SAĞLIK - 01 Aralık 2016 Perşembe 15:53

Çan: “AIDS’e karşı tek çare tek eşlilik”

A
A
A
Çan: “AIDS’e karşı tek çare tek eşlilik”

Samsun Halk Sağlığı Müdür Vekili Dr. Emine Çan, "HIV virüsüyle savaşmanın en etkili yolu, ondan korunmaktır. Tek çare tek eşliliktir” dedi.
1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle açıklama yapan Samsun Halk Sağlığı Müdür Vekili Dr. Emine Çan, “Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı UNAIDS 2015 yılı raporuna göre, dünyada 2015 yılı içinde yaklaşık 2.1 milyon kişinin HIV enfeksiyonuna yakalandığı, dünyada 36.7 milyon HIV taşıyıcısının bulunduğu ve 1.1 milyon kişinin AIDS nedeni ile öldüğü belirtilmektedir. Dünya genelinde hasta sayısı azalırken Doğu Avrupa ve Orta Asya’da hasta sayısı artmaktadır. Türkiye, Ukrayna, Moldovya ve Rusya hasta sayısının artmakta olduğu ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye, halen dünyada HIV/AIDS açısından hastalığın az sıklıkta görüldüğü ülkeler arasında yer almaktadır. Ancak öbür taraftan her yıl vaka sayısının arttığı izlenmektedir. Bu artışta, nüfus artışı, hastalığa ilişkin farkındalığın artması, tanı ve tedavi hizmetlerindeki gelişmeler etkili olmaktadır” diye konuştu.
Türkiye’de 1985 yılından günümüze kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirilen 12 bin 281 HIV ve bin 485 AIDS vakası mevcut olduğunu ifade eden Çan, “Vakaların yüzde 78’i erkek, yüzde 22’i kadın olup, yüzde 15.8’si yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu 30 - 34 ve 25 - 29 yaş grubudur. Bulaşma yoluna göre dağılımına bakıldığında vakaların yüzde 49.7’si cinsel yolla bulaşmakta olup, cinsel yolla bulaştığı bildirilen bu vakaların da 2/3’ü heteroseksüel cinsel ilişki olarak bildirilmiştir. Ayrıca, vakaların yüzde 1.6’sının bulaşma yolunun damar içi madde kullanımı yolu ile olduğu bildirilirken, yüzde 46.5’inin bulaşma yolunun bilinmediği bildirilmiştir. 2016 yılı içinde ise, 01 Aralık 2016 tarihi itibari ile bin 661 HIV, 73 AIDS vakası olmak üzere toplam bin 734 vaka doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirilmiştir. Bildirimi yapılan vakaların yüzde 84.3’ü erkek, yüzde 15.7’si ise kadındır. Vakaların yüzde 16.5’inin yabancı uyrukludur. 2016 yılında bildirimi yapılan vakalarda, 25 - 29 yaş grubunun diğer yaş gruplarına göre daha fazla sayıda bildirilmektedir. Yıllar itibari ile hastalık trendinde artış izlenmektedir. 2010 yılında HIV pozitif kişi sayısı 529 iken, 2015 yılında bu sayı dört katından daha fazla artış göstererek HIV pozitif kişi sayısı 2 bin 130 olmuştur” şeklinde konuştu.

"Tek çare tek eşliliktir”
HIV enfeksiyonunun önlenebilir bir hastalık olduğunu ve korunma önlemlerinin tedaviden çok daha etkili ve ucuz olduğunu belirten Çan şunları söyledi: “En sık görülen bulaşma yolunun cinsel temas olması nedeni ile korunma büyük önem taşımaktadır. ‘Tek çare tek eşliliktir’ sloganı ile de ifade edildiği gibi tek eşliliğin yanı sıra, riskli cinsel temasta doğru kondom kullanımı, hastalığın cinsel yolla bulaşmasına karşı en güvenli ve basit korunma yollarıdır. Şüpheli durumlarda ise doktora müracaat ederek gerekiyorsa test yaptırmak gerekmektedir. Ülkemizde 1986 yılından bu yana kan ve kan ürünleri ile olan bulaşmaya karşı korunma amacı tüm kan ve kan ürünleri HIV yönünden test edilmektedir. 1987 yılından beri organ ve doku nakilleri öncesinde de gerekli testler yapılmaktadır. Bunların yanı sıra, HIV pozitif annenin gebelik döneminde, doğum sırasında ilaç tedavisi alması, doğum sonrasında bebeğe uygulanan ilaç tedavisi ve emzirmenin önlenmesi ile anneden bebeğe HIV bulaşması önlenebilmektedir. HIV(+) anneden ilaç tedavisi ile HIV(-) bebek doğabilmektedir. Virüsle savaşmanın en etkili yolu, ondan korunmaktır. Tek çare tek eşliliktir.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin "Mardin’de tüketilen kaçak elektrik 4.8 milyon kişiye yeter" Dicle Elektrik tarafından Mardin’de yapılan yatırım, şebeke iyileştirme bakım ve onarım çalışmalarına rağmen kayıt dışı kullanım nedeniyle özellikle Derik ve Kızıltepe ilçelerinde şebekenin çökebileceği ve bu ilçelerin enerji almama riskinin olduğu uyarısı yapıldı. Mardin’de tüketilen kaçak elektriğin 1.2 milyon haneye ve 4 milyon 800 bin nüfusa yetecek güçte olduğu belirtilirken, ekonomiye zararının 6 milyar 250 milyon lira olduğu açıklandı. Dicle Elektrik, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan altı ilde kaliteli, kesintisiz ve kayıpsız enerji dağıtımı vizyonuyla çalışmalarını sürdürüyor. Yatırımlarını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) tüketici hizmetleri ve hizmet kalitesi yönetmeliklerine uygun olarak gerçekleştiren ve Mardin’de 358 bin 600 aboneye hizmet sağlayan dağıtım şirketi, özelleştirmeden bu yana Mardin’e 10 yılda 3 milyar 200 milyon liralık yatırım yaptı. Yetkililer, yeni yatırım dönemi için, “Bu yıl Mardin’e 1 milyar TL’ye yakın bir yatırımı daha hizmete almayı hedefliyoruz. Böylece toplam yatırımımız bölgede 4 milyar TL’yi geçecek” dedi. Dağıtım şirketi, teknolojiyi odağına alarak yaptığı yatırımlarla altyapısını güçlendirmesine rağmen özellikle tarımsal sulamada kayıt dışı kullanım nedeniyle şebekenin aşırı yüklenme kaynaklı uyarı verdiğini aktardı. Dicle Elektrik’in 28 milyar TL’lik toplam alacağının 3’te birinin Mardin’e ait olduğu bildirildi. Dicle Elektrik yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, “2023 yılında Mardin ilinde 5 milyar kWh enerji çekişi oldu. 2 milyar 465 milyon kWh’ın kayıt içinde olduğu tespit edildi. İl genelinde 2.5 milyar kWh kayıp kaçak enerji çekişi mevcut. Bu kaçak enerjinin ülkeye maliyeti ise 6 milyar 250 milyon liradır. Sadece Mardin’de tüketilen kaçak enerji, 1.2 milyon hanenin tüketimine eşittir. Her hanede 4 kişinin yaşadığını varsayarsak, bu da 4 milyon 800 bin kişinin enerji tüketimine denk gelmektedir. Enerji çekişi her geçen gün artmakta. Şehrimizin kesintisiz ve kaliteli enerji alması için olağanüstü bir çabayla çalışmalarımıza devam ediyor, kayıt dışı kullanımla mücadele ediyoruz” denildi. Kayıt dışı kullanıma bağlı olarak her geçen gün enerji çekişinin artmasının hem şebekeye hem de milli ekonomiye ciddi zararlar verdiği belirtilen açıklamada, Kızıltepe ve Derik’teki kaçak tüketim vurgusu dikkat çekti. Mardinli tarımsal sulama aboneleri üç kat fazla elektrik harcıyor Tarımsal sulamanın etkisi ile elektrik tüketiminde astronomik artış gerçekleştiğine ilişkin örnek tüketim verisi paylaşan Dicle Elektrik yetkilileri, “Mardin’de 272 bin aktif abone bulunuyor ve aboneler sulama dönemi öncesi bir günde yaklaşık 5.4 milyon KWh elektrik harcıyor. Sayıları 7 bin olan Mardinli tarımsal sulama abonesi, toplam abone sayısı içinde yaklaşık yüzde 2.5’luk bir kesimi oluşturuyor. Söz konusu 7 bin tarımsal sulama abonesinin sulamanın başlaması ile birlikte günlük tüketim miktarının 18 milyon KWh’ın üzerine çıktığını görüyoruz. Diğer bir tabirle Mardinli tarımsal sulama aboneleri, ildeki diğer abone gruplarının üç katına yakın yükseklikte elektrik tüketimi gerçekleştiriyor” ifadelerini kullandı. "Kızıltepe ve Derik’e hiç enerji verilmemesi riski var" Kaçak trafolara karşı da aralıksız mücadele verdiklerini ifade eden Dicle Elektrik yetkilileri, “Yılda 6.5 milyar kWh elektriği, tarlalarını yeraltı suyu ile sulamak için kullanan bölge genelindeki 35 bin abonenin 7 bini aşkın kısmı Mardin’de bulunuyor. Bu abonelerden 5 bin 600’ünün birikmiş olan elektrik borcu ise 10 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Tarımsal sulamanın en yoğun olarak yapıldığı Kızıltepe ve Derik’teki kaçak kullanımın bu şekilde devam etmesi durumunda, bu iki ilçede şebekelerin tamamen çökeceğini ve bu ilçelere enerji verilememe riskini göz önünde bulundurmak gerekir” dedi. Kamuoyunda zaman zaman dile getirilen elektrikteki dalgalanmalara ilişkin de bilgi veren yetkililer, yüksek kayıp kaçak oranı sebebi ile kırsalda enerji dalgalanmalarının başladığına vurgu yaptı. Yetkililer, bu durumun kırsalda yürütülen tüm faaliyetleri sekteye uğrattığının da altını çizdi.
Erzurum DAP ve SERKA işbirliği için Erzurum’da toplandı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı DAP Bölge Kalkınma İdaresi ile Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) yetkilileri işbirliği ve istişare için Erzurum’da toplandı. Başkanlık toplantı salonunda, DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Prof. Dr. Osman Demirdöğen’in başkanlık ettiği toplantıya, SERKA Genel Sekreteri Nurullah Karaca, DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkan Yardımcısı Mehmet Özdoğan, DAP İdaresi Koordinatörleri ile Serhat Kalkınma Ajansı YDO Koordinatörleri ve uzmanları katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Prof. Dr. Osman Demirdöğen, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı iki ayrı kurum olarak faaliyet gösterdiklerini söyledi. Demirdöğen, “Ama amaçlarımız aynı. Siz özel sektörü de dikkate alıyorsunuz biz ise kamuya destek verip, kamu eliyle desteklerin vatandaşlara ulaşmasını sağlıyoruz. Onun dışındaki faaliyetlerimiz hemen hemen benzer. Bu toplantıda, bölge için yapabileceğimiz işbirliği imkanlarını ele alacağız. Toplantının hayırlı olmasını diliyorum.” dedi. Kalkınma Ajansları ve Bölge Kalkınma İdareleri olarak yıllardır bölgede uyumlu ve irtibatlı bir şekilde çalıştıklarını ifade eden, SERKA Genel Sekreteri Nurullah Karaca, şunları söyledi: “İl çalışma merkezlerimizin farklı olması nedeniyle sık sık bir araya gelemiyoruz. Bugün buraya gelerek hem tanışmak hem de bölgemizde bugüne kadar neler yaptık, sonrasında da uzun zamandır Sonuç Odaklı Programlar (SOP) dediğimiz temel alanlar hakkında da DAP Bölge Kalkınma İdaremize bilgi vererek, kesişen, örtüşen, mükerrer olmayacak veya işbirliği geliştirebileceğimiz alanları tespit etmeye çalışacağız. Bizim bir kaç önerimiz olacak, sizin talepleriniz varsa onları ele alacağız. Projelerimizi istişare etme amacıyla buraya geldik.” Konuşmaların ardından, Serhat Kalkınma Ajansı’nca sorumluluk alanındaki Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars illerinde bugüne kadar desteklenen projeler hakkında sunum yapıldı. Kurumlar arası işbirliğinin ele alındığı toplantıda, bölge illeri için öncelik oluşturan alanlar ve projeler değerlendirildi. DAP ve SERKA gibi iki paydaş kurum tarafından desteklenen proje ve güdümlü projelerle; bölgede ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve istihdam artışı sağlamaya çalışıldığı belirtilen toplantıda, ortak çalışma arzusundan söz edildi. Bölgenin rekabet gücünü yükseltmek, katma değeri yüksek ürünlere yönelmek ve oluşturulan bu katma değerin önemli bir kısmının bölgede kalmasını sağlamak için uygun yatırım alanlarının belirlenmesinde istişarenin önemine vurgu yapıldı.