SAĞLIK - 25 Aralık 2019 Çarşamba 09:21

Yaşam azminin karşısında pankreas kanseri bile duramadı

A
A
A
Yaşam azminin karşısında pankreas kanseri bile duramadı

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr.

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kemal Gül, pankreas kanseri olan İbrahim Onat’ın (65) tıp literatüründe az rastlanır bir iyileşme örneği göstererek sağlığına kavuştuğunu söyledi.


Samsun’da, İbrahim Onat isimli bir yaşlı adam noroendokrin (pankreas organının iç salgı bezinden köken alan tümör) tanısıyla hastaneye tedavi için başvururken yapılan incelemelerde hastanın hormonoterapiye uygun olduğu görüldü. Ancak hasta, diğer hastaların aksine literatürde az rastlanır bir örnek göstererek bu tedaviye yanıt vermedi ve durumu daha da kötüye gitti.


VM Medical Park Samsun Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kemal Gül, hastaya oral olarak kullanılan klasik bir kemoterapi ajanı kullanılmasını kararlaştırdı. Hasta yapılan son tedaviye yanıt vererek sağlığına kavuştu. İbrahim Onat, tedavi öncesinde ağrılarından dolayı göbeğine bile dokunamaz haldeyken, yapılan tedavi sonrasında hızla sağlığına kavuşarak torunlarını kucağında zıplatmaya başladı.


Hasta İbrahim Onat’ın tedavisi hakkında bilgiler veren Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kemal Gül, “Hastamız bize 2017 tarihinde başvurduğunda pankreas tümörü tanısı almıştı. Bu, pankreas organımızın iç salgı bezinden köken alan nispeten iyi seyirli bir tümördür. Pankreasın enzim üreten dış salgı sisteminden köken alan kanser türü ise çok sert ve ölümcül seyreder. Tümörün iç salgı bezinden geldiğini öğrendiğimizde kısmen rahatlamıştık. Tedavi için ‘hormonoterapiye’ uygun olduğunu görmüştük. Ancak hormonoterapiye başlayınca İbrahim Bey’in hastalığı süratle ilerlemeye başladı. Karaciğerde yaygın metastazlar (kanserli hücrelerin bulundukları doku dışına doğrudan ya da kan-lenf damarları yoluyla başka bölgelere sıçraması) da oluştu. Aynı zamanda kemik metastazları da yapmıştı. Bu nedenle kendisine kemoterapi uygulama kararı verdik. Hastamız da o zaman damardan çok sert kemoterapileri istemedi. Biz de bunun üzerine hastaya ağızdan uygulanan klasik bir kemoterapi ajanı kullanmayı seçtik. Bu tedavinin ardından hastamız süratle iyileşmeye başladı. Hastamızın hem gücü yerine geldi hem de karaciğer ve kemiklerindeki metastazik lezyonları hızlı bir şekilde geriledi” dedi.



“Literatürde böyle çok vaka yok”


Hastanın iyileşme süreci ve tedaviye yanıt verme biçiminin literatürde az rastlanır bir durum olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Kemal Gül, “1 yıl sonra yapılan görüntülü kıyaslama tekniklerinde hastanın karaciğerindeki metastazların boyutunda ve sayısında azalma olduğunu, kliniğinin düzeldiğini ve işine gücüne devam ettiğini gördük. Normal bir insanın sürdürmesi gereken hayat şartlarına kavuştu. Aynı tedavi yöntemiyle 2. yılımızı doldurduk. Hastamız kötü alışkanlıklarını da kesti. Son görüntülenme tetkiklerinde hastalık o kadar azaldı ki, geri kalanlara bir cerrahi yapabilir miyiz diye birkaç üniversiteden görüşler bile aldık. Belki ilerleyen aylarda yapacağımız yeni tetkiklerle cerrahiye aday bir evreye gelmişse, o zaman geri kalan tümörler için cerrahi uygulayarak tam olarak bir şifa sağlamak gibi bir düşüncemiz var. Konu, literatürde çok fazla bu şekilde bir yanıt gösteren ‘metastazik noroendokrin tümör’ olmayınca hastamız İbrahim Bey’in iyileşme sürecine dikkat çekmek istedik” diye konuştu.



“Göbeğime dokunamıyordum şimdi torunlarımla güreş tutuyorum”


Çok iyi bir iyileşme süreci yaşadığını ifade eden İbrahim Onat, “Ondokuz Mayıs Üniversitesinde tanı konulduktan sonra kötü alışkanlıklarımı bıraktım. Böreklerim ile karaciğerimin arasında yaralar olduğu için ameliyatım riskliydi. Yaptığım araştırmalar sonucunda VM Medical Park Samsun Hastanesinde hocamız Mustafa Kemal Gül ile görüştüm. Kendisi bana ayakta tedavi olabileceğimi söyledi. 2 yıldır ayakta tedavi görüyorum. Sağlığıma kavuştum. Köyde çalışıyorum, arabayı rahat sürüyorum, torunlarımı kucağımda zıplatıp onlarla oyunlar oynuyorum. 1-2 yıl önce karaciğerimdeki ağrılar yüzünden göbeğimi tutamazken şimdi torunlarımla güreş bile yapıyorum. Hastalık sırasında 25 kilo vermiştim, kaybettiğim kiloları geri aldım. Bu süreçte doktorum ne derse onu yapıyorum. Tedavi sürecinden oldukça memnunum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.