YEREL HABERLER - 22 Nisan 2017 Cumartesi 10:03

Rektör Bilgiç hastaneyi inceledi

A
A
A
Rektör Bilgiç hastaneyi inceledi

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, herkesin kendini güvende hissedebileceği bir ortam oluşturmak yönünde adımlar attıklarını, halkın ihtiyaç ve taleplerini karşılayabilecek tedbirleri almak zorunda olduklarını söyledi.


Göreve geldiğinden itibaren üniversite birim ziyaretlerini aralıksız sürdüren Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, bu ziyaretler dizisine Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalını da ekleyerek yoğun temposuna devam ediyor. Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı ve hastane alt yapısının ve iş süreçlerinin yeterlilik düzeyini görmek, aksayan ya da eksik taraflarını tespit etmek gibi verimli sonuçlar doğuracak ziyarete ayrıca; Genel Sekreter Doç. Dr. Menderes Kabadayı, Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Erişkin Hastanesi (SUVAM) Başhekimi Prof. Dr. Recep Sancak, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları; Prof. Dr. Özcan Yılmaz ve Doç. Dr. Levent Güngör, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Haydar Şahinoğlu, Ameliyathane Koordinasyon Kurul Başkanı Prof. Dr. Ahmet Demir, SUVAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Tekin Şimşek ile Anabilim Dalı öğretim üyeleri katıldı.



“Kişi odaklı değil, insan odaklı bir anlayışa sahibiz”


Ziyarette, “Göreve geldiğimiz andan itibaren gerçekleştirdiğimiz üniversite bünyesindeki birim ziyaretlerinin faydalı ve verimli olduğuna inandığımız için ziyaret dizimizi bölüm ve anabilim dalı bazında da sürdürmek istedik” diyen Rektör Bilgiç kişi odaklı değil, insan odaklı bir anlayış ve yaklaşıma sahip olduklarına vurgu yaptı. Rektör Prof. Dr. Bilgiç, kurumsal kimliğin oturması ve yetkinliğin arttırılması adına da ciddi çalışmaları olduğunu kaydederek, “Zamanımızın büyük bir kısmını bu çalışmalar oluşturuyor. Kalite denen olgunun temelinde de bu var zaten. Yani bütün süreçlerin izlenebilir, öngörülebilir, değerlendirilebilir ve de denetlenebilir olmasını sağlamak ve herkesin kendini güvende hissedebileceği bir ortam oluşturmak yönünde adımlar atıyoruz” şeklinde konuştu.



“Hastanemizin mali durumu 6 ay öncesine göre daha iyi”


Hastane yönetiminin kendi ayakları üzerinde durmasını ve buna bağlı başarısını çok önemsediklerini belirten Rektör Bilgiç sözlerinin devamında şöyle konuştu: “Bu süreci bütün çalışanlarımızla hep birlikte yürütmeliyiz. Bizim üniversite yönetimi olarak irademiz bu yönde. Hastanemizin mali durumu 6 ay öncesine göre daha iyi durumda. En azından önümüzü görebiliyoruz. Dolayısıyla bizlerin her şeyi çok kontrollü bir biçimde yürütmemiz ve zamanı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Halkımızın ihtiyaç ve taleplerini karşılayabilecek tedbirleri almak zorundayız.”


Asli görevlerinin eğitim olduğuna, buna karşılık hizmet boyutunun göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, “Üniversite yönetimi olarak her türlü öneriye açığız. Personel eksikliğinin farkındayız ve bunun için somut adımlar atıyoruz. Planlarımızı uygulamaya başladık ve bunun sonucunda vatandaşımıza daha iyi ve güvenilir hizmet edebilmek için herkes elinden geleni yapıyor. Siz değerli akademisyenlerimizin eğitim öğretimde olduğu gibi sağlık hizmetinde de çok büyük öneme sahip olduğunuzu biliyoruz. Bu açıdan hastanemizin hizmet noktasındaki standartlarını yükseltebilmek, daha ileriye taşımak sizlerle kuracağımız koordinasyon sayesinde mümkün olabilecek, bu minvalde sizlerden katkı bekliyoruz. Çünkü bütün bu çabalar üniversitemizi çok güçlendirecek ve geleceğe dair umutlarımızı çoğaltacaktır” dedi.



“Önemli ve merkezi bir konumdayız”


Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Haydar Şahinoğlu da mensup oldukları anabilim dalının, çok güçlü bir öğretim kadrosuna sahip olduğunu ve cerrahi tıp bilimleri içinde önemli ve merkezî bir konumda olduğu belirterek, “Böylesine kapsamlı bir anabilim dalında birtakım pürüz ve sorunlar olağan görülebilir. Her şeye rağmen anabilim dalımız, öğretim üyeleri ve tüm çalışanlarımızla büyük bir özveri ve gayretle uyum içerisinde sorumluluklarını yerine getirmeye çalışıyor” diyerek, Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç ve ekibine teşekkür etti.



“İlk 3 hastane içindeyiz”


SUVAM Başhekimi Prof. Dr. Recep Sancak ise hastanenin işleyişi hakkında istatistiki bilgiler verdi. Türkiye’de 44 tane üniversite hastanesi bulunduğunu ve OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesinin, durumu iyi olan ilk 3 hastane içinde olduğunu vurgulayan Başhekim Sancak, “Şu an global bütçe ile yönetiyoruz. Bu sistem bize biraz nefes aldırdı. Personel anlamında eksikliklerimiz var ve bunu elimizdeki imkânlarımız ile gidermeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.


Bölümde gerçekleşen toplantının ardından hastane ameliyathaneleri ile yoğun bakımlarda da gözlem ve incelemelerde bulunan Rektör Bilgiç, burada personel ile sohbet ederek eksiklikler ve sorunlar hakkında bilgiler aldı.


İncelemelerin ardından hasta yakınlarıyla da sohbet eden Prof. Dr. Bilgiç, hasta yakınlarına yönelik “Bir sorununuz, eksiğiniz var mı?” sorusuna karşılık hastaneden ve hizmetlerden çok memnun olunduğu yanıtını aldı. Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç de hasta yakınlarına, “Vatandaşa hizmet noktasında mesai gözetmeksizin çalışıyoruz. Sizlere en kaliteli ve güvenli hizmeti verebilmek için sorun ve önerileri yerinde tespit ediyorum. Geçmiş olsun, Allah’tan şifalar diliyorum” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.