POLİTİKA - 20 Mart 2019 Çarşamba 16:22

İYİ Parti Adapazarı Belediye Başkanı Dr. Aydoğan Arslan: "Bu şehrin maalesef bir kimliği yok"

A
A
A
İYİ Parti Adapazarı Belediye Başkanı Dr. Aydoğan Arslan: "Bu şehrin maalesef bir kimliği yok"

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) 18.

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) 18. Meslek Komitesinde konuşma yapan ve daha sonrasında Saat Tamircileri ve Elektronikçiler Odası’nı ziyaret eden İYİ Parti Adapazarı Belediye Başkan Adayı Dr. Aydoğan Arslan, devam ettiği seçim çalışmaları kapsamında şehrin kimliğinin olmaması konusunda vurgu yaptı.



İYİ Parti Adapazarı Belediye Başkan Adayı Dr. Aydoğan Arslan seçim çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda SATSO 18. Meslek Komitesinde bir sunum yapan Arslan, daha sonrasında Saat Tamircileri ve Elektronikçiler Oda Başkanı Metin Gürkaş ve oda üyeleri ile bir araya geldi. Şehrin kimliğinin olmaması konusunda vurgu yapan Arslan, "Ben masanın iki tarafını da iyi biliyorum. Ben memur ve özel sektörde ki çalışmaların zorluklarını iyi biliyorum. Bunları bilen bir kişi olarak yönetime talip olduğumu bilmenizi istiyorum. Bir Adapazarlı olarak beni de çok üzen bir şey var; bu şehrin maalesef bir kimliği yok" dedi.



"Şehrin mimarisi ve mimari karakteri yok"


Şehrin mimarisi ve mimari karakterinin olmamasından dolayı bir çok sorunun ortaya çıktığını aktaran Arslan, "Biz elimizdeki olan değerleri tanıtmasını beceremiyoruz, değerlendirmesini beceremiyoruz. Un, yağ, şeker var helva niye olmuyor oturup bunu düşünmemiz lazım. Şehrin probleminin ne olduğunu net şekilde ortaya koymamız lazım. Bu şehrin en büyük problemlerinden bir tanesi de şehrin doğru dürüst bir mimarisi ve mimari karakterinin olmaması. Bu karakter hem binaların yapımından hem çarpık kentleşmeden hem altyapı yetersizliğinden hem de trafik sorunundan sorumlu. Bunların hepsini tek bir seferde çözmek mümkün" diye konuştu.



"Adapazarı’nda kentsel dönüşüm"


Depremden önce yapılan binalar için Adapazarı’nda kentsel dönüşüm projesi planladıklarını da söyleyen Aydoğan Arslan, "Bu şehirde deprem gerçeği var. 30 yılda bir ortalama 7’nin üzerinde deprem oluyor, standart herkesin bildiği bir şey. Ama maalesef 20 yılımız gitti, 20 yıl hiçbir şey yapmadan gitti. Depremden beri var olan çok katlı bina sorununa hiç değinilmedi. Bu hepimizin başına bela. Bu işe bir dur demenin vakti geldi artık. Binaların birçoğu depremden önce yapılmıştı ve ömürlerini tamamladılar. Bizim görevimiz büyük, bunları da temizlememiz lazım. Burada bir çözüm önerimiz var Adapazarı’nda hızlı bir şekilde kentsel dönüşüm yapalım diyoruz. Mutlak yapmamız lazım, bunu 3 kademede yapmayı planlıyoruz. 1’inci kademesi devletin yapması gereken kısım TOKİ aracılığıyla, 2’ncisi belediye olarak bizim üstümüze düşene el atmamız ve özel sektörü teşvik etmemiz lazım. Bu şehirde 3 kat, 5 kat ve 7 kat yapılabilecek olan yer de var. Yapmamız gerekenin ne olduğunu biliyorum. Bizim bu şehirde yaşayan insanlarımıza yapacağımız kentsel dönüşüm ile Allah razı olsun dedirtebilmemiz lazım. En büyük sorumluluğumuz bu. Bunu hep beraber yapmalıyız. Bu şehri beraberce yönetelim ve örnek bir şehir haline dönüştürelim. Nasıl çözüm oluştururuz diye düşünmemiz lazım. Bu şehri bir şantiye yerine çevireceğiz, bu şart. Çünkü kaybedecek 1 yılımız değil, 1 ayımız bile yok" şeklinde konuştu.



"Şuanda ki büyükşehir yasasıyla bu ülkeye ihanet ediliyor"


Arslan, "Adalet, hak ve halk için orada varız diyoruz ama yaptığınız iş tamamen adaletsiz. Bunların hepsine çözüm getirebilmemiz lazım. Şuanda ki büyükşehir yasasıyla bu ülkeye ihanet ediliyor. Tarım arazisi olması gereken yerlerde insanlar tarım yapamıyorlar. Niye tarım yapamıyorlar; çünkü yan komşusu gübre attı diye şikayet ediyor, rahatsız oluyorum diyor. Ne yapsın adam tavuk baksa şikayet, hayvan baksa şikayet ne yapacağız arkadaşlar bu gidişle aç kalacağız. Buna önem vermezsek 25-30 yıl sonra aç kalacağız, tarım politikası yanlış. Büyükşehir yasası burada da çok büyük bir ihanet. Değiştirilmesi lazım. Adapazarı’nda öyle köyler var ki mahalle olmuş 50 sene değil 500 sene geçse oraya şehir gitmez. Kanunda tek 1 madde ilavesi ile bu düzeltilebilir. Hizmet alımında bunlar mahalle statüsünde kalır ama diğer özlük haklarında köy statüsüyle dersiniz bu iş biter. Bir madde ile düzeltebileceğiniz bir şey için insanlara eziyet çektirmenin bir manası yok. Gittiğim her yerde insanlar şikayetçi. Bazen sorunların çözümü çok basittir, ama bunu yapabilecek bir irade olması gerekir" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.
Adana Hikmet Karaman: “Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, 3-0 mağlup oldukları Galatasaray maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Y. Adana Demirspor, evinde karşılaştığı Galatasaray’a 3-0 mağlup oldu. Maç sonu basın toplantısında konuşan Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, “İlk 45 dakikada çok önemli pozisyonlar oluşturduk. Kaleci Muslera’yı tebrik etmek gerek. İkinci yarı 1-0 ve 2-0 oldu. Futbolcularım iyi mücadele etti. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışı hak eden bir performans ortaya koyduk. Maçın son bölümlerinde Galatasaray üstünlüğü ele aldı. Taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum. Maç öncesi çok güzel bir atmosfer vardı. Galatasaray’a bundan sonra başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. "İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu" Adana Demirspor’un zorluklar yaşadığını aktaran Karaman, “Bu takım 12 haftalık bir takım. Adana Demirspor takımı 12 haftadır birbirini tanımaya çalışan oyuncu gruplarıyla maça çıkıyor. Geçtiğimiz sezonların takımı ortada yok. İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu. Yediğimiz gollerden sonra moraller bozuldu. Galatasaray gibi bir takıma karşı oynuyorsun ve ilk devre yakaladığın net pozisyonlar var. Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. 2-0’dan sonra gördünüz ne kadar rahatladı. Yusuf Sarı ve Emre Akbaba çok önemli oyuncular ama yoklardı. Biz elimizdeki oyuncularla planlamayı en iyi şekilde yaptık. Müthiş bir maç izlendi. Futbol bir oyun, alkışlayacaksın. Bu oyunculara da sahip çıkacaksın. Zaman zaman kulüpler ekonomik ve sevk, idare anlamında zorluklar yaşayabilir. Biz de bunu şu anda kontrol ediyoruz. Semih Güler’in sakatlanması da bizi etkiledi. Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” diye konuştu.