EKONOMİ - 12 Mayıs 2021 Çarşamba 11:42

Orta ve Doğu Karadeniz’in mantarı Samsun’dan

A
A
A
Orta ve Doğu Karadeniz’in mantarı Samsun’dan

Samsun’un 19 Mayıs ilçesinde 1500 m2’lik kapalı alanda üretilen mantarlar Sinop’tan Rize’ye kadar olan sahil illerine gönderiyor.

Samsun’un 19 Mayıs ilçesinde 1500 m2’lik kapalı alanda üretilen mantarlar Sinop’tan Rize’ye kadar olan sahil illerine gönderiyor.


Kültür mantarı yetiştiriciliği son zamanlarda artmaya başladı. 19 Mayıs ilçesinde mantar üretimine başlayan bir işletmeci de 3 yıl gibi kısa bir sürede 120 m2’lik üretim kapasitesini 1500 m2’ye, aylık üretimini de 2 tondan 70 tona çıkardı. Sinop’tan Rize’ye kadar tüm sahil illerine mantar gönderdiklerinin altını çizen işletmeci Kerem Demircan (40), 8 adet daha çadır kurarak üretim kapasitelerini 120 tona çıkartarak tüm Karadeniz illerine mantar satmak istediklerini ifade etti.



“Talebe yetiştiremiyoruz"


3 yıl önce aylık 2 ton üretimle işe başladıklarını ancak şu anda aylık 70 ton mantar üretmelerine rağmen talebe yetişemediklerini dile getiren Kerem Demircan, “3 yıldır mantar yetiştiriyorum. İlk başladığımda 120 m2’lik bir çadırda işe başladım. Şu anda yaklaşık 1500 m2’lik bir alanda üretim yapıyoruz. 15 odamız var. Bunların 7’si istiridye çadırı, 7 tanesi de beyaz şapkalı mantar için. Kestane mantarı üretimine de başlıyoruz. Ürettiğimiz mantarları Sinop’tan Rize’ye kadar sahil kesiminde bulunan illere gönderiyoruz. Marketlere ve semt pazarlarına da mantar veriyoruz. Bu işe başladığımda aylık 2 tona yakın bir üretim yapıyordum. Şu anda 70 tona yakın üretim yapıyoruz. Yakın zamanda üretim kapasitemize 8 oda daha ekleyeceğiz. Şu anda talep çok yetiştiremiyoruz ama semt pazarlarının açılmamasından ufak bir sıkıntı var. Gerisi çok güzel gidiyor” dedi.



“1 odada 65 günde 4 tona yakın hasat yapılabiliyor”


100 m2’lik bir odada 65 günde 4 tona yakın mantar hasadı yapıldığına dikkat çeken Demircan, “Hedefimiz aylık 120 ton arasında mantar üretmek. Yapabilirsek Karadeniz Bölgesi’ndeki talebi karşılayabileceğimizi düşünüyorum. Şu anda mantarın kilosu 10-11 TL arasında gidiyor. Pazarlarda 14-15 TL arasında satılıyor. İstiridye mantarı yüzde 100 pamuk torbalarında yetişiyor. 10 kiloluk torbada 65 günde ortalama 4-5 kilo arası mantar alıyoruz. 100 m2 bin torba alıyor. Yani 1 odada 65 günde 4 tona yakın hasat yapılabiliyor. İstiridye mantarı pamukta, beyaz şapkalı mantar ise fermantasyona uğramış samanda tavuk gübresinde üretiliyor. Üzerine harici toprak seriliyor” diye konuştu.



Başkan Topaloğlu: “Mantar yetiştiriciliği temiz ve karlı bir iş”


Mantar üretiminin ilçeye katma değer kattığını ifade eden 19 Mayıs Belediye Başkanı Osman Topaloğlu, “19 Mayıs ilçesinde Kerem Demircan adlı işletmecimiz 3 yıldır mantar yetiştiriciliği yapıyor. Üretim kapasitesi de her yıl giderek arttı. Yakında da TKDK destekli büyüterek devam edecek. Burada istiridye ve kültür (beyaz şapka) mantarı yetiştiriliyor. Yakında kestane türü mantar da ilçemizde yetiştirilecek. Birçok ile buradan mantar ihraç ediliyor. Mantar yetiştiriciliği temiz ve karlı bir iş. İnsanların et yerine daha sağlıklı ürünlere yönelmesi noktasında da başlangıç olabilir. Mantar yeme kültürü birçok ilde yok. Mantar sanki çok lüks restoran ve marketlerdeymiş gibi algılandı halkımız tarafından. Halbuki fiyatı ete göre son derece ucuz. Protein açısından da oldukça zengin. İnşallah Kerem Bey’in başlattığı bu öncülük ilçemizde sera mantarcılığında bir örnek olacak ve gören arkadaşlarımız da üretime katılarak, Samsun ve 19 Mayıs’ın katma değerini zirveye taşıyacaktır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kızılay’dan 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’nde anlamlı sergi 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü, Kızılay tarafından anlamlı bir sergi ile kutlandı. Karaköy Paket Postanesi’nde açılan “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Kızılay, 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü dolayısıyla “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergi düzenledi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TRT’nin katkılarıyla açılan sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Mektuplar Karaköy Paket Postanesi’nde geçtiğimiz günlerde ziyarete açılırken, ‘8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’ nedeniyle Türk Kızılay tarafından sergi alanında etkinlik düzenlendi. Etkinliğe Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) yetkilileri, diplomatik misyon temsilcileri ile davetliler katıldı. Etkinlikte konuşan Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, “Dünya Kızılay ve Kızılhaç hareketi modern zamanların ilk organize küresel hareketedir. Bu ilk iyilik hareketidir modern zamanlarda. İnsanlığın asırlardır biriktirdiği bu savaşçı ruhuna inat birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelerek, 1.5 asır önce bu gönüllülük hareketini kurdular. Bu hareketin bir diğer özeliği de gönüllülük temeli üzerinde yükselmesidir. Dünyanın farklı coğrafyalarından farklı renklerde, farklı şeylere inanan, farklı dinlere mensup, farklı renklerden birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelmişlerdir bu hareket vesilesiyle. Hareketin kurulmasına, savaş alanında terk edilmiş insanlara ayrım yapmaksızın yardım etme duygusu vesile olmuştur. Sonra bu hareket nerede bir insanı kriz varsa, onun doğurduğu acıları dindirmeyi amaçlayarak bugüne kadar gelmiş, bundan sonra da gidecektir. Bu harekete mensup 191 ülkede birçok iyi insan var. Dünya haritasını önümüze koyup, elimizi nereye dokundurursak biliriz ki orada bu hareketin mensubu gönüllüler, çalışanlar ve onlara destek veren iyi insanlar var. Ülkemiz bu hareketin saygın üyelerinden biridir. Çünkü milletimiz bu harekete güç verir. Bağışçılarımız ve gönüllülerimiz nerede bir insani kriz olsa orada olmamız için bize desteklerini esirgemiyorlar" dedi. Ellialtı, "Bugünün bir başka anlamı da bu mekanda yüzyıllık emanet esir mektuplarını sergiliyor olmamızdır. 1. Dünya Savaşı esnasında düşman ülkelerin eline esir düşüp, ailelerinden haber alamayan, ailelerine haber gönderemeyenler o zamanki Kızılay yani Hilal-i Ahmer Esirler Komisyonuna mektup yazmış, kendi halleri, durumları hakkında bilgi vermiş, ailelerinden bilgi alıp, kendilerine ulaşmalarını istemişlerdir Kızılay’dan. Burada, o günle günümüz arasında ilişki kurmayı sağlıyor bu mektuplar. Çok güzel hikayeler var çok nezih Türkçeyle yazılmış. Bir annenin mektubu var mesela. Oğlunun şurada, şurada esir olduğunu bildiğini ama haber alamadığını ve haber almak istediğini, kendisinden de ona haber ulaştırılmasını istediğini söylüyor. Yine askerlerin mektupları var, nefis bir Türkçeyle yazılmış. O günün ruhunu bugünlere taşıyor adeta. Onlar da yine ailelerinden haber almak, ailelerine haber ulaştırmak adına müracaat etmişler” ifadelerini kullandı.
İstanbul Eda Erdem Dündar: "Bu yazı hepimiz heyecanla bekliyoruz, hedeflerimiz yüksek" A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem Dündar, bu yazı heyecanla beklediklerini söyleyerek, hedeflerinin yüksek olduğunu belirtti. 70. Gillette Milliyet Yılın Sporcusu ödül töreninde 2023 yılın enleri sahiplerini ödüllerini aldı. Tören öncesinde basın mensuplarına konuşan A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem Dündar, "Çok keyifli bir gece olacağından hiç şüphe yok. Bugün burada tüm takım olarak bulunmaktan gerçekten keyif alıyoruz. Umarım herkes için keyifli bir akşam olur. Biz kadın sporcular olarak gerçekten ülkemizde ilgi ve alaka görüyoruz. Ben şahsım olarak konuşmam gerekirse uzun yıllar benim için öncelikli hedefimiz istikrar olmuştur. Oynadığım oyunu her zaman en iyi seviyede yapmaya çalışıyorum. Bunun karşılığını saha içinde ve saha dışında en iyi şekilde alıyorum. Yakın zamanda heykelim de dikildi. Çok mutlu ve mesudum. Benim için unutulmaz şeyler oluyor diyebilirim" şeklinde konuştu. Kariyerini ne kadar daha sürdüreceğinin sorulması üzerine deneyimli voleybolcu, "Öncelikle ben gerçekten voleybol oynamaktan büyük keyif alıyorum. Benim için oksijen ne kadar ihtiyaç ise voleybol da hayatımda o kadar önemli. Vücudum el verdikçe oynamak istiyorum. Kendime 40 yaşına kadar bir hedef koymuştum. Bakalım 40’a az kaldı. Hep birlikte göreceğiz" diye konuştu. "Bu yazı hepimiz heyecanla bekliyoruz" Yazı heyecanla beklediklerini vurgulayan Eda Erdem Dündar, "Önce FIVB Milletler Ligi daha sonra Paris Olimpiyat Oyunları var. Takım olarak çalışacağız. En iyi şekilde Paris’e gitmek istiyoruz. Öncesinde Milletler Ligi’nde seviyemizi görme şansımızı göreceğiz. Hedeflerimiz yüksek. Geçen yaz rüya gibi geçti. Bu sene de ülkemizi gururlandırmaya başarılarımızı devam ettirmek için her şeyi yapacağız. Hedef elbette madalya. Güzel bir yaz olacağına hepimiz yürekten inanıyoruz" ifadelerini kullandı.