GÜNDEM - 22 Kasım 2025 Cumartesi 16:14

Atasam Hastanesi’nde maaş krizi sürüyor: Çalışanlar 4 aydır maaş bekliyor

A
A
A
Atasam Hastanesi’nde maaş krizi sürüyor: Çalışanlar 4 aydır maaş bekliyor

Samsun’da ekonomik sıkıntılar nedeniyle faaliyetlerine ara veren Atasam Hastanesi’nde yaklaşık 200 çalışan 4 aydır maaş alamazken, Samsun Tabip Odası yönetimi hastane önünde açıklama yaparak sağlık emekçilerinin haklarının korunmasını istedi.


Samsun’da faaliyetlerine ekonomik nedenlerden dolayı aran veren Atasam Hastanesi’nde yaklaşık 200 personelin 4 aydır maaşlarını alamaması üzerine Samsun Tabip Odası Yönetimi hastane önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Samsun Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Canan Seren de katıldı. Prof. Dr. Seren burada yaptığı konuşmada, Atasam Hastanesi’nde yaşanan süreci yakından takip ettiklerini belirterek, "Atasam Hastanesi’nde yaşanan gelişmelerin ardından bu kurumda çalışan meslektaşlarımıza ve sağlık çalışanlarına yönelik sorumluluğumuz gereği bu açıklamayı kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Bir süredir hastanede çalışanların özlük hakları ve ödemeleri ile ilgili sorunlar yaşandığını duyuyoruz. Özel bir sağlık kurumunun hizmet dışı kalması hem hizmet erişimine hem de niteliğine olumsuz yansıyabilir, uzun vadede sağlık hizmetlerinde tekelleşme riskine yol açabilir. Tabip Odası olarak önceliğimiz hekimlerin mesleki onurunun ve tüm sağlık çalışanlarının haklarının korunmasıdır" dedi.



"Çalışanlara ücretsiz izin önerildi ve açıldığında geri dönülebileceği belirtildi"


Açıklamada hastane çalışanları adına söz alan, hastanede görev yapan Bahar Gül, yönetimin kendilerine süreçle ilgili bilgilendirme yaptığını ifade etti. Gül, "Hastane yönetimi faaliyetlerini durdurduğunu ancak kapatma kararı olmadığını, eksik branşların tamamlanarak yaklaşık 6 aylık süreçte tekrar faaliyete geçileceğini söyledi. Çalışanlara ücretsiz izin önerildi ve açıldığında geri dönülebileceği belirtildi. Alacaklarımızın arabulucu kanalıyla kayıt altına alınacağını, bu işlem sonrası işten çıkışların yapılacağını ilettiler. Bir kısmımız rapor alacak. Ayrılanlar için ödemelerin ocak ayından itibaren kayıt altına alınacağını söylediler. Borçların yapılandırılması için bankalarla görüşüldüğünü, borçların tek seferde kapatılamayacağını ancak ocaktan itibaren planlama yapılacağını belirttiler" diye konuştu.



Atasam Hastanesi’nde maaş krizi sürüyor: Çalışanlar 4 aydır maaş bekliyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ kitabı tanıtıldı Muhabirler Derneği üyesi 42 gazeteci tarafından yazılan ’Son Dakika-Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ kitabı Ankara’da tanıtıldı. Ankara merkezli olarak 29 Ağustos tarihinde faaliyete geçen Muhabirler Derneği (MUHABİR-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Berrin Yücesan önderliğinde bir araya gelen 42 gazeteci kendi hikayelerini kaleme aldı. Gazetecilerin haberde yaşadığı hikayeleri anlattığı ’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ kitabı tanıtıldı. Programa, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, Etimesgut Kaymakamı Özden Bozkurt, Emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Hasan Yücesan, MUHABİR-DER Başkanı Berrin Yücesan, MUHABİR-DER Başkan Yardımcıları Demet Keser Soyuçok, Beyazıt Cebeci, Oya Armutçu, Emrah Alparslan Konukman, Erden Karaoğlu, İsmail Umut Arabacı, Hülya Keklik, MUHABİR-DER Genel Sekreteri Hilal Türkmenoğlu, MUHABİR-DER Saymanı Yeliz Uslu Aslan, MUHABİR-DER Yönetim Kurulu Üyeleri Sevim Taşdelen, Teoman Korkmaz, Selçuk Böke, MUHABİR-DER üyeleri ve davetliler katıldı. Ankara Valisi Vasip Şahin ise etkinliğe, kitabı ve MUHABİR-DER’i tebrik eden yazılı mesaj ile katıldı. "’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ 42 gazetecinin sahada yaşadıklarının ortak sesidir" Yalnızca bir kitabı tanıtmadıklarını, bu mesleğe adanmış hayatları, sahadaki acıları, umutları ve gerçeğin peşinde verilen mücadeleyi geleceğe taşıdıklarını ifade eden MUHABİR-DER Başkanı Berrin Yücesan, "’Son Dakika - Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ 42 gazetecinin sahada yaşadıklarının ortak sesidir. Yağmurun, karın altında, enkazın başında, savaş alanlarında, kimi zaman hayatı pahasına gerçeğin izini süren meslektaşlarımızın kaleminden dökülen hakikatin sesidir. Çünkü sahada attığımız her adım yalnızca bir haber değil, aynı zamanda bir insanlık görebilir bu geceyi özellikle Filistin’de gerçeği dünyaya duyurmaya çalışırken şehit olan, yaralanan tüm gazeteci meslektaşlarımıza adıyoruz. Onların cesareti bize bu mesleğin kutsallığını ve ağırlığını bir kez daha hatırlatıyor" diye konuştu. "Kitabı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kütüphaneye de koyacağız" Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu ise muhabirliğin çok zor bir meslek olduğuna değinerek, "Muhabirler, bizi haberle buluşturmak için hayatlarını ortaya koyuyorlar. Savaş alanlarında, Gazze’de yapılan soykırımı haberleştirirken Allah onların yardımcısı olsun. Görevi başında şehit olanlara Cenab-ı Hak rahmet etsin. Bu görevi en zor şartlarda yürüten bütün arkadaşlarımıza Allah yardımcı olsun. Biliyorsunuz biz yazıyı bulan ilk milletlerden biriyiz. Yani bugün dünyanın sahibi olduğunu iddia edenler, daha dünya tarihinde yerleri yokken biz devletimizin manifestosunu taşlara yazı olarak yazmışız. 40 küsur arkadaşın meydana getirdiği bu eser okuyucularla buluştukları zaman muhabirliği gerçekten ne kadar çetin ama bir o kadar şerefli bir görev olduğunu görmüş olacaklar. Bu kitap geleceğe de onların yaşadıklarını kendi meslektaşlarına da aktarmış olacak, topluma da aktarmış olacak. ’Söz unutulur, yazı kalır’ sözünden hareketle böyle bir eseri meydana getiren arkadaşlara da çok teşekkür ediyorum. İnşallah kitabın bir tanesini alacağım. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kütüphaneye de koyacağız. Bir tanesini de beyefendiye arz edeceğiz" ifadelerini kullandı. "STK’larımıza, derneklerimize mekan ve her türlü desteğe vermeye hazırız" Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu ise muhabirliği doktorluk gibi gördüğünü dile getirdi. Mumcu, şöyle konuştu: "Bugün buraya gelme sebebimiz birbirinden kıymetli üstatlarımızın yaşadığı olayları ve gördüğü gerçeklikleri kaleme alması. ’Söz uçar yazı kalır’ bu anlamda çok kıymetli bir konu olduğunu da hepinizin huzurunda bir kez daha ifade etmek istiyorum. Biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu tarz STK’larımıza, derneklerimize mekan ve her türlü desteğe vermeye hazır olduğumuzu bakanımızın da selamlarını ileterek sizlere söylemek istiyorum." "Muhabirliğin bir ruhu vardır ve bunu yapay zeka karşılayamaz" İnsanları haberden bihaber yapmayan muhabirlerle bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu aktaran İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan ise şu şekilde konuştu: "Gerçeğin peşinde koşan, dertleşen, büyük mesai harcayan özel bir mesleğin mensuplarıyla bir aradayız. Eski dönemlerde gezginler vardı. Köy köy, şehir şehir gezer. Gördüğünü yazar, kitap hazırlardı. Fakat sadece kitap yazmak, anı yazmak değil. Gittiği yere geldiği yerin de haberini götürüp bir anlamda habercilik yapan seyyahlar vardı. O günlerden bugünlere gelindi. Şimdi de daha ötesi acaba ’o gezginlerin görevi bitti, muhabirlerin de bitecek. Yapay zeka bu görevi alacak’ tarzı söylemler başladı. Fakat kim ne derse desin tabii ki yapay zekaya veri yükleyeceğiz. Sonuç alacağız, metin alacağız ama muhabirliğin bir ruhu vardır ve bunu yapay zekanın karşılamasının imkanı olmadığını iddia ediyoruz. Çünkü yapay zeka ne yazarsa yazsın, bir muhabirimizin savaş alanındaki heyecanını, bir yangın ortamındaki terini, bir toplantının saatlerce sürüp heyecanla anlatılmasını yapay zekanın yapma ihtimali yok. Yani zekanın adı ne olursa olsun muhabirlik yok olmayacak." Etkinlikte, hatıralarını kitaba yazan 42 gazeteciye plaket verildi.