SAĞLIK - 30 Temmuz 2020 Perşembe 12:31

Bayramda ‘et tüketimi’ uyarısı

A
A
A
Bayramda ‘et tüketimi’ uyarısı

Beslenme ve Diyet Uzmanı Hilal Mutlu, kesilen etin buzdolabında en az 1 gün dinlendirilmesi gerektiğini belirterek, bayramda et tüketiminde aşırıya kaçınılmaması gerektiğini söyledi.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Hilal Mutlu, kesilen etin buzdolabında en az 1 gün dinlendirilmesi gerektiğini belirterek, bayramda et tüketiminde aşırıya kaçınılmaması gerektiğini söyledi.


Büyük Anadolu Hastaneleri Beslenme ve Diyet Uzmanı Hilal Mutlu, Kurban Bayramı’nda et tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek bayramda beslenme üzerine önemli bilgiler paylaştı. Kurban Bayramı’nın olmazsa olmasının kırmızı et olduğunu vurgulayan Diyetisyen Hilal Mutlu, "Kırmızı ete günlük beslenmemizde yer versek de önemli olan porsiyon kontrolüdür. Doymuş yağ ve kolesterol içeriğinin yüksek olmasından dolayı kronik hastalığı olanların 2 öğünde de yüksek miktarda kırmızı et alması sakıncalıdır. Etin miktarı kadar nasıl pişirildiği de çok önemlidir. Öncelik haşlama olmak kaydıyla fırında ve ızgara şeklinde pişirilmeli, kızartma ve kavurmadan olabildiğince kaçılmalıdır. Et kendi yağında ve kısık ateşte pişmelidir. Ette C ve E vitamini olmadığı için sebzelerle tüketilmesi etin içindeki demirin emilimini ve etin biyorarlılığını arttırır. Haşlama yapılacaksa tencereye az su koyulmalıdır. Etler ızgarada pişirilecekse vitamin kaybını önlemek ve kanserojen madde oluşumunu engellemek için etler ateşten 15cm uzakta olmalıdır ve kömürler kor halini aldıktan sonra etler pişirilmelidir” dedi.



“Kesilen eti dinlendirin”


Kesilen etin dinlendirildikten sonra tüketilmesi tavsiyesinde bulunan Diyetisyen Hilal Mutlu şöyle devam etti: “Kesilen etin buzdolabında en az 1 gün dinlendirilmesi gerekmektedir. Çünkü yeni kesilen et hem geç pişecek, hem de sindirimi zor olacaktır. Dinlenen etler kıymalık, kuşbaşılık, pirzola, biftek ve bonfilelik olarak ayrılmalı, günlük pişirilecek miktarlara bölünmeli ve buzdolabı poşetlerine konulup derin dondurucuda saklanmalıdır. Gıda zehirlenmesi olmaması için etin kesme tahtası ile sebzenin kesme tahtası farklı olmalıdır. Özel diyeti olan kişiler bayramda da diyetlerine devam etmelidir. Bayram mideye yapılan bir bayram değildir. Özellikle kronik hastalığı olanlar bayramdan önceki gibi beslenmeye devam etmeli ve sakatatlardan uzak durmalıdır. Diyabetik diyeti olanların tatlı tercihleri sütlü tatlılar ve tatlandırıcı ile hazırlanmış alternatifler olmalıdır. Kalp hastaları, diyabet hastaları, böbrek hastaları ve tansiyon hastalarının diyetleri tedavilerinin önemli bir kısmıdır. Bu yüzden bayram beslenmelerinde diyetisyenlerinden öneri almaları gerekmektedir. Yine gastrit, reflü gibi mide sindirim problemi olan herkesin yağlı ve baharatlı yemeklerden uzak durması gerekmektedir.”



Kurban bayramı için öneriler


Hilal Mutlu, bayramda beslenme konusunda önerilerini şöyle sıraladı:


“Güne mutlaka sıkı bir kahvaltıyla başlanmalıdır. Gün içerisinde kırmızı et tüketileceği için kahvaltıda yumurta yerine az yağlı beyaz peynir tercih edilmelidir, bir veya iki dilim tam tahıllı ekmekler tüketilmeli veya küçük bir dilim börek simit veya yöresel hamur işi besinlerden herhangi biri tüketilmelidir. Masada domates, salatalık, maydanoz, biber gibi çiğ sebzeler bulundurulmalıdır. Ara öğünle ihmal edilmemelidir. Sık sık beslenme öğünlerde fazla yemeyi engellemektedir. Ara öğünlerde en doğru tercih taze veya kuru meyvelerdir. Bayram tatlıları ana yemeklerden hemen sonra değil, ara öğün olarak alınmalıdır. Şerbetli, kaymaklı, hamurlu tatlılar yerine sütlü ve meyveli tatlılar tercih edilmelidir. 2 baklava veya 1 kase sütlü tatlı gibi porsiyonu aşmayacak ve günde 1 kere olacak şekilde tatlı tüketilmelidir. Tabi bu miktarlar kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir. Ancak şeker hastaları sadece diyabetik tatlılar tüketmelidir. Kurban Bayramı’nda en çok karşılaşılan sorun kabızlıktır. Bu yüzden etli yemeklerin yanında mutlaka bol salata yenmelidir. Böylece hem alınan kalori azalmış, posa miktarı artmış olur. Bir öğünde et tüketilecekse diğer öğünde sebze yemeği tercih edilmelidir. Eğer her iki öğünde de et tüketilecekse miktar yarıya inmeli yanında sebze yemeği olmalıdır.


Kurban bayramı ile beraber sakatat tüketimi de artmaktadır. Özellikle kalp hastalarının, hipertansiyonlu hastaların ve böbrek hastalarının sakatat tüketmesi sakıncalıdır. Yemekleri çok çiğnenmeli ve yavaş yenmelidir. Bol su içilmelidir. Bayram ziyaretlerine arabayla gitmek yerine yürüyerek giderek hareket arttırılmalıdır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.