GENEL - 20 Kasım 2020 Cuma 17:20

Yolda çırpınan kuşlar için kendi canını hiçe sayan vatandaş o anları anlattı

A
A
A
Yolda çırpınan kuşlar için kendi canını hiçe sayan vatandaş o anları anlattı

Sakarya’nın Hendek ilçesinde D-100 karayolunda gördüğü manzara karşısında canını hiçe sayarak, yolda can çekişen kuşları kurtarmaya çalışan Kenan Esenboğa olay anını anlattı.

Sakarya’nın Hendek ilçesinde D-100 karayolunda gördüğü manzara karşısında canını hiçe sayarak, yolda can çekişen kuşları kurtarmaya çalışan Kenan Esenboğa olay anını anlattı. Esenboğa, “Sadece vatandaşlık ve vicdani görevimi yaptım. İçim sızladı, dayanamadım, trafiğin ortasına atladım” derken, konu ile ilgili ise Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.


Olay, dün D-100 karayolu Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi mevkiinde yaşandı. Gökyüzünde danslarıyla kendilerine hayran bırakan onlarca sığırcık kuşu henüz belirlenemeyen bir sebepten dolayı karayoluna düştü. Araçları ile bölgeden geçen bazı sürücüler gördükleri manzara karşısında şoke oldu. Durumu fark eden Kenan Esenboğa isimli bir sürücü ise aracını yolun kenarına çekerek yoldaki yaralı kuşları topladı. Birbirlerine yakın mesafelerde yolda ölü şekilde bulunan kuşları görerek şaşkına dönen Esenboğa, bu anları kayıt altına alarak sosyal medya hesabında paylaştı.


Sakarya İl Tarım Müdürlüğü yetkililerince konu ile ilgili inceleme başlatıldı. Çalışmalar doğrultusunda hastalık şüphesi veya bulgusunun olmadığı, salgına sebep olacak bir durumun bulunmadığı tespit edildiği açıklandı. Travmaya bağlı çarpma veya yüksek gerilim hattına bağlı ölüm meydana gelmiş olabileceğinin değerlendirilmekte olduğu olay ile ilgili ise Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı da soruşturma başlattı.



"Durum karşısında şok oldum"


Gördüğü manzara karşısında şoke olduğunu aktaran Kenan Esenboğa, “Ben Sakarya’nın Hendek ilçesinde simit satıyorum. Hayvan sever bir vatandaş olarak arabaların çarpmış olduğu hayvanları toplayıp onları tedavi etmek amaçlı bu yol boyunca sürekli geziyorum. O gün olay yerinde hayvanların sürüler halinde kimisinin uçmaya çalışırken kimisinin ise düşer şekilde olduğunu gördüm. Bu durum karşısında şok oldum. Hemen aracımı yolun kenarına çekerek buradaki ölmeyen hayvanların, trafikteki araçlar altında kalmamaları için arabamın arkasındaki kartonlar ile yolda önlem alarak onları kurtarmaya çalıştım, kucağıma aldım. Yolda yüzlercesi vardı kurtarabildiklerimi kurtardım, kurtaramadıklarım o an yoğun trafiğin altında ezildiler ve diğerleri aynı o şekilde öldü” dedi.



"Canımı hiçe sayarak hayatlarını kurtarmaya çalıştım"


Canını hiçe sayarak trafiğin ortasında hayvanları kurtarmaya çalışmasının şov olduğunun değerlendirilmesi karşısında tepki gösteren Esenboğa, “Bu bölgede yaralı hayvanlara yemek taşımaya çalışan bir hayvan severim. O gün bu yolda giderken araçların dörtlülerini yaktıklarını ve bir karanlık, bulut gibi bir şey olduğunu hissettim çünkü sis vardı. Yaklaştığımda ise hayvanların yerde can çekişerek bu şekilde öldüklerine şahit oldum. Bir hayvan sever olarak ve insani, vicdani görev olarak bunları kayıt altına alıp kamuoyu ile paylaşmak istedim. Sosyal medyada bazı insanlar, bizim hakkımızda sosyal medya fenomeni, youtuber diye şov amaçlı yapıyor gibisinden bir şeyler demişler. Kamuoyu ve vatandaşlarımıza şunu söylemek istiyorum; sigorta tarafından bile parası ödendiği halde burada yollarda hayvanlara çarpılarak onların ölümlerine şahit olan onlarca, yüzlerce insan akıp giderken ben burada trafiğin ortasında canımı hiçe sayarak, o hayvanların hayatlarını kurtarmaya çalışmam bir şov ise ben bu şovu iyi yapmışımdır demektir. Keşke herkes aynı şovu yapsa da canlar ölmese, bu hayvanların feryatları bize bu şekilde dönmese diyorum” diye konuştu.



"Hala olayın şokundayım"


Esenboğa, “Ben o anda zaten panik içerisinde ne yapacağımı çözemedim ve hayvanların cinslerinin ne olduğunu bilmiyordum. Elime alıp daha sonrasında veteriner hekime de gösterdiğimde sığırcık dediler ama bir bilgiye sahip değildim. Yolda 150-200 taneden fazla hayvan vardı, bunların çoğu ezilmişti. Kucağıma aldığım 50-60 tanesini kurtarmaya çalıştım. Ama onlarda tabi can çekişerek öldüler, kurtaramadım onları. Hala psikolojim doğru değil çünkü o kadar ölümü bir anda görmek ve bu duyguları hissetmek, bir hayvan sever çok iyi bilir bunu. Hala ben olayın şokundayım” şeklinde konuştu.



Vatandaşlık görevimi yaptım


Konu ile ilgili gerekli incelemelerin başlatıldığını aktaran Kenan Esenboğa, “Kucağıma aldığım bütün kuşların çoğu yaralıydı, kartonun üzerine koydum, üzerlerini örtmeye çalıştım ama maalesef hiçbiri kurtulmadı, o şekilde öldüler. Olay sırasından sonra bu videoyu sosyal medyada kamuoyuna açık olacak şekilde yayınlamak istedim bir hayvan sever olarak. Ve olaydan sonra kamu kurum ve kuruluşları inceleme başlatmışlar. Bende tamamen kamuoyunun bildiği şeyleri biliyorum. Sadece vatandaşlık ve vicdani görevimi yaptım. İçim sızladı, dayanamadım, trafiğin ortasına atladım” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat İç Anadolu’da kuraklık hububat üreticilerini endişelendiriyor Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Yozgat’ta etkisini gösteren kuraklık ve yağış yetersizliği bazı bölgelerde ekili hububat alanlarında sararmaya yol açarken çiftçiler verim endişesi yaşıyor. Yozgat’ta yağışların mevsim normallerinin altında kalması kuraklık endişesini artırdı. Hava sıcaklıklarının artması ve yağış yetersizliği ile Yerköy ilçesinde bazı alanlarda ekinler sararmaya ve kurumaya başladı. Kış mevsimini yağışsız geçiren çiftçiler Mayıs ayında da yağmur yağmaması durumunda buğdayın boy atmadan sararıp kurumasından endişe ediyor. Son yılların en kurak döneminin yaşandığı Yozgat’ta birçok bölgede çiftçiler yağmur duasına çıkıyor. “Bitkiler kurumaya yüz tuttu” Orta Anadolu’da ciddi anlamda kuraklığın etkisinin hissedilmeye başlandığını belirten Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Yozgat ve ilçelerinde arazilerin büyük kısmında tahıl ürünlerinin hakim olduğunu söyledi. Yılmaz, “Tabi bu yıl yeterince kar yağmadı, miktar olarak çok azdı ve ancak toprak yüzeyini kapladı, bıraktığı su miktarı da çok fazla olmadı. Nisan ayı itibariyle hem sıcaklıkların artması hem de yağışın olmamasıyla çok ciddi anlamda kuraklığın etkisini hissetmeye başladık. Arazide ve tahıl alanlarında gördüğümüz gibi yağışın yetersiz, sıcaklığın yüksek ve sulama imkanının olmadığı yerlerde bitkiler adeta kurumaya yüz tuttu. Bu aşamadan sonra bu tür tarlalardan ürün, verim almak mümkün değil. Ama yeterince sulayanlar için hiçbir problem yok. Ancak suyunuz yoksa şu an da Orta Anadolu üreticisi kuraklığın pençesinde ve büyük ölçüde buğday ve arpadan ya verim alamayacak ya da çok az verimle yetinecek gibi gözüküyor.” dedi.
Denizli Denizli’nin coğrafi işaretli ürünleri Avrupa’ya çıkacak DENİZLİ(İHA) – Denizli Valiliği AB ve Dış İlişkiler Bürosu ile Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ortaklığında yürütülen Güney Ege Kalkınma Ajansının (GEKA) Teknik Destek Programı kapsamında desteklediği, “Coğrafi Ürünler Avrupa Yolunda” projesinin eğitim faaliyeti tamamlandı. Denizli Valiliği AB ve Dış İlişkiler Bürosu ile Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ortaklığında yürütülen Güney Ege Kalkınma Ajansının (GEKA) Teknik Destek Programı kapsamında desteklediği Denizli’de Coğrafi İşaret tescili almış veya başvuru aşamasındaki 15 ürünün başvuru sahibi kurumlarından temsilcilerin katıldığı eğitim faaliyeti, 15 Nisan-19 Nisan 2024 tarihleri arasında Denizli Valiliği’nde gerçekleştirildi. Tüm ilgili kuruluşlar bu proje sonunda kendi başvurularını yapabilecek yeterliliğe ulaşırken ilgili çalışanları da söz konusu alanda yeterli donanıma ve niteliğe ulaşmış olacak. Böylece Denizli’de bu alanda yetkinlik kazanan kurumların çalışanları bir araya gelerek ortak çalışma yürütebilecekler. Birçok ürün uluslararası coğrafi işaret tescili alacak Faaliyete katılanlara ilk etapta “Coğrafi İşaret Uluslararası Tescil Sistemleri ve Başvuru Formları” hazırlama eğitimi verildi. Projenin danışmanlık hizmeti aşamasında ise önümüzdeki ay, “Uygulamalı AB Coğrafi İşaret Tescil Dosyası Örneği Oluşturma” danışmanlığı verilecek. Eğitim ve danışmanlık faaliyetleri sonucunda, Denizli’ye ait birçok ürün uluslararası coğrafi işaret tescili alacak. Uluslararası alanda tescillenen ürünler, Denizli’nin ve ülkenin ekonomisine katkı sağlayacak olup alanında tanınırlığı sağlanırken turizm gelirinin de artacağı ön görülüyor. Uluslararası görünürlük artacak Eğitim ve danışmanlık faaliyeti bitiminde Babadağ Kekik Balı, Buldan Bezi, Buldan Kestanesi, Denizli Kekiği, Denizli Leblebisi, Denizli Traverteni, Denizli Çalkarası Üzümü, Honaz Kirazı, Tavas Baklavası, Çameli Elmalı Bezi, Kale Biberi, Çameli Fasulyesi, Çameli Kilimi, İsabey Çekirdeksiz Üzümü ve Acıpayam Kavunu için ilgili kurumlar AB Coğrafi İşaret Tescili başvurularını tamamlayacaklar. Uluslararası tescilleri tamamlanan ürünler alanında Denizli’nin tanınırlığını ve ekonomisini artırmakla kalmayıp ülkeye uluslararası görünürlüğünü de önemli ölçüde arttıracaktır.
Malatya Yeşilyurt’ta sanatsal ve kültürel kurslara yoğun ilgi Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Kiltepe Mahallesinde faaliyetlerine devam eden Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezinde açılan 15 kursa 250’e yakın kursiyerin katıldığını, farklı alanlarda verilen eğitimlere gösterilen ilginin kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Yeşilyurt’un kültürel ve sanatsal açıdan zengin alt yapısını ön plana çıkarmanın yanı sıra hobi ve meslek edindirme kurslarıyla 7’den 70’e tüm vatandaşların sosyal hayatlarını daha nitelikli hale getirmek hedefiyle Kiltepe Mahallesi’nde hizmete sunulan Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezi’ndeki sanatsal ve kültürel kurslara gösterilen ilgi, her geçen gün artmaya başladı. Dört kat üzerinde faaliyetlerine aralıksız devam eden eğitim merkezinde 4 ile 6 yaş aralığındaki çocuklara yönelik başlatılan Erdem Okullarının yanı sıra kuaförlük, gastronomi, halk oyunları, bilgisayar, aşçı yardımcılığı modelistlik, trikotaj, tekstil ara elemanı ve farklı branşlardaki meslek edindirme kurslarının yanı sıra Kur’an-ı Kerim, gitar, resim, halı dokuma, örgü, robotik kodlama, dron, akıl oyunları ve yazılım kursları düzenleniyor. Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezi sunduğu kaliteli hizmetler ile toplumdaki deprem travmasının atlatılmasında önemli bir rol oynarken, şehrin farklı noktalarından gelen vatandaşlar buradaki kurslarda hem kaliteli zaman geçiriyor hem de meslek sahibi olarak hayatına farklı bir pencere açıyor. Kursların çok verimli geçtiğini söyleyen kursiyerler, kendilerine bu tür ortamlar sunan Yeşilyurt Belediyesi’ne teşekkürlerini sundular. Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezi Koordinatörü Ümmü Gülsüm Alkan ise, kurslara yoğun bir talep olduğunu ifade etti. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof.Dr.İlhan Geçit ise, "Yeşilyurt’un fiziksel dönüşümünün yanı sıra vatandaşların sosyal hayatlarını nitelikli hale gelmesinde önemli rol oynayan kültürel ve sanatsal çalışmalara ve meslek edindirme kurslarına ayrı bir önem verdiklerini söyledi.
Adıyaman Adıyaman’daki İsias Otel duruşmasına ara verildi Adıyaman Adliyesi’nde görülen İsias Otel Davası’nın 2. duruşmasına ara verildi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasında 3’ü tutuklu 11 sanığın yargılaması sürüyor. Birleşik dosya kapsamında sanıklar, müştekiler, sanık ve müşteki avukatlarına söz veren mahkeme heyeti daha sonra müşteki avukatlarının özel olarak hazırlattığı ve mahkemeye sunulan uzman raporlarıyla ilgili raporu hazırlayan uzmanlar dinlendi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yonca Hürol, “40 yıldır mimarlık öğrencilerine taşıyıcı sistemlerin nasıl tasarlanması gerektiğini öğretiyorum. İsias Otel binasının ilk projesi, mimarı projede öncelikle yönetmeliklere uyulmadığını düşünüyorum. 1975 yönetmenliğine göre daha fazla perde duvar kullanılmalıydı. İnşaat mühendisinin otel sahibini uyarması gerekiyordu. İlk projede mal sahibi, belediye görevlileri, mühendislerin sorumluluğu var. İkinci projede ise 5 yılı bittiği için tekrar inşaat projesi yapılması gerekirdi. Karkas yapı 1998 yönetmeliğine uymamıştır. Projede çok duvar yükü bindirilmiştir. Zaten zayıf olan kirişleri ve döşemelere çok fazla yük bindirilmiş. Özellikle inşaat projesine uyulmadığını düşünüyorum. Sonuç olarak bütün ekibin hatalı kusurlu olduğu kanısındayım” dedi. Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhan Şensoy ise, “Ortada 1993 yılında yapılmış ve bununla ilgili statik hesapların olduğunu, ancak 2001 yılında yapılan projede sadece mimari proje olduğunu gördük. Biz projede tartışma konusu olabilecek hiçbir kusuru dikkate almadık. Kolon etriyelerinde sıklaştırma yapılmadığı, tadilat mimari projesinde mevcut asansörün arkasına iki asansör eklendiğini gördük. O bölgede kiriş olduğunu, ancak bununla ilgili sabit mi değil mi bilmiyoruz. Otele çevrilirken ek duvarlar yapıldığı, binanın kendi ağırlığında bir artış var. 2016 yılındaki ek bir kat yüklendiği biliyoruz. Buraya kat ekliyorsanız, ek yüklerde koymak zorundasınız" ifadelerini kullandı. ODTÜ İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Haluk Suçuoğlu’da rapora ilişkin, “Deprem yönetmenliğinin hazırlanmasında görev yaptım. 1993 yılında yapılan İsias Otel 1975 deprem yönetmenliğine göre yapılmış. Binanın uygulaması projeye uygun olmamış. 2003 yılında otele dönüştürüldüğünde deprem yönetmenliği değişmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış. Bu binanın sıkılaştırmasında ana ve tali unsurlar var. Ana unsur, ilk yapılan projeye göre inşa edilmemiştir. 1998 yönetmenliğinde daha ilave hükümler gelmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Savcısı ise, “Tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk haline, adli kontrol olanların adli kontrolünün devamına” şeklinde mütalaa verdi. Müşteki yakınlarına söz verildi. Müşteki avukatları mütalaalarını verdi. Müşteki avukatlarından birisi, tutuksuz sanık Efe Bozkurt’un, mahkemeye mazeretsiz gelmemesinden dolayı tutuklanması için yakalanmasını talep etti. Sanık avukatlarının mütalaasına geçilmeden, mahkeme heyeti duruşmaya 45 dakika ara verdi.
Ankara Ankara’da Junıor Teknoloji festivali Buse Bilim Koleji’nin düzenlendiği 2024 Junior Teknoloji Festivali 5-11 yaş aralığındaki çocuklara eşsiz bir deneyim yaşatmaya devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm okullar için ortak duyurusu olan Bilim ve Teknoloji Festivali için haftalar boyunca titizlikle değerlendirmeler yapıldı. Festivalde şehir içi ve dışından katılım gösteren yüzlerce proje arasından finale kalan projeler yarışacak ve kazananlar ödülleriyle buluşacak. Eğitim öğretimde 25 yılını tamamlayan ve Ankara Yenimahalle’nin tek IB programlı okulu olan Buse Bilim Koleji’nin düzenlediği Festival, 27 Nisan 2024 Cumartesi günü saat 11:00’da Buse Bilim Koleji bahçesinde gerçekleştirilecek. Bu festival sizi göklere uçuracak 23 Nisan haftasına denk gelen festivalde teknolojik, bilimsel, kültürel ve sanatsal aktiviteler yapılacak. Çocukların gökyüzünü yakından tanıma fırsatını yakalayacağı etkinlikte drone uçurma, İHA, teleskop gözlemi, planetaryum, survivor parkurları, robotik kodlama, fildişi macunu, volkan deneyi, dinozor avcıları, büyüteç izleme, masal dinletisi, mandala, alçı, akıl oyunları, makey makey gibi birçok etkinlik yer alacak. Eğlenerek öğrenen çocuklar, yeni bilgiler deneyimleyebilecekleri bir gün yaşayacaklar. Buse Bilim Kolej’i Bilim Kurulu Başkanlığından yaptığı açıklamada; ‘Festival için hazırlanan projelerin sahipleri, alanlarında uzman isimlerle bir araya gelecek ve onlarla birlikte yakından deneyimlerini paylaşacaklar. Bu festival ile gelecekte bilim ve teknoloji adına yeni fikirler için çocuklara ilham olmasını planlanıyor. Üniversitelerden profesörler, Yente Makine A.Ş ve Airaks Havacılık Teknolojileri mühendisleri ve daha önce Buse Eğitim Kurumları’ndan mezun olan mühendisler jüri olarak görev alacaklar. Festivalin 1’incisi olan öğrenci veya gruba “ 9 bin TL + 3 bin TL, danışman Ödülü”, 2’nci olan öğrenci veya gruba “6 bin TL + 2 bin 500 TL danışman ödülü”, 3’üncü olan öğrenci veya gruba “3 bin TL + 2 bin TL danışman ödülü” Katılımcılara ise ‘’Katılım Belgesi’’ verilecek.