KÜLTÜR SANAT - 24 Mart 2023 Cuma 15:45

’Çarşamba Nüfus Defteri’, ilçenin tarihine ışık tutacak

A
A
A
’Çarşamba Nüfus Defteri’, ilçenin tarihine ışık tutacak

Çarşamba Belediyesi, Çarşamba’nın tarihine ışık tutacak ‘Çarşamba Nüfus Defteri 1834-1845’ kitabını yayımladı.

Çarşamba Belediyesi, Çarşamba’nın tarihine ışık tutacak ‘Çarşamba Nüfus Defteri 1834-1845’ kitabını yayımladı. Çarşambalı yazarlar Safa Temiz ve Hasan Topuz’un araştırmalarında oluşan, Osmanlıca kaynakların yer aldığı eser, tarihi niteliği ile büyük önem taşıyor.


Çarşamba Belediyesi, Çarşamba’nın tarihi ve kültürel ögelerini gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. Çarşamba Belediyesi ilk defa bugünün harflerine aktarılarak yayımlanan “Çarşamba Nüfus Defteri 1 (1834-1845)” ile Çarşamba ilçesi ve Samsun bölgesinin nüfus yoğunluğunu, bölgenin etnik yapısını, kültürel varlığını Osmanlı Salname geleneğine ve salnamelerdeki bilgilere bağlı kalarak tek eserde toplayarak bölge insanına ve tarihe kaynak olarak bırakmayı amaçlıyor. Kitabı edinen tarih meraklıları, okurlar; Çarşamba Belediyesi tarafından yayımlanan eserin üzerinde bulunan barkodu, telefonları ile tarayarak kitabın yazarları Safa Temiz ve Hasan Topuz’un kitaba dair bilgileri aktardığı videoya ulaşabilirler. Videoda, kitabın kullanım rehberi ve içeriğine dair bilgiler yer alıyor.



“Önemli bir tarihî kaynak olarak yerini alacak”


Çarşamba Belediye Başkanı Halit Doğan, yayımladıkları “Çarşamba Nüfus Defteri 1 (1834-1845)” ile tarih, doğa ve kültür kenti Çarşamba’nın geçmişine ışık tutan, tarihi bir kaynağı hayata geçirdiklerini belirtti. Belediye Başkanı Halit Doğan, “Karadeniz bağlantı yolu üzerinde bulunan, Yeşilırmak’ın iki yakaya ayırdığı doğa harikası Çarşamba’mız; kültürel birikime, tarihi zenginliklere, doğal güzelliklere, kara yoluna, havalimanına ve üniversiteye sahip olmasıyla bir cazibe merkezidir. Sanat, edebiyat, bilim, siyaset ve bürokrasi alanında önemli insanları yetiştirmiş, kendine has özellikleriyle tarih sayfasında yerini almış, kurulduktan bugüne her daim adından söz ettirmeyi başarmıştır. Osmanlı Nüfus Defterleri ve Salnamelerin gün yüzüne çıkartılması, günümüz alfabesine aktarılması, kendi atalarımızın izini sürmemiz açısından çok kıymetlidir. Değerli hocalarımız Safa Temiz ve Hasan Topuz’un araştırmalarından oluşan, belediyemiz yayınlarından çıkartmış olduğumuz bu eser, uzun uğraşlar ve emekler sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Bu eser, Çarşambamız için önemli tarihî kaynak olarak yerini alacaktır” ifadelerini kullandı.



Çarşamba’nın nüfusunu araştırmak için Osmanlıca öğrendiler


Çarşamba Nüfus Defteri-1 kitabının yazarlarından Avukat Safa Temiz, Çarşamba’nın geçmişine ışık tutmak için Osmanlıca öğrendiklerini ifade etti. Kitap hakkında bilgiler veren Safa Temiz, “Ben avukat, öğretmen Sefa Temiz. Çarşamba yerel tarih araştırmacısıyım. Soy kütüğü araştırmasına merak sardık Hasan Topuz ağabeyim ile birlikte ve 2011 yılında araştırmaya başladık. Atalarımıza, soyumuza, yedi-sekiz göbek ötemize nasıl ulaşırız merakı da bizi Osmanlıca öğrenmeye itti. 1 yılı aşkın bir süre Osmanlıca öğrenme çalışmaları yaptıktan sonra Başbakanlık Osmanlı arşivlerinden aldığımız kayıtları, bugünkü Latin harflerine çevirme çalışmasına başladık. Yaklaşık 1 yılı aşkın bir zamanda da o çevirileri yaptık. 2012 yılında çevirilerimiz bitti. 2013 yılında da internette ’Çarşamba Nüfus Defteri’ diye bunu yayınladık. Bugüne kadar basılma imkanı olmamıştı. Belediye Başkanımız Halit Doğan Beyefendi’nin destekleri ile kitabımız ‘Çarşamba Nüfus Defteri-1’, sadece Çarşamba’daki Müslüman nüfusu içerin 1’inci cildini yayımlamış bulunuyoruz” şeklinde konuştu.



“Nüfus defteri demek; Çarşamba’nın kimlik kartı demek”


Nüfus Defteri’nin Çarşamba’nın kimliği olduğunu dile getiren kitabın yazarlarından emekli ilkokul öğretmeni Hasan Topuz, “Yıllarca Anadolu’nun birçok yerinde öğretmenlik yaptım. Çarşamba doğumluyum, dedelerim Çarşambalı. Okullarda öğrencilerimi yetiştirirken, tarihten bahsederken önce kendi çevremi anlatmak gerektiğini anladım. Yıllar önce ilçemin tarihi ile ilgili araştırma yapmak istedim fakat buna emekli olduktan sonra fırsat bulabildim. Emekli olduktan sonra Çarşamba tarihi ile ilgili araştırma yapmaya başladım. Birçok tarih kitabı okudum. Bu incelemeleri yaptık sonra baktık ki Çarşamba’nın nüfusu ile ilgili 1920’de Hükümet Konağı yanmış ve Çarşamba nüfus kayıtları ortadan kalkmış. Nasıl yapalım da bu kayıtlara ulaşalım derken. Bir hocamız bize ’İstanbul’daki Osmanlı Başbakanlık arşivlerinde kayıtlar olabilir’ dedi. İstanbul’da kayıtları inceledik, elimize 1834 ilk nüfus sayımı ile ilgili kayıtlar çıktı. Fakat Osmanlıca bilmiyorduk. Arkadaşım Avukat Safa Temiz ile birlikte bu kayıtları incelemek için tam 1 buçuk sene Osmanlıca öğrenmeye çalıştık. Ve sonrasında kayıtları inceledik. 2 sene boyunca, 1912 yılına kadar olan Çarşamba nüfus defterlerini inceledik. Çarşamba’dan Tekkeköy, Terme, Ayvacık, Salıpazarı bu çevrenin nüfuslarına ulaştık. Tek tek bütün köyleri inceledik ve Türkçeye çevirdik. Gördük ki Çarşamba’nın nüfusu 1834 tarihine kadar, şehrin içi Rumlardan meydana gelmiş. Daha sonra köylerinin büyük kısmı Türkçe adlardan oluşmuş. Bunlar ya beylerinin ya da geldikleri yerlerin adlarını almışlardır. Şu anda ’Çarşamba Nüfus Defteri’ adlı kitabımıza, Çarşamba Belediye Başkanı Sayın Halit Doğan yakın ilgi gösterdi ve yayınlattı. Bu bizim için çok önemliydi. Çarşamba’nın ‘Nüfus Defteri’ demek; Çarşamba’nın kimlik kartı demek. Çünkü geçmişlerimiz artık biliyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.