben bulunsam da benim kestiğime dair bir kanıt yoktur. Kesme sahnesinde benim kafam gözükmüyor. Hazırlanan raporu kabul etmiyorum” diyerek kendini savundu.



Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) ekiplerince 31 Aralık 2020 tarihinde DEAŞ’a yönelik operasyon düzenlenmişti. Operasyonda; 8 yabancı uyruklu şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Gözaltına alınan ve 8 Ocak 2021 tarihinde emniyetteki işlemleri tamamlanarak adliyeye sevk edilen 8 şüpheliden 7’si adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken, 1 şahıs ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sakarya’da yakalanarak tutuklanan Ürdün uyruklu A.Z.A.A.D. isimli şahsın DEAŞ terör örgütünün Suriye ve Irak’ta hakim olduğu bölgelerde 2014-2017 yılları arasında tüm eğitim kurumlarından sorumlu sözde “eğitim bakan yardımcısı” olarak faaliyet gösterdiği tespit edildi. Tutuklanarak cezaevine gönderilen şahsın, yine aynı bölgelerde esir aldığı kişileri vahşice katlettiği ve bu eylemlerin görüntülerini kaydederek sosyal medya platformlarında da yayınladığı belirlendi. Öte yandan, 8 Ocak 2021 tarihinde tutuklanarak cezaevine sevk edilen şahsın üzerinden gözaltında olduğu süreç içerisinde kendi fotoğrafının bulunduğu Irak ve Suriye kimlikleri de çıkmıştı.



Yargılanmasına devam edildi


Tutuklu sanık A.Z.A.A.D. hakkında ’anayasayı ihlal’ ve ’anayasayı ihlal suçunu işlemek için tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’ suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın 3’üncü celsesi bugün görüldü. Sakarya 5. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden duruşmaya sanık A.Z.A.A.D., tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Avukatının duruşma salonunda hazır bulunduğu davada, tutuklu sanık tercüman yardımıyla savunmasını gerçekleştirdi. Gerçekleşen duruşmada tutuklu sanığın eşi A.R. SEGBİS aracılığıyla Bursa ilinden davaya tanık olarak katıldı.



Eşim DEAŞ mensubu değildir


Tutuklu sanık A.Z.A.A.D.’nin eşi olan tanık ise eşinin DEAŞ mensubu olmadığını belirterek, “Sanığın karısıyım. Eşim DEAŞ mensubu değildir ve sadece Suriye’de yaşıyordu. Bana emniyetteki ifademdeki çelişki sebebiyle sordunuz. Ben eşimin Rakka’da yanına gittiğimde eşimin üzerinde askeri yelek, silah ve DEAŞ’lı gibi olduğunu söylemedim. Eşimin Rakka’ya neden gittiğini bilmiyorum sadece Şam’a gitmek istiyordu ve Rakka’da ne kadar kaldığımızı da bilmiyorum. Eşimin hakkında emniyette ifadem alınırken eşimin eğitimlerde görev aldığı ve buna bağlı olarak maaş aldığını söylediğim doğrudur ama o anda çok korktum ve bir an önce çocuklarıma kavuşmak istiyordum. Aslında kocamın DEAŞ içinde eğitimde görevli olduğunu ve buna bağlı olarak maaş aldığını bilmiyorum” dedi.



Ürdün istihbaratıyla konuştum ve hamile olduğumu söyledim ama kabul etmediler


Tutuklu sanığın tanık eşi Ürdün’e dönmek istediğini fakat Ürdün sınırından alınmadıklarını belirterek, “Ben Ürdün’e dönmek için Ürdün istihbaratıyla konuştum ve hamile olduğumu söyledim ama kabul etmediler neden beni kabul etmediklerini bilmiyorum. Benimle birlikte Ürdün sınırında çok kişi vardı. Ürdün görevlileri ise gruba karşı ’Siz DEAŞ’lısınız sizi kabul etmiyoruz, dönün’ dediler. Türkiye’ye geldik ve gelirken yanımızda Ürdün’e ait kimlik belgeleri olmadığı için kendimiz Suriyeli olarak gösterdik ama eşimin kendini neden Iraklı olarak kayıt yaptırdığını bilmiyorum” diye konuştu.



"Benim kafa kestiğime dair biran bile yoktur"


Duruşma sırasında söz hakkı verilen tutuklu sanık A.Z.A.A.D., katliam videosunun izledikten sonra bunun montaj olduğunu ve aksini söyleyen raporu da kabul etmediğini belirterek, “Tanık olarak konuşan eşimin söylediklerine bir diyeceğim yoktur. Video ile ilgili hazırlanan uzman raporunu kabul etmiyorum. Videonun bana ait olan kısmında her ne kadar videoda olsam da benim kafa kestiğime dair biran bile yoktur. Videoyu beraber izledik ve benim yüzüm videoda gözükmüyor ben bu raporu kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.



Duruşma 23 Eylül’e ertelendi


Tanık, sanık ve avukatları dinleyen mahkeme heyeti, videoda öldürülen kişinin kimlik bilgileri için Ürdün Büyük Elçiliğine yazılan müzekkerenin akıbetinin sorulmasına, ölen kişinin kimlik bilgilerinin gelmesi durumunda duruşma gününü beklemeksizin dosyanın mütalaasının sunulması için iddia makamına bildirilmesine, eksik hususların giderilmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı 23 eylül 2021 tarihine erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Dayıdan yeğenlerine bakırcılık mirası Gaziantep’te Bakırcılar Çarşısı’nda 22 yıldır Turistlik El Sanatları Bakır ustalığı yapan Gökhan Bilici, 4 küçük yeğenine el sanatlarının püf noktalarını öğretiyor. Geleneksel bakırcılık sanatını gelecek nesillere taşıma misyonuyla hareket eden Bilici, bu zanaatın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kültür mirası olduğuna inanıyor. Çocukların her biri, dayılarının yanında hem eğleniyor hem de bakırı şekillendirmenin inceliklerini öğreniyor. Gaziantep’in tarihi çarşısında, bu 4 genç çırak, bakırcılık sanatının inceliklerini öğrenirken, aynı zamanda bu mesleğin geleceğini de şekillendiriyorlar. “Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir iş yapıyoruz” Bakırcılık sanatının hiçbir zaman ekonomik sıkıntı yaşatmayacağını söyleyen Bilici, “Turistlik El Sanatları Bakır ustasıyım. 22 yıldır bu işi yapıyorum. İşimi severek yapıyorum. Yeğenlerimde benimle birlikte çalışıyorlar. Bana yardımcı oluyorlar. Yeğenlerim yaklaşık 5 - 6 yıldır benimle çalışıyor. Mesleğimiz iyi bir meslek. Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir meslek yapıyoruz. Fakat temelden eleman yetişmiyor. Mecbur biz yeğenlerimizi, çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeğenlerimde severek yapıyor işini. Zaten bir işi severek yapmazsan ondan bir verim alamazsın. Biz burada çaydanlık, sürahi, cezve ve ayran bardağı gibi birçok şey yapıyoruz” dedi. “Meslekler bir altın bileziktir” Meslek öğrenmenin gelecekte avantaj oluşturacağına değinen Bilici, “Bu mesleğin ölmemesi için herkesin kendi çocuğunu tüm meslek dallarında bir işe başlatmalı. İlerleyen zamanlarda esnaf olarak mesleğimiz ölmek durumunda. Biz son aşamasındayız. Belki bundan 5 yıl sonra hiç eleman yetişmeyecek. Okuyan kişinin mesleği oluyor. Eğer okumazlarsa ellerinde bir meslek olması onlar için gelecekte avantaj olur. Meslekler bir altın bileziktir” şeklinde konuştu. “12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum” Henüz 18 yaşında olmasına rağmen 12 yıldır çıraklık yaptığını söyleyen yeğen Ahmet Kaya, “6 yaşında başladım. 12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum. Ben çok sevdiğim için kardeşlerimde ilgi duymaya başladı mesleğe. Kardeşlerimde artık severek yapıyor işini. Ben bu mesleği ustaların eline bakarak öğrendim. Benim bir küçüğüm Ömer, 8 yıldır yapıyor bu işi. Onun küçüğü Mehmet, 4 yıldır yapıyor. En küçüğümüz Emre, 9 yaşında 3 yıldır da o yapıyor” diye konuştu.
Malatya Uzmanlardan ’kene’ uyarısı Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde görev yapan Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, havaların ısınması ile birlikte kenelerden bulaşan KKKA virüsü tehdidine dikkat çekerek, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarına karşı vatandaşları uyardı. Halk arasında bilinen adıyla kene ısırması olan Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) hastalığı, Türkiye’de özellikle kırsal kesimlerde kentlere oranla daha fazla görülüyor. Vakalarda yanlış müdahale sebebiyle KKKA ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi izler ile kendisini gösterebiliyor. “Doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı” Kene ısırığına maruz kalan birine panik yapmadan doğru müdahalede bulunulmasının önemine dikkat çeken Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, "Halk sağlığını ilgilendiren önemli konulardan bir tanesi de kenedir. Kene bir parazittir. Bu parazit daha çok Nisan ve Eylül aylarında toprak ve hayvancılıkla uğraşanlarda daha çok görebildiğimiz bir parazit türüdür. Kene, daha çok hayvanlarda emdiği virüsü insana taşıyor, taşınan virüs belirli bir zamanda sonra bir takım ciddi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Kene bir insanı ısırdıktan sonra 12 ila 24 saat gibi bir süre geçmiş olması gerekiyor ki virüs bulaşmış olsun. Isırığa maruz kalan bir kişi öncelikle endişelenmeli ve kene doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı. Sigara ile yakmak, üzerine alkol dökmek, keneyi yakmak bunlar kesinlikle yanlış olan yöntemlerdir. Kırsal bölgede yaşayan ve kenenin ısırdığı bir kişi ne yapacağını bilmiyorsa ya pense ya da bir ipi daire şeklinde keneye geçirerek yavaşça keneyi endişelenmeden çıkaracağız. Kene çıkarma esnasında endişelendirilir ve de sıkıştırılırsa patlama durumunda sıçrayan virüs ciddi sorunlara neden olabilir” dedi. "Elbise tercihine dikkat edilmeli” Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşların elbise tercihlerine dikkat etmesi gerektiğini belirten Zengin, "Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın vücutlarında açık yer olmamalı. Çalışırken, çorap ve çizme giymelerinin yanı sıra eldiven kullanımı önemlidir. Kene, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına sebep olabiliyor, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi riskinden dolayı kene ısırması önem arz etmektedir. Isırma sonrası hızlıca çıkarılmalı ve kontrollerin yapılması önerilmektedir" diye konuştu.