GENEL - 21 Kasım 2019 Perşembe 11:24

Terzi: “Hemşirelik Bölümü, akademisyenleri ve öğrenci memnuniyeti ile akreditasyonu hak ediyor”

A
A
A
Terzi: “Hemşirelik Bölümü, akademisyenleri ve öğrenci memnuniyeti ile akreditasyonu hak ediyor”

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Terzi, Hemşirelik Bölümünün, akademisyenleri ve öğrenci memnuniyeti ile akreditasyonu hak ettiğini söyledi.


Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü; 2 yıldır sürdürdüğü akreditasyon çalışmalarını, düzenlediği “Hemşirelik Eğitiminde Kalite Çalıştayı”nda paydaşlarıyla mercek altına aldı. Yoğun bir şekilde akreditasyon faaliyeti içinde olan Hemşirelik Bölümü, bu kapsamda düzenli olarak paydaş toplantıları yapıyor. Hemşirelik Bölümü, bu faaliyetlerinin devamı olan Hemşirelik Eğitiminde Kalite Çalıştayı ile akreditasyon sürecine ortak olan dış paydaş konumundaki kamu ve özel sektör kuruluşlarının yetkililerini bilgilendirdi.


Fakültenin konferans salonundaki çalıştaya; Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Terzi, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Yüksel Ardalı, Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Afitap Özdelikara, Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. İlknur Aydın Avcı, Akreditasyon Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Özen Kulakaç, Bölüm akademisyenleri ile dış paydaş olarak bu süreçte yer alan kamu kurumu ve özel sektör temsilcileri katıldı.



“Hemşirelik Bölümünün akreditasyon sürecinde olması diğer bölümleri de cesaretlendiriyor”


Çalıştayın açılış konuşmasında söz alan Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Terzi, akreditasyon sürecine giren bir kurumun nitelikli ve özellikli bir geçmişe sahip olmasının önemine işaret ederek “OMÜ, 44 yıllık köklü bir maziye sahip olan bir üniversite ve bünyesinde barındırdığı Sağlık Bilimleri Fakültemiz ve Hemşirelik Bölümümüz de bir geçmişe sahip. Tabii geçmişe sahip olmak yetmiyor zira bu geçmişin nitelikli olması da gerekiyor. Sağlık Bilimleri Fakültemizin gerçekten sağlam adımlarla geleceğe ilerlediğini görüyoruz ki bu da Fakülte bünyesindeki diğer bölümleri cesaretlendiriyor; tıpkı Tıp Fakültesinin akredite olması gibi ve yine diğer fakültelerimizin bazı bölümlerinin bu süreçten geçip akreditasyon belgesini alması gibi. Yani hem fakülte hem de bölüm bazında akreditasyonlarımızı gerçekleştiren bir üniversiteyiz. OMÜ’nün bir parçası olan Sağlık Bilimleri Fakültesi olarak bu süreci yaşamak, bizleri ziyadesiyle mutlu ediyor ve gururlandırıyor. Bu tabii diğer bölümlerimizin de akredite olabileceği anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.



“Bütün çabalar daha yaşanılabilir bir kent ve üniversite için”


Konuşmasında Samsun’un kent olarak sürekli bir gelişim ve değişim gösterdiğini kaydeden Dekan Prof. Dr. Terzi, bu durumun OMÜ’ye olumlu yansımaları olduğunu belirterek, “Samsun her geçen gün gelişen ekonomisi ve ulaşımıyla, yanı sıra tarihî ve doğal güzellikleriyle hem öğrencilere hem de akademisyenlere hitap ediyor. Üniversitemiz de bu gelişime paralel olarak hem çevre ve yeniden yapılanma açısından hem Sıfır Atık Projesi ve yürütülen vb. projeler bakımından dikkat çeken bir atılım gösteriyor. İşte bütün bu gelişmeler, daha yaşanılabilir bir kent ve üniversite amacına hizmet ediyor. Dolayısıyla bütün bu hamleler, fakülte ve yüksekokullarımızı ‘daha iyi neler yapabiliriz’ noktasına götürüyor. Zaten üniversitemiz de bu doğrultuda kalite politikaları izliyor” dedi.



“Hemşirelik Bölümü, akademisyenleri ve öğrenci memnuniyeti ile akreditasyonu hak ediyor”


Hemşirelik Bölümünün akademisyenleri ve öğrenci memnuniyetiyle akreditasyonu hak ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Terzi, devamında, “Hemşirelik Bölümü hakikaten Türkiye’nin en önemli bölümlerinden biri konumunda zira fakültemizin en çok öğretim üyesi ve araştırma görevlisi barındıran bölümü ve ülkemizin diğer üniversiteleri ile rekabet edebilecek bir kadro ve donanıma sahip. Gelen öğrencilerin de yüksek puanlarla bölüme girmeleri de bunu teyit etmekte. Hemşirelik Bölümünde akademisyenlerimizin isteği ve cesaretiyle başlayan bu sürecin sorunsuz bir şekilde tamamlanacağına ve yakın bir zamanda da akreditasyon belgesinin alınacağına inanıyoruz. Bölümümüzün akredite olması hepimizin elini daha da güçlendirecektir ve sağlık alanında ilimizi daha iyi temsil edebileceğiz. Bu süreçte bizlere destek olan bütün kurumlara ve akademisyenlerimize çok teşekkür ediyorum” sözlerine yer verdi.


Ardından Akreditasyon Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Özen Kulakaç; Hemşirelik Lisans Programının akreditasyon süreciyle ilgili bilgilendirme sunumunda, sürecin detaylarını paydaş kurumların yetkilileriyle paylaştı. Zorlu olduğu kadar eğitici ve öğretici bir süreçten geçtiklerine dikkat çeken Prof. Dr. Kulakaç, sunumunda şimdiye dek neler yaptıklarını, öğrencileri iş birliği içinde oldukları paydaş kurumlara gönderirken hangi süreçlerden geçirdiklerini ve mezunlardan da neler beklediklerini katılımcılara aktardı.



“Standartları destekleyecek klinik hemşirelerle çalışıyoruz”


Sunumunda öğrenciler, öğretim elemanları, eğitim yönetimi, fiziksel alt yapı, maddi kaynaklar, sürekli iyileştirme gibi standartlar konusunda katılımcıları bilgilendiren Prof. Dr. Kulakaç, bu hususlarda başta laboratuvarlar olmak üzere pek çok iyileştirme gerçekleştirdiklerini ve Bölüm olarak standartları destekleyecek klinik hemşirelerle çalışmaya başladıklarını vurguladı.



“Kalite çalışmalarında İngilizce tıptan sonra ikinci sıradayız”


Rektörlük yönetimi tarafından da desteklendiklerini kaydeden Prof. Dr. Kulakaç, kalite çalışmalarında ön plana çıktıklarını ve bu süreçte Tıp Fakültesi İngilizce Programının hemen arkasından ikinci sırada yer aldıklarını sözlerine ekledi.


Sunum, paydaş kurum temsilcilerinin fikir ve değerlendirmeleriyle etkileşimli hâle gelirken Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. İlknur Aydın Avcı da yöneltilen soru üzerine, yürüttükleri “akran danışmanlığı” yöntemine dair detayları paylaşırken, bu uygulamada 3. sınıf öğrencilerinin 1. sınıf öğrencilerine danışmanlık yaptığını ve bu yönde pozitif geri dönüşler aldıklarını dile getirdi.


Hemşirelik Eğitiminde Kalite Çalıştayı, sonrasında Prof. Dr. Özen Kulakaç’ın moderatörlüğünü yaptığı ve Bölüm akademisyenlerinin düşüncelerini paylaştıkları “Mevcut Sorunların Analizi” ve “Paydaş Önerileri” başlıklı oturumlarla devam etti.



HEPDAK’ın ziyareti 4 Aralık’ta


Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, akreditasyon çalışmaları kapsamında 4 Aralık 2019 tarihinde Hemşirelik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (HEPDAK) tarafından ziyaret edilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.