EĞİTİM - 25 Şubat 2021 Perşembe 15:38

İSEFAM’da salgın süreci ve çözüm arayışları konuşuldu

A
A
A
İSEFAM’da salgın süreci ve çözüm arayışları konuşuldu

Sakarya Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSEFAM) çalıştaylarının 14’üncüsü “İslam İktisadı Çerçevesinde Covid-19 Salgın Süreci ve Sonrası: Sorunlar ve Çözüm Arayışları” başlığıyla, 24 Şubat 2021 Çarşamba günü geniş bir katılımla çevrimiçi olarak gerçekleştirildi.

Sakarya Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSEFAM) çalıştaylarının 14’üncüsü “İslam İktisadı Çerçevesinde Covid-19 Salgın Süreci ve Sonrası: Sorunlar ve Çözüm Arayışları” başlığıyla, 24 Şubat 2021 Çarşamba günü geniş bir katılımla çevrimiçi olarak gerçekleştirildi.


Çalıştayın açılış oturumunda konuşmasını yapan Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı ve İSEFAM Müdürü Prof. Dr. Mustafa Çalışır, Covid-19 salgınının küresel etkisine vurgu yaparak konuya dair yürütülen akademik çalışmaların arttığına işaret etti. Çalışır, bu önemli konuyu gündeme taşıyan İSEFAM araştırmacılarına ve çalıştaya teveccüh gösteren katılımcılara teşekkür etti. Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan da açılış konuşmalarında İSEFAM’ın İslam ekonomisi alanında yaptığı çalışmaları takdirle karşıladıklarını ve bu tür çalışmaların artarak devam etmesi gerektiğini ifade etti.


Çalıştayın ilk oturumuna başkanlık eden Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Faruk Aysan, İslam ekonomisinin insanlığın içinde bulunduğu krizlerin çözümüne yönelik söyleyeceği çok şey olduğunu belirtti. Bu bağlamda İslami finansın önemine değinen Aysan, İslami finansın İslam ekonomisi düşüncesini günümüze taşıdığını ifade etti. “Ekonomi” konulu oturumda ilk tebliği sunan Prof. Dr. Mustafa Çalışır, Covid-19 salgınının dünya ekonomisine etkisini ele aldı. Çalışır, salgının, diğer ekonomik krizlerle kıyaslandığında dünya çapında ekonomik anlamda ciddi tahribatlara yol açtığını ifade etti. Salgının ekonomik etkisinin arz ve talep şoku ile finansal şoklar şeklinde kendisini gösterdiğini belirten Çalışır, söz konusu olumsuz etkilerin önüne geçmek için devletler tarafından alınan önlemlere değindi. Çalışır, Türkiye’nin salgını avantaja dönüştürmeye imkan verecek sektörlere yönelmesi durumunda bu süreçten kazançlı bir şekilde çıkabileceğine işaret etti. Oturumda ikinci konuşmayı yapan Hazine ve Maliye Bakanlığı Ekonomik Programlar ve Araştırmalar Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Dr. Ömer Faruk Tekdoğan, salgının eğitim, sağlık, gelir adaleti, yoksulluk gibi alanlarda ne gibi sonuçlar ortaya çıkardığını anlattı. Tekdoğan, bu çerçevede salgının sonuçlarının bertaraf edilmesine yönelik İslam iktisadının rolüne değindi.


Programın “sektörler” konulu ikinci oturumuna İstanbul Ticaret Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Ekonomik Sistemler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Necdet Şensoy başkanlık etti. İkinci oturumdaki ilk konuşmayı yapan bir bankanın Başekonomisti Dr. Ömer Emeç, katılım bankalarının salgın dönemindeki durumundan ve rolünden bahsetti. Kriz ortamında ülkelerin maliye politikalarını yoğun bir biçimde kullandığını ifade eden Emeç, Türkiye’nin öncelikli olarak para politikalarına ağırlık verdiğini belirtti. Bu bağlamda Türkiye’de para politikalarının devreye girmesiyle birlikte hızlı bir şekilde kredi büyümesinin görüldüğüne değinen Emeç, ilave olarak katılım bankalarının söz konusu kredi büyümesinden ve bu dönemde yaşanan faiz dalgalanmalarından farklı şekillerde etkilendiğine işaret etti.


Salgının tekafül sigortacılığına etkisi ile ilgili konuşmalarını yapan Neova Katılım Sigorta’dan Dr. Yunus Emre Gürbüz ve Katılım Emeklilik’ten İsmail Aydemir, hayat dışı alanda ve hayat sigortasında salgın döneminde meydana gelen değişimlerden bahsettiler. Yunus Emre Gürbüz hayat dışı alanda trafik kazası, hırsızlık, gasp gibi durumlara yönelik sigorta işlemlerinde ciddi düşüş olduğunu ifade etti. İsmail Aydemir ise Covid-19 sebebiyle yaşanan vefatların hayat sigortası kapsamına alındığından, katılım sigortacılığının salgın dönemindeki gelişmelere hızlı şekilde ayak uydurduğundan bahsetti. Programın ikinci oturumunda salgının perakende sektörüne etkisini ele alan Dr. Osman Eminler, talep azlığı, likidite sıkıntısı ve yüksek borçluluk gibi sebeplerle perakende sektörünün bu süreçte olumsuz etkilendiğini belirten Eminler, kısa çalışma ödeneği gibi desteklerden birçok perakendecinin istifade etmesine rağmen, sektörün ciddi şekilde yara aldığını belirterek, problemlerin İslam iktisadı perspektifinden karz-ı hasen, yerel esnaf sandıkları ve zekat fonu gibi uygulamalarla aşılabileceğinin veya hafifletilebileceğinin altını çizdi.


Çalıştayın öğleden sonraki ilk oturumuna Bandırma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Özdemir başkanlık etti. Covid-19’un sosyal politika ile ilgili boyutunun ele alındığı oturumda İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Taşçı, olağanüstü dönemlerde uygulanacak sosyal politikaları İslam iktisadı perspektifinden değerlendirdi. Taşçı, sosyal politikaların, İslam’ın korunmasını önerdiği beş temel değer kapsamında uygulanmasına yönelik genel bir çerçeve çizdi. Sosyal politikalar kapsamındaki bir diğer tebliğ, İSEFAM araştırmacıları Arş. Gör. Dr. Salih Ülev ve Arş. Gör. Ali Can Yenice tarafından sunuldu. Sunumda, salgın döneminde Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakıfları tarafından ihtiyaç sahiplerine sağlanan sosyal yardımlar değerlendirildi. Covid-19 salgını sürecinde uluslararası öğrencilerin yaşadığı sorunlar ise İSEFAM bünyesinde çalışmalarını yürüten Arş. Gör. Abdullah Talha Genç ile doktora öğrencileri Hasan Durmuş ve Öznur Ak tarafından değerlendirildi. Bu çerçevede salgının öğrenciler üzerinde oluşturduğu ekonomik, psiko-sosyal etkiler ve eğitim anlamındaki etkiler ele alındı. Oturum sonunda yaptığı değerlendirmede Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Fatih Aysan, sosyal politika bağlamında devletlerin, İslami anlamda alması gereken tedbirlerden bahsetti. Aysan, bu çerçevede İslami bir devletin sosyal adaleti, beşeri sermayeyi ve yaşam memnuniyetini artırmak yönünde kararlar alması gerektiğini belirtti.


Çalıştayın “fıkıh” konulu son oturumu, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Kaya başkanlığında yürütüldü. Fıkıh oturumunda konuşmasını yapan Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Hamdi Çilingir, Covid-19 salgınının fıkhî anlamda ortaya çıkardığı temel meseleleri ve tartışma konularını ele aldı. Dr. Öğr. Üyesi Çilingir salgının, özellikle süreli akitler üzerine etkisinin değerlendirilmesinde “beklenmeyen hal” veya “mücbir sebep” durumlarından hangisine dahil olduğuna bağlı olarak değişebileceğine vurgu yaptı. Oturumda ikinci konuşmayı yapan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi (ULIFAM) Müdürü Doç. Dr. Abdurrahman Yazıcı ise beklenmeyen hal olarak kabul edilen salgının finansal işlemlere etkisini cezai şart bağlamında değerlendirdi. Oturum sonunda Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hacı Mehmet Günay değerlendirmelerde bulundu. Günay, salgın döneminde fetva makamına gelen meseleler ve fetva vermede benimsedikleri yaklaşım hakkında bilgi verdi.


Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kenan Göçer’in başkanlığında gerçekleştirilen kapanış oturumunda Bilim ve Sanat Vakfı’ndan Dr. Mustafa Özel, “roman diliyle salgın” konusunu ele aldı. Göçer, salgın konusunu işleyen romanlardaki salgına dair bakış açısını değerlendirdi. Dr. Mustafa Özel’in konuşmasıyla son bulan programa Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Din İşleri Yüksek Kurulu ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği gibi çeşitli kurumsal temsilcilerin ve lisansüstü öğrencilerin yer aldığı yoğun bir katılım olduğu görüldü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.