EĞİTİM - 17 Mayıs 2020 Pazar 16:46

SUBÜ, kuruluşunun ardından ikinci yılını tamamladı

A
A
A
SUBÜ, kuruluşunun ardından ikinci yılını tamamladı

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ), 18 Mayıs 2018’de kuruluşunun ardından ikinci yılını tamamladı.

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ), 18 Mayıs 2018’de kuruluşunun ardından ikinci yılını tamamladı.


Bu kapsamda üniversitenin iki yıllık sürecini değerlendiren SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, bir konsept olarak oluşturulan yeni üniversite modelini temsil eden iki üniversiteden birisi olduklarını vurgulayarak; şehrin, ülkenin, toplumun ve akademik camianın ihtiyaçları ile kabiliyetlerini bir araya getirebilecek bir sistem oturtmak için çalıştıklarını söyledi. Sarıbıyık, akademik, idari ve fiziksel yapılanma için de kısıtlı imkanlarla yoğun bir çalışma temposu içerisinde olduklarının altını çizdi.


SUBÜ’nün Sakarya Üniversitesi’nden bölünerek kurulan bir üniversite olduğunu hatırlatan Rektör Sarıbıyık, “Kampüsüyle birlikte sıfırdan inşa edilen bir üniversite olmadığımız gibi ilk etaptaki fakültelerimiz, meslek yüksekokullarımız, akademisyenlerimiz ve idari personellerimiz de Sakarya Üniversitesi’nden gelmişti. Hızlı bir şekilde kurulduğumuz konsept doğrultusunda çalışmalarımıza başladık. Bu konsept aslında bize uzak bir konsept olmadığı gibi ilk olarak bizim girişimlerimiz sonucunda öğrencilerin işletmelerde bir dönem tam zamanlı eğitim aldığı ‘+1 Uygulamalı Eğitim Modeli’ ile birlikte ortaya çıkmıştı. Önlisans, lisans ve lisansüstü düzeyde uyguladığımız bu modeli daha sonra çeşitli üniversiteler bizi örnek alarak hayata geçirmeye başladı. Bizim mezunlarımız uygulama tecrübesi olan nitelikli mezunlar. Bu nedenle kurumsal kimlik çalışmalarımızı gerçekleştirirken ‘bilgiyi beceriyle bütünleştiren üniversite’ mottosunu uygun gördük” dedi.



Biz nokta atışı adımlar attığımızı düşünüyoruz


Yapılanma çalışmalarıyla birlikte kısa sürede ciddi mesafe kat ettiklerini belirten Sarıbıyık, “Kampüsü olmayan ve bölünerek kurulmuş bir üniversitede bir yandan düzeni oturturken bir yandan da sektörü, toplumu, bilim camiasını ve öğrencilerin ihtiyaçlarını gözeterek yeni adımlar atmak herkesin takdiridir ki oldukça zor. Biz burada da nokta atışı adımlar attığımızı düşünüyoruz. Şu anda 8 fakültemiz var. Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’nü kurduk. Bir yüksekokul, 15 meslek yüksekokulumuz var. Uygulama ve Araştırma Merkezlerine özel önem veriyoruz. Bunların sayısını 14’e çıkardık. Önümüzdeki süreçte kurulacaklarla birlikte bu sayı 17’ye çıkacak. 24 bin 283 öğrencimiz bulunuyor. Bunların arasında 52 ülkeden 1006 yabancı öğrenci de yer alıyor. 145 tane bölüm ve programımız var. Akademik personel sayımız 496’ya, idari personel sayımız 363’e ulaşmış durumda” diye konuştu.



İhtiyaçlara uygun eğitim birimleri


Yeni kurulan fakültelerin ve meslek yüksekokullarının Sakarya’nın ve ülkenin ihtiyaçlarına da katkı sağlayacağını söyleyen Sarıbıyık, “Akyazı’da yer alan Sağlık Bilimleri Fakültemiz öğrenci almaya hazırlanıyor. Sağlık turizmi açısından elverişli termal kaynakları da olan Akyazı’da bir sağlık kampüsü oluşturacağız. Burada hem uygulama becerisi kazanan nitelikli öğrenciler yetişecek, hem bilimsel anlamda önemli çıktılar elde edilecek, hem de insanlara hizmet eden bir oluşum ortaya çıkacak. Bu doğrultudaki bağın güçlenmesi için Akyazı Meslek Yüksekokulu’nu da Akyazı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’na dönüştürdük. Sağlığın yanı sıra herkesin bildiği gibi Sakarya geniş tarım arazilerine ve bereketli topraklara sahip. İklimi çok çeşitli ürünler yetiştirmeye müsait. Kurduğumuz ve akademik kadrosunu önemli ölçüde oluşturduğumuz Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültemiz de bu anlamda şehre ciddi katkı sağlayacak. Sakarya’yı ön plana çıkaran bir diğer yön de jeopolitik konumu. Karadeniz’e kıyısı olması, Karasu Limanı ve buraya ulaşacak demir yolunun denizcilik ve lojistik anlamında ciddi getirileri olacak. Konumunu özenle seçtiğimiz Kocaali’de yer alacak Denizcilik Meslek Yüksekokulu’nu Sakarya’nın bu anlamda da söz sahibi olması için oldukça önemli görüyoruz. Önümüzdeki yıl burada da öğrenci almaya başlayacak şekilde çalışmalar yürütüyoruz” şeklinde konuştu.



Etkin uygulama ve araştırma merkezleri


Uygulama ve araştırma merkezlerini de ihtiyaçlara uygun olarak kurduklarını anlatan Sarıbıyık, “Dil Eğitim Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezimizde (SADEM) geliştirdiğimiz farklı bir eğitim sistemini uygulamaya alarak Türkçe dil öğretimini daha iyi bir noktaya taşıyacağız. Yaşam Boyu Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezimiz (SAYEM) çeşitli alanlarda sertifikalı eğitim programları düzenliyor. Son olarak içinde bulunduğumuz sürece uygun şekilde ‘Pandemi Sorumlusu Sertifika Programı’ başlatıldı. Dijital dönüşümü hızlı bir şekilde yaşıyoruz. Yapay Zeka Uygulama ve Araştırma Merkezimiz (YAZEM) bu doğrultuda çalışmalar gerçekleştiriyor. Pandemi süreci online eğitimi de ön plana çıkardı. Kısa sürede 4 binin üzerinde ders videosu ve farklı içerikleri hazırlayarak sisteme yükledik. Öğrencilerimizin finallere hazırlanabilmesi için de YÖK’ün hediye ettiği 6 GB İnternet yanı sıra 5 GB İnternet hediye ettik. Kurgulama çalışmaları süren Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezimiz (UZEM) online eğitimin kapasitesini ve kalitesini arttıracak. Kurulacak olan Sağlık Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezimiz de fakülte ve meslek yüksekokulumuzla entegre çalışmalar yürütecek” ifadelerini kullandı.



İki yılda büyük başarılar


Henüz iki yılını yeni tamamlayan bir üniversite olmalarına rağmen ciddi başarılara imza attıklarını vurgulayan Sarıbıyık, “2019 yılında Spor Bilimleri Fakültesinde öğrenim gören sporcularımız, Sapanca Turizm Meslek Yüksekokulu Aşçılık Programı öğrencilerimiz ile Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerimiz katıldıkları ulusal ve uluslararası şampiyona ve yarışmalarda 18 madalya kazandı. Kurduğumuz sistemle milli sporcularımızın tercihiyiz. Gastronomi alanında da oldukça iddialıyız. Elektrikli aracımız Revolt, su altı robotumuz ve Teknoloji Fakültesi öğrencilerimizin ortaya koyduğu projeler yarışmalarda ciddi dereceler elde ediyor. Çok çeşitli alanlarda öğrenci topluluklarımız var. Çalışmalarını yakından takip ediyor, düzenlenen etkinliklerde yer alıyor ve imkanlarımız ölçüsünde destek sağlıyoruz. Öğrenci toplulukları bireysel gelişimin yanı sıra ekip ruhunun eğitim faaliyetleri dışında kazanılmasını sağlıyor” dedi.



41 bilimsel proje onaylandı


Açıklamalarına devam eden Rektör Sarıbıyık, “41 bilimsel projemiz onay gördü. TÜBİTAK tarafından Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Araştırma Destek Programı kapsamında desteklenen kanser tedavisinde kullanılmak üzere geliştirdiğimiz Çok Işınlama Modlu Foto dinamik Terapi Lazer Sistemi ile topluma hizmet alanında Yükseköğretim Kurulu Üstün Başarı Ödülü’ne layık görüldük. Ödülü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldık. Yeni kurulan Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Rahime Cengiz’in projesi TÜBİTAK Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında kabul edildi. Farklı yerlerden kabul gören projelerimiz var. Teknoloji Geliştirme Merkezi (TEKMER) bünyesinde de projeler üreteceğiz. Önümüzdeki süreçte açıklayacağımız birkaç önemli projemiz daha bulunuyor” dedi.



Kampüs yeri an meselesi


SUBÜ’nün kampüs yerini belirleme konusunda da büyük mesafe kat ettikleri bilgisini veren Sarıbıyık, “İlk yola çıktığımızda 10’un üzerinde alternatif vardı. Biz kuracağımız fakülteleri, üniversitemizin kapasitesini, gelecekte alacağı şekli, öğrenci sayısını, ulaşım imkanlarını da dikkate alarak yaşayan ve hem ülkeye hem de şehre değer katacak örnek bir kampüs oluşturmak için alternatifleri belirleyerek onay mercilerine sunma çalışmalarımız devam ediyor. Bu konuyla ilgili görüşmelerimiz yoğun bir şekilde sürüyor. Bir yandan da kampüsün nasıl binalardan oluşacağını ve ne şekilde bir yerleşime sahip olacağını belirlemek için çalışmalarımızı başlattık. Kısa süre içerisinde müjdeli haberi vereceğiz. İki yılda az sayıdaki çalışanımızla büyük gayretler göstererek yeni bir üniversiteyi sağlam temeller üzerinde kurmak için ciddi aşama kaydettik. Bunu yaparken bilime, sektöre, şehre ve ülkeye hizmet etmekten geri durmadık. Bilim ve hizmetle dolu iki yıl geçirdik. Sürekli daha iyiye gideceğimize yürekten inanıyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.