GENEL - 08 Kasım 2019 Cuma 09:49

Her çınar fidanı ’kadınlar yaşasın’ diye

A
A
A
Her çınar fidanı ’kadınlar yaşasın’ diye

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kadın ve Toplum Uygulama ve Araştırma Merkezi (OKTAM) düzenlediği etkinlikle Türkiye’de cinayete kurban giden kadınların anısına fidanları toprakla buluşturdu.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kadın ve Toplum Uygulama ve Araştırma Merkezi (OKTAM) düzenlediği etkinlikle Türkiye’de cinayete kurban giden kadınların anısına fidanları toprakla buluşturdu.


Şiddet sonucunda hayatını kaybeden kadınların anısını yaşatmak için OMÜ Merkez Kütüphanesi Bahçesi’nde bir araya gelen akademik ve idari çalışanlar ile öğrenciler, ağaç dikme etkinliğiyle kadın cinayetlerine bir kez daha dikkat çektiler.



“Şiddeti ve cinayetleri önlemek için yasal düzenlemelerin yanı sıra bireyleri bilinçlendirmemiz gerekiyor”


Sunuculuğunu OKTAM’ın gönüllü çalışanlarından Arş. Gör. Senem Gürkan’ın yaptığı etkinlikte katılımcıları selamlayan OKTAM Müdürü Doç. Dr. Hatice Kumcağız, yaptığı konuşmada tüm dünyada olduğu gibi kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin, cezai yaptırımların artmış olmasına rağmen Türkiye’de de devam ettiğini belirtti. Kumcağız, bu yöndeki yasal düzenlemelerin yanı sıra, kadını hedef alan şiddeti ve kadın cinayetlerini önleyebilmek için toplumdaki bireyleri bilinçlendirmek ve onlara farkındalık kazandırmak amacıyla önleyici etkinliklerin gerekli olduğunu vurguladı.



Yitirilen bütün kadınları simgeleyen 28 çınar fidanı


Konuşmasında şiddet ve cinayet sonucunda yaşamını yitiren kadınlar adına 28 çınar fidanı dikeceklerini söyleyen Müdür Kumcağız, bunun nedenine dair ise “Merkez olarak cinayete kurban giden kadınların adlarıyla ilgili yaptığımız araştırmada, ne yazık ki adı alfabemizin her harfiyle başlayan birçok kadınımız olduğunu gördük. Bu nedenle cinayet sonucunda kaybettiğimiz kadınlarımızın anısına her bir harfle başlayan bir ‘çınar fidanı’ dikmeye karar verdik. Fidan olarak çınarı seçmemizin nedenini ise şu şekilde belirtmek istiyorum: Çınar ağacı, uzun yaşaması ile bilinir. Burada fiziksel olarak aramızdan ayrılan kadınların, onları temsil eden çınar ağaçlarıyla uzun yıllar manevi olarak aramızda olmalarını, bununla beraber oluşturdukları farkındalıkla geride kalan kadınların uzun yaşamasına katkıda bulunmalarını diledik. Bu etkinliğimize verdiğiniz destekten ve katılımlarınızdan dolayı OKTAM Yönetim Kurulu adına teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum” dedi.



“Kadını hedef alan şiddetin ve cinayetin konuşulmadığı bir coğrafyada yaşamak umuduyla”


Ardından etkinliğe dair düşüncelerini ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz ise bu tür etkinliklerin, kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin önüne geçilmesinde önemli bir işlevi olduğuna değinerek, “Bizler de Üniversite yönetimi olarak fidan ve ağaçları toprakla buluşturmak suretiyle söz konusu bilincin ve duyarlılığın arttırılmasına dönük irade ortaya koyuyoruz. OKTAM zaten en fazla çalışan dinamik merkezlerimizden biri olma özelliğini taşıyor ve bir OKTAM etkinliğinde ilk kez bu kadar çok erkeği bir arada görüyorum. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim. Etkinliğin hazırlanmasında ve gerçekleşmesinde emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. İnşallah kadını hedef alan şiddetin ve cinayetin konuşulmadığı bir coğrafyada yaşamak umuduyla sevgi ve saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.


Konuşmalardan sonra Rektör Yardımcısı Mehmet Ali Cengiz ve etkinliğe katılan akademisyenler, idari çalışanlar ve öğrenciler 28 adet çınar fidanını, cinayetlerde hayatını kaybeden kadınların anısına toprakla buluştururken, OKTAM Müdürü Doç. Dr. Hatice Kumcağız bu fidanlar gibi hayatı yeşertecek olanların yine kadınlar olduğunu dile getirdi.


“Kadınlar Yaşasın Diye” adını taşıyan etkinliğe ayrıca; Rektör Danışmanı ve Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardalı, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüsnü Demirsoy, Terme Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Erol Terzi, Üniversite Genel Sekreter Yardımcısı Serap Sivrioğlu Sezer, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Öğr. Gör. İ. Ethem Olukcuoğlu ve Kütüphane personeli, akademik ve idari çalışanlar ile çok sayıda öğrenci katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Koca, karısının sağ eli, karısı da eşinin sol eli oldu Eskişehir’de çeyrek asırdır yaşadıkları tüm sağlık sorunlarına rağmen birbirlerine destek olmaktan vazgeçmeyen Cevat Gündüz ve Ayşe Gündüz çifti, felç geçirmeleri sonucunda vücutlarının belli bölgelerinin tutmaması nedeniyle gerçek anlamda birbirlerinin eli ve ayağı oluyor. Yaklaşık 28 yıldır birlikte yaşayan Cevat Gündüz ve Ayşe Gündüz çifti görenlerin takdirini topluyor. Felç geçirmesi nedeniyle sağ eli tutmayan Cevat Gündüz yıllardır akciğer kanseri ile mücadele ediyor. 6 yaşında çocuk felci yaşayan Ayşe Gündüz’ün ise sol eli tutmuyor. Bu sorunlarını birbirleriyle yardımlaşarak gideren çift, yaşadıkları tüm sağlık sorunlarına birlikte kafa yoruyor. Kelimenin tam anlamıyla birbirlerinin hem eli hem de ayağı olarak bir çocuk da yetiştiren çift, ilişkilerde saygının son derece önemli olduğuna vurgu yaparak her şeyin sevgiyle başladığını söyledi. Genç çiftlere yönelik de tavsiyelerde bulunan Gündüz çifti, mutlu olmak için bazı şeylere sabretmek gerektiğini ifade etti. "Onun yapamadığını ben yapıyorum, benim yapamadığımı o yapıyor" Eskişehir’de yaşayan Cevat Gündüz, eşiyle 28 yıldır birlikte olduklarını belirtti. Eşinin 6 yaşındayken çocuk felci geçirmesi nedeniyle sağ elinin tutmadığından ve yüzde 67 engelli raporu bulunduğundan bahseden Gündüz, "Ben akciğer kanseriyim, 3 defa ameliyat geçirdim. Şah damarım atmış, yakın zamanda yeniden ameliyat olacağım. Sevgi ve saygı olduktan sonra aşk olur. Mesela benim sol elde, onun sağ elde engel var. Onun yapamadığını ben yapıyorum, benim yapamadığımı o yapıyor. Bu işler böyle yürüyor. Birbirimizin eli ayağıyız. Mesela salatayı ben yapıyorsam bulgur pilavını eşim yapıyor. Çocuk bile büyüttük, 27 yaşına geldi. Yeri geliyor benim olmadığım sıralar kundağını dişiyle bağlıyordu. Sevene engel yok. Zaten sevmeden hiçbir şey olmaz. Hayat sevgiyle başlar. Mesela sevmesen bir şey yiyebilir misin? Yiyemezsin. Buradan genç çiftlere tavsiye vermek istiyorum. Her şey sevgi ve saygıdan ibaret, sabır şart. Sabretmek çok önemlidir" dedi. "O benim hem kalbim, hem de sağ elim" Cevat Gündüz’ün eşi Ayşe Gündüz ise, evlilik süreçlerinde nasıl zorluklar yaşadıklarını anlatarak şu sözleri kaydetti: "Biz çok fakirlik çektik. Çocuğum okula gidiyordu, beslenme koyamıyordum. Ağlıyordum. Öğretmen, ’Ayşe hanım, çocuğa niye beslenme koymuyorsun’ derdi. Ben de, ’Öğretmen hanım, sen hiç yokluğu bilmiyor musun? Olsa hiç koymam mı?’ derdim. Allah razı olsun, o dönemlerde bir öğretmen çocuğa boyuna bir simit ve meyve suyu parası verirdi. Artık hastayım. Eşimin 2-3 senedir çok yardımı oluyordu ama şimdi kendisi de hasta. Ben iyi kötü kendim yapıyorum. Hasta diye ona da kıyamıyorum, kendi işimi kendim yapmaya çalışıyorum. Seviyorum onu, sevmem mi hiç? El ele verip tüm zorlukları aştık, bundan sonra da zaten aşacağız. Birbirimizi tanıdık, bildik. O bana yardım oldu, ben ona yardım oldum. Öyle 28 yıl geçti. O benim hem kalbim, hem de sağ elim. Her şeyde sabır olacak. Her zorluğu, yoksulluğu çektik. Kurban olduğum Allah herkese geçim düzen versin."