- 05 Mart 2021 Cuma 14:42

Kadın dayanışması

A
A
A
Kadın dayanışması

"8 Mart Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kadın Girişimcilik Topluluğu ile bir araya gelen TOBB Samsun Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Mihriban Akyüz, “Geleceğimiz, üniversiteli kadın öğrencilerimizin nezdinde üreten, hayata değer katan tüm kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyorum ve 8 Mart’ta dile getirilen sözlerin, anlayışın her daim hakim olmasını temenni ediyorum” dedi.

"8 Mart Dünya Kadınlar Günü" dolayısıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kadın Girişimcilik Topluluğu ile bir araya gelen TOBB Samsun Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Mihriban Akyüz, “Geleceğimiz, üniversiteli kadın öğrencilerimizin nezdinde üreten, hayata değer katan tüm kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyorum ve 8 Mart’ta dile getirilen sözlerin, anlayışın her daim hakim olmasını temenni ediyorum” dedi.


TOBB Samsun Kadın Girişimciler Kurulu’nun desteği ile faaliyetlerine başlayan Ondokuz Mayıs Üniversitesi bünyesindeki “OMÜ Kadın Girişimciler Topluluğu” üyeleri, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) çatısı altında çalışmalarını sürdüren TOBB Samsun Kadın Girişimciler Kurulu’nun İcra Kurulu Başkanı Mihriban Akyüz’ü ziyaret etti. Akyüz, aynı zamanda TOBB Samsun KGK İcra Komitesi üyesi de olan Prof. Dr. Canan Kazak danışmanlığında ve Damla Önle başkanlığında kısa zamanda organize olarak faaliyetlerine başlayan OMÜ Kadın Girişimcilik Topluluğu’na çalışmalarında başarılar diledi. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Akyüz, “Geleceğimiz, üniversiteli kadın öğrencilerimizin nezdinde üreten, hayata değer katan tüm kadınlarımızın da kadınlar gününü kutluyorum ve 8 Mart’ta dile getirilen sözlerin, anlayışın her daim hakim olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.



"Kariyer planlamasında girişimcilik çok kıymetli"


Ziyarette konuşan TOBB Samsun KGK Başkanı Mihriban Akyüz, gençlerin özellikle üniversite döneminde böyle bir girişimde bulunmasının oldukça anlamlı olduğunu ifade ederek, “Bugün sadece üniversiteden diploma almış olmak yeterli değil. Kariyer şekillendirmede üniversite son durak da değil. Fark oluşturmanız, duygusal zekaya, iletişim kabiliyetinize, networkünüze yatırım yapmış olmanız sahip olduğunuz diplomanızı anlamlı kılacak, güçlendirecek olan unsurlar. Sizler bu konuda farkındalığı yüksek gençlersiniz. Kariyer planlamasında girişimcilik çok kıymetli bir alternatif. Kariyer bağlamında olmasa dahi hayatın her alanında girişimci olacağınızı görebiliyorum. Zaten bu topluluğu kurarak girişimci oldunuz. Sizlerin bu topluluk altında edinmiş olduğunuz misyon çok değerli. Zira kadın girişimciliğinin kültürel yayılımını sağlayacaksınız” diye konuştu.



"Kadının iş gücüne katılımı düşük"


Konuşmasında kadın iş gücünün düşüklüğüne de değinen Mihriban Akyüz, “Ülkemiz nüfusunun yarısını neredeyse kadınlar teşkil ederken, maalesef çalışabilir nüfustaki kadınların iş gücüne katılımı yüzde 30. Oldukça düşük. Ekonominin, girişimciliğin, ülkelerin gücünü tayin ettiği bu düzende kadınların varlık gösteremeyişi geleceğimizin önünde oluşturulan bir engel olarak karşımıza çıkacaktır. İşte bu yüzden kadının hayatın her alanında yer alması, ekonomiye katkı vermesi, çok kıymetli. Kadınlar istedikleri zaman her zorluğun üstesinden gelebilir. Biz kadınlar; organizasyon kabiliyeti gelişmiş, duygusal zekası yüksek, empati kabiliyeti üst düzeyde, çok yönlü düşünce becerisine sahip, üstün donatılarla donatılmış haldeyiz. Doğuştan girişimciyiz. Ancak istatistikler bize kapasitemizi atıl durumda bıraktığımızı söylüyor. Lütfen kapasitemizi ziyan etmeyelim. Hem kendimize hem de ülke olarak ortaya koyduğumuz hedeflere engel olmayalım” şeklinde konuştu.



"Pandemiden kadınlar olumsuz etkilendi"


Pandemiden özellikle kadınların çok olumsuz etkilendiğine vurgu yapan Akyüz, şunları söyledi:


“Dünya Ekonomik Forumu’nun raporuna göre dünyada kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması için 100 yıl, eşit ücrete sahip olması için 257 yıl geçmesi gerektiğini biliyoruz. Son dönemde kadınların ekonomik hayatta varlıklarını güçlü kılmak bu süreyi kısaltmak adına başta çatı kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olmak üzere gayret gösterildi. Ancak, son bir yılımızı maalesef pandemi şekillendiriyor. Pandemiden kadınların çok olumsuz etkilendiğini biliyoruz. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin yayımladığı bir araştırma, virüs salgınının kadınlar üzerinde büyük bir baskıya neden olduğunu ve cinsiyet eşitliğindeki 25 yıllık ilerlemeyi tehlikeye soktuğunu ortaya koydu. Salgın döneminde evden çalışmanın ve ev içinde geçirilen zamanın artmasıyla, kadınlar ve kız çocuklarının üzerindeki bakım yükümlülükleri ve ev işlerine harcanan zamanın arttı. Kadınlar ve kız çocukları aynı zamanda artan oranda aile içi şiddetle mücadele etmek zorunda kaldı. Pandemi dönemi sonrasında kadınların işgücüne dönmesinde azalma bekleniyor, buna fırsat vermemeliyiz. Kadının girdiği her alanda başarılı olduğunu, fark oluşturduğunu ve şirketlerin finansal performansına olumlu katkısı olduğunu biliyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize İlhan Palut: “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” Çaykur Rizespor’un teknik direktörü İlhan Palut, “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında yarın deplasmanda Beşiktaş ile karşılaşacak Çaykur Rizespor’da Teknik Direktör İlhan Palut, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Gerekli transferlerle ve takımdaki oyuncularla bu sezona başlayarak kemik bir kadro yapılanması oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Palut, “Bir alt ligden çıkarken bu takıma 25 transfer yaparak takımı değiştirelim. Yeni bir takım kuralım stratejisi ile yola asla çıkmadık. Var olan oyuncularımızın bir kısmı ile yola devam ettik. Amacımız gençlerden oluşan ve gelecekte de kemik bir kadro oluşturmaktı. Bunu sürdürülebilir hale getirmek istedik. Bunun belli başlı riskleri vardı. Dönem dönem çok güzel periyotlar yaşadık, dönem dönem istemediğimiz sonuçlar oldu. Rizespor takımı her sezon yapboz gibi yeni kadro oluşumundan daha istikrarlı bir yapıya gitmekti amacımız. Bugün itibariyle daha iyi olabilirdik ama kabul edilebilir bir sezon geçiriyoruz. Hala en iyisi için savaşmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. “Ankaragücü maçını kazanmalıydık” Beşiktaş maçının kendileri için zor geçeceğini belirten İlhan Palut, “İki hafta önce daha avantajlı bir durumdaydık. Bugün son 4 maç var. Bir adım dezavantajlı duruma düştük. Bundan iki hafta sonra ne hale geleceğini bilemeyiz. Herkes puan olarak çok yakın durumda. Ankaragücü maçını kazanmalıydık. Bizim için iki puan çok önemliydi. Yeni duruma konsantre olacağız. Geri kalan maçlarda hata yapma olasılığımız az. Beşiktaş maçı da bunlardan bir tanesi. Doğal olarak zor bir maç oynayacağız. Beşiktaş’ın tekrar üzerinde bulunan negatif havayı dağıtmak adına reaksiyon gösterecek. Biz de her zaman ki gibi futbol oynamaya çalışacağız. Oradan güzel bir sonuçla ayrılmak isteyeceğiz. Kendi kredimizi biraz tükettik” ifadelerini kullandı. “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” Rizespor ile ligi en iyi yerde bitirmek istediklerini söyleyen Palut, “Beşiktaş ile bir maçımız var. Ona hazırlanıyoruz. Sadece Rizespor’un Beşiktaş deplasmanında en başarılı nasıl olunur günün konusu bu. Bu iş yükseldikçe zor. Baskı arttıkça daha da zor. Hiçbir göreve talip değilim. Ben talip olmam. En zor görev hangisi ise ben ona hazırım. Beni acaba şurası ister mi gibi bir telaşım yok. Bugün Rize’de üretebiliyorum. Bugün tüm konsantremle Rizespor’u yönetiyorum. Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi.
Kayseri Erciyes Üniversitesi ’gelengi’leri besledi Erciyes Üniversitesi ekosisteminin simgesi haline gelen gelengiler için beslenme etkinliği düzenlendi. Erciyes Üniversitesi akademisyenleri, personeli ve öğrencileri baharın gelmesiyle; ’geleni’, ’gelengi’, ’Anadolu sincabı’ veya ’tarla sincabı’ olarak da bilinen minik ve sevimli canlıların beslenmesi için yaşam alanlarına yem bıraktı. Düzenlenen etkinlikte konuşan ERÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oktay Özkan, gelengilerin yaşam alanlarının tespiti ve muhafazasıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini aktararak; "Erciyes Üniversitesi biliyorsunuz sürdürülebilirlik çevre konularında, ekolojik denge anlamındaki çalışmalarda Türkiye’de öncü üniversitelerden biri. Şu anda birçok konularda ciddi başarılar elde ediyoruz. Yine sürdürülebilirliğin birçok alanında farklı derecelerimizi var. Bu anlamda da kampüs içerisindeki ekolojik dengeyi korumak, bu konudaki hassasiyetlerimizi de ortaya koymak adına birçok çalışma yürütüyoruz. Yine Veterinerlik Fakültesi ile ilgili de gelengiler konusunda hassasiyetimiz var. Geçen sene itibariyle izleme komitesi oluşturmuştuk. Bu izleme komitesi gelengilerin kampüs içerisindeki yaşama alanlarının oluşturulması, bu alanların muhafazası ve özellikle popülasyon artışı konusunda birtakım raporlar hazırladı. Biz de bu anlamda destek verdik. Bugün de yine bu alan içerisinde gelengilerle ilgili bir yaşam alanı oluşturulması, onların erken dönemdeki sıkıntısı olan beslenme ile ilgili katkıyı sağlamak için burada bulunuyoruz. Bu anlamda da üniversitenin çok farklı yerlerinde gelengilerin yaşam alanlarının tespiti ve bunların muhafazasıyla ilgili çalışmalar hem bizim hem kulüp vasıtasıyla devam etmektedir. Bu konuda bize desteklerinden dolayı öğrenci arkadaşlarımıza ve hocalarımıza teşekkür ediyoruz. İnşallah bu konuda çalışmalarımız devam edecek" dedi. Üniversite olarak farklı projeler de hayata geçireceklerini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Özkan, "Farkı projelerimiz var. Özellikle güvercinler için bir alan oluşturuyoruz. Üniversitemizin farklı alanlarına yaymakla ilgili çalışmalar var. Yine kedi besleme ile ilgili güzel çalışmalarımız var. Sürdürülebilir bir üniversite kavramı açısından yapılması gereken her şeyi yapacağız" diye konuştu. Etkinliğe katılan akademisyen ve öğrenciler, kampüs içerisindeki gelengilerin yaşam alanlarına yem bıraktı.
Yozgat Boşanma aşamasındaki eşini öldüren kocaya ağırlaştırılmış müebbet hapis Yozgat’ta boşanma aşamasında olduğu eşini bıçaklayarak öldürüp, kayınvalidesini de ağır yaralamaktan yargılanan şahıs, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Kadına ve eşe karşı canavarca hisle ve tasarlayarak kasten öldürme, kayınvalideyi canavarca hisle öldürmeye teşebbüs suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanan sanık M.T.’nin karar duruşması, Yozgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanık M.T., maktul Rabia Temel’in annesi müşteki mağdur Güler Güler, maktul yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu. Savcı mütalaasının okunmasının ardından sanık M.T. savunmasında daha önceki ifadelerini tekrar ederek, beratını ve tahliyesini talep etti. Maktulün annesi Güler Güler ve babası A.G. ise sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Duruşmada tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanık M.T.’ye eşe karşı canavarca hisle ve tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, kayınvalideyi canavarca hisle öldürmeye teşebbüs suçundan ise 19 yıl hapis cezası verdi. Cezada herhangi bir indirim uygulanmadı. “Bu ceza umarım başka kadınların yaşamasına vesile olur” Karar duruşması sonrası açıklamalarda bulunan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin avukatı Arzu Sena Topuz, geçen yıl boşanmak üzere olan Rabia Temel’in eşi tarafından öldürüldüğünü belirterek, "Rabia öldürülürken annesi de yaralandı. Bugün karar duruşması görüldü ve mahkeme heyeti Rabia için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Annesine yönelik eylem için de öldürmeye teşebbüsten 19 yıl hapis cezası verdi. Umarız bu ceza başka kadınların yaşamasına vesile olur” dedi. “Kızımın katili cezasız kalmadı” Rabia Temel’in annesi Güler Güler, "Ben bugün adalet olduğunu söyleyeceğim. Çok şükür. Yavrum geri gelmeyecek ama katil de cezasız kalmasın" diye konuştu. "Adalet yerini buldu" Rabia Temel’in ablası Sibel Eğilmez ise mahkeme heyetine ve avukatlara teşekkür ederek, "Başka Rabialar yanmasın, biz çok yandık. Katil cezasını buldu, çok şükür adalet yerini buldu" ifadelerini kullandı. Yozgat’ta 28 Mart 2023 tarihinde M.T., boşanma aşamasındaki karısını bıçaklayarak öldürmüş, kayınvalidesini ise çeşitli yerlerinden bıçaklayarak ağır yaralamıştı. Olay sonrası gözaltına alınan M.T., çıkarıldığı mahmekece tutuklanmıştı.
Ankara Ortaokullu bilimseverler çevreci projeleriyle dikkat çekti Ankara Şehitlik Ortaokulu öğrencileri, 4006 TÜBİTAK Bilim Fuarı kapsamında tasarladıkları projeleri sergiledi. Öğrencilerden Eren Nadir Bostancı ve Anıl Yıldız, süt kutularında kullanılan dikdörtgen şeklin yerine altıgen kullanmanın hem maliyeti hem de kullanılan malzemeyi azalttığını savundu. Ankara’nın Mamak ilçesinde bulunan Şehitlik Ortaokulunun öğrencileri, 4006 TÜBİTAK Bilim Fuarı kapsamında 17 öğretmen ve 37 öğrenci, oyun oyunlaştırma, doğal afetler ve afet yönetimi ve STEAM temalarının yer aldığı 18 projeyi okul içerisinde kurulan stantlarda sergiledi. Neme duyarlı seramik saksıdan, yağmur ve kar suyunu depolayan sistemlere kadar birçok projenin sergilendiği stantları Mamak Kaymakamı Ali Sırmalı ziyaret etti. “Gençlerimizi bilime teşvik etmek adına büyük bir fırsatın kapılarını aralıyor” Okulda Fen Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan ve projenin yürütücülüğünü üstlenen Ayten Gören, proje ve fuar hakkında bilgi vererek, “Oyun oyunlaştırma, doğal afetler ve afet yönetimi ve STEAM temalarını kapsayan 18 projeyle dolu bir TÜBİTAK 4006 Bilim Fuarı’nda sizlerle bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Etkinliğimiz, bilimin ve keşiflerin önemini vurgulamak, gençlerimizi cesaretlendirmek ve onları bilime teşvik etmek adına büyük bir fırsatın kapılarını aralıyor. Bugün izleyeceğiniz her bir proje; öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin birlikte yürüttüğü uzun ve titiz bir hazırlık sürecinin ürünüdür. 17 öğretmen ve 37 öğrenci, bu projeleri hayata geçirmek için özverili çalışmaları bu etkinliğin başarılı bir şekilde gerçekleşmesini sağladı. Bu fuarda sergilemen projeler, toplumsal sorunlara çözüm arayışlarının bir yansımasıdır. Gençlerimizin, doğal afetlerle mücadele, oyunlaştırma ile eğitim ve STEAM alanındaki yeniliklerle dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirme konusundaki farkındalığı, kararlılığı geleceğe dair umutlarımızı artırıyor” ifadelerini kullandı. Süt kutularını dikdörtgen yerine altıgen yapmak maliyeti azaltıyor Eren Nadir Bostancı ve Anıl Yıldız hocalarıyla birlikte süt kutularında kullanılan malzemelerin maliyetini azaltacak ve çevreye daha az zarar verecek çevreci bir proje yaptıklarını kaydederek, “Günümüzde kullanılan 1 litrelik dikdörtgen süt kutularını inceledik. Aynı miktarda süt alabilecek fakat daha az malzeme kullanabileceğimiz bir süt şişesi yapabilir miyiz diye düşündük. Bu projeyi yaparken doğadan yola çıktık. Arıların bal peteklerini neden altıgen şeklinde yaptıklarını inceledik. Eğer biz de bu şekilde yaparsak maliyeti artıracak mı azaltacak mı diye hesaplama yaptık. Hesaplamalarımız şu şekilde oldu. Dikdörtgen prizmada 1 litrelik bir süt için 700 santimetrekare bir alana ihtiyaç duyuyorken, altıgen prizmada bu sayı 562 santimetrekare bir alana ihtiyaç duyuluyor. İkisini karşılaştırdığımızda yüzde 20’lik bir tasarruf elde etmiş oluyoruz. Bunu günlük hayata geçirdiğimizde hem doğaya hem çevreye hem geri dönüşüme hem de maliyete katkı sağlamış oluyoruz” şeklinde konuştular.